Dost Ateşi!

İnsani açıdan kabul edilmesi biraz zor olsa da, savaşta her türlü silahlarla yapılan ateşin amacı, düşman hedeflerine yönelmek ve onları etkisiz hale getirmektir. Niyet düşman olmasına rağmen, savaşlarda çeşitli nedenlerle donanmalar, ordular ve hava unsurları kendi silahları ile kendine zarar verebilirler.

İşte kendi kuvvetleriniz tarafından düşman olduğu zannıyla açılan ateşe dost ateşi diyoruz. Biliyoruz ki ateş, dost taraftan gelse bile yine öldürücüdür.

Çünkü şarkıcının söylediği gibi, "Kurşun adres sormaz ki"

Dost ateşinin, yetkin olmayan komuta kademesi, kötü planlama, teknolojik yetersizlik, meteorolojik şartlar, yanlış istihbarat gibi uzayıp giden birçok nedeni vardır.

Eğer dost ateşinden dolayı canınızın yanmamasını istemiyorsanız, üç önemli konuya yatırım yapmanız gerekecektir. Bunlar; Eğitim, taktik ve teknolojidir. Fakat teknolojinin "İki ucu keskin kılıç" olduğu unutulmamalıdır. Teknoloji arttıkça dost ateşine maruz kalma şansınız artar ama, bunu engellemenin yolu da yine teknolojidir.

Tarihte sayısız örnekleri var dost ateşine verilen kayıpların. Birinci Dünya Savaşı’nın hemen başında, 1939’da İngiliz denizaltısı Triton, diğer bir İngiliz denizaltısı olan Oxley’ı batırıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan uçak gemisinden kalkan uçaklar, kalktığı gemiyi bombalıyor. Birinci ve ikinci körfez savaşında ve Afganistan’da ABD, İngiliz ve koalisyon kuvvetlerinin dost ateşi nedeniyle verdiği canların miktarı gerçekten fazladır.

Bizim tarihimize de baktığımızda, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Kocatepe ve 54 Deniz şehidimizin acısını, dost ateşine verdiğimiz kurbanlar olarak hala hissediyor ve anımsıyoruz.

Bu örnekler dost ateşi ile dünya harp tarihinde verilen kayıpların sadece bazılarıdır. Ama hepsinin ortak tarafı, iyi niyetli olmasıdır. Bu arada yanlış anlaşılmak istemeyiz, "dost ateşinin iyi niyetlisi olur" derken. Burada iyi niyet derken amacımız, ateşin düşmanı hedef almasına rağmen yapılan hatalar ve istenmeyen gelişmeler nedeniyle düşman yerine dost hedeflerin vurulmasıdır.

Mademki dost ateşinin iyi niyetlisi vardır, tabi ki kötü niyetlisi de olacaktır. Nedir bu kötü niyet? Düşman hedeflere yöneliyormuş gibi yapıp dost hedeflerin ateş altına alınmasıdır.

Bunun da sayısız örnekleri vardır dünya tarihinden. Niye mi ihtiyaç duyulur? Bir sürü nedeni olabilir. Kişisel hırslar, tasfiye, başka hesapların olması, hainlik, para ve çıkar, emeklilik döneminde rahat ve huzurlu bir yaşam, şantaj amaçlı size sunulan dosyanın gereğini yapmak veya ulu bir amaca ulaşmak gibi.

İstenmeyenleri sistem dışına atmak, tasfiye ve yok etmek için dost ateşi biraz vicdanı olanlar için bile acı verici olsa gerek. Bu nedenle göreceli olarak daha az acılı bir yöntem vardır. Bu da düşman tarafından ateş altına alınan dost hedeflere destek vermemek ve destek ateşini keserek ve kulaklarını tıkayarak onların şahadetlerini beklemekten geçer.

Sakın sanmayın dost ateşi ve etrafında gelişenler yalnız savaşlarda olur diye. Mademki "Savaş siyasetin başka araçlarla (Şiddet araçları) devamıdır" o halde bunları yaşamın her yerinde ve her evresinde görmek mümkündür.

Genelde dost ateşine maruz kalındığı geç fark edilir. Ne yazık ki bunu erken fark edenlerde ciddiye alınmaz. Genel bir kabulle fark edildiğinde de, iş işten geçmiş olur.

Bugün ülkemizde yaşananlar sanki bu yazılanları doğrular gibi ne dersiniz, katılır mısınız?

Bakın 1917 doğumlu Amerikalı mühendis Edward A. Murphy Jr. Ne diyor. "Dost ateşi dostun ateşi değildir"

İki rekat, bir zekat gerisi rant yaklaşımı içinde olmayan gerçek Müslümanlar bilirler. İnsanoğlu son nefesini verirken yaşamı boyunca yaptıkları film şeridi gibi önlerinden geçermiş. Bu sırada yaşamlarında hesabını veremeyecekleri şeyler için büyük bir ruhsal acı duyarak ve kıvranarak can verirlermiş.

Denizcilik ve Kabotaj Bayramınızı kutlar, saygılar sunarım.


Türker ERTÜRK, 1 Temmuz 2011