
Fransız halkı Sarkozi’yi indirdi, yeni bir Kürtsever cumhurbaşkanı çıkardı. Gazeteler ise onun Ermenisever olduğunu yazdı. Aslında sadece Türksevmez olduğunu yazsalardı yeterdi.
Ermeniler üzerinden seçim haberi yapmak daha çok ilgi görüyor her halde. Bize mi göz dağıdır, Ermenistan’a mı göz kırpmaktır, belli değil. Siyaset icabıdır, ikisi de olur. Ancak Ermenistan Ortodoks’tur, o nedenle Ermenistan Rusya ile bu yüzden daha yakındır. Fransa ise Katoliktir, tarihten gelen küskünlükleri vardır.
Fransa’da Sosyalistlerin kazanması bizi yanıltmasın. Seçilen Francois Hollande, Sosyalist Mitterand’ın danışmanıydı. Mitterand’ın sosyalist olması ne kadar yanıltıcı idiyse, danışmanı da onun kadar yanıltıcıdır. Şimdi bir hatırlama gerekiyor; Bn. Mitterand, Kürtseverliğiyle meşhurdu, Leyla Zana’yı “kızım” diye severdi.
Şimdi taşları yerine koyalım.
Leyla Zana, “İki liderimizden biri Barzani’dir” demişti, bununla, Fransız Sosyalist Partisi ile Barzani hattında durduğu mesajını vermişti. Bunu aklımıza not edelim.
Büyük İsrail projesinin Kürdistan ayağında emperyalist görüşmeler Barzani – Erdoğan hattında bugünlerde görüşülüyor, ancak Erdoğan TSK’yı kukla devletin hamiliğine ikna edemiyor. TSK ile AKP kadar yüz göz olmamış bir CHP ile bunu denemek isteyeceklerdir.
CHP tek başına yetmezse alsın yanına MHP’yi. O da hizmetlerin sektöre devredilmesinde, yani devletin küçültülmesinde Dünya Bankasından gelen yasalara destek veriyor. Nasılsa milliyetçilikte CHP’nin altı okundaki erimiş milliyetçilik kadar “ılımlı” oldular ve Hıristiyan İngilizce Öğretmeni çalıştırılacak 4 yıllık anaokullarının Parçalı Eğitim Yasasına “seçmeli kuran dersi” oltasına gelerek evet oyu verdiler, üstelik bu yasayla eğitimde birlik kalmayacak ve “millet” kavramı bitecek, bunu görmediler… Dindar görünmek uğruna “milliyetçi” olmaktan vazgeçtiler… Çok çabuk yeme atlayan MHP onlar için elde bir sayılır.
Bizim sosyal demokrat CHP de Avrupa’nın sosyalist partileriyle aynı masadadır. Unutmayalım ki Avrupa, emperyalist Avrupa’dır. Orada sosyal demokrasi emperyalist burjuvazinin yedek lastiğidir. Mazlum milletleri sömürerek kendi halkına bir miktar sus payı vermeye “sosyal demokrasi” derler. Avrupa sosyal demokrasisi ile bizim gibi sömürülen ülkelerin sosyal demokrasisi aynı şey değildir, o nedenle onlarla aynı masada oturan CHP o masadan onlara benzeyerek kalkar. Onlar bizi destekleyerek iktidar yapacaklarını vaat ederler, oysa hesap Tilki ile Karga fıkrasındaki hesaptır.
Bakınız, liseler berhava ediliyor, devlet okulları piyasada sertifikalı kurslara atılıyor, bu kursları Mesleki Yeterlilik Kurumu adında bir yer yapıyor, bunlara karşı ne CHP’de ne MHP’de tık yok. Piyasa canlanacak ya… Küresel sermaye eğitim pastasını paylaşacak ya…
Barzani’ye yollar yapan, okullar, hastaneler, hava alanları, askerlik binaları vb. yapan, bu inşaatlarla kukla devleti bayındır yapan Türk işadamları da bunları Irak’a yapıyoruz zannediyorlardı. Irak bölünüyor, yoksul güney, müreffeh kuzey oldu sayemizde ve şimdi bu tosuncuğu evlendirmenin zamanı geldi. Kirve aranıyor.
Tezgah şöyle görünüyor; Türksevmez Katolik Fransa’nın sosyalist cumhurbaşkanı Hollande bizim sosyal demokrat Kılıçdaroğlu’ndan kızını aşiret reisi Barzani’ye vermesini isteyecek…
Bir de gerçekleşirse… Fransızların vaktiyle işgal ettikleri Suriye ve Antakya topraklarını yeniden ele geçirmeleri bu sefer çok daha kolay olmaz mı?
O nedenle, Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğü Türkiye’nin güvenliği için önşarttır.
Türksevmez Fransa’nın seçim sonuçları hiç kimseye hayır getirmeyecek. Diyeceğim odur.
Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 7 Mayıs 2012
mahiye@gmail.com