Erdoğan'ın Kutlu İntikam Meleği: İsrail / Zahide UÇAR

Erdoğan'ın Kutlu İntikam Meleği: İsrail / Zahide UÇAR

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt May 13, 2013 0:09

Erdoğan'ın Kutlu İntikam Meleği: İsrail

O kadar azdılar ki, düştükleri sefil durumu bile idrak edemiyorlar.

Erdoğan Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad’a;

“Çocukların feryadı arşı inletirken, susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Ey Esad, vallahi bunun hesabını vereceksin. Başkalarına gösteremediğin cesareti, ağzında emzik olan kundaktaki bebeğe göstermenin bedelini çok ama çok ağır ödeyeceksin. O çocukların arşı inleten figanı, inşallah, Rabbimin Müntakim sıfatı mucibince, Kahhar sıfatı mucibince, senin üzerine kutlu bir intikam olarak inecek” diye sesleniyor.

Ve İsrail Suriye’yi bombalıyor.

Erdoğan’ın kutlu intikam meleği “İsrail” oluyor.

Ülkesini savunan bir devlet başkanını katil ilan ediyor. Uyuşturucu baronu, tecavüzcü sapık bebek katili Öcalan’ı Türk Milletine kabul ettirmeye çalışıyor. Bebek katili sapık ile masaya oturuyor. Protokoller imzalıyor.

Deccal;

“Yanlışları doğru, doğruları yanlış gösterir” diye tarif edilir.


Günümüzde bütün doğrular ters-yüz edildi.

Sultan şimdi savaş naraları atıyor. “ABD Suriye’ye karadan girerse destekleriz” diyor.

Müslüman kanına doymadı.

Iraklı Müslümanların kanı-namusu-bedduası üzerindeyken… Kaddafi’nin vebali omuzlarında, kanı ellerine bulaşmışken… Suriye halkının kanına da talip oluyor.

Erdoğan’ın Türkiye’de barındırıp silahlandırdığı katiller (Yurt Gazetesi / Ömer Ödemiş’in) haberine göre;

“İlk saldırıda Banyas’ta yaşayan vatanseverleri çoluk çocuk demeden katleden cihatçı güçler, Bayada beldesi cami imamı Şeyh Ömer Bayati’yi hanımı ve çocuklarıyla birlikte öldürerek, ezanı da değiştirip, Selefilere özgü biçimde okumaya başladılar. Küresel Cihatçı güçler bir yandan katliam yaparken bir yandan da Afganistan, Irak ve Libya'da ABD ve NATO güçlerinin yaptığı katliamların resimlerini ‘Banyas Katliamı’ diye basına dağıtarak, propaganda yapmaya çalıştıkları iddia ediliyor.”


Irak’ı kimyasal silah yalanıyla parçalayanlar, aynı yalanı Suriye için söylüyor. BM yetkilisi Ponte “sarin gazını isyancıların kullandığını” rapor ederek yalanı ortaya çıkarıyor.

Vicdan yok, utanma yok, ahlak yok. Kolayca iftira ediliyor.

Yetmiyor;

Dünya medyasında, Suriyeli sığınmacılar ve çatışmalardan yaralanarak Türkiye’ye tedavi için getirilen yaralıların böbrek, karaciğer, göz, kalp gibi organlarının tedavi sırasında alındığı yönünde haberler yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün bu nedenle inceleme başlattığı iddia ediliyor. (Lübnan El- Diyar Gazetesi)

Yetmiyor;

Lübnan’da yayımlanan Al Akhbar Gazetesi, Türkiye’nin Suriyeli teröristleri barındırmakla kalmadığını, Suriye rejimine karşı silahlandırmanın yanı sıra, hayat kadınları da sunduğunu öne sürüyor.

“MİT’ten Cihatçılara Hayat Kadını”
başlıklı haberde ÖSO canilerinin;

“Bu savaşta bize sunulan silah ve para desteği her şey demek değildir. Savaş daha çok uzun sürecek gibi görünüyor. Cihatçıların cinsel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik verilen fetvalara rağmen cihat evlilikleri yetersizdir. Türkiye’nin bu konuda sunduğu hizmet yetersizdir. Biz sizden bizimle savaşmanızı istemiyoruz ama kadınlarınıza ‘cihat evliliği’ çağrısı yapmanızı bekliyoruz” dediğini yazıyor.

MİT elemanları hayat kadınlarını ya da fahişeleri kabul edip etmeyeceklerini soruyor. Militanların cevabı; kadınların nereden geldiğini umursamadıkları, cihatçılarına kadınlarla birlikte olma izninin fetvayla verildiği yönünde oluyor.
(Ömer Ödemiş/Yurt Gazetesi)

Bu utanç verici iddialar Türkiye’nin getirildiği korkunç durumu açıkça gösteriyor.

Yetmiyor;

Cumhuriyet Gazetesinden Alican Uludağ; “MİT ve Emniyet İstihbarat Dairesi’nin yaptığı çalışma sonucu Türkiye’de 2 binin üzerine El Kaide üyesinin bulunduğu belirlendi.” Diye haber yapıyor.

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres 25 Mart 2013’te CNN Türk’te yayınlanan özel röportajında “Türkiye’nin Gazze’nin silahtan arındırılması konusunda garanti verdiğini” itiraf ediyor.

Artık mızrak çuvala sığmıyor.

Erdoğan ABD ve İsrail’in çıkarlarını korumak için Türk Devletini ve vatan çocuklarını ateşe atmaktan çekinmiyor.

Battığı sıcak para çukurundan kurtulmaya bahane yaratmak, devleti dönüştürüp federasyona razı etmek için savaş naraları atıyor.

Katil sürüsü PKK çekiliyor safsatasıyla millete “barış” yalanı pazarlanıyor. PKK’ya bir söz vermedik diyenler, Güneydoğu’dan devleti çekiyor. Oslo ihanet sürecinde verilen sözler unutturuluyor. ABD’nin PKK’yı terör listesinden çıkartıp, BOP’nin silahlı gücü haline getireceği ise saklanıyor. Bebek katili Öcalan “bin gider, Elli bin kişiyle geliriz” diyerek bu gerçeği açık ediyor.


Ayrıca PKK bir şey almadan çekiliyorsa halkı neye ikna ediyorsunuz? “PKK gitmesin” diyen mi var?

YALANCI CENNET

Hasan Sabbah:


İran'da Haşşaşin denilen mezhebin kurucusu. 1090-1091'de Kahire’den İran'a dönerek Alamut Kalesi'ni ele geçiren Hasan Sabbah’ın hizmetine girenler önce içkinin içine atılmış haşhaşinle uyuşturuluyor, adam gözlerini açtığında kendini bir yalancı cennette buluyordu. Bu cennet gibi yerde, huri gibi kızlarla her türlü zevki yaşayan fedailer, bu cennetten ayrılmak istemiyordu. Ancak cennete girmenin yolu vardı. Hasan Sabbah’ın her istediğini gözünü kırpmadan yapmak. Bu yalancı cennet sayesinde Hasan Sabbah’ın etrafında oluşan fedailer ordusu, kısa zamanda adlarını duyuracak suikastlar düzenlediler ve çoğunda başarılı oldular. Hasan Sabbah’ın yok edilmesini istediği hedef kim olursa olsun suikasta uğruyor, çoğu ölüyor, kurtulanlar ise yeniden suikastlara maruz kalıyorlardı.

Türkiye’nin maddi kaynaklarını pervasızca paylaşanlar, çevrelerine ve galata tefecilerine haşhaşin yerine “para” sunuyor. Ve sunulan bu para, beyinleri dumura uğratıyor. Paranın her türlüsü piyasayı kuşatırken, namuslu insanların namusuyla para kazanması zorlaşır. Kara paranın hüküm sürdüğü bir ülkede namuslu insanlar ticaret yapamaz. Çünkü rekabet şartları ortadan kalkar.

AB’ni gösterip Ortadoğu bataklığına saplananlar, cami gösterip kilise onarıyor. Fuhuşun, kara paranın tavan yaptığı, ahlakın dibe çöktüğü, en sapkın yaşamların din diye pazarlandığı ülkemde Ayasofya Müzesini cami yapacaklarmış(!)...

Benim için bir sakıncası yok da(!)..

Korkum;

Ayasofya’yı gösterip bir gece yarısı operasyonu ile Bartolemeus’u Ekümenik yapmalarıdır. Kendine oy verenler Ayasofya ile oyalanırken, Barto Ekümenik olup İstanbul’da ikinci Vatikan’ı kurabilir.


10 yıldır oynadıkları Ali Cengiz oyunları, bundan sonra oynayacakları Ali Cengizoyunlarının da garantisidir.

“Ne sihirdir, ne keramet, Erdoğan’ın gece yarısı geçirdiği ‘korsan’ yasalardadır maharet(!)…”

Yasin suresi bu günün aktörlerini ne güzel tarif ediyor:

"Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır."

"Önlerine ve arkalarına set çektik. Gözlerini perdelediğimizden artık göremezler."

Bu kadar kirlenirseniz, feraset gözünüz kapanır. Firavun’a yoldaşlık edersiniz.

Olan budur.



Zahide UÇAR, 10 Mayıs 2013
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x