Emperyalizmin sivil askerleri - Av. Hüseyin ÖZBEK

Emperyalizmin sivil askerleri - Av. Hüseyin ÖZBEK

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Şub 03, 2010 12:20

Emperyalizmin sivil askerleri

ABD Emperyalizmi ekonomik ve siyasal çıkarları doğrultusunda, SSBC’nin çöküşü sonrası dünyayı yeniden biçimlendirmeyi sürdürmektedir. Sosyalist blok’un yer almadığı yeni denklemde tüm insanlığa kapitalizmi ekonomik, hukuksal ve siyasal boyutlarıyla kutsanmış tercih olarak dayatmaktadır. Küreselleşmenin neo liberal ideologları bu dayatmaya Yeni Dünya Düzeni diye etkileyici bir isim de bulmuşlardır! Dünyanın bu yeni düzeninde Soğuk Savaş döneminin ötekisi olan sosyalizmin yerine ulus devletler konulmuştur.

Ülkemizdeki bitmek bilmez darbe tartışmaları, asker karşıtı kampanyalar, ortaya saçılan kozmik sırlar ABD’nin Yeni Dünya Düzeni algılanmadan anlaşılamaz. Ülkede kopan kıyametin gerçek nedeni ulus devlet olarak kurulan, kurtuluşun ve kuruluşun önderi Atatürk’ün düşüncelerini temel alan geleneksel yapıdır. Soğuk savaş yıllarında içlerine sinmese de ses çıkarmadıkları milli devlet modeli müttefiklerimizi rahatsız etmektedir. Türkiye’ den tek kutuplu dünyada anlamı kalmamış ulus devlet modelinden vazgeçerek sistemin istediği yeni rolün gerektirdiği biçimlendirilmeyi kabul etmesi istenmektedir.

Ulus devletlerin dağıtılıp milletlerin sürüleştirilmesi operasyonu terminolojisinde ulus devletler çürümüş statüko, ulus devlet yanlıları statükocu, ulus devletin ordusu darbecidir. Sistemin devşirdiği ulus devlet karşıtlarıysa reformcu, reformist, darbe karşıtı sivillerdir!

Ulus devlet, ulusal sermaye, milli ordu, milli algılayış dünyaya hükmedenler tarafından lanetlenmekte, her türlü olumsuzluğun nedeni gösterilmektedir. Uluslar arası sermayeye eklemlenmiş, onun uzantısına dönüşmüş yerli sermaye, ulus devletle kavgalı içerdeki siyasal oluşumlar, tamamen dışarının güdümüne girmiş fonlu yapılanmalar sivillik ve sivilleşme tanımıyla yüceltilip desteklenmektedir. Gelinen aşamada sınırsız parasal destek yanında bilgi akışı, örgütlenme ve yönlendirme açısından tümüyle dış merkezli mobil sivil oluşumlar ortaya çıkmaya başlamıştır.

Cumhuriyet, milli sermayeye dayalı milli burjuvazi oluşturmaya yönelik ekonomik politikalar uygulamıştı. ABD ve Batının İkinci Dünya Savaşı sonrasında ülkemiz üzerindeki artan etkisiyle süreç içinde milli özelliklerini yitiren büyük sermaye günümüzde uluslar arası sermayenin uzantısına dönüşmüştür. Günümüz Türkiye’si milli devletlerin en önemli ayağı olan milli sermayeden yoksundur artık! Türkiye, Kıbrıs, Ermenistan, Yunanistan, Kuzey Irak konularında arkasında bulamadığı büyük sermayeyi çoğu kez muhataplarının safında görmenin şaşkınlığını yaşamaktadır! Sermayenin sivilleşme ölçütünün ulus devlete karşı küresel sermayenin yanında saf tutmak olduğu da böylece anlaşılmış oluyor.

Sermayenin dönüştürülüp, milli özelliklerinden arındırılmasının ardından bürokrasideki değişimi izlemekteyiz. Ekonominin gayrı millileştiği yerde bürokrasinin milli kalabilmesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Bürokrasinin milli özelliğini yitirmeyen unsurları devletten hızla ayıklanmakta, boşalan makamlar sistemin dayattığı sivilleşmenin ve entegrasyonun kadrolarınca doldurulmaktadır.

Ulusal hukukta direnen, siyasal iktidarın arzusu doğrultusunda kararlar oluşturmayarak ABD ve AB karşısında onları mahcup eden yargının da değişmesi istenmektedir. Ekonomik olarak sömürge konumuna sürüklenmiş bir ülkenin hukuk mevzuatının ve hukuk kadrolarının ulusal niteliklerini sürdürme ısrarı sorunlara yol açmaktadır. Ulusal hukuka yönelik sivilleşme maskeli saldırıların sömürge hukukunun ikamesine, yargıya yönelik sivil kampanyaların da yargının tümüyle siyasal iktidar yörüngesine girmesine kadar sürdürüleceği anlaşılmaktadır. Yaşananlar sivillik, renksizlik söylemleriyle gündeme getirilen Sömürge Anayasası’nın meşruiyet temeli oluşturulmaya çalışılmasından başka bir şey değildir.

Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye’nin mevcut devlet sistematiği içinde geleneksel ağırlığıyla caydırıcı ve tayin edici bir güç merkezidir. Rejimin korunması ve ülke bütünlüğünün savunulmasıyla hukuken yükümlüdür. Kamuoyu yoklamalarında itibarının sürdüğü anlaşılmaktadır. Türk halkı derin bilinçaltında, ülkenin kurtarılması ve kuruluşundan gelen milli ordu algısını yaşatmaktadır. Halkın nazarındaki ülkeyi kurtaran, iç ve dış hasımlardan koruyan milli ordu algısı yıkılmadan itibardan düşürülmesi de olanaklı görülmemektedir. Bu aşamada orduya yönelik darbe suçlamalarındaki geometrik artış rastlantı değildir. TSK’ya yönelik stratejik saldırının taktik figüranı fonlu oluşumlar emperyal merkezlerin sivil muharebe unsurları olarak çoktan devreye sokulmuşlardır.

Ulus devletle birlikte, milli çizgideki antiemperyalist, antifaşist, emekten yana sendikalar ve meslek örgütleri de sistemin sivil maskeli güçlerinin boy hedefidir.

Emperyalizm Türkiye’nin ulus devlet yapısının tasfiyesiyle etnik ve mezhepsel parselasyonunu gerçekleştirmenin fonlu dinamiklerini çoktan piyasaya sürmüş durumdadır. Ulus devletle kavgaya kurgulanan sivil örümcek ağları ne kadar sivildir? Gerçekten dikta ve darbe karşıtı demokrasi fedaileri ile mi, yoksa sivil maskeli sefillerle mi karşı karşıyayız?

Cemaat atmosferi içinde, Hoca efendiye kayıtsız şartsız itaat şartlanmasıyla, özgür bireyin karşıtı tebaa psikolojisiyle yetiştirilmiş kişinin sivilliği olanaksızdır. Günümüzde kimi cemaat yandaşlarının darbe karşıtı sivil kampanya aktörleri olarak ortaya dökülmeleri kafaları karıştırmamalıdır. Emperyalizmin İslam coğrafyasına yönelik çıkarlarının maymuncuğu görevi verilmiş kimi Hoca efendilerle ardından gözü yumuk giden şakirtler gerçekte İslam’a ve mazlumlara yönelik darbenin tetikçileridirler.

Hoca Efendilerin her sözünde, her hareketinde derin hikmetler bulan şakirtlerin sivilliği ne ise, düne kadar Kabe belleyip tapındıkları Moskova’dan, Pekin’den seccadeyi Brüksel’e, Washington’a çevirmiş eski Marksist, yeni liberallerin sivilliği de aynı şeydir. Küresel sisteme biat etmiş bir takım cemaatçilerle kimi tövbekar Marksistlerden oluşturulan sivil koalisyonun tek tip söylemlerine dikkat edilmelidir. Farklı dünya görüşleri ve farklı siyasal gelenekler emperyalizmin tornasından geçirilince piyasayı birbirinin kopyası en sefilinden tek tip sivil ürünler kaplayıvermektedir!

Ulus devletle, rejimle birlikte, halktan, emekten, demokrasiden, çağdaşlıktan yana kimi meslek örgütlerine yönelik sivil maskeli saldırılar önümüzdeki dönemde artarak sürecek gibi görünüyor.


Av. Hüseyin ÖZBEK, 3 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Emperyalizmin sivil askerleri - Av. Hüseyin ÖZBEK

İletigönderen ozan35 » Çrş Şub 03, 2010 14:30

her şeyi en açık ve en doğru şekilde anlatan bir yazı olmuş. Kuzu kılıklı kurt, çoban efendi tarafından güdülen saf koyunların neye hizmet ettiğini ortaya koymuş. Onlar okumalı aslında.
acaba şu yılların ilerideki tarih kitaplarındaki hali nasıl olur? iktidar atatürkçü kesimde olmazsa, muhtemelen ergenekon ve balyoz olduğu gibi yazılır... Peki yüz yıl önceki tarih doğru mudur? olduğu gibi midir? emperyalizme karşı olduğu ve birtakım çevreleri rahatsız ettiği için doğrudur. şimdi o yılları çarpıtmaya çalışan kesimlerin ortak bir noktada buluştuğunu görünce daha bir anlaşılıyor.
Kullanıcı küçük betizi
ozan35
Üye
Üye
 
İletiler: 71
Kayıt: Prş Ağu 20, 2009 17:40


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 17 konuk

x