gönderen Ram » Çrş Kas 05, 2008 1:59
Çetinim, bizimkisi "Ankara palavrasına" karşılık mizahi bir yaklaşımdır. İçerik ise, -doğru yanları varsa dahi- iki taraflı psikolojik harp gerekçeleriyle yazılmıştır. Bir tarafı bize ve bölgeye, diğer tarafı ise kendi halkına işler. Amerikalı övünür, Türk dövünür misâli... "CİA mensupları emekli olmaz" diyerek bunu noktalayayım.
Bunun yanında, söylediğin gerçekleri gözardı eden nâmerttir. Fakat senin dediklerinden de ileri bir şey yazamayız. TSK'nın iki bin yıllık geçmişine saygımızdan, çoğu zaman sîneye çektiğimiz daha birçok küçük mevzular da vardır. Bu yetmiyormuş gibi, TSK üzerinden Türk Milleti'ne (TSK'ya değil, Türk Milleti'ne!) saldırılması sebebiyle olsa gerek, kurumdan çok şahıslara tavır almak durumundayız. Bu konuda şahıs yok, kurum var. E başta da belirttiğim gibi, kuruma karşı senin nâzik sözlerinden daha ileri yazamayacağım.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.
Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!