
(ya da Cumhurbaşkanı Gül, teröre yardım ve yataklık eden Başbakan Erdoğan Hükümeti'ni neden lağvetmiyor ve/veya Gökçek'i, Barzani'yi niçin tutuklatmıyor?!)
“Zorluklar ne kadar büyük olursa, onların altından kalkmakla erişilecek ihtişam da o derece parlak olur. Usta kaptanlar, maharetlerini ve saygınlıklarını atlatmış oldukları fırtınalarda elde etmişlerdir.”
Epiktetus
....................
Kayıkçı kavgası?!
Gül / Erdoğan saflaşması?!
Abdullah Gül, Meclis açılış konuşmasında, Erdoğan'ın ambargo koyduğu ulusalcı basını sahiplendi.
Turkuaz Ulusalcı (!) basın da, Fehmi Koru başta olmak üzere Gül'ü sahiplendi!
Zaten uzunca zamandır flört halindeydiler.
F'Ulusal Medya?!
Gül'ün konuşmasında çözüme yönelik ortada somut hiçbir şey olmadığı halde, sadece tavsiye vardı, Erdoğan tarafından sansürlenen o gazetelerin manşetlerinde bugün Abdullah Gül vardı.
Demokrat ve çağdaş özellikleri ile manşete layık bulunmuştu.
Aynen İzmir'i almak için sadece kağıt üstünde proje geliştiren Binali Yıldırım'a, plaket, ödül, paye verme yarışına giren, bazı oda, dernek ve yerel gazete başkan, sahip örneklerinde olduğu gibi!
Gül'ün aksi iddia edilemeyecek argümanları seslendirmesi bazılarının hoşuna gitmiş olabilir.
Ne var ki, altını çizerek hatırlatmak isterim:
Gül, muhalefetteki bir vekil değil!
İşsiz, hapisteki muhalif gazeteci hiç değil!
Akademisyen de değil!
MİT'in analist kadrosundaki sorumsuz danışman hiç değil!
Bilakis, Cumhurbaşkanı makamında oturuyor!
Ne zaman da ortada çözülmesi gereken bir mesele olsa kayboluyor.
Görünmez olunca, sorumluluktan kurtulabileceğini zannediyor.
Akıl vermek kolay, yapmak o kadar kolay ise Gül de yaptırsın o zaman!
Yapmıyor ise o zaman da Erdoğan'ı hemen görevden alsın!
Yani?!
Devletin tepesinde köşe yazarı, akademisyen, muhalif vekil havasında "eleştiren vücud dili" içinde değil, aksine "çözümü üretecek, geliştirecek" olan makamda oturuyor.
Önemle hatırlatırız.
Gül, ortak akıl'ı harekete geçirecek ve/veya geçirmesi gereken makamda bulunuyor.
İsterse tarafsız cumhurbaşkanı (!) olarak hükümeti lağvedebilir!
PKK'ya destek vermekten, Türkiye'de akan, akıtılan kanın sorumlusu olarak Barzani'yi tutuklatabilir.
Neo Oslo süreci ve/veya hüküm giymiş Apo ile müzakere eden ve Barzani'yi ağırlayan Erdoğan Hükümeti'ni ulusal güvenliği tehlikeye atmaktan düşürüp, bu kanlı işe bulaşanları ise tutuklatabilir.
(Yolsuzluk, diş kirası, enerji bahşişleri; AKP & Gülen iktidarında ulusal güvenliği tehdit eden en büyük kara delik!)
Bu kapsamda Kraliçe'nin Gül'ünün, değiştirmek için ter akıttıkları Anayasa'da, Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetklileri bölümünü bir kez daha okumasında fayda var.
Kaldı ki, çuvaldızın ucu kendilerine dokundu mu, benzer davalarda da görüldüğü üzere, yargı'ya anında müdahele edilebiliyorlar.
(Deniz Feneri, Abdullah Gül'ü ifadeye çağıran Hakim Osman Kaçmaz operasyonu, ki dosyayı kimin gündeme getirdiği de sır değil, Meclis'te dokunulmayı bekleyen dosyalar, Sabah'ın; Telekom'un özelleştirme süreci, Gökçek'e bir türlü dokunmayan koruyan ak irade vb gibi, MİT'in Fidan'ın ifadeye çağrılamaması, özel izne tabii tutulması.)
Muhalif kesimden dokunulmayan kalmadı, Genelkurmay Başkanı terörist diye içerde tutuklu!
Ak camiaya gelince, başta yeni medya patronu Gökçek olmak üzere dokunabildikleri kim var?!
Demem o ki:
Gül, Türkiye'de yaşanan kor'düğümün "1 numaralı" sorumlusudur!
Devleti kötü yönetmektedir, kötü hakemdir.
Saddamlaştırılan Erdoğan portresi üzerinden kendisini ak'laması da mümkün değildir.
AKP, küresel aksta, boyundan büyük pisliklere bulaşmış, bir siyasi rant organizasyonudur.
Arap & Kürt Partisi ve/veya enerji bazlı operasyonun toksik / zehirli, tükenmiş varlığı!
Çankaya'daki Apo'nun ve/veya Kraliçe'nin Gül'ünün, "Stratejik akıl"ı olmayan ve F'MİT üzerinden yönlendirilen muhalefet ve/veya sözde muhalif medyayı arkalayarak, "insan zekası" ile alay eden açıklamalar yapmak yerine, sorunun nihai çözümüne yönelik adımlar atması şarttır.
Elzem!'dir
Sahte Laik'lerin zekası ile alay edebilir ama biz satın almıyoruz.
Demem şu ki:
O adımları atamıyor ise çekilecek, tadında bırakmasını bilecek!
Kaldı ki, ilkokul müsameresi değil bu, kim daha iyi nutuk çekerse onu birinci seçmiyorlar!
"Kırmızı kurdele" takmıyorlar.
Devlet yönetmek, nutuk çekmekten ibaret değildir.
Gül, madem AB demokrasisinden yana taraf, o zaman "Silivri kepazeliği" hakkında nutuk değil, çözüm, çıkış yol'u üretsin de görelim!
Zaten bir şey yapılmasa da alkışlamaya hazır yalak yavşak yazar takımından çokça var.
Devir değişti, artık para basmadan da kendi kendilerine yoktan yere alkış tutabiliyorlar.
Sözün özü:
Ha(z)cı abiler, Erdoğan, Türkiye'yi diktatörce yönetiyor ve/veya başka bir dünyaya taşıyor ise The İmam bu haltları yerken, The Muhtar ve/veya Gül o sırada neredeymiş?!
Muhalif basın ne yazmış, hangi ters katkı ile AKP'nin oylarını yüzde 50'nin üstüne taşımasına imkan sağlamış?!
Gül o sırada, F'Koru ile birlikte, Pollyanna Davutoğlu vs yanyana, kumsalda kumdan şatolar yapıp, arap baharı kapsamında çamlar devirmekle mi meşgulmüşler?!
Sıfır Sorun ve/veya no problem?!
Netice:
Hükümlü teröristbaşı Apo ile sözde hüküm giymiş Engin Alan'ı aynı kefeye koyan, koyduran, Genelkurmay Başkanı Başbuğ üzerinden TSK'ya terörist muamelesi yapan, yaptıran, yapılmasına göz yuman "devlet katında" makam mevki sahibi her kimse...
Doğru soru işte bu noktada başlıyor?!
Kim?!
Çankaya'daki Gül değil mi?!
Başka?!
Erdoğan!
Başka!?
Topaç & Çiçek!
O zaman TSK'nın komutanlarını Apo şerefsizi ile aynı kefeye koyan, TSK ile PKK'yı terör örgütü başlığı üzerinden eşlemeye çalışan, yeni Anayasa üzerinden ulus devleti, Atatürk Türkiyesi'ni ortadan kaldırmaya çalışan her kimse, işte o:
Alçaktır.
Haindir!
Şerefsizdir.
Veled-i zinadır.
Hayatta kalırlar ise Yüce Divan'da hesap verecek olandır.
Full STOP!?
..............................
Kimdi bu adam?
7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. 8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı...
10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı.
17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.
24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.
25 yaşında sürgüne gönderildi...
27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı kendisinin de üyesi bulduğu derneğin çalışmalarıyla kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu.
30 yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya
çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline geçti.
30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
37 yaşında böbrek hastalığından Viyana'da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.
37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu, dağıtıldı.
38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.
38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece
80 lirası vardı. 38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.
39 yaşında idam cezasına çarptırıldı.
Sonra ne mi oldu? 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!
Bu öykü efsanevi lider Mustafa Kemal Atatürk'e aittir.
Mümin Sekman, bu öyküyü, insanoğlunun azmine örnek olarak yazmış. Diyor ki:
- Başarınızın önündeki engel ne? Paranız mı yok? Atatürk'ün de yoktu! Sağlığınız mı bozuk? Atatürk'ün de bozuktu! Çevrenizde sizi çekemeyenler mi var? Atatürk'ün de vardı! Bazı yakın arkadaşlarınız sizi arkadan mı vurdu? Atatürk'ün de başına geldi! Aileniz çok zengin değil miydi? Atatürk'ünki de değildi! Amirleriniz hakkınızı mı yiyor? Atatürk'ünkini de yemişlerdi!
Vs..vs...vs..
Özeti: Çaresizlikten yakınmayın.. Çare sizsiniz..
http://blog.milliyet.com.tr/hersey-seninle-baslar/Blog/?BlogNo=363976
http://www.muminsekman.com/basindan.php?s=5&b=68
........................
STAR WARS?!
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/10/hangi-tarikat-veveya-medeniyet-tarikat.html
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21600639.asp
http://gavurege.com/webroot/home.php?op=ege&action=outview&article_id=8371
http://gundem.milliyet.com.tr/hayvan-insan-elele-yasaya-karsi-yuruyuste/gundem/gundemdetay/01.10.2012/1604776/default.htm
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1353011&title=iki-hafta-once-heykeli-dikildi-dun-veda-etti
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1352967&title=gazeteler-haberlerine-sahip-cikiyor
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1353042&title=kacak-sigaralar-iran-tirlariyla-tasiniyor
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1352669&title=ulusal-kanal-sunucusundan-akisle-darbeye-ortam-hazirladik-itirafi
http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2012/10/02/kim-3-milyar-dolar-ister
http://haber.stargazete.com/yazar/milletin-cumhurbaskani-olmak-ne-demek/yazi-693670
http://haber.stargazete.com/yazar/tayyip-beyin-zihniyet-dunyasini-okumaya-calistim/yazi-693677
http://haber.gazetevatan.com/bu-kare-sosyal-medyayi-salladi/484626/1/G%C3%BCndem#.UGqI2k3Za0c
http://ekonomi.milliyet.com.tr/global-risk-buyuyor/ekonomi/ekonomiyazardetay/02.10.2012/1605367/default.htm
http://gundem.milliyet.com.tr/gelecegi-gorelim-/gundem/gundemyazardetay/02.10.2012/1605361/default.htm
http://dunya.milliyet.com.tr/abd-el-arabiya-nin-iddiasi-komplo-gibi/dunya/dunyadetay/02.10.2012/1605445/default.htm
http://ekonomi.milliyet.com.tr/ft-turkiye-de-yabanci-emlak-yatirimlari-artar-ama-/ekonomi/ekonomidetay/01.10.2012/1605101/default.htm
http://www.hurriyet.com.tr/planet/21600031.asp
http://www.hurriyet.com.tr/planet/21603314.asp
http://www.hurriyet.com.tr/planet/21598362.asp
http://gavurege.com/webroot/home.php?op=ege&action=outview&article_id=8382
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21601749.asp
http://gavurege.com/webroot/home.php?op=ege&action=outview&article_id=8389
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21603663.asp
http://haber.gazetevatan.com/%93pkkya-fuze-veririz%94-tehdidi/484632/1/G%C3%BCndem#.UGqtBU3Za0c
........................
Kitabın adı: JACK LONDON
http://www.idefix.com/kitap/jack-london-james-l-haley/tanim.asp?sid=CR30ZOT3WL1LZ5EBU7W1
http://tr.wikipedia.org/wiki/Jack_London
Yazan: James L. Haley
Çeviren: Yiğit Yavuz
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
I. Basım: Ağustos 2012
45 TL
384 sayfa
(...)
ARKA KAPAK: Vahşetin Çağrısı Beyaz Diş Deniz Kurdu Martin Eden Demir Ökçe Uçurum İnsanları Ademden Önce. Ay Vadisi gibi romanları ve Ateş Yakmakbaşia olmak üzere onlarca hikayesiyle dünyanın en tanınan edebiyatçılarından biri olan Amerikalı yazar Jack London 1876 1916 San Francisco'da bedensel çalışmayla geçen yoksul hayatının bir noktasında stratejik bir karar verdi ve altın arayıcılığından servet edinme hayaliyle atıldığı Klondike macerası sırasında kaldığı madenci kulübesinin duvarına bu kararını kazıdı JACK LONDON MADENCİ YAZAR 27 OCAK 1898 . 21 yaşındaydı. Altın bulamadı ama hayatının en büyük madenini keşfetti Yaşadıklarını gördüklerini ve duyduklarını aklının tüm kudretiyle yüreğinin bütün . heyecanıyla akıp giden kelimelere dökme kuvvetini. Kuzeyin donmuş topraklarındaki insanlarla hayvanların yaşam mücadelesi birkaç yıl içinde onun kaleminin gücüyle bütün dünyaya yayılacak kendisi de büyük bir yazar olarak kabul görecek şöhrete ve paraya kavuşacaktı. Ancak çocukluğundan beri içinde yaşadığı vahşi kapitalizme olan sınıfsal öfkesini asla unutmadı Jack London. Bir yandan sanatçı arkadaşlarıyla zengin ve bohem bir hayat sürer sahip olduğu yatla Güney Denizlerine seyahatler düzenler yıllar içinde geniş bir alana yayılarak devasa bir işletmeye dönüşen çiftliğini kurarken bir yandan da toplumsal adaletsizlikleri ve yoksullarla ezilenlerin mücadelesini işleyen roman hikaye ve yazılar kaleme aldı. Kimi Türkçe çevirilerinde de tanık olduğumuz üzere kurduğu muazzam cümlelerin basitleştirilmesine rağmen insanın özüne hitap eden hikayelerinin sağlamlığı ve gerçekliği sayesinde her zaman genç ve diri kaldı. Ölümünün üzerinden bir asır geçmesine karşın Jack London kor gibi ışıldamaya devam ediyor.
(...)
Sayfa 116:
"Dünya kocaman Çin yapbozu gibi; her bir küçük toplulukta, tanrıların inayetine mazhar olanların adacıkları mevcut, fakat onları nerede bulacağımızı bilmiyoruz. Bulsak bile, Yaşam Piyangosu'nda şanslı numarayı biz çekmemişiz."
(...)
Sayfa 168:
Japonların Rusları sadece yenmek değil, küçük düşürmek amacında oldukları, hem London, hem Japon basın ateşesi tarafından biliniyordu.
(...)
Sayfa 210:
London'ı Yale'deki açık fikirli karşılamanın da üzerinde mutlu eden şey, son zamanlarda edindiği kötü şöhret sayesinde yeni müritler kazandığını fark etmesiydi. New York'ta, ISS'in Başkan Yardımcısı ve baş organizatörü olan Upton Sinclair isimli ateşli yoldaş kendisiyle temasa geçmiş, birlikte yemeğe çıkmışlardı.
(...)
Sayfa 214:
"ACELE YEMEĞE GÖBEK KARIŞIR!"
(...)
Sayfa 253:
"Tek adım at ve ne varsa bitsin / Bir batış, bir kabarcık, hepsi o kadar." London tarafından, Oakland Lisesi'nde kaleme aldığı ilk yazılarında kullanılmıştı.
..........................
Ve...
Son olarak...
Sözün özü:
FVM3 sitesinde gördüğüm bir retweet var.
Şöyle ki:
"sokak kedi ve köpekleri için taksim i doldurduktan sonra barzani itini cumhurbaşkanı bile yapar!!!"
"şehidine sahip çıkamayan, şehidi için meydanları doldurup inletemeyen boş bir toplum;"
Haklı mı?!
Değil!
Hayvanın hakkı ayrı, şehidin hakkı ayrı?!
Mukayese kaldırmaz!
Hayvana hak ettiği saygıyı göstermeyenin şehid'ine, birkaç Mehmet'ine saygı göstermesi nasıl beklenebilir ki?!
O mesajı yazan kardeşimizi tenzih ederek söylemek istiyorum, bu vb gösteriler üzerinden kamuoyuna verilmek istenen mesaj şudur:
"Taksim'i hayvan hakkı için dolduranlar, Silivri'ye sahip çıkmıyor!"
"Vatandaş artık laik, Atatürk Türkiyesi'ni istemiyor!"
Mi acaba?!
Geçmişte da zayıf geçen Cumhuriyet mitingleri üzerinden aynı algı oyununu oynamak istemişlerdi!
Demem şu ki:
Daha yeni başladık.
To be contuniued!
Demem o ki:
2012 Güz Yangını bağlamında, küresel aksta akıntının yönü değişti.
Devletlerin dostu yoktur, yüksek çıkarları vardır!
Demem şu ki:
Derin U dönüşü yaşanan, Neo Roma'da ortak menfaat:
“Yeniden Atatürk, yeniden Laik Türkiye, yeniden çağdaş Türkiye!”
Sözün özü:
“Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi Bir Duvar Süsü Değildir, Erken Uyarı Sistemidir!”
Netice:
RAP… ULTRA… RAP… RAP… RAP…
RAP… RAP… İMECE… RAP… RAP…
RAP… RAP… GHOST… RAP… RAP…
RAP… RAP… HERO… RAP… RAP…
RAP… LARP… RAP… RAP… RAP…
http://www.youtube.com/watch?v=BcVXjzD6nGw
http://www.youtube.com/watch?v=1gfoxDOPXfo
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/04/ultra-laik-ofke.html
http://www.youtube.com/watch?v=Xa3I9mhRAtU
Nokta.
Hayrullah Mahmud ÖZGÜR, 2 Ekim 2012