Gizli Tanıdık / İlhan TAŞCI

Kitapları bu bölümde tanıtabilirsiniz.

Gizli Tanıdık / İlhan TAŞCI

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Eyl 25, 2013 14:11

İLHAN TAŞCI - GİZLİ TANIDIK

Resim

Sayfa: 208
ISBN: 9786051400372
Boyut: 14 x 21 cm
Kağıt: 2. Hamur
Baskı Tarihi: Eylül 2013
Yayınevi: Cumhuriyet Kitapları

Kitap Hakkında:

Olağanüstü yargılama dönemlerini özetleyen sözcükler vardır. Bir dönem "Sayın muhbir vatandaş" girmiştir literatüre, AKP döneminde ise "gizli tanık". Ergenekondan KCKye, üniversiteli gençlerden seçilmişlerin yargılandığı tartışmalı davalarda "gizli"tanıklar nasıl rol oynadı? Sağır odalarda hangi pazarlıklar yapıldı, "gizli tanık"ların figüranlığında hangi senaryolar yazıldı? Cellat hissizliğiyle neler anlattılar?

Binlerce sayfalık dava dosyaları, belgeler ve "çok gizli" resmi yazışmalar ışığında hazırlanan "Gizli Tanıdık"ta tartışmalı siyasi davalardaki gizli tanıklık sorgulanıyor.

Anlatılan, Türkiyenin "gizli tanıdık"larla kurgulanan yeni döneminin hikayesidir. Gizli tanıklığın ardındaki sır perdesini aralayan kitapta yanıtını bulacağınız kimi sorular şöyle:

- Hangi polis, savcı ve katil gizli tanık oldu?
- Gizli tanığın parası, kimin kişisel hesabına yatırıldı?
- Başbakanın cezaevi arkadaşı gizli tanık, hangi tanıklıklarını anlattı?
- Gizli tanık, Ergenekon savcısını neyi açıklamakla tehdit etti?
- Gizli tanık başsavcının odasında kimlerle kadeh tokuşturdu?
- Hem sanık, hem tanık, hem de gizli tanık Osman Yıldırım, Danıştay saldırısı öncesinde kimlerle, neden görüşmek istedi?
- Gizli tanık olan Cumhuriyet Savcısı, kimler hakkında neler anlattı?
- Gündüz cezaevinde, gece dışarıda suç işleyen gizli tanık kimleri, neyle suçladı?
- Ergenekon ile Danıştay saldırısının birleştirilmesinin dayanağı olan sır görüşme nerede, kimlerin katılımıyla yapıldı?
- Abdullah Öcalanın çocukluk arkadaşı ve karakutusu olan gizli tanık nasıl deşifre edildi?
- Açık unutulan polis kamerası kimlerin, hangi konuşmasını kaydetti?
- Cezaevindeki sanığı, savcı nasıl gizli tanık yaptı?
- Dünyanın ilk gizli tanığı kimdi ve neden böyle bir işe kalkıştı?
- Gizli tanıklarından kaçına saç ektirildi, kaçına parasal yardım yapıldı?


Gizli Tanıklığı Yasadışı

Düzenleme yürürlüğe girmeden 4 ay önce Ergenekon davası savcılarınca ifadesi alınan Danıştay saldırısı zanlısı Osman Yıldırım bir zamanlar müebbetlikti, şimdi serbest...

Fırat Kozok

Türkiye’nin içinden geçtiği her olağanüstü dönem, kendine özgü bir dil ve yapı geliştirdi. “Sayın muhbir vatandaş” sözü, 12 Mart askeri cuntasından armağandır, örneğin. 12 Eylül’ün karanlık tarihi “beşibiryerde”nin postallarının altında ezilerek yazılmıştır.

2007 yılı, Türkiye için yeni bir yol ayrımıdır. Siyasetten yargıya, sivilden askeri bürokrasiye, seçilmişten atanmışa kadar her alanda hızla “yeni bir Türkiye” kurgulanmıştır. “İleri demokrasi” çerçevesinin içine her geçen gün yeni siyasi davalardan dosyalar eklenir. Bir zamanlar Türkiye’nin dehlizlerinde çığlık çığlığa itiraf ettirilen örgütsel bağlar, eylemler için artık yeni bir yol bulunmuştur: Gizli tanıklık!

Ergenekon’dan KCK’ye, üniversiteli gençlerden seçilmişlerin yargılandığı tartışmalı davalara kadar tüm siyasi davalarda sistematik olarak hep bu yöntem kullanıldı. O gizli tanıkların anlattıklarıyla insanlar birer birer özgürlüklerini, eşlerini, düşlerini, çocuklarını, ezcümle yaşamlarını yitirirler. Onlarsa müebbetlik, hapis cezalarından kurtulup ellerini kollarını sallaya sallaya cezaevlerinden çıkarılıverirler. İstanbul’dan Diyarbakır’a, Erzurum’dan Bingöl’e kadar pek çok kentteki siyasi davaların dosyalarını inceledik.

Türkiye’nin “gizli tanıdık”larla kurgulanan yeni dönemindeki siyasi davalarda kimi zaman gizli tanık olma öyküsünü, kimi zamansa gizli tanıklık anlatımlarına okuyacağız. Anlatacaklarımız birer gerçek öykü. Gizli tanıkların söylediklerine gelince... Onlar konusunda çok kuşkuluyuz, çok... Dizide özet olarak yer alan bilgi ve anlatımlar, Cumhuriyet Kitapları’ndan İlhan Taşcı’nın bugün piyasaya çıkan “Kim bu gizli tanıklar, ne anlatıyorlar? GİZLİ TANIDIK” adlı kitapta ayrıntılı olarak yer alıyor.

Gizli tanıklığı yasadışı

Düzenleme yürürlüğe girmeden 4 ay önce Ergenekon davası savcılarınca ifadesi alınan Danıştay saldırısı zanlısı Osman Yıldırım bir zamanlar müebbetlikti, şimdi serbest...

Türkiye’nin en tartışmalı davası olan Ergenekon’un karar oturumunda deyim yerindeyse ceza yağmuru vardı. Kızılca kıyametin koptuğu an ise Osman Yıldırım ile ilgili kararın açıklandığı andı. Mahkeme, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması eylemlerine katıldığına ilişkin kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle Osman Yıldırım’ın beraatına karar verdi. Silahlı örgüt üyeliğinden aldığı 15 yıllık cezası da “verdiği bilgiler” nedeniyle dörtte üçe indirildi. Geriye kaldı 9 yıl hapis cezası. Tutuklu kaldığı süreyi göz önüne alan mahkeme, Osman Yıldırım’ın cezaevinden salıverilmesine karar verdi. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması nedeniyle Ankara’da müebbet hapis cezasına çarptırılan Osman Yıldırım, nasıl olmuştu da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde beraat etmişti?

Cezaevinde gizli görüşme

Bu sorunun yanıtını bulmak için Sincan F Tipi Cezaevi’ndeki gizli bir görüşmenin izini sürmeliyiz. Bugüne kadar sırrını koruyan o görüşmenin perde arkasını, sonrasında yaşananları yazışma ve belgeler ışığında adım adım okuyalım.

Osman Yıldırım, Danıştay saldırısı nedeniyle Sincan F Tipi Cezaevi’nde yatarken, İstanbul’dan gelen iki savcı konuğu vardır. Konukların nasıl geldiğine bakalım önce. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 Mart 2008 tarihinde “Bir soruşturma ile ilgili olarak Ankara’da cezaevinde bulunan bazı kişilerin ifadelerinin alınması” için savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ile Zekeriya Öz’ün görevlendirilmesi istemini Adalet Bakanlığı’na iletir. Bakanlıktan da onay çıkar. Savcı Zekeriya Öz, onayın ardından Ankara Başsavcılığı’na “Gizli-Çok Acele” kaşesiyle bir yazı gönderir. Yazıda özetle, Ergenekon soruşturması kapsamında cezaevindeki kimi tutukluların ifadesinin alınmasının gerekliliği anlatılır.

Zekeriya Öz’den 18 kişilik liste

Zekeriya Öz’ün gönderdiği listede 18 kişinin adı yazılıdır. Onlardan birisi de Osman Yıldırım’dır. İki savcı Sincan F Tipi Cezaevi’ne gider. Sonra da Osman Yıldırım’ın “kimliğinin açıklanmasının kendisi ve yakınları için ağır tehlike oluşturabileceğini belirtmesi üzerine” kendisine ‘Gizli Tanık 9’ ismi verilerek ifadesi alınır. Henüz dalga dalga operasyonlar yapılmamışken ve soruşturmanın üzerinden daha birkaç ay geçmişken, Ergenekon savcılarının, 12 Mart 2008 tarihinde Osman Yıldırım ile “çok acele” görüşmelerinin önemi neydi? Bu sorunun tek ve net bir yanıtı var:

Osman Yıldırım’ın cezaevinde “gizli tanık” olarak anlattıkları, Danıştay’a saldırı davası ile Ergenekon davasının birleşmesini sağlayacaktı ve öyle de olmuştu. Yasal açıdan bir terör örgütünden söz edilebilmesi için cebir ve şiddet unsuru şarttı. Osman Yıldırım’ın anlattıklarıyla “Ergenekon terör örgütünün” şiddet eylemi bulunmuş oldu: Danıştay’a silahlı saldırı! Artık “terör örgütünün” cebir ve şiddet içeren eylemi de vardı...

SAVCILARIN ‘TARİH’İ HATASI

Bir yönüyle tarihler de bize süreci anlatıyordu: Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu Danıştay saldırısının sanıkları hakkındaki kararını 13 Şubat 2008’de verdi. Bu karardan yalnızca yirmi sekiz gün sonra savcılar cezaevine giderek Osman Yıldırım ile görüştüler ve “gizli tanık” olarak ifadesini aldılar. Daha sonra da Danıştay davası ile Ergenekon davası birleştirildi, dosya İstanbul’a taşındı.

Cezaevindeki bu görüşmenin ne kadar önemli olduğunu ve önemsendiğini anlamak için hesaba katılmayan ama çok önemli bir başka ayrıntıyla ilgili parantez açmakta yarar var.Gizli Tanık Yasası 27 Aralık 2007 tarihinde Meclis’te kabul edildi. 5 Ocak 2008 tarihinde ise Resmi Gazete’de yayımlandı. Ancak bu yasanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Çünkü yürürlük maddesinde, yasanın 6 ay sonra, yani 5 Temmuz 2008’de yürürlüğe gireceği yazılıydı. Savcıların gizli tanık sıfatıyla Osman Yıldırım’ı dinledikleri tarihte henüz gizli tanıklık müessesesi Türkiye’de hukuken yoktu! Çünkü savcılar Yıldırım’ın ifadesini 12 Mart’ta aldı. Oysa yasa bu tarihten önce Resmi Gazete’de yayımlanmıştı, ancak gizli tanıklık kurumunun yaşama geçmesi için dört ayın geçmesi gerekecekti. Osman Yıldırım’ın gizli tanıklığı bile “yasadışıydı”!

Yıldırım bu konuda yalnız değildi. Henüz gizli tanık isimlerinin sayılar ve harflerle sınırlı olduğu günlerde, Gizli Tanık A ve Gizli Tanık B vardı. İki gizli tanığın ifadesi 21 Haziran 2007 tarihinde alınmıştı. Yani bırakınız Gizli Tanık Yasası’nın yürürlüğe girmesini, henüz yasanın taslağı bile ortalıkta yokken bu iki kişi de gizli tanık yapılmıştı.

‘Osmanım’ın hikâyesi

Savcılar uzun uzun Osman Yıldırım’ın geçmişteki karanlık dünyasındaki olayları dinledikten sonra, “Şimdi Osmanım bu kamuoyunda ve Ergenekon operasyonunu filan takip ediyorsun herhalde” sorusunu yöneltince, o da “takip ediyorum” karşılığını verir. Yıllardır tartışılan “Osmanım” ifadesi ilk kez savcılarca cezaevinde kullanılmıştır.

Sorgucu ile gizli tanık arasında şu dikkat çeken diyalog yaşanır:

Sorgucu (Savcı): Bu operasyonda ismi geçen şahıslardan, istersen ben tek tek de okuyabilirim, listesi var, senin tanıdıkların kimse var mı burada?

Gizli tanık: Sen hiç söyleme. Ben, ben söyleyeyim. Yani daha yani siz isim verdiniz diye ben tanıyorum izlenimi doğmasın.

Sorgucu: Senin tanıdığın, evet bildiklerini anlat.

Ondan sonra da Osman Yıldırım bildiklerini anlatır.

En çarpıcı DVD budur. Zira kayıt yönteminin birazcık farklı olduğunu anlıyoruz çözüm tutanağından. O bölüme göz atalım şimdi:

Gizli tanık: Şimdi Danıştay olayını anlatalım. Çekiyor mu?

Sorgucu: Çekiyor, çekiyor.

Bu diyalog istenildiği zaman çekim yapılıp istenilmediği zaman çekimin yapılmadığı kuşkusunu doğuruyor. 137 sayfalık çözüm tutanağının son sayfasına gelindiğinde bu şüphenin hiç de yabana atılır türden olmadığı anlaşılıyor. Çünkü sorgucu, gizli tanığa şöyle sesleniyor:

“Bir de şunu söyleyim. Yani eee şu anda kameramız falan çalışmıyor. Gizli tanık bu nedenle rahat olabilir yani eee...”

Eee herkes anlamıştır anlayacağını...

ÖCALAN’IN ÇOCUKLUK ARKADAŞI

PKK’nin gizli tanık olan Marmara sorumlusunun mahkeme sorgusu sırasında kimliği deşifre olur. O ne ki, Abdullah Öcalan’ın karakutusu olarak bilinen gizli tanık, savcıların resmi yazışmalarında nüfus kütüğüne kadar deşifre edildi! Savcılıklar arasındaki yazışmada nüfus kütüğüne kadar tüm bilgileri ayrıntılı olarak yer alan gizli tanık H.B, 12 Eylül darbesinin ardından Gaziantep Cezaevi’nde 11 yıl yattıktan sonra PKK’ye katılır. H.B’nin ağabeyi, Abdullah Öcalan’ın çocukluk arkadaşıdır. Ağabeyi örgüt içi hesaplaşmada öldürülür. 2003 yılında örgütten ayrılarak Almanya’da yerleşen H.B, iki yıl sonra tutuklanır. Ardından da Türkiye’ye iade edilir. O günden beri de H.B. cezaevindedir.

GİZLİ TANIĞIN PARASI POLİSİN HESABINA!

Gizli tanıklık nedeniyle eleştirilerin hedefi olan Emniyet, bazen de gizli tanığın(ın) emeğini, mesaisini gözetir, bedelini ödetmek için didinip çırpınır. Aynı Tatvan KCK davasında olduğu gibi. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yıl boyunca 18’i tutuklu, 35 sanıklı Tatvan KCK davası görülür. Bu davadaki gizli tanığın kodu da Derman’dır. Artık kimlerin derdine nasıl derman olduysa, onun anlattıklarına değil de onunla ilgili mahkeme dosyasına giren ödeme emrine bakalım. Gizli tanık Derman’ın verdiği ifade sırasında harcadığı “emek” ve “mesai” göz önünde bulundurularak Derman’a 500 lira ödenmesi benimsenir. Gizli tanığa verilecek paranın Hakkâri Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memurunun kişisel hesabına yatırılması istenir! Hem polisin sicil numarası, hem de hangi bankanın, hangi şubesine, kaç numaralı hesaba yatırılacağı ödeme emrinde açıkça yazılır.

Cumhuriyet, 19 Eylül 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Kitap Tanıtımları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x