Başbakan: Polis rejimin güvencesi
Başbakan Erdoğan, Emniyet teşkilatımız hem demokrasinin hem hukuk sisteminin hem de daha genel anlamda rejimin sarsılmaz bir güvencesi, adeta bir sigortasıdır dedi.
Ergenekon operasyonları nedeniyle çeşitli iddialara muhatap olan polise sahip çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Emniyet teşkilatının hem hukuk sisteminin, hem demokrasinin, hem de daha genel anlamda rejimin sarsılmaz bir güvencesi ve adeta bir sigortası olduğunu söyledi.
Başbakan Davutpaşada yapımı tamamlanan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Polis Eğitim ve Kongre Merkezinin (PEKOM) açılışını yaptı. Burada yaptığı konuşmada Osmaniyeye vali olarak atanan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerraha hizmetlerinden dolayı teşekkür eden Erdoğan, Emniyet teşkilatının rejimin güvencesi olduğunu söyledi.
Erdoğan şöyle konuştu:
Emniyet güçlerimiz bugün dünyanın birçok ülkesinde barışa katkı sağlıyor. O ülkenin polis teşkilatlarına tecrübelerini aktarıyor. Bu noktada emniyet güçlerimize milletçe gurur duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Emniyet teşkilatımız hem demokrasinin hem hukuk sisteminin hem de daha genel anlamda rejimin sarsılmaz bir güvencesi, adeta bir sigortasıdır. Türkiyenin demokratikleşme ve insan hakları noktasında kaydettiği tarihi nitelikteki ilerlemeye polis teşkilatımız çok hızlı bir şekilde uyum sağladı.
Özellikle çetelerle, mafyayla, hukuk dışı örgütlenmelerle mücadele noktasında emniyet teşkilatımız son dönemde çok kararlı bir mücadele yürütüyor. Elbette bundan rahatsız olanlar çıkabilir. Emniyet güçlerimizin kararlılığı karşısında çıkarları zedelenenler, altlarından zeminleri kayanlar olabilir.
Bu çevreler emniyet güçlerimizi yıpratmak için karalama kampanyaları da yapabilir. Çetelerin, mafyaların, hukuk dışı örgütlerin avukatlığına soyunanlar ve bu avukatlığı üstlenenler, emniyet güçlerimizin arasındaki koordinasyonu bozmak için suçla mücadele azmini gölgelemek için akla hayale gelmeyen ithamlarla emniyet güçlerimize saldırabilirler.
Polis siyasete çekilmesin
Teşkilatın, demokrasi ve hukuk çerçevesinde görevlerini yerine getirdiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, Özellikle siyasetçilerin bilerek ya da bilmeyerek alet oldukları bu yıpratma tavrından bir an önce vazgeçmelerini gönülden arzu ediyorum. Emniyet güçlerimizi hiç kimse siyasetin içine çekmemeli. Hiç kimse onları siyasi istismar aracı olarak kullanmamalı dedi.
Kaynak
Rejimin güvencesi polis sözleri tartışma çıkardı
Erdoğanın, "Emniyet teşkilatımız genel anlamda rejimin sarsılmaz güvencesidir" sözleri hem Özalın başbakanlığı döneminde sarf ettiği, "Darbeleri önlemek istiyorsanız polis teşkilatını güçlendirmelisiniz" çıkışını hatırlattı hem de hukukçu ve siyasileri böldü.
"Bu sözler yargıyı, TSKyı safdışı bırakmak anlamına gelir" diyen de var, "Emniyet teşkilatı iç huzuru temin etmekte başarısız olursa orada demokrasiden bahsetmek mümkün değildir" diyen de. İşte, çeşitli görüşler.
Karşı çıkanlar
Başbakan Tayyip Erdoğanın Polis Eğitim ve Kongre Merkezinin açılışında sarfettiği "Emniyet teşkilatımız hem demokrasinin, hem hukuk sisteminin hem de daha genel anlamda rejimin sarsılmaz bir güvencesi, adeta bir sigortasıdır" sözleri, yeni bir tartışma başlattı.
Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal da, Başbakanlığı döneminde, "Darbeleri önlemek istiyorsanız polis teşkilatını güçlendirmelisiniz" demiş ve kendilerinin de bunu yaptığını söylemişti. Erdoğanın çıkışı, zihinlerde Özalın yorumunu canlandırdı. Erdoğanın değerlendirmesi konusunda, Türkiyenin önemli bazı hukukçu ve siyasilerinin görüşleri şöyle:
Rejimin değil huzurun sigortası
Sabih Kanadoğlu (Yargıtay Onursal Başsavcısı): "Rejimin güvencesi Emniyettir demek doğru bir tanımlama olmaz. Evet, güvenlik, huzur, mal varlığı, canına kadar bunlar için güvencedir. Ama rejim dediğiniz zaman olay yön değiştirir. Aslında rejimin güvencesi her şeyden önce diğer organlardır. Aynı organların emrinde olan, yürütmenin emrindeki bir emniyeti, güvenlik güçlerini rejimin güvencesi olarak tanıyorsanız, yargıyı bir tarafa bırakıyorsunuz, Silahlı Kuvvetleri de dışarıda bırakıyorsunuz. O zaman yorumlama zorluğu var. Polis huzurun güvencesidir denirse, hepimiz iştirak ederiz. Ama rejimi yürütmenin emrine verirsek güvence altına girmez, güvencesiz duruma gelir."
Ali Rıza Öztürk (CHP Mersin Milletvekili): "Güvenlik güçleri yürütmeye bağlıdır. Demokrasinin, rejimin güvencesi yargıdır. Polis ne kadar anayasal bir kurumsa Türk Silahlı Kuvvetleri de öyledir. Yürütmeye bağlı kurumlardan birini sistemin güvencesi, sigortası görmek doğru değil. Anayasal tüm kurum ve kurallar sistemin güvencesidir. Bir bütün olarak yasama, yürütme ve yargıdır. Hukuk devleti ilkesinin egemen olduğu yönetimlerde asıl olan yargıdır. Bana göre yargı, kuvvetler ayrılığı ilkesinde bir adım önde, eşitler arasında birincidir. Başbakanın sözleri demokrasi açısından kıt bir anlayıştır."
Kanunla verilmiş yetki değil
Ahmet Ersin (CHP İzmir Milletvekili): "Anayasal veya yasal temeli yok; Başbakanın kişisel bir yorumu. Hukuken demokrasinin temeli yasama, yürütme ve yargıdır. Bunun dışında demokrasiyi koruyup kollayan veya demokrasiye temel olan başka bir kurum yok. Emniyet, İçişleri Bakanlığına bağlı bir kurum ve siyasi yönlendirmelere de çok açık. İktidardaki partiye hizmet etme eğiliminde olan bir kurum. Çünkü genel müdürünü ve yöneticilerini iktidar atar. Kanunla verilmemiş yetkiyi böyle tanımlamak uygun değil. Kaldı ki bugünkü durumda emniyetteki cemaat kadrolaşması Başbakanın söyleminin tersini gösteriyor."
Bu aklından geçen
Behiç Çelik (MHP Mersin Milletvekili): "Sayın Başbakan, emrindeki kurumların görev ve yetkisiyle ilgili yeterli bilgiye sahip değil. Sık sık pot kırıyor. Bu da kurumlar arası çatışmaya zemin hazırlayabiliyor.Emniyete böyle bir görev tanımlaması aslında aklından geçen bir düşünceden ibarettir. Emniyet Teşkilatı Kanununda rejimi korumakla alakalı herhangi bir hüküm geçmez. Böyle hareket etmek milli güvenlikle ilgili kurumların kıskançlığına yol açar. Polise rejimle ilgili olmayan bir görev yıkmaya çalışırsanız, o zaman devletin temelleri sarsılır. Emniyet teşkilatımıza da yazık edersiniz. Umuyorum ki, emniyetin değerli yöneticileri bu tür misyon yüklemelere kendilerini kapatır ve yasalarda çizilen çerçevede dururlar."
Destek verenler Polisin başarısı rejimi de korur
Saffet Arıkan Bedük (Eski Emniyet Genel Müdürü): "Ülke içinde huzur ve güvenin temin edilmesi, milletin hak ve menfaatlerinin korunması ve demokrasinin işler hale gelmesinde tabii ki polisin başarısı fevkalade etkili olmaktadır. Böylece ülkede herhangi bir açılıma, yeni rejim arayışına da imkan kalmayacaktır. Emniyet teşkilatı iç huzuru temin etmekte başarısız olursa orada demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Başbakanın konuşmasını bu bağlamda değerlendiriyorum, Silahlı Kuvvetlerle karşı karşıya getirme anlamında yorumlamıyorum."
Anayasal tüm kurumlar sistemin güvencesidir
Hikmet Sami Türk (Eski Adalet Bakanı): "Gerek Türk Silahlı Kuvvetleri, gerek Emniyet hakkında böyle ifade kullanılması normaldir. Hepimizin can güvenliği, mal güvenliği bir bakıma güvenlik güçlerince sigortalanmıştır. Bunun Anayasada yazılı olması gerekmez. Yürütmenin görevlerinden biri de asayişi, güvenliği sağlamaktır. O aynı zamanda teşkilatı onurlandırıcı bir ifadedir. Bu bağlamda söylediyse gayet doğru."
İstihbaratçı demeciyle başladı
Dönemin Başbakanı Turgut Özalın da dahil olduğu, polisin darbe sigortası olmasıyla ilgili tartışma 11 yıl önce dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlunun sözleriyle gündeme gelmişti. "Post-modern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat döneminde bazı operasyonlarıyla askerlerin hedefi olan Orakoğlu, "Asker Türkiyede artık darbe yapamaz, 167 bin polis ve 7 bin özel tim görevlisi var, askerin polisi de yanına alması gerekir" demişti. Bu sözler önce isim verilmeden Emniyetten üst düzey bir istihbaratçıya atfen yazıldı. Tartışmalar büyüyünce bu sözlerin Orakoğluna ait olduğu açıklandı.
Kaynak