
MHP Lideri Devlet Bahçeli, geçen hafta yaptığı TBMM Grup konuşmasında çok önemli bir açıklamada bulundu.. Bahçeli’nin bu açıklaması matbuatta ya atlandı, ya da bilerek, kasten yer almadı..
Devlet Bahçeli, konuşmasının sonunda sıraladığı maddelerle bazı sorular soruyordu.. Aslında bu sorulara iyi bakıldığında, içlerinde cevaplar da vardı...
Şöyle demişti Bahçeli...
“30 Ocak 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bir genelge ile Başbakanlık Başmüşavirliği sorumluluğunda Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü ihdas etmiştir.
Konu ile ilgili olarak cevabını arayacağımız sorular şunlardır:
- 1. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği uhdesinde bulunan ’Devlet çapında psikolojik harekâtın planlanması, uygulamaların koordine ve kontrol edilmesi görevi’ bir kanunla 2003 yılında neden iptal edilmiştir?
2. Kanunla belirlenmiş bu görev yedi yıl sonra neden bir Başbakanlık genelgesiyle Başbakanlık Başmüşavirine tekrar verilmiştir?
3. Darbe söylentileriyle ilişkilendirilen psikolojik harekât faaliyetlerinin ‘kamu diplomasisi’ adı arkasına gizlenerek yeniden ülke gündemine sokulmasının ve bu maksatla bir koordinatörlük oluşturulmasının gerçek nedenleri nelerdir?
4. Bu faaliyetlerin koordinatörü Başbakanlık Başmüşaviri olacağına göre Başbakan kaynaklı olarak yurt içine yönelik bir psikolojik harekât faaliyeti mi söz konusudur?
5. Başbakana doğrudan bağlı ve telefon dinleme faaliyetleri ile kuşkular uyandıran Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ile bu koordinatörlüğün ortak çalışması düşünülmekte midir?”
Demek ki, “Başbakan’a bağlı özel birim” yaratılmış durumda..
Bahçeli, “Bu birimin açıklanan görevler dışında hangi maksatlara hizmet edeceği konusunda ciddi kuşkularımız vardır ve her çalışmasını dikkatle izleyeceğimiz bilinmelidir” diye uyarıda bulunuyor...
Jeostratejisi, enerji kaynakları bu kadar önemli ülke, milli mutabakat çivileri yerinden oynatılmış ve yoksulluğun pençesine düşürülmüş bir ahali yapısıyla böyle sersem sepelek edilir işte!..
Geçim derdi peşinde darmadağınık bir sosyal yapının içindeki ahalinin kafası “yüksek politik” travmalarla alt üst ediliyor.. Vatandaş, şimdi “EMASYA” denilen bir şeyi çözme peşinde.. Oysa bizler, “28 Şubat cuntası” istediği için “EMASYA kıskacı” içindeydik..!
EMASYA protokolü, 28 Şubat’ta Batı Çalışma Grubu’nun resmi hale getirilmesi için Mesut Yılmaz hükümetiyle, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı işbirliği ile imzalandı..
Şimdi “kaldırıldı!!” Bu “kaldırma da” ahaliye “Balyozlu-Çetin Doğan’lı” bir tiyatro beraberinde sunuldu!.. (EMASYA bir Çetin Doğan yapımıdır aynı zamanda..)
Ve şimdi, perdenin arkasına baktığımızda “kaldırma”nın da nasıl bir “kaldırma!!” olduğu konusu kafa karışıklığı yaratıyor...
Bahçeli’nin konuşmasında vurguladığı, “Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü” ile EMASYA, isim farkı ve bazı yeni düzenlemelerle üst üste oturuyor olmasın!!.
Yani askerin elindeki “EMASYA” adlı “Balyoz”, Başbakan’ın eline “Kamu Düzeni Müsteşarlığı” diye mi verildi acaba?!! İlker Başbuğ, Hürriyet mesajlarında, “EMASYA’nın kalkma zamanı” anlamında konuşmuştu. Bu durumda Genelkurmay Başkanı, Tayyip’e gene mükemmel bir pas atmıştır doğrusu..!
Belli ki, bu müsteşarlığa Genelkurmay Başkanlığı’nın onayı var...
Behiç KILIÇ, YENİÇAĞ, 8 Şubat 2010