
Henüz tablo bu kadar net değildi. 27.07.2012. tarihli YURT’taki “Eyvah!.. Gene kitle imha silahları!..” başlıklı yazımda “Kitle imha silahı iddiaları ne zaman gündeme gelse ortam karışır ve bulanıklaşır. İşte bu tarz iddiaların yeniden gündeme gelmesi önümüzdeki günlerde konunun ‘Köpürtüleceği’ne işaret sayılabilir.” demiştim. Nitekim üç ay sonra konu tekrar gündeme geldi.
Hem de bu sefer daha “Ciddi” ve adeta “Kampanya”yı andırır bir şekilde. Belli ki bu konuda “Cadı kazanları” kaynatılmaya başladı. Anlaşılan Irak’ın işgali öncesi kurgulanan “Klasik senaryo” bir kez daha gündemde. Hatta bu defa “Küçük bir piyes” bile tertipleyebilirler!
Sazı ilk eline alanlardan biri NATO Genel Sekreteri Rasmussen oldu. Rasmussen, “Suriye'nin kimyasal silahları herhangi bir şekilde kullanması durumunda uluslararası toplumun buna anında tepki vereceğini düşündüğünü” söyledi. Onu Obama “Beşar Esad'ın halkına karşı kimyasal silah kullanması halinde sonuçlarına katlanacağı” tehdidiyle tamamladı.
CIA ise “Bu silahların uçak ve helikopter, balistik füze ve top mermileriyle kullanılabileceğini” belirterek görüntüyü pekiştirdi. Pentagon’dan “Üst düzey bir yetkili” ise yaptığı açıklamada, ABD istihbarat yetkililerinin “Suriye'nin geçen hafta içinde kimyasal silahlarını bulundurduğu birden fazla yerde hareketlilik saptandığını” aktardı. Hele ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın “ABD’nin kırmızı çizgileri var” “Hatırlatması” hayli manidardı!
Koroya İngiltere'de yayınlanan Times Gazetesi de katıldı ve “Suriye'de kimyasal silahların depolandığı bazı tesislerde hareketlilik yaşandığı” iddiasına yer verdi. Ayrıca ismini gizli tutan bir İngiliz hükümet yetkilisinin "Bir şeyler taşıdıklarına ilişkin kanıt var fakat bunun arkasında ne olduğu belli değil." sözleri durumu tamamladı.
Ardından İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ise “Suriye'nin kimyasal silahları herhangi bir şekilde kullanması durumunda bunun ciddi sonuçları olacak” dedi. Bir İsrail istihbarat yetkilisi ise kimyasal silahların Lübnan'daki Hizbullah örgütüne aktarılmasından duydukları endişeyi” vurgulayarak tabloyu tamamladı.
Bütün bunları alt alta topladığımızda bir şeylerin “Pişirilmekte” olduğu aşikâr. Bunu ‘Türkiye Patriot'ları Suriye’nin kimyasal silahlarından korunmak için istedi’ haberleri ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Tehdide NATO'nun sağlayacağı Patriot füzeleriyle karşılık verilebileceği” beyanatıyla birleştirdiğimizde “Manzara” kendiliğinden ortaya çıkıyor zaten.
Öyle anlaşılıyor ki Patriotların asıl geliş nedeni “Kimyasal saldırı” senaryosunun bir parçası olmalarıdır. “Kimyasal silah” bahanesi hem yeni komplolara zemin hazırlıyor hem de daha önceki “Irak yalanları” benzeri bir kurgunun tekrar sahneleneceğini gösteriyor.
Belli ki birileri gene dünyanın “Kimyasını” bozmaya hazırlanıyor!..
Atilla AKAR, 6 Aralık 2012