
Bugün 30 Nisan, aşağıdaki yazıyı tam da bitirmiştim, radyodan “İsrail uçakları Gazze’yi vurdu!” haberini duydum.
Bugün, ben de Gazze’de adı yaşayan Azize(Gazze) Zeynep Sultan için türkü prova ediyordum; gitarla mı daha iyi olur, udla mı, karar vermeliydim.
Sarı Hilal’in kutlu kızı Leyla Zeynep… Zeyno Zeyno, Leyla Leyla, Zeynebim Zeynebim…
Vardiya Bizde’nin bacılarından Filistin Kraliçesi Zeynep Sultan’a… Böyle başlık koymuştum önce. Şimdi başlığı değiştirip Filistinli Leyla Halid’lere adıyorum yazımı. 1968’in en önemli olayı idi, İsrail uçağını kaçıran Filistin Kurtuluş Örgütünün cesur kızı Leyla Halid…
Yarın 1 Mayıs, Tandoğan’da bayrama katılacağım, başıma 68’li şapkamı, boynuma Filistin ve Suriye atkılarını, elime Türk bayrağını alıp gideceğim. Filistin’in, Suriye’nin ve hepinizin Emek Bayramı bayramı kutlu olsun!
……
Sitti Zeynep türbeleri yaparak onu yaşatan Mardinli, Malatyalı, Ereğlili, Alanyalı ve Antakyalılara…
Adını yaşatan Pülümürlü, Gülnarlı, Ereğlili, Zeynalılara… Ferhat Uşağı ve Zeynaoğullarına… Leyla ve Zeynep adını kızlarına koyarak adını yaşatanlara… Suriye parasına resmini koyarak onu cismiyle yaşatanlara… Ona türküler, opera ve müzikaller besteleyerek ruhunu canlı tutanlara…
Mazlum Arap, Fars ve Türk dünyasının gönlüne taht kuran, Şeddai analı Aziz Kraliçe “Leila Zeyna Aba”nın Roma istilacılarından kurtarıp bizlere emanet bıraktığı Gazze(Azize) ve Ankara için direnmeye devam edenlere; Şeddai oğlu Selâhattin Eyyübi’nin direniş ruhunu yaşattıkları için Suriye halkına… Saygıyla…

Tarsus kraliçesi olarak da tarihe geçti. Tarsus’ta bulunmuş olan Halifelik madalyonunda, Buğday ve Hilal’in ortasında, başı kızıl kurdeli İlyapa’dır. UluAyOpa, Hilal’in kızı, Ulu-ay-eva; Alevi, Elife ve Halife gibi sözcükleriyle anlamdaştır. Türk halkı onu “Leyla dağında mecnun olup gezmek”, “Leyla olmak” gibi naif deyimlerle dilinde, Leyla ve Zeynep türkülerinde yaşatıyor. Onu yaşatanlara saygıyla…
Zeynep bu güzellik var mı soyunda
Elvan elvan güller kokar koynunda
Ramazan ayında bayram gününde
Zeynebim Zeynebim bala bala Zeynebim
Kolların boynuma dola dola Zeynebim
Zeynebim Zeynebim anlı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
Zeynebe yaptırdım altından tarak
Tara zülüflerin bir yana bırak
Zeynebe gidemem yollar çok ırak
Zeynebim Zeynebim…
Söğüdün yaprağı narindir narin
İçerim yanıyor dışarım serin
Zeynebin yarası derinden derin
Zeynebim Zeynebim…
Zeynebim oturmuş taşın üstüne
Doldurur doldurur verir dostuna
Zeynep selam salmış başım üstüne
Zeynebim Zeynebim…
Zeynep yüzüğünü ver de saklayım
Yemin ettim parmağıma takmayım
Aklıma düşende bakıp koklayım
Zeynebim Zeynebim…
Zeynep sabır ile gitti Mısır’a
Kuzu olsam melesem ardı sıra
Cano’sun nennisin yele savura
Zeynebim Zeynebim…
Kangal’dan aşağı Mamoş’un köyü
Derindir kuyusu serindir suyu
Güzeller içinde Zeynebin huyu
Zeynebim Zeynebim…
Not: 9 Mayıs 2013 Perşembe günü, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Salonunda, Mustafa Gazalcı ve ben Mahiye Morgül, Çankaya ADD tarafından düzenlenmiş bir söyleşimiz var. “Köy Enstitülerinden günümüze öğretmenliğin çökertilişi”ni konuşacağız. Bir sürprizim olacak, Köy Enstitülerindeki gibi müzikle başlayacağız, ud çalarak Zeynebim Zeynebim türküsünü birlikte söyleyeceğiz. Ankaralı dostlarımız gazeteden duyurumuzu takip etsinler.
Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 30 Nisan 2013
mahiye@gmail.com