Çakma Hastrbuk Hanedanı / Kıymet Nadir BİNDEBİR

Çakma Hastrbuk Hanedanı / Kıymet Nadir BİNDEBİR

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Ağu 19, 2015 14:50

Çakma Hastrbuk Hanedanı

Gerçek servetlerinin miktarı hiçbir zaman öğrenilemedi. Rivâyet 20 ila 60 milyar dolar arası.

1979’da İran’dan kaçan prens, prenses toplam 63 Pehlevi Hanedanı mensubunun İran petrol gelirlerinin büyük kısmına el koyduğu, hatta uyuşturucu kaçakçılığından pay aldığı biliniyordu. Şah Rıza’nın kızkardeşi Eşref emlak, inşaat sektöründeydi, Şah’tan daha zengindi.

Pehlevi’lerin İran dışında, Seyşel Adaları’ndan Brezilya’ya kadar yatırımları, 207 şirketleri, çokuluslu şirketlerde hisseleri vardı.

İran Merkez Bankası Pehlevilerin kontrolündeydi ve Hanedan döviz kuru değişimlerinden de para kazanıyordu.

Sadece İran Milli Petrol Şirketi’nin ihracatından Pehlevi ailesinin payına düşen yılda 2 milyar dolardı.

Pehlevi’ler İran’ı üç ayaklı tezgâhla soydular: Pehlevi Vakfı, Omran Bankası ve Özel Muhasebe Bürosu’nu kurdular.

Pehlevi Vakfı –sözde- yardım, öğrencilere burs verme gibi ulvi amaçlarla kurulmuştu. Gerçekte, Şah Rıza ve ailesine ait 26 şirketin varlıklarının toplandığı bir havuz, Hanedan üyelerinin cebine para aktarımı sağlayan bir kanaldı.

Pehlevi’lerin İran’ın tüm bankalarında parası vardı, ancak yurtdışına para transferi yapmak istediklerinde Omran Bankası’nı kullanıyorlardı.

Şah’ın mali operasyonlarını yürüttüğü üçüncü ayak Özel Muhasebe Bürosu, resmi olarak o şekilde kayıtlı olmadığı halde holding şirket gibi çalışıyordu (buradaTuncay Mollaveisoğlu’nun Görünmez Holding kitabını anmalıyım).

Şimdi… Yukarıdakilerin yerine Bilal’in TÜRGEV, Sümeyye’nin kadın bilmemne vakfı, Vakıflar Bankası, TMSF ve TOKİ’yi koyunuz. Üzerine Albayraklar, Cihan Kamer, Remzi Gür, Reza Zarrab, Erdoğan Bayraktar gibi adları ‘kasa’yı çağrıştıranları ekleyiniz…

Sendikaların kapatıldığı, partilerin yasaklandığı baba Rıza Şah dönemini bırakıp sadece oğul Rıza Şah döneminden bahsediyorum;

Bir suikast söylentisinden sonra sıkıyönetim ilân edip İran’daki komünistleri kitleler halinde tutuklattı.

Basında, Hanedan ailesi aleyhinde haber yapılmasını yasakladı.

1963’te Homeyni’nin başını çektiği kitlesel gösteriler sırasında Jaleh Meydanı’nda en az 15 bin kişiyi öldürttü.

70’li yıllarda en az 300 siyasi mahkumu idam ettirdi.

O yıllarda, Pehlevi Hanedanı diktasını eleştiren binlerce aydın, sanatçı, öğretim görevlisi, film yönetmeni, yazar, gazeteci akıl almaz işkencelerden geçirildi.

Pehlevi diktasını birarada tutan zamk; milyarlarca dolarlık yolsuzluk (soygun) ve despotizmdi. Bürokratlara da soygundan pay vermeden Pehlevi’lerin İran’ın kanını emmeleri mümkün olamazdı.

Homeyni döneminde İran Merkez Bankası, 1979 yılında yurtdışına milyarlarca dolar para transferi yapan 177 bürokratın listesini yayınladı. Aralarında Sağlık Bakanı, Tahran Belediye Başkanı, İran Milli Petrol Şirketi Direktörü gibi isimler vardı.

Tacı tahtı terkedip İran’dan kaçmadan az önce, 1978’de Şah Rıza İran halkına şöyle sesleniyordu:
“Geçmişteki hatalarımızı, yolsuzlukları, kanunsuzluğu, adaletsizliği tekrarlamayacak, her açıdan düzeleceğiz. Anayasa, sosyal adalet ve halk iradesine dayalı, yolsuzluktan ve baskıcılıktan uzak bir gelecek sözü veriyorum.”

Yüzlerine bütün kapılar kapanan Pehlevi’ler, sürgündeyken aslında ABD elinde rehindiler.
Fransa, İsviçre, Monako Pehlevi ailesini barındırmayı reddetti. Meksika ve Kanada başvurularına cevap bile vermedi. ABD “sonra bi düşünürüz” dedi, İngiltere “çıkarlarımıza uygun değil”.

Henry Kissinger, David Rockefeller ve Jimmy Carter aracı olunca Bahama adaları üç aylığına sığınma başvurularını kabul etti. Üç ay bitmeden ülkeden çıkmaları ihtar edilince yine Kissinger araya girdi, Meksika’yı Pehlevi’leri kabule ikna etti.

Şah’ın ölümünden az önce “tıbbi bakım” özel izniyle ABD’ye gidebildiler. Şah hastaneden taburcu edilir edilmez de Teksas’ta bir hava üssüne götürüldüler.

Güney Afrika’ya sığınma başvuruları reddedildi. Panama’da ev hapsine alındılar.
Farah Pehlevi Enver Sedat’ın karısı Cihan’a yalvarınca Mısır’a kabul edildiler. ABD Başkanı Carter Sedat’a telefon açıp Pehlevi’leri Mısır’a almamasını söyledi. Sedat Carter’ı dinlemedi. Pehlevi’lere Kahire’de bir saray tahsis etti. Şah kanserden Kahire’de öldü.

Şah’ın çocuklarından Leylâ, 31 yaşında kokain ve uyku ilacı karışımıyla, oğlu Ali Rıza da 45 yaşındayken silahla intihar etti.

Farah’tan önceki karısı Süreyya Alman asıllıydı, Almanya’da öldü. Süreyya’yı boşarken 50 milyon dolar nafaka vermişti. Mirasçısı olmayan Süreyya öldüğünde, mücevherleri, emlâkı ve nakit tüm serveti Alman devletine kaldı, Almanya’da çöp toplama hizmetleri yürüten bir kuruluşa devredildi.

Şah’ın ölümünden sonra Homeyni rejimi ABD’den Şah’ın kaçırdığı serveti talep ettiyse de, ABD “Pehlevi’lerin servetinin ne kadar olduğu bilinmemektedir. Hanedan mensuplarının ABD’deki mal varlıkları kendi adlarına değil sahte isimlerle veya Antil Adaları’nda hayali şirketler üzerine kayıtlıdır. Tesbiti imkansızdır” dedi.

Tahran’da ABD Büyükelçiliği basılıp 60 Amerikalı rehin alındığında, Homeyni rehineler karşılığında Pehlevi’lerin ABD’deki servetinin 36 milyar dolarlık kısmını talep etti, nasihat aldı.

İran istihbaratı SAVAK’ın Şah dönemindeki üst düzey yöneticisi Pervez Sadeghi “Homeyni rejiminin başarısını getiren Şah döneminin ağır yolsuzluğu, soygunudur” demiş.

ABD’nın hafızasında, Ortadoğu’da ağır siyasi soygunlardan sonra şeriat rejimine sempatiyle bakılacağı yolunda İran laboratuvarında denenmiş şablonun başarısı vardır.

Ülkenin enerji kaynaklarını, Hazine arazilerini, yalıları, sarayları sahte isimler, ‘kasa’lar üzerinden kendisine tapulayanlar, sahipleri götüne tekme vurduğunda Brunei Sultanı’na mı sığınsam Malezya Kralı’na mı diye debelenirken biz yanmış, yakılmış, toprağı siyanürle suyu asitle zehirlenmiş bu coğrafyada açlıktan kıvranıyor olacağız.



İngiltere Kraliyet ailesinin toplam yıllık gideri 55 milyon dolar. Ankara’daki kaçaksaray’ın sırf bir aylık elektrik faturası 460 bin yani yıllık 5,5 milyon dolar.

Saray’ın uçaklarına, helikopterlerine, arabalarına ne harcanıyor bilemiyoruz.
Kaçaksaray’ın sırf yıllık temizlik gideri 37 milyon dolar. Emine hanım elma kabuğundan sirke üretmese bu rakam kimbilir kaç olurdu.

Yani, bizim hanedanın sadece elektrik ve temizlik gideri yılda 42,5 milyon dolarken, İngiliz vergi mükellefinin toplam masrafı yılda 55 milyon dolar olan Kraliyet ailesine neden isyan ettiğini anlayamıyorum. Bunun daha güvenliği, ısıtması, personel maaşları hatta Sümeyye’nin atlarının bakımı falan var…

Recep Erdoğan’ın dört yıl önce sarfettiği bir cümle için “söylediği en tehlikeli şey” diye düşünmüştüm, dört yılda o cümleden daha tehlikeli bir şey söylemedi: “Bu milletin kiracı değil ev sahibi olduğu bir Anayasa yapacağız.”

Yani, bir sabah kalkacağız ne elimizdeki tapunun hükmü kalmış ne tapu dairesi. Çiftçi tarlaya çakılmış su saatinin faturasını İngilizce almaya başlamış.
Bu cahil ötesi düşük zeka adamların konuşmaları tıkma Amerikan akılları. Yaptıracakları işin önce tersini söyletiyorlar adama.

Vatanseverlere, TSK’ya sahip çıkanlara “darbeciii, postalcııı” diye çemkirenler, o sabah duble yollardaki Amerikan tanklarına karanfil atıyor olacak.

Bir sabah kalkacağız ki, bizim hanedan nakit parayı, külçe altınları uçaklara doldurup tüymüş. Havada dönüp duruyorlar, güvendikleri hiç bir ülke sığınma başvurularını kabul etmiyor. Türkiye’de el koydukları kupon arazileri Araplara, İngiliz’e, Malezya’lıya devretmişler, meğer asıl mülkleri Amerika’daymış. Sahte isimlerle, sahte şirketler adına tapulu…

Şimdi Recep’in “hatalarımız oldu, telafi edeceğiz” konuşmasını bekliyorum. O konuşmayla tüymelerinin arasında en fazla bir yıl olacak.

Mahkeme-i kübra’ya dini inancı olan inansın. Benim ne Yüce Divan’a inancım kaldı ve ne de adaleti Lahey’den beklerim.



Kıymet Nadir BİNDEBİR, 10 Ağustos 2015
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x