Evet Oylar Sonra "Oyy Oy..."lara Dönüşür

Ne günahımız vardı da başımıza bunlar geldi demeye başladık bile. Bu matematiksiz kitaplarla eğitilen seçmen olsa ne olur, vekil olsa ne olur?

Nedir şu başkanlık dayatması?

Herkes endişeli. Tek umudumuz Türk milletinin sağduyusunda.

Sanki tek başına yönetmiyormuş gibi daha da fazlasını istiyor. Getirdiği özelleştirmeler, özel müfredatlar, piyasa üst kurulları yetmiyormuş gibi...

Çaykur’u satacağını darbenin ertesi günü ilan eden başkasıymış gibi. Rizeliler direnirse kırmak için her halde, daha fazla güç istiyor.

Vardır bir sebebi, diyorsunuz. Elbette vardır bir sebebi.

Batı basınında Türkiye demokrasi rayından çıktı diyorlar. Batı bizi raydan çıkartır sonra da bak raydan çıktınız der, demokrasi götüreceğiz diye işgal eder, onlar böyledir.

Eğitimi dibe vurdururlar, yıllarca buna çalışırlar, bak sizde eğitim yok derler, bir de ölçerler, manşetten verirler, çaresizliğinizi paraya çevirirler.

Kapalı kapılar ardında kim kimle ne konuştu bilmiyoruz, ama daha önce yaşadıklarımız var, sezgilerimiz gelişti. Biliyoruz, birileri doğuda Kürdistan istiyor ama laik Kürdistan istemiyor, onların hayal ettiği şeriatçı Kürdistandır. HADEP’ten evet oyu almak için bu hayalini ertelemiş olabilir, ne konuştuklarını bilmiyoruz.

PKK benim için emperyalizmin maşasıdır, bölücüdür, Kürt köylüsüne vereceği kölelikten başka bir şey yoktur. PKK’nın laikliği kızları dağa çıkartabilmek için onları feodal bağlarından kopartmakta kullandığı bir araçtır sadece, o kadar. Eğer PKK’lı kızlar başlarını bağlamayı kabul etmiş olsalardı bu anlaşma çoktan yapılmıştı, kızlar direndi.

PKK’yı meclise taşımak için verilen kontenjanlar, yasal tavizler, barajın üstüne çıkartmalar, neler gördük. Kasaba kadar küçük ilçeleri vilayet yapmalar, vilayete giden bütçeleri PKK’ya kaptırmalar. Öyle beslediler büyüttüler, şimdi vermek zamanı, halkın buna direneceğini biliyorlar, aklı başında Kürtler de buna direnir. Sorun direnecek olanların önünü kesmekte. Onun için gücü elinde toplamak istiyor.

Gücü tek elinde toplayana bir daha güç yetiremezsiniz. Ortalık toz duman olur. Batının istediği de toz duman Türkiye’dir. Sonra da demokrasi getirmeye havari kesilecekler, işgal edecekler ülkemizi.

ABD askeri tatbikatlarını anımsayalım; bir NATO ülkesinde kaos var, o ülkeyi nasıl işgal ederiz şeklinde tatbikat yaptılar.

15 Temmuz bir kontrollü kaos darbesi miydi, diye düşünmeye başladım. Büyük işgalin öncü darbesi; psikolojik algı yönetimi yaptılar, korku yarattılar ve korkularımızı yönetiyorlar. Asimetrik savaş taktiği görünüyor.

Kafamdaki asıl soru, HADEP oyları gizli görüşmeyle belirlendiyse, neye karşılık?

Önce doğuda Kürt şeriat devleti, sonra tüm Türkiye’de şeriat devleti ve tek adam eliyle... Yeni müfredatla da Kürdü Türkü ayırmadan her çocuk canlı bomba olmaya hazır bir robot olduktan sonra.

Sonra, Saddamlaştı diye hal ederler, getirirler WB’dan tek gözlü korsan.

Ancak, burası Anadolu, yürekli analarla dolu. Millet olma bilincinin dünyada yeşerdiği ilk yurt burası, Hilal’in ülkesi... Burada emperyalist hesaplar tutmaz. Çocuklarına hiçbir şey öğretmeyen böyle bir eğitimi dayatanlara DUR diyecek yürekte analar var burada.

Bütün anneler, bakın çocuklarınızın kitaplarına, çocuklarınızın uykularını kaçırtacak kadar iğrençlikte bu resimleri kitaplara boca eden bu iktidara DUR demek için referandumu fırsata çevirin.

Bir reklamda ilahi müziğiyle başkanlık isteyen birinin fon yaptığına şahit oldum, sesi de benziyordu, inşallah yanılıyorum. Eğer evetçiler referandum kampanyasını o ilahiyle yaparsa, yani dini müziği de siyasete alet ederlerse, uykuda yürüyen adam gibi sandığa götürüleceksiniz demektir. Kendinize iğne batırın.

Arkasından beyaz adamlar işgale gelecekse, referandumda beyaza Evet basmanız için her şeyi yapar o Amerika.

Sonra “oyyy oy...” diye saçlarınızı yolmamak için gözünüzü dört açın.

Çocuklarınıza bırakacağınız Türkiye bu referandumda vereceğiniz oya bağlıdır.

Akıl ışığınız hiç eksilmesin, ışıkla sağlıkla yaşayın...

Eğitimci-Yazar Mahiye MORGÜL, 26 Ocak 2017
http://www.mahiye.net
mahiye@gmail.com