
Artık kartları açık oynamalı, cepheleri iyi belirlemeli! Bu, Atatürk Cumhuriyetini ve son savunma hattı TSKyı muhafaza etmek isteyen bizlerle , Ergenekon kapsamında yıkmakta kararlı olanlar arasında bir savaştır! Bizim onlarla uzlaşmamıza imkân yoktur! Onlar kararlıdırlar, birliktirler, ama biz ne kadar kararlıyız, milletçe, ne kadar birliğiz?
İlk galipler
Bu savaşın ilk muharebelerini onlar -medyaları- kazandı... Bir kamuoyu araştırmasına göre, Ergenekon adlı bir terör örgütünün varlığına inananlar yüzde 60 kadarmış! Bir insana her gün deli derseniz inanır; o medya halkın beynini yıkamayı böyle becerdi!
Sanıkların çoğu, yargılama sonunda, mahkeme tarafından aklansalar da, şüpheler, acabalar ülkenin kimyasını karıştıracak!
Uzlaşma mümkün mü?
Bu adamlarla, bu gazeteler, dergiler ve TVlerle uzlaşma imkânı yok! Çünkü aynı zeminde, frekanslarda değiliz! Geçenlerde Genelkurmay sözcüsü,Star gazetesiyle uzlaştık deyince çok yadırgadım. Benim bildiğim devlet ve ordusu kimseyle, hatta başka kurumlarla bile uzlaşmaz , kendilerini yıkmakta kararlı varakparelerle ve hele 2. Cumhuriyetçi Mehmet Altan gibilerin Starı ile. Bunları bağışlamaz bile!
Starın akreditasyonu geri verildi de sonra ne oldu? Bu gazeteden, yazarlarından ateşe devam! Şimdi de, yalan ve maksatlı haberlerinden, yazılarından dolayı Radikalin akreditasyonu askıya alınmış! Takıyorlar mı? Bu yaz-boz tahtası değil. Adamların kararlılığı karşısında, onlardan fazla kararlı ve tutarlı olmak gerek!
Bunun için de, Genelkurmayın, Radikali hedef alan, fakat diğer fesat erbabını da uyaran son açıklaması şifa gibi geldi! Tabii bu tutum devam ederse ve de anlarlarsa! Radikalin başyazarı, başından beri kararlı ve açıklamadan-uyarıdan hiç nasibini almamış gibi. Gerçekler, onu ve onları, hiç ilgilendirmiyor; kararlarını vermişler bir kere. Her şeyi o menhus kapsamın kalıbına uydurmaya, pervasızca devam edecekler.
Endişe
Şimdi, endişeleri Ergenekon süreci durur mu? Akreditasyona kavuşan Starda, Mustafa Karaalioğlu, Hukuk mu kazanacak, Ergenekon mu? diyor ve hükmünü veriyor: Türkiyenin Ergenekonu temizlemekten başka çıkış yolu yoktur. Sulanmaz, sulandırılamaz ... Kaygısı Yargı sürecinin yargı yoluyla da olsa durdurulması ! Bunlar sonuçta, Ergenekon davasından birkaç sanığın cezalandırılmasından başka hiçbir şeyin çıkmayacağını pekâlâ bilirler, ama maksatları Türkiyeyi karıştırmak ve TSKyı saf harici kılmak.
Bu, hiç de deli olamayan, maksatlı birilerinin attıkları taşların çıkarılacağına inananlar beri gelsinler! Düşmanlar, ülkeye bu kadar zarar veremezlerdi!
Bu adamın -adamların- kararlılığı o derece ki, bu davada şimdiye kadar yapılan hukuk ihlalleri, onları ilgilendirmiyor. Sanıkların sağlıkları, ailelerinin çektikleri azap onları insan olarak hiç ilgilendirmiyor! Hatta telefon dinlemelerinin, ülkemizi bir korku ülkesi haline sokması bile! Hani, yargıya saygılıydılar? Yargıya, asıl önleyici vuruşu onlar yapıyorlar! Şüpheli generallerin hanımlarının telefon konuşmaları medyaya anında sızdırılmış ve Ertuğrul Özkök, paşa eşleri muhabbeti diye onların acılarını alaya alıyor!
Acı olan, yargının da bizden-sizden diye bölünmüş olması!
Artık anlaşıldı ki, bu savaş, boks maçlarındaki kurallara göre yapılan bir mücadele değil... Hasımlarımızın, bizi ortak minderden, kendi çukurlarına çekip hep alçakça belden aşağıya vurdukları gerçek bir savaş!
Son yazımda Son kozlarını-kartlarını oynuyorlar. Ya biz, ya onlar demiştim. Durum o kadar vahim.Ve düşmanlar da, o kadar çok ve kavi! AB onlardan yana. Avrupa Parlamentosu, Bir an evvel bitirin şu Ergenekon işini diye adeta kesin uyarı veriyor! İşi bitirmek demek, Türk ordusunun işini bitirmek demek!
Evet, artık top bizim sahamızda! Son tahlilde, karar bizim. ABnin, APnin ağızlarına mı bakacağız? Yoksa düşman kadar kararlı ve birlik olacak mıyız?..
Altemur KILIÇ, YENİÇAĞ - 16.02.2009