
TC’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan yolunda, gazetecilere aynen, Kürt sorununu çözmek, PKK terörünü bitirmek için, “Devlet, terörü bitirmek için her yolu dener. Devlet, terörle masaya oturup pazarlık yapmaz ama kurumları vardır” buyurmuştu...
Başbakan Erdoğan, miting meydanlarında, “PKK ile pazarlık yapıldığı iddiaları alçaklıktır şerefsizliktir” diyor, muhalefeti PKK’ya alet olmakla, suçluyor. Şimdi sormak lazım; haydi İmralı’da pazarlık yapıldığını teyit eden AÖ’ye de inanmayalım, Cumhurbaşkanına inanmayacağız da, Referandumda “Evet” dedirtmek için, “her yolu deneyen” Erdoğan’a mı inanacağız!
Teslim etmek lazım; karşımızdaki ve içimizdeki hainler cümbür cemaat, bugünkü zemin ve ortamda çok iyi oynuyorlar... Önce piyonlarıyla kalelerimizi ele geçiriyorlar, yakında “şah” diyecekler! Koca TC, satranç tahtası başında uyurken, başka taraflara bakarken, ayrıntılarla meşgul olurken, ölümcül hamlelerini yapıyorlar! Kısacası, gaflet ve uyurgezerliğin, aşırı iyi niyet ve hoşgörünün, arkadan içimizden hançerlenmekle sarmal olduğu, hazin bir öykü bu!
Son hamlelerinde, en sağlam kalemizi içinden de vurdular! Bu ülkenin şahin (evet ’Şahin’) koruyucusunun da kolunu kanadını kırdılar! Devletin kuruluşundaki “İyi niyeti”, Kürtleri Türklük kazanında, diğer etnik gruplarla birlikte bütünleşmiş etmek -benimsemek- çabaları idi...
Devam eden “hoşgörümüz” daha doğrusu bazılarımızın gafleti, Kürtlerin dışarıdan da tahrik edilen, beslenen tepkilerini, silah ve terörle de olsa haklı görmek! “Kürtlerin hakları” derken “Türklerin haklarını” unutmak, TC’nin geleceğini kâle almamak!
“Gaflet” de “Kürt sorununun” Kürtlere bütün hakları verilse, talepleri yerine getirilse de çözülmeyeceğini idrak edememek! Bölücü Kürtler için ideal çözüm, “Büyük Kürdistan”. Bu gerçekleşene kadar da terör bitmeyecektir!
“Gafletin” yaşayan şahikası APO, pimi çekilmiş bomba gibi elimize verildiğinde bunun nedenini anlamamak -sorgulamamak- sonra da açık yargılamada cinayetlerinin sabit olmasına rağmen, gerektiği gibi, idam etmemekti! Ak Parti şimdi bu adamın ağzına bakıyor. İmralı’dan mesajlarını bekliyor ve medet umuyoruz!
Ve “gerçek”: Adamların son hamlesi; “Demokratik özerklik.” BDP’li Demirtaş ve Baydemir açıkça; Türkiye’ye demokrasi, Kürdistan’a da demokratik özerklik getireceğiz diye meydan okuyorlar... APO da müritlerine, ’Kürtler ibadet eder gibi demokratik özerkliğe çalışmalı “ diyor!’
Ve de “dalalet”. Siyasi, uluslararası zemin ve ortamda yanlış yol!
ABD, ordusunun büyük kısmını, Irak’tan çekiyor ama elini kolunu Orta Doğu’dan çekemez... Yabancı güçler, satranç oyununu, kenarından seyretmiyorlar... Adamlarına taktik veriyorlar. Son “eylemsizlik” de bu taktiklerden! Ama daha büyük bir strateji var: “Karadeniz’e yerleşmek”... Terörün, Karadeniz bölgesine de inmesi, tesadüf değil! Bu emellere, en büyük engel, güçlü Deniz Kuvvetlerimizi ve Komutanlarını saf dışı bırakmak oyunları da tesadüf değil, büyük strateji gereği! ABD, Irak’tan çekilirken ve sonrasında, Türkiye yolundan yararlanmak ve öz çıkarları için, Karadeniz’de üsler bulundurmak ister. Bu konuda en sağlam müttefikleri petrol kuyularının bekçileri Kürtler! Eski sorun, Rusların açık denize, Akdeniz’e çıkmak istemeleri idi. Şimdi de sorunumuz, ABD’nin Karadeniz’e çıkması!!
Ve “İhanet”-içimizdeki Beşinci kol- PKK savunucuları ve yardakçıları! “Demokratik Özerklik neden olmasın”dan, başlayarak, “Büyük Kürdistan da neden olmasına”a kadar varacak gaflet. AKP iktidarının da aymazlığı; referandumda EVET oylarını, artırır diye eşkıya ile pazarlığa kalkışmak!
Evet, onlar iyi oynuyorlar bu satranç oyununu, bizimkiler, Kasımpaşa sahasında futbol çevirirken çalımlar yaparlarken! Ama “oyun” futbol da değil, satranç da değil; Türk’ün “Ölüm kalım savaşı”! İktidarda olanlar, tarih ve Türklük şuurundan, ihata kabiliyetinden ve vizyondan yoksun oldukları için, tehlikeleri göremiyorlar!
Yakup Kadri’nin “Yaban” romanında, düşman Anadolu’nun ortasına kadar gelmiş... Yazarın rastladığı bir köylü, aldırış etmiyor hatta “buraya gelirlerse bizim için iyi olur” diyor... Sen “Türk değil misin” diye sorunca, “O senin dediklerin Haymana Ovasında bulunur” diyor, yani Türk olduğunun farkında bile değil...
İçimizdeki yalaka liboşlar, Milliyetçiliğimizin temeli olan bu değerlere, ırkçılık -”çağ dışı”-diyorlar. Fakat Kürtlerin etnik ırkçı milliyetçiliklerine, arka çıkıyorlar!
Gaflet-ihanet- dalalet üçü bir arada! Sen, ne kadar ileri görüşlü imişsin Atatürk!
Altemur KILIÇ, 23 Ağustos 2010