Fetullah-Tayyip Savaşında İlker Başbuğ'a Karşı OdaTV (Hanefi Avcı) Hamlesi

Fetullah-Tayyip Savaşında İlker Başbuğ'a Karşı OdaTV (Hanefi Avcı) Hamlesi

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Oca 12, 2012 22:08

Fetullah-Tayyip Savaşında İlker Başbuğ'a Karşı OdaTV (Hanefi Avcı) Hamlesi

Fetullah-Tayyip savaşları masayı devirmeden, masa altından vurulan tekmelerle sürüyor.

Masayı devirmek ikisinin de işine gelmiyor zira üzerinde paylaşılan ziyafet büyük.
Lakin masaya tarafların dışarıdan davet ettiği misafirler sadece nitel değil nicel bir sorun yaratmaya başladı. Tayyip Erdoğan'ın sağlığı ile ilgili üç vakte kadar netleşmesi beklenen mevzular ile Cumhurbaşkan lığı takvimi, Ortadoğu oyunu bu kavganın takvimini zorluyor.

Fetullah Gülen'in Tayyip Erdoğan'dan, Açık İstihbarat'ın bile esirgemediği "geçmiş olsun" dileğini esirgemesi bu savaşın resmi ilanıydı.

Bu ilanı Zaman gazetesinde yazılan manidar yazılar destekledi.

Küresellerin kanatlar arasında savaşında bir kanada yaslanıp İsrail'e dayılanan Erdoğan'a karşı; İsrailsevici Fetullah'ın bu savaşta en önemli hamlesi geçenlerde geldi.

İlker Başbuğ tutuklandı.

İlker Başbuğ şaşırmakta haklıydı.

"Bana teşekkür edeceklerine tutukluyorlar"

ifadesi, görevi döneminde Tayyip Erdoğan'la çok yakın çalışmış bir kurmayın içine düştüğü durumu doğru analiz edememesinden kaynaklanıyordu.

İlker Başbuğ'un tutuklanması, Genelkurmay ile "şiir gibi" çalışan Tayyip Erdoğan'ı zor durumda bırakan bir hamle olarak tarihe geçti.

Tayyip Erdoğan benzer bir hamleyle, Aziz Yıldırım tutuklandığında karşı karşıya kalmıştı.

Erdoğan'ın Aziz Yıldırım'ın tutuklanması karşısında içine düştüğü şaşkınlığı daha önce;

"İkinci Dolmabahçe Vakası: Erdoğan - Aziz Yıldırım Ne Görüştü?"
İkinci Dolmabahçe Vakası: Erdoğan - Aziz Yıldırım Ne Görüştü?

Tayyip Erdoğan'ın ara sıra ekranlarda kendine çok güvenen bir şekilde mal varlığı ile ilgili, "benim mal beyanım ortada, Meclis'te duruyor" şeklinde demeçler verdiğini görürsünüz. Bu özgüvenin sebebi karşısına çektiği gazeteci kılıklı kalemşörlerin kendisine aşağıdaki soruyu soramayacağını bilmesidir:

"Peki Sayın Başbakan, eşiniz Emine Erdoğan'ın, kardeşiniz Mustafa Erdoğan'ın, oğlunuzun, damadınızın ve yeğenlerinizin mal varlığı hakkında ne diyeceksiniz?"

Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'daki gölgesi Mustafa Erdoğan ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ı biraraya getiren buluşmayla ilgili Fenerbahçe'ye yakın kaynaklardan kulağımıza kadar ulaşan bir kulisi size aktaralım.

Mustafa Erdoğan'ın Aziz Yıldırım'la arası çok iyi.

Aziz Yıldırım tutuklanmadan bir gün önce Mustafa Erdoğan Aziz Yıldırım'ı telefonla arayıp "Neredesin başkan, gelsene bir görüşelim" diyor.

Aziz Yıldırım, Rıdvan Dilmen'le beraber olduklarını, beraber uğrayabileceklerini söyleyince, Mustafa Erdoğan ikisini beraber Dolmabahçe'deki başbakanlık konutuna çağırıyor.

Aziz Yıldırım "çok sevdiği" belirtilen Mustafa Erdoğan'ın bu davetini kabul ediyor ve Rıdvan Dilmen'le birlikte Dolmabahçe'ye gidip, Tayyip Erdoğan'ın kardeşi Mustafa Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştiriyor.

"Ergenekon" operasyonu öncesi Tayyip Erdoğan - Yaşar Büyükanıt zirvesine şahit olmuştuk.

Malum kalemşörler tarafından "Ergenekon" operasyonundan daha büyük olacağı baştan ilan edilen "Şike" operasyonu öncesinde ise ikinci bir Dolmabahçe buluşması gerçekleştiği anlaşılıyor.

Bu görüşmeden bir gün sonra Rıdvan Dilmen sabah uyandığında Aziz Yıldırım'ın gözaltına alındığını öğrenince, Mustafa Erdoğan'ı arayarak ne olduğunu öğrenmeye çalışıyor.

Mustafa Erdoğan'ın bu noktada Rıdvan Dilmen'e şunu söylediği iddia ediliyor:

"Tayyip Bey'le beraber sabah kahvaltıdaydık. Televizyonda haberi görünce, şaşkınlıktan çatalındaki peynir düştü"

Eğer Mustafa Erdoğan'ın sözleri doğru ise, "Şike" Operasyonunun Tayyip Erdoğan için de süpriz olduğu söylenebilir.

Ya da Mustafa Erdoğan, Fenerbahçe gibi büyük bir camianın Tayyip Erdoğan'a karşı tavır almaması için camianın içine Rıdvan Dilmen üzerinden yem salıyor.

"Tayyip Bey'in de bu işten haberi yok" mesajı üzerinden okları F tipi cuntaya yöneltiyor.

"Ergenekon" operasyonunda olduğu gibi, "Şike" operasyonundaki bazı sanıklarla Tayyip Erdoğan'ı ince bir zar ayırıyor. Tayyip Erdoğan-F Tipi Cemaat-Abdullah Gül dengeleri bu zarı her zaman zorladı, gün gelip yırtılmayacağının garantisi yok.

Bu gelişmeler karşısında, Tayyip Erdoğan'ın darbeler tarihini çok iyi okumasını tavsiye ederiz.

Darbenin liderleri cuntalarını değil, cuntalar darbelerinin liderini seçer.

Darbenin liderleri cuntalarını değil, cuntalar darbelerinin liderini yönetir.

Sürekli darbe "Ergenekon" da bu kuraldan muaf değildir.

Açık İstihbarat, 13 Temmuz 2011
başlıklı yazımızla duyurmuştuk.

Fetullah İlker Başbuğ tutuklanması ile Tayyip Erdoğan'a yargı üzerinden vurduğu hamleyi ikiledi.

Bu hamlelere Tayyip Erdoğan'ın yine yargı üzerinden cevap vermemesi beklenemez. Bu savaşta "bağımsız yargımız" karşılıklı hamleler için ideal zemin.

Ve bu hamleyi yapmak için, Fetullah'a karşı açıkca cephe almış ve bu alandaki tavırları sembolleşmış isimlerin yargılandığı (Hanefi Avcı, Ahmet Şık, Nedim Şener) OdaTV davası üzerinden bir hamle şaşırtıcı olmazdı.

İlker Başbuğ'u tutuklatanlara karşı Hanefi Avcı'nın serbest bırakılması, Tayyip Erdoğan'ın cemaate karşı bir hamlesi olarak kayda geçerdi.

Bunun üzerine bir de Nedim Şener, Ahmet Şık gibi isimlerin bırakılması ile otoriterleşmekle suçlanan Tayyip Erdoğan medyanın ağzına bir parmak bal çalma imkanına kavuşacaktı.

Fakat bu aşamada bu olası hamle boşa çıkarılmışa benziyor.

Nazlı Ilıcak'ın kulağına bir şeylerler fısıldandı ve Nazlı Ilıcak, OdaTV davasında serbest bırakılacakları konu alan bir yazı yayınladı.

Bu yazıda Nazlı Ilıcak, Ahmet Şık, Nedim Şener ve Müyesser Yıldız'ın da aralarında bulunduğu isimlerin serbest bırakılacağını yazdı.

"Ergenekon" sürecinde paralel mahkemelerin arka planda aldığı kararların, sahne önündeki mahkemeler tarafından uygulandığı şüpheleri bütün somut göstergeleri ile ortadayken, Nazlı Ilıcak'a bu şekilde malum olması yadırganamaz.

Esas konu, Nazlı Ilıcak'ın bu yazı ile deşifre ettiği olası hamlenin sekteye uğrayacak olması.

OdaTV davasında bir tahliye kararı alınacaksa da, bu yazı sonrası bu kararın verilmesi daha da zorlaştı. Mahkeme "bağımsızlık" görüntüsünü kurtarmak için en azından bu kararı erteleyecektir.

Erdoğan'ın, cemaatin İlker Başbuğ hamlesine karşı yapacağı yargı hamlesini bekletmesi gerekebilir.

Vatandaşların piyon, bürokratların at/kale/fil/vezir olduğu bu satranç oyununda masanın iki ucundaki şeytani aklın kralları karşı karşıya.

Şeytani aklı okuyamayanlar ise şaşkın şaşkın, mahkeme önünde "ama hakim bey ben vallahi demokrasiye bağlıyım" diye savunma vermekte.

Hayırlı savunmalar.


Açık İstihbarat, 11 Ocak 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Açık İstihbarat

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x