Elinde İpekçi’nin kanıyla dönüyor, patron oluyor

Yalçın Özbey 30 yıllık zaman aşımı gerekçesiyle Türkiye’ye dönüyor.

Abdi İpekçi suikastı zanlısı ve 1979’da Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırılan Yalçın Özbey 30 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle bir ay içinde Türkiye’ye dönüyor. Özbey meşrubat bayiliği yapacak

Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi suikastı davasından yargılanan Yalçın Özbey hakkındaki dava zaman aşımına girdiği gerekçesiyle Şubat 2009’da ortadan kalktı. Özbey’in firarda olduğu yıllarda Belçika ve Hollanda’da ünlü enerji içeceği Redbull’un bayiliğini yaptığı ortaya çıktı. Şu günlerde Türkiye’ye dönme hazırlığındaki Özbey, yine meşrubat bayiliği yapacak.

Cinayeti planladı

Malatyalı Yalçın Özbey’in ismi, sürekli Mehmet Ali Ağca, Oral Çelik ve Abdullah Çatlı’yla birlikte anıldı. Kendisi de İpekçi’nin öldürüldüğü sırada Ağca ve Çelik’le aynı evde kaldığını kabul etti. Ağca, İpekçi’nin öldürülmesinin zanlısı olarak yakalandığında ve Papa suikastından sonra Roma’da çıktığı duruşmada, İpekçi’yi, Yalçın Özbey’in planlayarak öldürdüğünü öne sürdü. Özbey’in suikast öncesinde Ağca’ya para verdiği ve arabasının da cinayette kullanıldığı belirlendi. Ağca, 1979’da Maltepe Askeri Cezaevi’nden de Özbey’in arabasıyla kaçırıldı. Özbey, bu gelişmelerin ardından ’sır’ oldu. 1983 yılında kaçtığı Almanya’da siyasi mülteci oldu.

Yakalandı ama iade edilmedi

16 Kasım 1983’te Almanya’nın Bochum Kenti’nde işlettiği lokalde gözaltına alındı. Aramada Özbey’in üzerinden iki sahte pasaport, bir konsolosluk mührü, Türkiye’deki çeşitli kuruluşlara ait mühür ve sahte belgeler ile 7.65 çapında Unic marka tabanca çıktı. 19 Ocak 1984’te serbest bırakıldı. 1993 yılında yine Almanya’da 1 kilo eroinle yakalandı ve uyuşturucu kaçakçılığından dört yıl tutuklu kaldı. Türkiye’nin talebine karşın iade edilmedi ancak iki MİT görevlisi, ifadesini aldı. İpekçi davasında bu ifade istediğinde, kayıtları Emniyet’in imha ettiği öne sürüldü. Dava bittikten sonra kayıtlar ortaya çıktı. Özbey, 1997 ve 1999’da Belçika’dan istendi ancak idam cezası gerekçesiyle iade edilmedi. 1997’nin Temmuz ayında cezasını tamamlayarak serbest bırakıldı. 30 Eylül 1997 günü Brüksel’de yine polis tarafından gözaltına alındı, yine kaçıp gitmesine göz yumuldu.

Özbey 27 Şubat 2009’da İstanbul

7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla İpekçi suikastı davasından kurtuldu. Özbey, hakkında “yakalama” kararı olmasına rağmen 30 yıl boyunca yakalanamayınca dava zaman aşımına girdi.

Türk pasaportu da aldı

Mahkeme 1 Şubat 1979 olan suç tarihinden duruşma tarihine kadar 30 yılın dolduğunun anlaşıldığına karar vererek, Özbey hakkındaki yakalama kararını da kaldırdı. Bu kararın ardından avukatı aracılığıyla hukuki işlemleri başlatan Özbey, en geç 1 ay içinde Türkiye’ye geri dönecek. Özbey’in 30 yıl önce iptal olan Türk pasaportunu yeniden aldığı İstanbul’a gelirken ise Türk olan eşi ile biri kız diğeri erkek iki çocuğunu getirmeyeceği öğrenildi. 30 yıl boyunca bir türlü yakalanamadığı için Türkiye’deki davası zaman aşımına uğrayan Özbey, o yıllarda dünyaca ünlü enerji içeceği Redbull satarak geçiniyordu. Özbey’in yakın bir arkadaşı VATAN’a Özbey’in Redbull bayiliği dışında, Osmanlı dönemine ait imitasyon antika eşyalar, ibrik, çanak ve çömlek satan hediyelik eşya satışı da yaptığını söyledi. Ancak artık hediyelik eşya mağazalarını kapattığını, içecek işine devam edeceğini anlattı.

Belçika tutuklayıp serbest bıraktı

Türkİye tarafından yıllarca kırmızı bültenle aranan Yalçın Özbey, Almanya’nın ardından 2006’da Belçika’ya geçerek burada ticarete atıldı. Burada iki gece marketi olan Yalçın Özbey’in deposunda kaçak mal yakalandı ve gözaltına alınıp tutuklandı. Özbey hakkında Romanyalı 3 aileden oluşan bir hırsızlık çetesiyle işbirliği yapmak, bu çetenin TIR’lardan ve çeşitli yerlerden çaldığı malların satışını yapmak ve haraç toplamak gibi suçlamalar getirildi. Bir ay tutuklu kalan Özbey için Türkiye, iade talebinde bulundu ve Brüksel Mahkemesi Türkiye’nin hazırladığı iade dosyasını “zaman aşımı” nedeniyle reddedip tutuksuz yargıladı.

Kaynak

Ne olacak canım,burası Türkiye.Gayet normal.Dün dündür,bugün bugün.
Dünün organize katili bir kamyonun bulunduğu araca çarpması ile ölür,yediği haltları sanki bilmiyormuş gibi birileri çıkar o katili kahraman ilan eder.Kızı televizyona çıkar,sanki babasının bulunduğu araç ağzına kadar silah dolu değilmiş gibi,babasını derin devletin öldürüp öldürmediğinin sorulması üzerine,''olabilir,babamın bulunduğu aracın yanında el bombası bulundu''der.
Öbürü cumhuriyet döneminin en organize katliamlarını yapan katil ekibi çoğu zaman yönetmiş ya da bizzat o katillerin içinde bulunmuş.Bir helikopter kazasında ölünce bazıları onu şehit mertebesine çıkartmaya çalışıyor şimdi.
2 sene önce Abdi İpekçi'yi katleden Mehmet Ali Ağca yanlışlıkla serbest bırakılınca(böyle bir adam nasıl yanlışlıkla serbest bırakılıyorsa?ayrı bir tartışma konusu tabi)davul zurnalarla karşılanıyor.Bilmeyen sanacak ki toplum yararına uğraşırken tecavüzcüleri,katilleri öldürmüşte cezaevine girmiş,bu nedenle sevgi gösterileriyle karşılanıyor.

Onun için bu habere şaşırmadım,siz de şaşırmayın arkadaşlar.

Turkiyedeki butun basin calisanlarinin sokaga dokulmesini saglamasi gereken bir durum ...
boyle adalet olmaz ..
bu duruma ses cikarmayan basina da "basin" denmez .. bari acik acik yazsaydiniz .."gazeteci katletmek cezaya tabi degildir " diye ..YAZIKLAR OLSUN