CIA uzmanları da 'inadına açılım' diyor!

Türkiye öyle bir ülke oldu ki, teröristler sınırda devlet töreni ile karşılanıyor, üç-beş dakikalık sorgudan sonra nasıl ifade vermeleri gerektiği kendilerine bildirilerek hakim önüne çıkarılıyor, ifadelerinde terör örgütünün başı tarafından görevlendirildiklerini söylemelerine rağmen bu sözler zapta geçirilmiyor ve serbest bırakılıyorlar. Bununla kalsa iyi! Teröristler, Güneydoğu illerinde siyasi gezilere katılıyor, propaganda yapıyor!

Buna karşılık Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy’i, protesto eden 31 öğrenciye, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettikleri” gerekçesiyle, 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açılıyor.

Bitmedi, savcılık, 31 öğrenci hakkında aynı eylemle, “görevli memura mukavemet” ve “kamu malına zarar vermek” suçlarını işledikleri iddiasıyla da ayrı bir soruşturma sürdürüyor.

* * *

Demek ki ABD, İngiltere ve İsrail politikalarına uygun davrananlar, açılım paralelinde hareket edenler, terörist bile olsa ödüllendiriliyor, karşı çıkanlar ise bir şekilde cezalandırılıyor.

İşte gazeteci Nedim Şener, “Hrant Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” adlı kitabında “yasaklanan bilgileri temin etmek ve açıklamak” ile “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” iddialarıyla yargılanıyor.

Ben kitabı okudum. Ne bir hedef gösterme var ne de en küçük bir yanlışlık! Cinayetin öncesi ve sonrası, kamu görevlilerinin kendi resmi beyanları esas alınarak incelenmiş. Bir kişinin öldürüleceğini bile bile gerekli tedbirleri almayan, görevini ihmal edenler ortada dururken, konuyu kitap halinde inceleyen gazetecinin yargılanması ile adalet yerini bulmuş mu olacak?

* * *

Açılımın, Amerikan kaynaklı olduğu da o kadar belli ki süreci etkileyen DTP’yi kapatma kararına karşı yeni partinin nasıl olması gerektiğini bile söyleyebiliyorlar. Anadolu Ajansı, işi gücü bırakmış, Amerika’da düşünce kuruluşu adı altında faaliyet gösteren CIA uzmanlarından görüş alıyor. Buna göre Joshua Walker adlı “uzman”, Türkiye’deki “tüm Kürt partilerinin kapatıldığını” ileri sürdü. Anadolu Ajansı muhabiri, ABD’de etnik kimliğe dayalı bir parti, mesela “Kızılderili Partisi” kurulup kurulamayacağını sormamış tabii!

Joshua Walker, DTP’nin kapatılmasının “demokratik açılım” sürecini durdurmayacağını savunarak, hükümetin konuyla ilgili elinden geleni yaptığını söyledi. Joshua Walker coştu bir kere, Tayyip Bey gibi “inadına açılım” diyor.

DTP’nin kapatılmasıyla birlikte “demokratik açılımın da kapandığı” yönündeki sözlere katılmadığını vurgulayan açılımın mimarı Henry Barkey ise Erdoğan’a akıl vererek “Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşması yapıp, açılımın içeriğini daha açıkça anlatmalı ve somutlaştırmalı!” dedi.

* * *

Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz da açılım konusunda iktidarın attığı adımları ’kararlı va cesur’olarak nitelendirdi ve “Bizim tamamen desteğimizi gören bir açılımdır” dedi.

Cuntz, Almanya’da barınan PKK ve DHKP-C gibi terör örgütü üyelerinin iadesinin ise ayrı bir konu olduğunu söyledi!

Yani Almanya hem teröristlere yataklık edecek hem de o teröristler için yapılan açılımı destekleyecek!

“Adalet” ve “açılım”dan fotoğraflar böyle!


Arslan BULUT / YENİÇAĞ, 17 ARALIK 2009

Türkiye'nin köylüsünü eğitmek için Köy Enstitülerini bile engelleyebilen bu işlere bile el uzatan azgınların diğer konulara el uzatmalarına şaşmamak gerekir.

1980 sonrası netleşen bir tavırla dış güçler tarafından yönetildiğimizi bilirdik ancak; bu kadar aleni beyanatta bulunamazlardı. Bizim de liderlerimiz, bunları direkt alıp halkına dayatmazdı. En azından ilişikte olduklarını net olarak hissettirmezlerdi. Gelinen noktada, yapacaksın diyorlar, yapılıyor, Tayyip'e sadece aracı olmak, ulaklık, düşüyor. İnsanı da kahreden bu nokta, olaylar bu kadar ortadayken, milli duruşu gösterecek bir liderin, mecliste varsa hala meclisten, veya da diğer mecralardan birinin hop ne oluyoruz kardeşim diyip buna son vermesinden her geçen gün biraz daha uzaklaşıyoruz. Artık ne sınırlar kaldı ne kırmızı çizgilerimiz. Her bir yandan teslim olmuş durumdayız neredeyse. Biz üç-beş kişinin direktifleriyle devlet yöneten bir milletin nesilleri değildik. Ne oldu bize ne değişti.