AMAN DİKKAT!..
Ayhan Çarkın aracılığı ile MHP’ye operasyon mu?
Kim bu Ayhan Çarkın?
Eski özel harekâtçı bir polis.
Korkunç şeyler söylüyor.
Baştan belirtelim böyle birine dense dense itirafçı denir ki onlar bile Çarkın kadar ileri gitmedi.
Tam seçim arifesinde AKP’ye yarayacak ifşaatlar yapıyor.
İki hedef seçmiş, biri dolaylı diğeri dolaysız! TSK yani askere açıktan vuruyor.
Buna mukabil kendine ülkücülüğü atfederek MHP camiasını tam da seçim öncesinde hedefe oturtuyor.
Belli ki Çarkın’ı birileri konuşturuyor ve onun sözlerinden hareketle operasyon yapılacak.
Nitekim savcılık dün harekete geçti.
Burada altını çizerek yazıyorum bu Çarkın olayı MHP’ye operasyon olabilir.. Bazı mensupları hedefe oturtulabilir.. Emin değilim ama seçime 70 gün kala bu işler tesadüfen olmaz.
YENICAG, Sabahattin Onkibar
Bayrak indi, tık yok!
Önceki gün...Yer: Diyarbakır Ergani!
Hatay’da öldürülen PKK’lı Aydın Baren’in cenaze merasimi var.
Merasime DYP’den Gülten Kışanak ile Ayfer Tuğluk da iştirak ediyor.
PKK’lı güruh önce korucu kulübelerini ateşe veriyor.
Akabinde kulübenin bitişiğinde göndere çekilen Türk bayrağını aşağı indirip ayaklarıyla çiğnemeye başlıyor.
Peşi sıra Türk bayrağının yerine PKK flamasını çekiyorlar!
Yandaş ve tehdit altında olan medya AKP zarar görmesin diye size bu olanları yansıtmadı ama tablo aynen budur.
Evet bu topraklarda artık Türk bayrağı gönderden indirilir haldedir.
...
Yeniçag - Sabahattin Onkibar
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=17742
12 bağımsız YSK’dan veto yedi, Bomba gibi YSK vetosu
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) aralarında Leyla Zana, Hatip Dicle, Sabahat Tuncel ve Gültan Kışanak’ın da bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayını “sabıkalı” diye veto etti.
BDP’nin bağımsız platformu 12 Haziran’daki seçime 7 eksikle girecek. Mevzuata göre bu 12 bağımsızın yerine aday gösterilmesi mümkün değil.
YSK dün bağımsız milletvekili adayları ile siyasi partilerin milletvekili geçici aday listeleri üzerindeki incelemelerini tamamladı. Bağımsızların durumu ayrı değerlendirildi. Adli sicil kayıtlarını inceleyen YSK, 12 bağımsız milletvekilinin sabıka kayıtları bulunduğunu belirledi. Kurul, milletvekili seçilme yeterliliğini etkileyecek eski mahkumiyetlerinin bulunduğu gerekçesiyle aralarında 7’si BDP’nin desteklediği isimler olan Hatip Dicle, Leyla Zana, Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, İsa Gürbüz, Salih Yıldız’ın aralarında bulunduğu 12 kişinin milletvekili adaylıklarının iptaline karar verdi.
YSK, Dicle ve Zana’nın sabıka kayıtlarını örnek göstererek, anayasanın 76. maddesine göre seçilmelerine engel kesin hüküm bulunduğu, devlete karşı ve terör suçu işleyenlerin affedilse bile milletvekili seçilemeyeceklerini gerekçe gösterdi. YSK, Tuncel’in geçen seçimde milletvekili seçildiği tarihten hemen sonra adli sicilinin kayda girdiğini, bu nedenle bir önceki seçim döneminde yapılan incelemede “sabıkasız olarak görüldüğünü” tespit etti ve adaylığını iptal etti. Diyarbakır Milletvekili Kışanak’ın ise adli sicil kaydında “kızlık soyadıyla” arandığında milletvekili seçilmesini engelleyecek sabıka kaydı çıkması nedeniyle adaylığının iptal edildiği öğrenildi. YSK, Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve İlhan Cihaner‘in adaylıklarına ise haklarında kesinleşmiş hüküm olmadığı ve sabıkaları olmadığı gerekçesiyle vize verdi. Öte yandan adaylıkları iptal edilen diğer isimler ise, “Abdullah Kızılay, Harun Özcan, Şerafettin Efe, Nezir Sincan ve Çiçek Otlu” oldu.
Kaynak: Hurriyet
Yani Türkiye Cumhuriyeti'ndeki bir siyasi partiye açıkça BİR COĞRAFİ BÖLGENİN ve BİR MİLLETİN(!) temsilcisi ve yöneticisi olma YETKİSİ, HAKKI ve ÖNCELİĞİ teslim edilmiş durumdadır!
Ülkemizde büyük bir değişim yaşanıyor. Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri savunduğumuz ilkelerimizin yerini başka bir dünya görüşü alıyor. Bazıları bunu bir ihanet olarak algılasa da gerçek bu değildir. Kuruluşumuzun arka planında Kurtuluş Savaşı’nı görmek ve Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgimizi neredeyse yok saymak bizi yanıltan en büyük sebeptir. Oysa devletimiz ciddi bir pazarlık sonucu kuruldu ve bu pazarlıkta Türkiye, var olan şartlara göre çok başarılıydı. Büyük bir güç olmanın tohumunu içimizde sakladık ve bugün bu tohumun yetiştirdiği ağacın meyvelerini toplama zamanı geldi. Yani ülkemiz yoktan var olmadı ve o tarihte var olan devletin eseriydi. Bu eserin simgesi olarak Atatürk’ün seçilmesi, ona var olan devlet adına bu görevin verilmesi bugün Atatürk’e atfettiğimizden çok daha büyük bir öneme sahiptir. Tarihimizi birbiriyle ilgisiz bölümlere ayırmak ve herbirinin görev verilmiş önemli bir şahsiyet tarafından değil, tek başına o kişi tarafından gerçekleştirilmiş aşamalar saymak yanlıştır. Bugün de aynı hatayı tekrarlamak eğilimindeyiz ve ulaştığımız aşamayı kişilerin gücüne bağlıyoruz. Oysa bu güç yüzyılların birikiminin sonucudur ve bir kişi tarafından temsil edilmesi kaçınılmazdır.
Kuruluşumuzun ardından savunduğumuz dünya görüşü sadece tercihimiz değil ödediğimiz bir bedeldi ve en uygun biçimde şekillendirilmişti. Bizim için devrim sayılan değişim, galip ülkelere artık eski topraklarımızla ilişki kurmaya çalışmayacağızın teminatı idi. Ancak galip ülkelerin kontrolü altına girmemiş ve önümüzü açık tutmuştuk. Amacımız şartlar uygun hale geldiğinde yeniden bir dünya gücü olmaktı ve o günlerin başlangıcındayız.
Osmanlı’nın tasfiyesinde bir ulus devlet kurmamız gerekiyordu. Ancak bir imparatorluk çeşitli soyları, inançları barındırırdı ve farklı toplulukların varlığını kabul edersek bir ulus devlet olmamız mümkün değildi. Bu durumda farklı toplulukların varlığını kabul edip parçalanmak yerine hepsinin aynı olduğunu kabul ettik. Bu bir inkar politikası değildi şartların bir gereğiydi.
Star Gazetesindeki yazinin tamami: http://www.stargazete.com/guncel/yazar/ ... 344439.htm
MHP’de ‘kaset’ten istifalar
Gizli kamera görüntüleri internette yayınlanan MHP Genel Başkan Yardımcıları Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin talimatıyla partideki görevlerinden ayrıldı ve milletvekili adaylığından çekildi.
Kaynak: Hurriyet
TSK, YAS oncesinde ve sirasinda referandum malzemesi yapilmaya çalisildi.
Anlasiliyor ki oradaki gerilim sadece Tayyip meydanlara çiksin "kefenim uzerinde" desin diye yasanmamis.
Apo'ya açik açik YAS toplantisi uzerinden mesaj verilmis: "Savcilarimiza bak! Sana yaptiklari muameleyi simdi çok yildizlilara yapiyorlar; referandumda taraf ol ki, sonrasinda TSK'yi nasil hizaya getirecegimizi gor" diyorlar. Apo mesaji aliyor "size bi sans daha" diyor. Bizim pasalar YAS koltugunda kasilirken, Karayilan hallerine guluyor.
Bu durum, Buyukanit'in Dolmabahçe'de terbiye edilmesi olayini fersah fersah asmistir...
Artik anlasilmistir ki: Gozu baglanmislarin "kulagi", askerin daglarda attigi ve yedigi kursunun sesini hala duyabiliyor. Ses geldikçe ihanet tarafindan uzaklasiyor.
Su anda Tayyib'in en buyuk korkusu, belasi bu sestir.
Ve bu milletin daglari hala Turk Silahli Kuvvetlerine emanettir...
Ağu 21, 2010, tayyib-in-korku-ve-kaygilari-mi-var-t24566-15.html
Yukarda yazan benim yorumumdu.
Balyoz sopasi, pasalara 2010 YAS'inda gosterildi.
Arkasindan, Apo'nun açilimdan nasil umutlandigini gorduk.
Kandil'in tabani, referandum'a muhalefet etmekten vazgecip etkisiz eleman olarak Tayyib'e destek verdi.
...
Ve, YAS'ta gosterilen sopa, bu gun bazi pasalarin kafasina iniyor.
Vatanseverligi, dune kadar Nato standartlarina gore yasamis olanlar saskin, ne yapacagini bilemiyor.
Devlet(!), Kandil'e beklenen mesaji vermis oluyor...
Leyla Zana, Başbakan’la yapılan gizli anlaşmayı açık etti!
Önceki gün... Leyla Zana, Bismil ilçesinin köylerini gezerken aynen şu ifadeyi kullandı:
- “Seçimden sonra devlet Öcalan’ı aranıza getirecek.”
Bu ifade, hiç kuşkunuz olmasın Tayyip Erdoğan’la Abdullah Öcalan arasında yapılan dolaylı müzakere ve pazarlıktaki sonucun deklarasyonudur.
Öyle ya Leyla Zana, “Devlet getirmelidir” , demiyor “Getirecek” diyor; yani emin olarak konuşuyor.
...
Yeniçag
'Ya idam ederdik ya da çekilirdik'
Başbakan Erdoğan, terörsitbaşı Öcalan'ın cezasıyla ilgili olarak, ''Partim 57. Hükümet koalisyonunda görev alsaydı Öcalan ya idam edilirdi ya da istifa ederdik, çekilirdik'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Kral FM'in canlı yanında soruları yanıtladı. Başbakan'ın en çarpıcı açıklaması Öcalan'ın cezasıyla ilgili oldu. Erdoğan konuyla ilgili şunları söyledi:
"İmrali'dakiyle ilgili ceza kesinleşti. Nedir bu ceza? Ağırlaştırılmış müebbet hapis. Ak Parti bunun üzerinde asla oynamaz. Bizden İmralı'dan çıkarıp gelip E tipi cezaevlerinde kalmasını talep edenler oldu. CHP'liler de, MHP'liler de oldu. İmralı'da tutulmasının bir sebebi var. Her gün oralarda gösterilerle karşı karşıya kalırsınız. Bundan dolayı bu adımlar atılıyor. Kendisi uluslararası standartlar neyse orada cezasını çekmektedir. Farklı odalarda yanına beş mahkum kondu. Onlarla günde belli saatleri var, görüşme imkanları oluyor. Bu da cezalarda olması gereken bir uygulama diye sağladık. Böyle bir şey düşünülemez bu mertçe değil, namertçe bir iftiradır. Tayyip Erdoğan sağ oldukça, böyle bir şeye müsade etmez. Ancak bir şey var. İdam Türkiye'de kalkmadığında ABD geldi Öcalan'ı teslim etti. Teslim edildikten sonra merhum Ecevit, Bahçeli, Yılmaz iktidardaydı. İdamın ertelenmesine karar verildi. Altında onların imzası var. O zaman bunu sümenaltı yapmasaydınız, bu iş çoktan bitmiş olacaktı. O anda koalisyonda olsaydık uygulanması gereken cezayı uygulardık. Ya idam edilirdi, ya da istifa ederdik çekilirdik."
Hurriyet
Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları
Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk