Ergenekon Şeması'nın gizlenen 8 ismi

Genel & Güncel Konular

Ergenekon Şeması'nın gizlenen 8 ismi

İletigönderen Türk-Kan » Prş Kas 27, 2008 20:44

Ergenekon şeması mahkemede

MİT tarafından gönderilen "Ergenekon şeması"nın açık şekli mahkemeye ulaştırıldı.


“Ergenekon” davasının bugünkü duruşmasında, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından gönderilen “Ergenekon konulu şemanın” açık şeklinin savcılıkça mahkemeye ulaştırıldığı bildirildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasına devam eden tutuklu sanıklardan Kuvva-i Milliye Derneği Genel Başkanı Bekir Öztürk, kendi çizdiği, çok kafası olan bir canavar karikatürünü de göstererek, “Bunun kopmayan kafasının birinin TSK, diğerinin de Türk hukuk sistemi olduğunu düşünüyorum” dedi.

Tutuklu bulunduğu 17 aylık süreçte, kendisini ziyaret için cezaevine bir arkadaşının geldiğini belirten Öztürk, bu arkadaşına bir daha gelmemesi yönünde uyarıda bulunduğunu anlatarak, “Bazı sanıkların ziyaret listesinde bulunan kişiler soruşturma kapsamında tutuklandı ya da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı” dedi.

Öztürk, “Ergenekon”a ilişkin devam eden soruşturma kapsamında tutuklanan eski İstanbul Organize Şuçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın, 2001'de Tuncay Güney'in ilk ifadesini alan ve “Ergenekon” soruşturmasını başlatan kişi olduğunu belirterek, Saçan'ın, süren soruşturmanın iddianamesinin hazırlanması beklenmeden tanık olarak dinlenmesini talep etti.

“Komedi iddiaları manzumesi” olarak gördüğünü söylediği iddianamede kendisiyle irtibatlandırılan 12 kişi olduğunu, ancak bunlardan 10'unun hukuki durumlarının anlatıldığı bölümlerde kendisinden söz edilmediğini belirten Öztürk, “Burada bana 'kiminle ilişkiniz var?' diye sorsanız, Oktay Yıldırım diye bağırırım” dedi.

Öztürk, çok kez telefonla görüştüğü Yıldırım ile iddianameye göre bir ilişkisinin belirtilmediğini de kaydetti.

Hayatı boyunca tanıdığı muvazzaf subay ve astsubay sayısının 10 olduğunu belirten Öztürk, “İçine girdiğim tek kışla da bilgisayar tamiri için gittiğim, ilçemdeki jandarma kışlasıdır” dedi.

SAVUNMASINI “ERGENEKON DESTANI” ADLI ŞİİRİYLE BİTİRDİ

Tutuklu sanık Bekir Öztürk, daha sonra cezaevinde yazmaya devam ettiği “Ergenekon Şiirleri” isimli kitabında yer alan “Ergenekon Destanı” adlı şiirinin bir bölümünü okuyarak, savunmasını tamamladı.

Ardından çapraz sorgusuna geçilen Öztürk, bir soru üzerine, Kuvva-i Milliye Derneğinin, Büyük Hukukçular Birliğiyle bir bağlantısı olmadığını savundu.

“Bir yerde geçen Sinan adlı kişi, ATO Başkanı Sinan Aygün” diyen Öztürk, Aygün ile ATO'nun çok sayıda üyesi olduğu için kendilerine yardımcı olabileceği düşüncesiyle görüştüğünü söyledi. Öztürk, yine “Abdüllatif” diye söz ettiği kişinin de hemşehrisi olan Abdüllatif Şener olduğunu kaydetti.

Öztürk, sorular üzerine, Güler Kömürcü Öztürk'ün aracılığıyla, tayin konusunda eski milletvekili Turhan Çömez ile de görüştüğünü anlattı.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın, “Size atılan maillerde, 'bu uğurda canımı feda edeceğimden emin olabilirsiniz' şeklinde yazılar var. Fikri ve kültürel mücadele amacını taşıyan bir dernek olduğunuzu söylüyorsunuz” şeklindeki sözleri üzerine Öztürk, siteye gelen bütün yazıları titizlikle okuduğunu belirtti.

Öztürk, şiddete karşı olduklarını ve bu maillere cevap bile vermediğini ifade ederek, “4 yıllık süreçte internet sitemize 20 bin başvuru oldu. Bu mailler dernekle ilgili değil, siteyle ilgilidir” dedi.

Duruşmada, sanıklardan Bekir Öztürk'ün çapraz sorgusunun yapılmasının ardından diğer sanık ve sanık avukatlarının talepleri dinlenildi.

Cumhuriyet Savcısının taleplere ilişkin görüşünü açıklamasından sonra mahkeme heyeti duruşmaya kısa bir süre ara verdi.

MİT, “ERGENEKON KONULU ŞEMANIN” AÇIK ŞEKLİNİ GÖNDERDİ


Bu arada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, bir sanık avukatının “mahkemenin reddine” yönelik talebine istinaden, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin ret kararı verdiğinin görüldüğünü belirtti.

Başkan Şengün, MİT tarafından gönderilen “Ergenekon konulu şemanın” açık şeklinin Cumhuriyet Savcılığınca mahkemeye ulaştırıldığını kaydetti. Başkan Şengün, bu evrakın mahkemece incelemeye alındığını bildirdi.

Şengün, sanıklara ait ses dosyalarının bir kısmının DVD ortamına aktarıldığını ve talepte bulunanlara verilmekte olduğunu kaydetti.



Resim


Savci Öz'ün sansürledigi su meshuuur semanin acik seklini görelim artik degil mi..? Kimler var, kimler yok.. :twisted:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

1 numarayı mahkeme biliyor

İletigönderen Türk-Kan » Cum Kas 28, 2008 13:47

1 numarayı mahkeme biliyor

MİT, Ergenekon'la ilgili çok önemli bir belgeyi mahkemeye gönderdi. Belgede 69 kişinin adı var.


Mahkemeye MİT'ten, 69 kişilik bir liste gönderdi bu listede, Ergenekon'un bir numarısının ismi de bulunuyor.

Ergenekon'da beklenmedik bir gelişme yaşandı ve Tuncay Güney'in ifadesinde bulunan ancak bugüne kadar açıklanmayan 69 kişilik liste bugün mahkeme heyetine gönderildi. Gönderilen 69 kişilik bu listenin 63'ünün üstü ise kapalı.

MAHKEME LİSTEYİ AÇTIRDI

Mahkeme, gönderilen bu listenin bugün üstünün açılmasını istedi. Peki bu listede kimlerin isimleri var? İşte bu konuda bugün çok ilginç bir iddia ortaya atıldı ve üstü açılan listenin Ergenekon'un bir numarısının da ortaya çıkaracağı belirtildi. Avukatların bu konudaki başvuruyu yaptığı ve aralarında halen görevdeki bazı üst düzey askerlerin de bulunduğu Ergenekon listesinin önümüzdeki günlerde, ayrıntılarının tüm yönleriyle kamuoyuna açıklanacağı kaydediliyor.



Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Kas 29, 2008 14:34

önder kadan yazdı:MİT, Tuncay Güney'in mülakatından hareketle bir Ergenekon şeması ve 3 sayfalık gizli bir yazı hazırlamıştı.
Bu şemada, Ergenekon ile bağlantılı 69 kişinin ismi vardı.
Ama Savcı Zekeriya Öz, bu belge ve şemayı dava dosyasına koyarken, bu 69 isimden 64'ünün üzerini kapatmıştı.
Yani hakimler, yargıladıkları örgüt ile bağlantılı 69 kişiden 64'ünün ismini bilmeyeceklerdi.
Sadece Veli Küçük, Doğu Perinçek, Adnan Akfırat ve Alemdaroğlu'nun isimleri kapatılmamıştı.
Savcı Öz, bu 64 ismin üzerini niçin kapatmıştı? El-cevap: CIA tertibini gizlemek için.
Demek ki, bu isimler görüldüğünde davanın gayrı ciddi olduğunun anlaşılacağına dair kuşkuları vardı Savcı Öz'ün.

Doğu Perinçek, mahkemeye sunduğu dilekçede, savcıların bu şemayı sansürsüz olarak dava dosyasına koymasını, hem hakimlerin hem de sanıkların bu şemayı görmeleri gerektiğini söyleyerek savcıların oyununu bozdu.
Çünkü, suçlanan sanıklar bu örgütü kimlerle kurmuştu? Bu 64 kişi bilinmeden nasıl savunma yapılabilirdi?
Mahkeme, şemanın dava dosyasına sansürsüz olarak konulması isteğini kabul etti.

Savcıların eli ayağına dolaşmıştı. Tam 10 gün, ceplerinde olan şemayı çıkarıp dosyaya koyamadılar.
MİT yönetiminden intikam almaya karar verdiler.
Tuncay Güney'in MİT elemanı olduğunu gösteren bir belgeyi Sabah Gazetesi'ne sızdırdılar.
Savcı Öz ve eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür, bu belgeyi sızdırmakla, bugünkü MİT yönetimine şu mesajı veriyorlardı:
"Madem ki bizim dahil olduğumuz tertibi açığa çıkarıyorsunuz, biz de Haham Tuncay'ın bir MİT elemanı olduğunu açıklarız"
Artık açığa çıkmaya başlamış olan bu Ergenekon tertibinin suçunu bu sızdırma ile MİT'in üzerine yıkmayı planladılar.

Ama MİT yönetimi, yaptığı açıklama ile onların bu planını suya düşürdü.
Tansu Çiller döneminde MİT içinde Kontr-Terör Merkezi kurulmuş ve başına Mehmet Eymür getirilmişti.
Bu birim, dönemin MİT müsteşarı Sönmez Köksal'a bağlı olarak çalışıyordu.
Ancak, bazı tartışmalar sonucunda 1997 yılında bu birim lağvedildi.
26 Kasım 2008 tarihli MİT açıklamasında, Tuncay Güney'in ilişkide olduğu Kontr-Terör Merkezinin 1997'de lağvedildiği belirtiliyor.
MİT, böylece, Tuncay Güney'in MİT elemanı değil, MİT içinde kurulmuş ve sonradan lağvedilmiş bu birimin, dolayısıyla Mehmet Eymür'ün elemanı olduğunu söylemektedir.
Bunu demekle MİT,
"Ergenekon davasının açılmasında merkezi rol oynayan Tuncay Güney MİT'in değil, Mehmet Eymür'ün adamıdır. Bu tertipte suçlu MİT değil, Mehmet Eymür, ilişkide olduğu CIA ve Savcı Öz'dür"
demek istemektedir.

MİT açıklamasında ayrıca Tuncay Güney hakkında şöyle denmektedir:
-"Şüpheli faaliyetleri bulunan"
-"MİT'in dikkatini çeken"
-"MİT'in üzerinde çalışma yaptığı bir şahıstır"
Yani MİT, Tuncay Güney'i sahiplenmemektedir. MİT, Tuncay Güney'in Mehmet Eymür güdümünde bir CIA tertibinde kullanıldığını saptamıştır.

Haham Tuncay, CIA ve MOSSAD bağlantılı tertipçilerin elinde patlamıştır.
MİT, soruşturmaya verdiği cevapla Mehmet Eymür, Zekeriya Öz gibi bu tertipte rol almış olanları da ihbar etmiş bulunmaktadır.
MİT'in yolladığı şema, MİT yazısında belirtildiği üzere, Tuncay Güney'in anlatımlarına dayanılarak düzenlenmiştir.
Başka deyişle MİT, Tuncay Güney'e ezberletilenleri şemalaştırılmıştır.

Tuncay Güney'in, 2 Mart 2001 tarihli anlatımı ise bu tertibin arkasında CIA'nın bulunduğunu ele vermektedir.
Tuncay Güney, mülakatta ısrarla şu vurguları yapıyor:
- " Ergenekon demek, TSK demektir" (s.81).
- "TSK, PKK'ya silahı veriyor, CIA veriyor oluyor".
- "Ergenekon'un çekirdek kadrosunda ve merkezinde, Org. İ. H. Karadayı, Org. H. Kıvrıkoğlu, Org. Eşref Bitlis, Org. Teoman Koman, Org. Rasim Betül (Betir'i kasdediyor) vardır. Org. Necip Torumtay da Ergenekon kadrosudur" (s. 82 vd. s. 94).
- "Susurluk ve benzeri çete işlerini, cinayetleri, komuta kademesi birlikte işlemişlerdir" (s. 28 ).
- Ergenekon örgütlenmesinde TSK'nin suç ortağı İşçi Partisi'dir.

MİT şemasında da gözükeceği üzere, CIA ekibi Tuncay Güney'i kullanarak 2001 yılında Türk Ordusu'nun son üç Genelkurmay Başkanını, üç Jandarma Genel Komutanını, İşçi Partisi'nin Genel Başkanı ve üç yardımcısını suçlamıştır.
Türk Ordusu'nu ve İşçi Partisi'ni hedef alan bu suçlama, ABD'nin ve CIA'nın 2001 yılındaki plan ve hedefleriyle bire bir örtüşmektedir.
27 Kasım 2008 tarihinde Doğu Perinçek'in mahkemeye sunduğu dilekçeden faydalanılarak yazılmıştır.
++++++++++++++++++++
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen lozan 2005 » Pzr Kas 30, 2008 1:00

Bilirler bilirler...
Olmayan 1 numarayi cok iyi bilirler.
Yikilsin Agalik
Yasasin Cumhuriyet
Kullanıcı küçük betizi
lozan 2005
Üye
Üye
 
İletiler: 716
Kayıt: Cmt Kas 01, 2008 1:58

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Ara 07, 2008 21:24

.
Doğu Perinçek açıklıyor:




Ergenekon Şeması'nda 'üzeri bantlı' isimler

'Ergenekon Şeması'ndaki 'üzeri bantlı' isimler tartışılırken, Doğu Perinçek 8 kişilik liste hazırladı. 8 kiişilik listede emekli genelkurmay başkanlarının da bulunduğu iddia edildi.


Ergenekon iddianamesinde yer alan ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Başbakanlık için hazırlandığı ileri sürülen raporda bulunan 'Ergenekon Şeması'ndaki 'üzeri bantlı' isimler tartışılırken, Doğu Perinçek 8 kişilik liste hazırladı. Perinçek'in, 69 ismin olduğu şemada gizli tutulan 58 isimden 8'i olduğunu iddia ettiği isimler arasında emekli genelkurmay başkanları da bulunuyor.

'MERKEZKAÇ AJAN OLMAM'

Dünkü duruşmada, Ergenekon şemasındaki isimlerin açıklanmasını isteyen Perinçek, "Bu şema devlet sırrı değildir. 'Bir numara terörü' estirilmektedir" dedi.

Perinçek şemada bulunduğunu iddia ettiği isimleri şöyle açıkladı: Genelkurmay eski başkanlarından emekli orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, emekli orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, emekli orgeneral Necip Torumtay, eski Jandarma Genel Komutanları orgeneral Eşref Bitlis, emekli orgeneral Teoman Koman, emekli organeral Rasim Betir ile emekli Tümgeneral Nejat Müldür ve emekli Tümgeneral Osman Özbek. Öte yandan, sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün sorgusu sırasında Perinçek'in "Ajan" diye bağırması üzerine Öztürk "Ajan değilim ama olsam olsam milli eksenli ajan olur. Merkezkaç ajan olmam" yanıtını verdi.

GAZİ GÜDER'E TAHLİYE

Mahkeme verdiği 3 saatlik arada Gazi Güder'in tahliyesine diğerlerinin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme SABAH'ta yayınlanan Tuncay Güney'in MİT elemanı olduğuna dair belgenin MİT'e ait olup olmadığını, 69 kişilik Ergenekon şemasını içeren MİT belgesinin hâlâ gizlilik niteliğinin olup olmadığının MİT'e sorulmasını da kararlaştırdı. Mahkeme ayrıca sanıkların savunma hakkının kutsallığını dikkate alarak eğitim amaçlı bilgisayarla çalışma olanağı verilmesini kabul etti.



Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Mar 20, 2009 14:24

Bayramoğlu İtiraf Etti

Fethullahçıların şema tertipleri açığa çıktı. Daha önce "Şubat 2007'de Başbakan'ın önüne Hrant Dink ile ilgili 2 şema konuldu" diye yazan Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, bugünkü yazısında şemaların kimler tarafından hazırlandığını itiraf etti. İşte o itiraf...

Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, şema tertiplerinde Fethullahçıların rolünü itiraf etti. Daha önce "Şubat 2007'de Başbakan'ın önüne iki şema konuldu. Hrant Dink cinayetiyle ilgili olan bu şemalar, Ergenekon soruşturmasıyla örtüşüyor" diye yazan Bayramoğlu, İçişleri Bakanlığı'nın şemayı yalanlaması üzerine şemadaki Fethullahçı rolünü itiraf etmek zorunda kaldı. Bayramoğlu, bugünkü yazısında "Dink şemalarını Emniyet hazırladı" dedi.

Fethullahçıların Emniyet'te kadrolaştığı ve sicilinde Fethullahçı olduğu belirtilen Ramazan Akyürek'in İstihbarat Daire Başkanlığı'na getirildiği biliniyor. Dink Cinayeti'nde adı geçen Erhan Tuncel, Akyürek'in muhbiri olduğu ortaya çıkmıştı.



Kaynak

İşte o yazı...

Dink cinayeti şemaları…

Sizi 6 Şubat 2009 tarihli yazıma geri götürmek istiyorum. “Ergenekon ve Dink cinayeti” başlıklı bu yazıda iki şemadan söz etmiş, şöyle demiştim:

“Şubat 2007'de Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önüne iki şema konmuştu. Dink cinayetiyle ilgili Emniyet'in yaptığı ilk çalışmalardı bunlar. O dönem bu şemalar yazılmamak kaydıyla birçok gazetecinin eline ulaşmıştı.

İlk şema Ogün Samast ve Yasin Hayal'in merkezde olduğu telefon görüşmeleri trafiğiydi. Onlarla yoğun temasta olan kişilerin diğer temasları ve aralarındaki bağlantılar ele alınıyor ve böylece oluşan “daire”nin resmi çekiliyordu.

İkinci şema ise kurumlar ve yapılarla ilgiliydi. Bunlar arasında çeşitli dernekler, televizyon kanalları, internet siteleri, mafya grupları bulunuyordu.

Bu grupların ilk şemayla keşistiği noktalar da vardı. Bu bağlantılar ve isimlerin üzerine nedense gidilmedi, gidilemedi…

Aradan iki yıl geçti.

Bu şemalarda yer alan yapılarla Ergenekon soruşturmasında takibata uğrayan yapılar, şemalarda yer alan isimlerle Ergenekon sanıkları arasında çarpıcı bir örtüşme bulunuyor.

Hrant Dink Ocak 2007'de öldürüldü.

Bu şemalar Başbakan'ın önüne Şubat 2007'de konuldu.

Ergenekon soruşturması Ocak 2008'de başladı.

Arada 1 yıllık fark var…

Dink cinayetinin içinde ve çevresinde olabileceği varsayılan ya da telefon irtibatlarıyla şüphe uyandıran kişiler bugün Ergenekon davasında tek tek takibata uğruyor, üstelik kimisinin tutuklanma tarihi pek yeni…

Ne anlama geliyor bu?”

Milliyet Gazetesi dün beni buna ilişkin bir haberin merkezi ve kaynağı yaparak, kamuoyuna bu şemaları ilk kez benim duyurduğumu söyleyen bir manşet atmıştı.

İçişleri Bakanlığı'nın bu şemaları doğrulamadığını söylüyordu. Ve soruyordu gazete “o zaman kim hazırladı, bu şemaları?”

Gazeteyi görünce Sedat Ergin'i aradım, ulaşamadım…

Yazmak kaçınılmaz oldu.

Benim bilgilerimin, haber kaynaklarımın ve vicdanımın işaret ettiği gerçek açıktır: O şemalar Emniyet Teşkilatı tarafından hazırlanmıştır.

Bu şemalar resmî evraka dönüşmediği, “ham bilgi” olduğu için doğal olarak resmî dolaşıma girmemiş, sadece Başbakan'a aktarılmış ve yine doğal olarak İçişleri Bakanlığı tarafından teyit edilmemiştir.

Gazete ve gazetecinin yapması gereken, resmî bir açıklamayı veri almak kadar gerçeğe, çıplak bilgiye, bilginin özüne ulaşmak için asgari çaba göstermektir.

Bırakın bu çabayı, Milliyet muhabirleri ve yazarları Sedat Ergin'in talimatı üzerine Orhan Dink'i, aile avukatlarını aradılar, ama nedense benim bilgime bile başvurmadılar. Merak bile etmediler. Şemaların doğru olamayacağı imasını benim ismim üzerinden yapmayı tercih ettiler. Daha önce Ergenekon'un bir efsane olduğu iddiasını ileri sürerken yaptıkları gibi, Balbay günlükleri karşısında yapmaya gayret ettikleri gibi…

Ergin telefonuma çıksaydı, ona bunları söylecektim…

Ve şunu özellikle ekleyecektim:

Bu şemaları yüksek sesle dillendiren ilk kişi ben değilim. Tersine ben şemada adı geçen insanları töhmet altında bırakmamak için bu konuda yazı yazmadım, ama gereğini yaparak incelenmesi için Dink ailesine ve avukatlarına verdim.

Şemaları kamuoyuna açıklayan Milliyet gazetesinin muhabiri Nedim Şener'dir.

Şener, “İstihbarat Yalanları” başlıklı kitabında yayınlamayacağını söyleyerek incelemek için benden aldığı bu şemaları hiçbir ismi gizleme çabasına girmeden yayınlamıştır. Bunun üzerine ben de, onun da katıldığı ve kitabının masada durduğu bir televizyon programında, TV Net'te, 20 Ocak 2009 tarihinde, işin aslını ve şemaları tüm açıklığıyla anlattım.

Milliyet yöneticilerinin şunu unutmaması gerekir:

Hedef göstermek tehlikeli iştir, hedef isabet alırsa, eğer varsa, vicdan vebal altında kalır.

Bu şemalar Ergenekon derinliğine işaret etmektedir…

Ve bu bir gün kanıtlanacaktır…

Kimi meslektaşlar gazetecilik yapmak istiyorlarsa, alsınlar o şemaları önlerine, tek tek araştırmaya, bağ kurmaya başlasınlar, basının Dink hadisesindeki vicdani sorumluluğunu belki bir ölçüde hafifletirler…

Not: Geç saatte Sedat Ergin aradı. Yazdıklarımı kendisine aktardım. Ancak yazımı değiştirmiyor, bir bölümünü Milliyet gazetesine tekzip olarak gönderiyorum.


Ali Bayramoğlu
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x