'Ergenekon'un bedeli olacak'

Genel & Güncel Konular

'Ergenekon'un bedeli olacak'

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Şub 23, 2009 16:54

Başbakan Erdoğan'dan ANA uçağında Ergenekon'la ilgili kritik mesajlar:

Başbakan Erdoğan Diyarbakır dönüşünde açıkladı: Bölge halkının en çok mutlu olduğu açılımlardan bir tanesi Ergenekon'dur. Bu konunun peşini bırakacak değiliz. Nereye varırsa varsın. Yargıya müdahale gücümüz yok. Yargıdan beklenen, bizden beklenirse bize haksızlık olur. Kaldı ki şu anda yaptıklarımızın bedeli, şimdi değil gelecekte olacak. Ama biz bunu düşünmüyoruz

Başbakan Tayyip Erdoğan, Diyarbakır mitinginden dönüşünde ANA uçağında bir grup medya yöneticisine değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, Ergenekon'a ilişkin bugüne kadar kendisinden ilk defa duyduğumuz şu yorumu yaptı: 'Şu anda yaptıklarımızın bedeli şimdi değil gelecekte olacak. Ama biz bu bedeli düşünmüyoruz.'

Başbakan'la uçak sohbetimizin satır başları şöyle:

MHP VE DTP KİMLİK SİYASETİ YAPIYOR: Dikkat ederseniz kimlik siyaseti yapan iki tane parti var. MHP de DTP de kimlik siyaseti yapıyor. Biz her ikisini de kabul etmiyoruz. Onun için de etnik milliyetçiliğe hayır diyoruz. Bizim yaklaşım tarzımız, yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevmektir.

CHP'NİN HALKLA BİRLİKTELİĞİ YOK: Doğu'da CHP'nin zaten belediyesi hemen hemen yok. Çünkü halkla birlikteliği yok. En az geldiğim yer Tunceli'dir, üç kere geldim. Hakkari'ye üç kere geldim. Arkadaşlarım zaten ayrıca geliyorlar.

SEÇİM SONUÇLARI NE OLUR: Şu anda henüz tırmanmadayız. Daha bu günlerde şu şudur demek kolay değil. Yani son 15 günde iş daha netleşir.

ERGENEKON'UN BEDELİ: ('Ergenekon operasyonunun yavaşladığına ilişkin değerlendirmeler var. Ne düşünüyorsunuz?' sorusu üzerine ellerini iki yana açarak 'İnsaf' dedi ve devam etti) Bölge halkının en çok mutlu olduğu açılımlardan bir tanesi Ergenekon'dur. Bu kamuoyu araştırmalarında da çıkıyor. Bu konunun peşini bırakacak değiliz. Yani bu olay nereye varırsa varsın devam edeceğiz. Ama takdir edersiniz ki biz yasamanın içinde varız, yürütmede varız. Ama yargıda biz yokuz. Yargıya müdahale gücümüz de yok. Yargıdan beklenen bizden beklenirse bize haksızlık olur. Kaldı ki şu anda yaptıklarımızın bedeli şimdi değil gelecekte olacak. Ama biz bu bedeli düşünmüyoruz. Şimdi biz ülkemize bedel ödetmek istemiyoruz. Bu işin yavaşlaması diye bir şey olmaz.

DOĞAN GRUBU'NA CEZA: Maliye Bakanlığı'nın periyodik bir işlemi. Aynı şekilde SPK'nın var. Sermaye Piyasası Kurulu. Bağımsız kurum. Onu da mı ben yönlendiriyorum.

OBAMA MÜŞTEREK ÇALIŞMA ÖNERDİ: Obama, Ortadoğu'da müşterek çalışmanın gereğinden bahsetti. Biz de kendilerine 'Bölgede müşterek çalışmada Türkiye diğer ülkelere göre daha isabetli bir seçim olacaktır' diye söylemiş olduk. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti özelliği Ortadoğu'da başka hiçbir ülkede yok. Bunun yanında halkının yüzde 99'u Müslüman bir ülkeyiz.

TRT ŞEŞ'İ GÜÇLENDİRECEĞİZ

TRT Şeş'i güçlendirmemiz lazım. Program içeriğini çeşitlendirebilirsek ben inanıyorum Kuzey Irak'ta olsun Irak'ın daha da merkezine doğru çok daha büyük ilgiler uyandıracaktır. Diğer televizyonların böyle ciddi bir alt yapısı yok.

AHMET KAYA'NIN KABRİ GELEBİLİR

Ertuğrul Bey'e (Kültür Bakanı Günay) Almanya'da olan Şivan'ı da ikna edebilirseniz, getirebilirseniz dedim. Ahmet Kaya'nın eşiyle de görüş dedim. İsterlerse Ahmet Kaya'nın kabrini buraya aldıralım. İlk şeyde kesin demiyorum ama olumlu bir yaklaşım var.

BAYKAL'IN DÜELLO ÇAĞRISINA YANIT

Belediyelerle ilgili söyleyecek nesi var ki

YAPILANLARI GÖRDÜK: TV'de çık karşıma diyor. Tabii bunu artık Türkiye'deki bu süreç içerisinde bir defa sağlıklı bir propaganda yolu olarak görmüyorum. Zira yapılanları bundan önce gördük. Eee karşılıklı olarak ben CHP'yle hangi yerel yöneticiyle tartışacağım. Şu anda Baykal'ın yerel yöneticilik noktasında söyleyeceği ne var? Benim yerel yöneticilik geçmişim var. Sayın Baykal'ın böyle bir geçmişi yok. Ben tabii böyle konuda iyi konuşurum. O meydan okuyarak prim yapmak reklam yapmak istiyor. Ne o primi, ne o reklamı kendisine yaptırtmam. Kaldı ki oy buralarda veriliyor. Meydanlarda. Ne anlatacaksan gel burada anlat. Onda da herhalde moderatör olarak seçtikleri kişileri bellidir.

HADİ KADİR BEY'İ GÖTÜR YARGIYA: Hadi Şaban Bey'le Dengir Bey'in dokunulmazlığı var. Kadir Bey'in dokunulmazlığı da yok. Hadi Kadir Bey'i götür yargıya. Yani yargıya götürmüyorsun, suç duyurusunda bulunamıyorsun, demek elinde tutarlı bir şeyin yok. Ama ikide bir bunları konuşuyorsun. İnsanı hakikaten üzen bu.

MODERATÖRE VURMAYI DÜŞÜNDÜM: ('Davos'ta moderatöre omzunuza dokunduğu an vurmayı düşündünüz mü?' sorusu üzerine) Öyle bir şey geçti içimden. Gittim geldim yani. Omzuma elini attığı anda orada denge değişti. Çünkü, böyle bir edepsizlik, böyle bir terbiyesizlik olmaz. Moderatör, Başbakan'ın omzuna el atacak...

DAVOS'U KULLANMIYORUM: Dikkat ederseniz ben Davos'u hiç kullanmıyorum. Konuşmuyorum. Çünkü bunun bir istismar vesilesi olmasını istemiyorum. Ancak millet her şeyi kavramış. Aksaray'da Kültür Merkezi'nin açılışını yaparken, yine toplu açılış, seçkin öğrencileri okul müdürü oraya getirmiş. Ben hediye vereceğim. Geldi bir kız 'One Minute' dedi, öptü.

İsmail Küçükkaya/Akşam


GERÇEKGÜNDEM
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen bozkurtlar diyari » Pzt Şub 23, 2009 18:46

Seni iftiraci pis kalbasanci seni
Senin yapmadigin kalmamis
Eger pacalar yiyorsa Baykalin karsisina cik
Bak seni bekliyor Baykal yemedi degilmi?
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

İletigönderen maydonos » Pzt Şub 23, 2009 19:31

bu sozun acilimi su kemalistler bedel odeyecek :!: peki kime :?: isbirlikci emperyalist odaklara..onlari vatanseverler ilgilendirmiyor...onlari ceplerine giren komisyonlar ve sattiklari halkin beyinlerinin ne kadar kucultebildikleri ilgilendiriyor...
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen MansurSah » Pzt Şub 23, 2009 20:08

"Ergenekon'un bedeli olacak"

Yahu bu sözü aslında bizim, hele ki nahâk yere içeri tıkılanların söylemesi icap etmiyor mu?

"Ergenekon tertibinin bedeli ağır olacak" şeklinde daha doğrusu. Yani mesele o kadar ortada ki, kendi bile itiraf etmiş zavallım.
Zavallı dediğim, lafın gelişi canım, vakti geldiğinde en ufak bir merhamet hissim olmayacaktır.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Şub 23, 2009 21:21

1. ANA ucagi senin babanin mali mi? Yüksek Secim Kurulu denilen makam bu rezaleti görmez mi? AKP'nin Diyarbakir mitingine sen nasil ANA ucagi ile gidersin sahtekar herif?!

2. Ismail Kücükkaya nasil bir gazetecidir ki o ucakta Bassatanin karsisinda siritarak oturur ve bunu dile getirmez?!

3. "Bölge halkının en çok mutlu olduğu açılımlardan bir tanesi Ergenekon'dur." Bunun desifresi: PKK, savcisi oldugumuz bu tertipten cok mutludur!

4. "Şu anda yaptıklarımızın bedeli, şimdi değil gelecekte olacak. Ama biz bunu düşünmüyoruz" Bu yaptiklarinizin bedeli yakin bir gelecekte olacak hem de haramzade Tayyip. Düsünmüyormus, yalanci seni. Kacis planlariniz simdiden hazir degilse yüzüme tükürebilirsiniz. Ama hangi delige girersen gir, bu ülkenin vatanseverleri bu serefsizliginin hesabini gözünü kirpmadan soracak senden!
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen lozan 2005 » Pzt Şub 23, 2009 21:59

Ergenekon'da kontrgerilla hukuku uygulanıyor..."

--------------------------------------------------------------------------------

Tarih : 23.02.2009 21:44:23


--------------------------------------------------------------------------------

İP Genel Sekreteri Nusret Senem, Ergenekon soruşturmasında "kontrgerillanın yazılı olmayan hukukunun" uygulandığını belirterek "Bu sahteciliği, bu komployu yapanlar, Gül, Erdoğan ve Fethullah Gülen'dir. Cumhuriyet hukukunu onlara öğreteceğiz,"dedi.

--------------------------------------------------------------------------------


Karakter boyutu :
İstanbul Haber Servisi- İP Genel Sekreteri Nusret Senem, “Savcılar CMUK’u keyfi biçimde değiştirebilme gücünü nereden buluyorlar? 30 yıllık hukukçuyum, kanunun amir hükümlerinin böyle kefi biçimde değiştirildiğini görmedim” dedi.
Ergenekon davasında tutuklu yargılanan İşçi Partisi (İP) Genel Sekreteri Nusret Senem, Ergenekon soruşturmasında “kontrgerillanın yazılı olmayan hukukunun” uygulandığını belirterek “Bu sahteciliği, bu komployu yapanlar, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen’dir. Bütün güçleriyle komploya devam ediyorlar. Cumhuriyet hukukunun ne olduğunu bu salonda öğreteceğiz” diye konuştu. Senem, kontrgerillanın bütün haşmetiyle iktidarda olduğunu savunarak “Amerika’nın bölgemizdeki etkinliğini sürdürmesi için faaliyetlerine canla başla, hiçbir hukuk tanımadan devam ediyor” dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi’ndeki salonda görülen Ergenekon davasının 54. duruşmasında tutuklu sanık Nusret Senem savunma yaptı. Senem, savunmasına hukuk devletinin yazılı hukuk kurallarına dayandığını anlatarak başladı. Savcıların da yazılı kurallara yani kanun maddelerine uymak zorunda olduğunu söyleyen Senem “Soruşturmada savcılık kanun maddelerini çiğnemiştir. Savcılar yargılama safhasında da kanunları çiğnemeye devam ediyor” diye konuştu.
Savcıların keyfiliği
Davanın 20 Kasım 2008 tarihli 16. celsesinde sanıkların bilgisayarlarının kopyalarının kendilerine verilmesi talebinin savcılar tarafından “teknik ve fiziki koşulların yetersizliği” gerekçesiyle reddedilmesinin istediğini anımsatan Senem, ilgili yasaya göre “bilgisayarların kopyasının mahallinde alınması” gerektiğini söyledi. Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu’nun (CMUK)savcılara böyle bir seçenek vermediğini anlatan Senem şöyle devam etti:
“Savcılar CMUK’u keyfi biçimde değiştirebilme gücünü nereden buluyorlar? 30 yıllık hukukçuyum, kanunun amir hükümlerinin böyle kefi biçimde değiştirildiğini görmedim. Savcının ‘teknik ve fiziki yetersizlik’ gerekçesi CMUK’un birçok hükmünü çiğnediğini kanıtlamaktadır.”
Psikolojik harp
Özel usule tabi suçlarda soruşturmanın savcılar tarafından yapılması gerektiğinin altını çizen Senem şu ifadeleri kullandı:
“Bütün işlemler emniyet tarafından yapılmaktadır. İddianame bizzat Emniyet mensupları tarafından yazılmıştır. Soruşturma Emniyet’in talimatları doğrultusunda yürütüldü. Hüsnü Özyeğin, bu soruşturmada olmamasına karşın şemada adı var. Telefonun dinlemesi yazısı Emniyet tarafından yazılmış. Arama kararları İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nde yazılmış. Soruşturmanın her bakımdan görülmemiş bir psikolojik savaşa sahne olduğu ortadadır. Bu dava basın davasıdır. Önce aleyhe bir hava yaratılmakta sonra hukuki işlem başlamaktadır. Fehmi Koru’nun yazısı üzerine Hüsnü Özyeğin’in dinlemeye alındığının belgesi var. Bu bir ceza hukuku davası değil, psikolojik harptir” diye konuştu.
Adalet Bakanı’nın kulakları
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in iddianamenin açıklandığı basın toplantısındaki sözlerinin, iddialarını kanıtladığını söyleyen Senem, Ergenekon soruşturmasının başladığı 12 Haziran 2007’den itibaren gizlilik kararına karşın savcıların yanlı basına bilgi sızdırdıklarını savundu. Senem şöyle konuştu:
“Tam anlamıyla hukuk skandalı cereyan etmiştir. Adalet Bakanı avukatları eleştiriyor. Adalet Bakanı, bu davadan elini çekmelidir. Savcıları kayıran açıklamalar yapmıştır. Anayasaya göre yargılama safhasında görüş belirtilemez. Burada Adalet Bakanı’nın kulakları var. Adalet Bakanı bu dosyaya bir daha burnunu sokmasın. ‘Sirkatin’ diye başlayan bir söz vardır. Adalet Bakanı kendi suçunu itiraf etmiştir.”
’Tufa’ya düşürdüler
Hükümetin doğrudan Ergenekon davasının içinde olduğunu söyleyen Senem “Hükümet bütün gücüyle Emniyet’tek Fethullahçı kadrolara bu soruşturmaya yaptırtıyor. Bu ’asrın davası’ değil asrın komplosudur. Hükümet, Emniyet Genel Müdürlüğü, İstihbarat Dairesi, MİT gibi kurumlarla devlet vatandaşlarına komplo kuruyor” dedi.
MİT Şeması’nın ne idüğünün belirsiz olduğunu, Tuncay Güney’in mülakatlarının da ortada olduğunu ifade eden Senem, “Böyle bir örgüt yok, bu bir tertip. Bir tabirle insanları tufaya getirerek deliler oluşturdular. Burada kontgerilla, gladyo hukuku var. Ben çok düşündüm, başka bir kavram bulamadım. Gladyonun yazılı hukuku yoktur. 12 Mart işkencehanelerinde ’Burada anayayasa babayasa yoktur’ derlerdi. Bu iddianamede kontrgerillanın yazılı olmayan hukuku uygulanmıştır” diye konuştu.
40 yıllık devrimci
İP Genel Sekreterliğine Aralık 2006’da seçildiğini ve 40 yıllık devrimci hayatında başka örgüt ve disiplin tanımadığını anlatan Senem bu konuda da şunları kaydetti:
“30 yıldır kontrgerillaya karşı mücadele ediyorum. Adına Ergenekon dedikleri gladyoyu bütün Türkiye’ye savcılar da dahil öğreten biziz. Amerikan emperyalizminin Türkiye’ye kontrol altında tutmak için bir sahte örgüt uydurdu. Bu sahteciliği, bu komployu yapanlar bütün haşmetiyle Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan ve Fethullah. Bütün güçleriyle canhıraş komploya devam ediyor. Cumhuriyet hukukun ne olduğunu bu salonda öğreteceğiz. 11 aydır tutukluyum, önemli değil. Cumhuriyet’in hapishanelerinde de gururla yatarız. Cumhuriyet’in yargısına güveniyoruz, onları altedeceğiz, onlar burada yargılanacak.”
Hukukçu yapmaz
Senem, Ankara’daki İP Genel Merkezi’nde sekreterin masasının üzerinde bulunduğu içeriğinde Yargıtay binası krokisi ve suikast hazırlığına ilişkin deliller olduğu iddia edilen 4 CD’nin 30 sayfalık arama tutanağında yer almadığına dikkat çekerek, 21 Mart 2008 tarihindeki genel merkezdeki aramada avukat olarak bulunmak için mücadele ettiğini “yaka paça” içeri girebildiğini anlattı.
“Böyle bir arama ancak faşist iktidarlar döneminde olabilir” diyen Senem, “Hiçbir belgenin nerede bulunduğu belli değil. 100 adam her tarafı arıyor. Yasal yoldan elde edilmeyen belgenin delil oılma niteleği yok” diye konuştu.
İP Genel Merkez binasının 4. katının şemasını mahkeme heyetine gösteren ve Yargıtay krokilerinin içeriğinde yer alan CD’lerin bulunduğu masanın yerine gösteren Senem “Bu CD’ler arama tutanağında yok. İstanbul’da Emniyet’te delillerin arasına konulmuş olması büyük ihtimal” dedi.
“Kroki bilgisi komplo”
Tutanakta olmayan CD’de “Yargıtay” adlı fotoğraftan taranmış PDF dosyasında Yargıtay’ın basit bir krokisinin bulunduğunu, iddianamede bu CD açılımın 15 kez yazıldığını anlatan Senem, “Bu belgeden ’bir suikast planı’ olabileceği anlaşılmaz. Güvenlik birimleri her gün bu krokileri yaparlar. Kendi ellerindeki belgeyi bir CD’ye koyup bize malediyorlar” şeklinde konuştu.
Taraf ve Star gazetelerinde bu CD’lerle ilgili olarak “Yargıtay’ı vuracaklardı” şeklinde haberler çıktığını anlatan Senem, yayımlanan krokinin Tarafı’ın Ankara bürosundan fakslandığının anlaşıldığını söyledi.
“Kontrgerilla”nın merkezi emniyet
Emniyet içindeki kadrolaşmayı şikayet ettiğini, bu kadrolaşmanın başında Hrant Dink cinayetinin organizatörü olan Ramazan Akyürek’in olduğunu söyleyen Senem, “Emniyet içerisindeki yapı, Amerika’nın NATO ülkelerinde kurduğu kontrgerillanın Türkiye’deki merkezi durumunda. Bunu ben demiyorum. CIA istasyon şefi Graham Fuller diyor. Yeni kitap yazdı” dedi. Senem, emniyetin artık insanların güvendiği bir kurum olmadığını, içine mikrop girmiş bir yapı olduğunu savundu.
“Bana husumetleri var”
Emniyet içindeki kadrolaşmaya ilişkin şikayetini 29 Ocak’ta yaptığını, Yargıtay krokisinin içinde yer aldığı CD’nin de 5 Şubat günü emniyette oluşturulduğunu savunan Senem, “Tarihlerin dili bu CD’nin bana karşı husumetle hazırlandığını ortaya koyuyor. Bu CD arama tutanaklarında da yer almıyor” ifadesini kullandı.
Yargıtay’a, orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na suikast hazırlığında olduğunun iddia edildiğini ancak iddianamede böyle bir suçlamanın olmadığını söyleyen Senem, “Böyle iddianame olur mu? Bu iddiaların delili nerde? İP’in düşmanı olabilirsiniz ama iddianame kürsüsünü işgal ediyorsanız buna hakkınız yok. Bu yorumu yapamazsınız. Bu iddianame psikolojik harp malzemesi olarak hazırlanmıştır” görüşünü kaydetti.
“Fethullahçı polislerin bana bu kadar husumetli olduklarını bilmiyordum” diyen Senem, soruşturmaya ilişkin gerçekdışı haberleri gazetelerinde bilerek yer verenlerin de ahlaksız olduğunu savundu.
Yargıtay ihbarını neden araştırmadılar?
Yargıtay krokisinin bulunmasının ardından Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne “Yargıtay’a yönelik bir ihbarın olup olmadığını” sorduğunu kaydeden Senem, emniyetin ise gelen bir tehditin bilgilerini savcılığa gönderdiğini anlattı.
19 Mart 2008’de yapılan telefonda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı için ’mezarını hazırla, kafandan vuracağız’ diye tehditte bulunulduğunu söyleyen Senem, şöyle devam etti:
“Emniyetten savcılığa gelen yazıda, tehdit telefonunun ve bilgilerinin tespitinin mümkün olmadığı belirtilmiş. Savcılık da Yargıtay’a yönelik ihbarı araştırmamış. Tehdidi gönderen telefonu ve IP numarasını buldum. Arayan kişinin oturduğu mahalle İBDA/C’nin hakimiyetindeki bir yer. İyi mi sayın savcım? İP’e leke sürmeye hiç kimsenin gücü yetmez. Bu da iftiracıların yüzüne bir tokat olsun.Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.”
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasını sürdüren Nusret Senem, kendisine ait olduğu iddia edilen CD'lerde bulunan belgelere dayanılarak “Yargıtay üyelerinin kişisel durumlarını kaydetmek, Alevi, Sünni gibi verileri kaydetmekle” suçlandığına dikkat çeken Senem, “Bu ithamları 40 yıllık siyasi mücadelemde hakaret olarak addediyorum” dedi. Kapatılmadan önce Sosyalist Parti'nin 1991'deki Güneydoğu mitinglerini düzenlediğini, Diyarbakır'ın Bismil ilçesi köylülerinin ağalığa karşı mücadelelerini desteklediğini, vekilliklerini yaptığını anlatan Senem “12 Eylül Amerikancı darbesine giden süreçteki en önemli kontrgerilla eylemi olan Kahramanmaraş katliamı davasında müdahil vekiliyidim. Sıvas Madımak katliamı davasında müdahillerin, Alevi vatandaşlarımızın avukatıydım. Ben nasıl ayrım yaparım” diye konuştu.
Karargahevleri

İP'te bulunduğu iddia edilen “Karargahevlere belgesinin MİT'e ait olduğu ve Genelkurmay Başkanlığı'na “ikaz istihbaratı” olarak sunulduğunun anlaşıldığını" söyleyen Senem, “Hava Kuvvetleri askeri savcılığında bu konuda soruşturma sürüyor. İsmi geçenlerin hepsi dinlenmiş. Bir aya kadar sonuçlanacak” dedi. Arama tutanağında hangi belgenin nerede bulunduğunun anlaşılmadığını, kendi odasındaki aramada Karargahevleri belgesini görmediğini söyleyen Senem şöyle devam etti: “Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve İP'i karalamak için uydurulmuştur. Bunu ortaya çıkartacağız. MİT içindeki CIA artığı kontrgerillacılar tarafından üretilmişti. İsmini de söyleyeyim Şenkal Atasagun hep İP hem TSK düşmanıdır, Bahçeli'nin danışmanıdır. İşçi Partisi de Ordu içinde örgütleniyor, bu örgütlenmenin adı da "Karargah Evleridir" denilmek istenmiştir. Cumhuriyet aydınlarına değil, Fethullahçı gladyonun taşeronlarına, çömezlerine itibar ediliyor. İşçi Partisi’nin TSK içinde bu isimle veya başka bir isimle örgütlenmeyi kesinlikle yanlış bulmakta ve böyle bir çalışmayı kesinlikle yürütmemektedir.”
Telefon geyiği

“Hükümete karşı halkı isyana teşvikin” nasıl olduğunu anlatabilmek için Maraş olaylarını inclemek gerektiğini söyleyen Senem “Öyle Vatan Bölükbaşı gibi telefon geyiğiyle halkı isyana teşvik olmaz” dedi. 19-25 Aralık 1978'de 111 kişinin yaşamını yitirdiği Maraş'ta “İçişleri Bakanı'nın kellesini isteriz” diye vilayet binasına saldıranların son anda püskürtüldüğünü belirten Senem, müdahil vekilliği sırasında duruşmanın görüldüğü Adana Kapalı Spor Salonu'nda ve Adana Cezaevi'nde MHP'lilerinve kontgerillanın paravan örgütü ETKO militanlarının linç girişiminden son anda pencereden atlayarak kurtulduğunu anlattı.
Bir hayat yaşadık

Çorum olayları davasının görüleceği gün 12 Eylül darbesinin olduğunu ve Çorum'da mahsur kaldığını anlatan Senem 35 aydın ve sanatçının yakıldığı Sıvas Madımak Oteli'ndeki katliamda da mağdurların vekili olduğunu ifade ederek “Biz bir hayat yaşamışız. Bunları bu iftiraları atanların yüzüne çarpıyoruz” diye konuştu.
AKP'nin avukatları
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve İP Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever ile telefon görüşmelerinin tamamen parti çalışmaları olduğunu terör örgütü üyeliği iddiasını kanıtlayacak tek kelime olmadığını söyleyen Senem, Ankara'da 9 Şubat 2008'de Anayasa'da türban değişikliğinin TBMM'de görüşüldüğü gün düzenlenecek mitingle ilgili görüşmeler olduğunu belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin türban değişikliğini iptaline ilişkin kararını okuyan Senem “Biz cumhuriyetin temel niteliklerini savunmuşuz. Bu mücadelemizi bir miting yaparak kullanmamız nasıl suçlanabilir. Örgüt idiasının delili olarak nasıl kullanılabilir. İddia makamı, Cumhuriyet’in savcısıdır. Savcıların görevi cumhuriyetin değerlerini savunmaktır. Savcılar Cumhuriyet'in temel niteliklerini ortadan kaldırmak isteyen şeriatçı güruhun yanında yer alıyor ve Cumhuriyet düşmanlarını savunuyorlar, bize ise saldırıyorlar. Cumhuriyeti savunması gerekenlerin geldiği nokta budur. Onun için mi AK Parti'yi savunan avukat gibi iddilarda bulunuyorlar. Cumhuriyet Savcısı'nın bir parti ile gönül bağı olabilir ama bunu Cumhuriyet mevkileriyle bağdaştıramaz.”
Yasaklı bilgileri

Avukatlık bürosunda yapılan aramada Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı “Susurluk Raporu ile MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun imzalı yazının ekindeki MİT Raporu'nun bulunduğunu" söyleyen Senem, bu belgelerin devlete ait gizli belge niteliğinde olmadığını belirtti. Susurluk Raporu'ndan alıntılar yapan Senem şöyle devam etti: “Yüzlerce faile meçhul cinayetin sorumlusu Yeşil Mehmet Eymür'ün adamı. Yeşil, Eymür'e 'baba' diyormuş. Onlar tanık biz sanık. Hani Susurluk soruşturuluyordu? İddia makamı işte bu yasadışı oluşumlarla birlikte, o oluşumların sorumlusu Mehmet Eymür’ü tanık yapmıştır. Bu yasadışı oluşumun Emniyet içindeki sorumluları ise Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu ve Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı da aynı şekilde Ergenekon soruşturmasında tanık olarak dinlenen kişilerdir. Susurluk’ta ortaya çıkan yasadışı oluşumun sorumlularıyla dayanışma içinde yapılan soruşturmadan da ancak bu iddianame ortaya çıkabilirdi.”

Senem “Susurluk kazası sırasında Başbakan Erbakan idi. Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan idi. Sıvas davası sanıklarının avukatı Şevket Kazan Adalet Bakanı'ydı. Tepki gösterenlere 'Glu glu dansı, fasa fiso' diyorlardı” diye konuştu.

“Askeri yargının kamburu”

Nusret Senem, İbrahim Çiftçi’nin altı kez idama mahkum edildiğini ancak beraat ettiğini söyleyerek “Beraat ettiğine kendi de inanamadı. Katil olduğuna dair kendi itirafları var. Kontrgerilla adamını idam ettirmedi, kurtardı. Cuntanın bir kurtarma operasyonuydu. Askeri yargının kamburudur. İdam da verseniz asamazsınız, işte kontrgerilla budur” diye konuştu. İddianamede kontrgerillanın NATO dönemindeki eylemlerinin meşru görüldüğünü savunan Senem, NATO döneminde kurulan gladyonun faaliyetlerine hala devam ettiğini, bu davayı yarattığını kaydetti. Maraş, Çorum, Sivas katliamlarının, aydınların öldürülmesinin meşru görülemeyeceğini söyleyerek “Savcı bu eylemleri meşru görme anlayışındadır” dedi.
“Allah da olsa tutuklanır”
Senem, tahliye talebinde bulunmayı düşünmediğini ancak dosyayı inceledikten sonra bundan vazgeçtiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Savcının istemine karşın mahkeme beni yalnızca devlete ait gizli belgeleri temin etmek suçundan tutuklamış. Bu durumda ben ‘hürriyeti tahdit’ edilmiş bir insanım. Hürriyeti tahdit, 4 yıl ile 14 yıl arasında ceza gerektiren bir suç. Savcılar benim tutuksuz yargılanmamı istemeliydi. Beni niye tutukladılar? TCK uygulanmadığı, gladyo hukuku uygulandığı için. Burada hukuk yok, gladyo hukuku var. Avukat da olsanız Allah da olsanız tutuklanırsınız. Gladyo hukuku bu.”
Yikilsin Agalik
Yasasin Cumhuriyet
Kullanıcı küçük betizi
lozan 2005
Üye
Üye
 
İletiler: 716
Kayıt: Cmt Kas 01, 2008 1:58

Re: 'Ergenekon'un bedeli olacak'

İletigönderen avrasya » Pzt Şub 23, 2009 23:16

zafercem yazdı:Başbakan Erdoğan'dan ANA uçağında Ergenekon'la ilgili kritik mesajlar:

Başbakan Erdoğan Diyarbakır dönüşünde açıkladı: Bölge halkının en çok mutlu olduğu açılımlardan bir tanesi Ergenekon'dur.

Bölge halkının mı? Yoksa pkk_DTP nin mi?

ERGENEKON'UN BEDELİ:
.Bu konunun peşini bırakacak değiliz. Yani bu olay nereye varırsa varsın devam edeceğiz.

ABD_AB Ergenekonun üzerine yürü ya kulum deyince, durmak yok yola devam ! elbet..

yaptıklarımızın bedeli şimdi değil gelecekte olacak. Ama biz bu bedeli düşünmüyoruz. Şimdi biz ülkemize bedel ödetmek istemiyoruz. Bu işin yavaşlaması diye bir şey olmaz.

Gelecekte bu yolun sonunun Yüce Divana çıkacağı, bedeli de Yüce divan olacağı belli ... Bu bedeli düşünseler iyi olur..

TRT ŞEŞ'İ GÜÇLENDİRECEĞİZ
TRT Şeş'i güçlendirmemiz lazım. Program içeriğini çeşitlendirebilirsek ben inanıyorum Kuzey Irak'ta olsun Irak'ın daha da merkezine doğru çok daha büyük ilgiler uyandıracaktır. Diğer televizyonların böyle ciddi bir alt yapısı yok.

Barzaniye selam , Şeşbeşe devam demiş..
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08

İletigönderen AlpereN » Pzt Şub 23, 2009 23:37

"Şu anda yaptıklarımızın bedeli, şimdi değil gelecekte olacak. Ama biz bunu düşünmüyoruz" Bu yaptiklarinizin bedeli yakin bir gelecekte olacak hem de haramzade Tayyip. Düsünmüyormus, yalanci seni. Kacis planlariniz simdiden hazir degilse yüzüme tükürebilirsiniz. Ama hangi delige girersen gir, bu ülkenin vatanseverleri bu serefsizliginin hesabini gözünü kirpmadan soracak senden!


çok doğru, eğer bunlar zamanı gelince bu ülkeden kaçmazlarsa bende birşey bilmiyorum.Hükümetten düştüklerinde,bu Dünyanın onlarada kalmadığını gördüklerinde ve Haklarında saysızı dava açılmaya başlandığında bu ülkeden kaçtıklarını göreceğiz.Ama bize düşen görev bunları Yüce Divana çıkarmaktır.
Kullanıcı küçük betizi
AlpereN
Üye
Üye
 
İletiler: 628
Kayıt: Pzr Nis 22, 2007 22:57


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x