
MÜSLÜMANLARIN EKONOMİK SİSTEM NASIL OLMALI?
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin son kitabı, 'Enginliğiyle Bizim Dünyamız', 'sağlam, krizsiz bir ekonomi nasıl gerçekleştirilir?' sorusuna cevap sunmaya çalışıyor. Bir müslümanın ekonomi anlayışı ve paranın konumu Asr-ı Saadet'te nasılken, şimdi nasıl, dünyanın ihtiyaç duyduğu ekonomik sistemin temel esasları bu kitapta sunuluyor.
HZ. PEYGAMBER ZAMANINDA YAŞANMIŞ SİSTEM
Kitabın içeriğinden bahseder misiniz?
Fethullah Gülen Hocefendi'nin son kitabı 'Enginliğiyle Bizim Dünyamız'ı en veciz bir şekilde bir yeryüzü cennet projesi olarak adlandırabiliriz. Bu büyük iddialı bir söz gibi, bir ütopya gibi görülebilir, vaka, geçmişte pekçok ütopyalar yazılmıştır yani dünyayı cennete çevirmek, herkesi mutlu kılan bir hayat sistemi gerçekleştirebilmek için. Fakat bunların hepsi ütopya, hayal seviyesinde kalmış, hayata geçirilememiştir. Fakat son peygamber Hz. Muhammed(sav)'in kurduğu bir dünya var ki, biz buna 'Asr-ı Saadet' diyoruz, bu gerçek bir yeryüzü cenneti, yaşanmış bir cennettir. 'Enginliğiyle Bizim Dünyamız', Hz. Peygamberin zamanında yaşanan, sonraki devirlerde de örnekleri görülen, gerçek bir yeryüzü cennetinin tasviridir, anlatımıdır. Fethullah Gülen yetmişli yıllarda bunu halka vaaz kürsülerinden ve sohbetlerinde anlatmıştır. Bu kitap, bu vaaz ve sohbetlerden derlenmiş halidir.
Bu ekonomi projeleri günümüzde uygulanabilecek gerçeklikte mi?
Kitap, Hz. Peygamberimiz zamanında ve daha önceki peygamberler zamanında da yaşanmış bu yeryüzü cennet projesinin tanıtımıdır. Peygamberlerden de sonra bu proje, mesela Selçuklu zamanında, Osmanlı zamanında da yaşamıştır. Bugün insanların ihtiyaç duyduğu saadet ve huzur benzer bir projenin hayata geçirilmesiyle mümkündür. Fethullah Gülen Hocaefendi bu kitabında, bu projeyi anlatıyor ve bunu teorisiyle, pratiğiyle ortaya koyuyor.
Enginliğiyle Bizim Dünyamız, istisnasız bütün insanları kucaklayan, diğer din mensuplarını hatta ateistleri kucaklayan ve onları barış ve huzur içinde yaşatmayı hedefleyen bir projenin adıdır. Bu geçmişte yaşanmıştır, gelecekte yaşanacağına dair emareleri bugün de görmekteyiz.
Sunulan ekonomik sistemin kaynağı nedir, parayı, kurumları, insanı ya da başka bir şeyi, neyi baz alıyor?
Sosyal boyutuyla ele alındığı zaman önce insan unsuruyla başlıyor: yeni insan modeli... bu insan modeli, iç ve dış dünyasıyla, dengeye ve huzura kavuşmuş hem maddi hem manevi aleme açık, kendisiyle ve toplumla barışık insan, çağının bütün araçlarını kullanarak hayatı en üst seviyede yaşamaya çalışan ve inandığı değerleri bütün insanlara da taşımaya çalışan, sahip olduğu değerleri çevresiyle paylaşan bir insan. Bu insanlardan oluşan bir toplum ve böyle bir toplumun üzerine bina edilen bir ekonomik sistemden bahsedebiliriz.
Evrene bir baktığımız zaman, evrende sonsuz bir ahenk, huzur görürüz. Yıldızlar, ay, güneş, insanların dışındaki tabi çevre, ağaçlarıyla, otlarıyla, dağlarıyla, tepeleriyle, kuşlarıyla, böcekleriyle bir ahenk, bir huzur görürüz. Çatışmanın olduğu tek bir yer vardır, insanların bulunduğu ortam. İnsanların dışındaki bütün alem Allah'ın iradesine kendi isteğiyle baş eğmiştir. İradesi kendisine verilen tek varlık insandır. Ahengi ve huzuru insanlar arasında da sağlamak üzere Allah peygamberler göndermiştir. Peygamberlere itaat ettiği sürece insanlar evrenle adeta bütünleşmiştir. Evrendeki huzur ve sukünü, dünya hayatına da taşımışlardır. Hz. Peygamber bunu nihayet noktasına eriştirmiştir.
Kitapta yer alan hangi başlıklar okurun ilgisini çekecektir?
Fertlerin kendi aralarındaki münasebetler, fert-devlet münasebetleri, yönetilen-yöneten münasebetleri, işçi-işveren münasebetleri, ekonomik sistemin esasları, özel mülkiyet, özel mülkiyetin diğer sistemlerdeki yeri ve islamiyetteki yeri bu kitapta anlatılıyor. Özel mülkiyetin önemine vurgu yapılıyor, bunun üretime teşvik eden yönü öne çıkartılıyor ve Müslüman toplumunda gelir bölüşümünün nasıl yapıldığını anlatıyor, zekat nedir, fonksiyonları nedir... bunları Asr-ı Saadet'ten de örneklerle anlatıyor kitap.
KAPİTALİZM, KOMİNİZM VE İSLAMİ EKONOMİ
Bu ekonomik sistemin özelliği ne, Kapitalizm, Kominizm gibi ekonomik disiplinlere göre yeri nerede?
Bu ekonomik sistemin özelliği şudur: yeryüzünde bugüne kadar iki farklı ekonomik sistem hakim olmuştur. Mesela 19. ve 20. yüzyılın tamamı Kapitalizmin dünyada hakim olduğu bir dönemdir. Kapitalizmde, özel mülkiyete dayalı sonsuz bir serbestlik vardır. Üretimproblemi özel milkiyet serbestisi, hür teşebbüs anlayışıyla çözülmüştür. Fakat Kapitalizmde bölüşüm problemi ortaya çıkmıştır. Sisteme katılamayan insanlar fakr-u zaruret içinde yaşamaktadır. Bugün bunun hala örneğini görüyoruz. Dünyadaki gelirin 4/5'ini dünya nüfusunun %10'u tüketiyor. Kalan %90 nüfus ancak dünyadaki milli gelirin 1/5'ini elde edebiliyor. Korkunç bir gelir eşitsizliği var. Bu Kapitalizmin doğurduğu bir sonuç.
Kapitalizmin bu vahşi sonucu Kominizmi doğurmuştur. 20. yüzyılın başlarından itibaren Sovyetler Birliği'nde Kominist ihtilal gerçekleşmiştir. Kominizmin de iddiası, Kapitalizmin vermediği hakları, adeta söke söke, özellikle işçiler adına almaktır. Burada izafi bir eşitlik sağlanmıştır. Fakat Kominizmde, özel mülkiyet, hür teşebbüs olmadığı için üretim sağlanamamıştır. Yani insanlar üretilemeyen mahsülleri, ürünleri kendi aralarında paylaşma durumunda kalmış, daha doğrusu yoklukta eşitlik sağlanmıştır.
Kapitalizmin üretim problemini çözdüğünü, bölüşüm problemini çözemediğini; Sosyalizmin bölüşüm problemini çözdüğünü, üretim problemini çözemediğini görüyoruz. İslamın önerdiği sisteme baktığımızda Kapitalizmin bütün artlarının İslamiyette olduğunu görüyoruz aynı şekilde Kominizmin de bütün artılarının İslamiyette olduğunu görüyoruz. Bu her iki sistemin dezavantajlarının da olmadığını görüyoruz. Mesela üretim problemini çözen özel mülkiyetin varlığı, hür teşebbüsün tanınması ve çalışmaya teşvik, kazanmaya, harcamaya teşvik, bunlar İslamiyette var olan unsurlar. Daha sonra zekat başta olmak üzere, bölüşüm problemini çözmüş, sosyal adalet sağlanmış, sadaka çeşitleriyle ve bunun müesseseleşmiş hali olan vakıf kurumlarıyla müslüman toplumlarda bölüşüm problemi de sağlanmıştır. Nitekim bu sistemin uygulandığı çağlarda, bir çok toplumda zekat verecek fakir bile bulunamamıştır. Şu halde İslamiyetin ideal bir sistem olarak karşımızda durduğunu ve bunun geçmiş peygamberler zamanında yaşanmış olduğunu görüyoruz.
CEMAAT DİSİPLİNİ BU SİSTEM İÇİN UĞRAŞ VERİYOR
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin de dahil ve temsil olduğu manevi disiplinde, bu anlatılan ekonomik sistem ne kadar yer buluyor?
Fethullah Gülen Hocaefendi bütün dünyada, Türkiye merkezli oluşturduğu barış adacıklarında yani okullarda, kolejlerde, üniversitelerde yepyeni bir dünya kurmakta olduğunu zaten görüyoruz. Mesela alalım Afganistan'ı, Kuzey Irak'ı, Kamboçya'yı... Bu ülkelerde insanlar birbirlerini yiyorlar. İç savaş binlerce, onbinlerce insanın ölümüne sebep oluyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin teşvikleriyle bu ülkelere giden insanlar, gencecik öğretmenler, kurdukları okullarla, Türk iş adamlarının destekleriyle, birbirlerinin boğazına sarılan, kanını emen bu insanların çocuklarını eğitiyorlar ve onları barış içinde yaşamaya alıştırıyorlar. Bu aslında hem o ülkelerin hem bütün dünyanın ihtiyaç duyduğu bir yeryüzü cennet projesinin hayata geçirilmesinden başka bir şey değildir.
Bize bu ekonomi konusunda somut bir örnek sunabilir misiniz?
Yaşanmış bir örnek sunmak istiyorum size. Çok ütopik gelebilir bize ama. Bir işveren bir işçisinin parasını vermek istediğinde, işçi az buluyor miktarı ve almadan gidiyor. Aradan yıllar geçiyor, bu yıllar içinde işçinin parasını, patronu, koyun alarak değerlendiriyor. Bu koyunlar zaman içinde yavruluyor ve sürüye dönüşüyor. Yıllar sonra daha önce beğenmediği ücrerini almaya gelen işçi, 'ben ücretimi almaya geldim', dediğinde işveren kendisine, 'şu vadideki koyun sürüleri senin', diyor. İşçi, 'benimle niye dalga geçiyorsun, bana şu paramı ver' dediğinde işveren durumu açıklıyor. Bu bir hadiste anlatılan olay.
Kaynak