Haiti-İstanbul Fay Hattı'ndan Uğursuz Mesajlar -Meyyal UYGUR

Haiti-İstanbul Fay Hattı'ndan Uğursuz Mesajlar -Meyyal UYGUR

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Oca 20, 2010 22:55

Haiti-İstanbul Fay Hattı'ndan Uğursuz Mesajlar

Haiti’deki korkunç depremden sonra, Devlet Başkanı Rene Preval’in, 3500 Amerikan askerinin asayişi sağlamak üzere BM ve Haiti güçlerine yardımcı olacağını açıklaması üzerine başlayan tartışmaları takip etmişsinizdir. Başkan 3500 diyor, ama 12 bini geçmesi bekleniyor. Havaalanları ABD kontrolünde, diğer ülkelere yardım için bile geçiş verilmiyor. Adeta Haiti “gizlice işgâl ediliyor”!..

50 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiği, yapıların yüzde 80’nin yıkıldığı Haiti depreminden sonra nedense akla ilk gelen veya getirilen yer İstanbul oldu. Los Angeles Times Gazetesi, 7 şiddetindeki depremin yıktığı Haiti başkentiyle, İstanbul arasında benzerlik kurdu. Özellikle çarpık yapılaşma, inşaatlarda çürük malzeme kullanma açısından!..

Los Angeles Times’ın ardından Forbes Dergisi, Norveç merkezli bir enstitünün raporunu yayınladı. Buna göre, “dünyada deprem riski en büyük 20 şehir arasında İstanbul ile İzmir de var ve İstanbul’da şiddetli bir depremde 55 bin kişi hayatını kaybedebilir”.

Bunları, Almanya Karlsruhe Üniversitesi Geofizik Bölümü ile Yer Bilimleri Araştırma Merkezi’nin tespitleri izledi. Bu tespitlerin merkezinde de yine İstanbul var ve Alman uzmanlara göre, “inanılmaz boyutlarda” zarar vermesi beklenen deprem, her an gerçekleşebileceği gibi, 30 yıl sonra da olabilir!..

Bizimkilerin söylediklerine gelince; Prof. Ahmet Işıkara, ”Allah’a emanet” diyor. Kandilli Rasathanesi’nden Prof. Atilla Ansal, “İstanbul’da olası depremde yaklaşık 70 bin kişinin öleceği” tahmininde bulunuyor.

Dış Politikada “Deprem”li Mesajlar

Farkında mısınız bilmiyorum ama bir süredir dış politikada da “deprem”li mesajlar veriliyor…

Mesela İsrail Cumhurbaşkanı Peres 13 Kasım 2007’de TBMM’de yaptığı konuşmada, “Türk vatandaşlarının 8 yıl önce başlarına gelen deprem felâketinde İsrail’in yardımlarını takdirle kabul ettiklerini biliyorum” dedi.

Yine İsrail, geçen Ekim’de TRT’deki “Filistin-Ayrılık” dizisinin yol açtığı krizde Türkiye’ye verdiği sert notada, “Dizide soğuk kanlı katiller olarak gösterilen İsrail askerleri, 1999’daki yıkıcı depremin ardından en zor anlarında Türk sivillerin yardımına koşanlarla aynı askerlerdir...” hatırlatmasını yaptı, yani o yardımları resmen başımıza kaktı!..

“Deprem” retoriği bulaşıcı mı nedir, Başbakan Erdoğan da, İsrail’in, İran’a keşif operasyonlarında Türk hava sahasına girdiği iddiaları üzerine, “Böyle bir şey olması halinde İsrail’e depreme benzer bir tepki verileceğini” söyledi.

1999 Depremi Nelerin Miladı Oldu?

O korkunç Gölcük depremini hepimiz yaşadık. Sadece binlerce insanımız değil, adeta devlet enkazın altında kaldı… Türkiye’nin “dikişlerinin” patlaması, bir başka ifadeyle hem iç, hem dış politikada “dönüşümü” bundan sonra başladı. Önce ekonomik deprem, ardından yılların partilerini yerle bir eden siyasi deprem ve ülkenin AKP’ye teslim olması!..

Bunları ben söylemiyorum. CIA’cı Morton Abromowitz, Alan Makovsky, Graham Fuller, eski ABD Dışişleri Bakanı Wilkinson, Princeton Üniversitesi Orta Doğu uzmanlarından Heath W. Lowry ve bunların en has adamı Cengiz Çandar söylüyor.

Abromowitz’in editörlüğünde daha 2000 yılında hazırlanan ve 21. yüzyıl Türkiye’sinin perspektifini çizen, “Türkiye’nin Dönüşümü ve Amerikan Politikası” adlı çalışmada yer alan şu satırlara ne dersiniz?

“1999’un olağanüstü olaylarına bakıldığında göze çarpan önemli faktörlerden birisi depremlerdir. Depremler, genel hava ve toplumların davranışını etkiledi. Çeşitli ülkelerden gelen yardımlar, halklar arasındaki karşılıklı anlayış ve aşırı basmakalıpçılığın cazibesini sarstı, yumuşama sürecinin siyasi olarak ayakta kalabilirliğine destek oldu. Yunanistan’la ilişkiler bu sayede kuruldu…Clinton Türk halkını etkiledi ve ABD hakkındaki olumsuz görüşler değişti…”

Şu satırlar da Cengiz Çandar’a ait:

“Deprem bir dönüm noktası olarak alınabilir. Uluslararası yardım çabası, Türkiye’deki yabancı korkusunu temellerinden sarstı, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur şeklindeki çok işitilen sözün geçerliliğini zayıflattı. Bu dayanışma, Türklerin uluslararası sistem anlayışının önemli ölçüde gözden geçirilmesine vesile oldu. Türk-Yunan gerginliği azaldı, AB ilişkilerinde büyük boyutta gelişme oldu, ABD’ye sempati arttı…”

Aynı çalışmada Orta Doğu uzmanı Lowry ise, “Toplumda, bütün hastalıklarına çözüm bulan devlet baba anlayışı artık kutsanmamaktadır. Bu bağlamda 1999 depremi bir dönüm noktası olabilir. Enkazın altında kalanın sistemin kendisi olduğu görüşü dile getiriliyor. Türkiye’de bilgi adlı cin şişesinden dışarı çıkmıştır ve bunun sonucunda sivil toplum kuvvetlenecektir. Ordu bile, depreme müdahalede geç kaldığı eleştirilerine uğruyor. Deprem, canlı bir sivil toplumun doğuşunu getirmiştir…” diyor.

Bir Deprem Daha Yaşarsak?!..

Ülkemizin “dönüştürülmesinde” son aşamaya gelindi. Beraberinde Türk Milleti’nin, ABD ve AB’ye güveni dibe vurdu!..

Önümüzde ise hem “deprem”, hem “iç savaş” senaryoları var. Artık Güneydoğu’ya “uluslararası güçlerin” müdahil olmasından bile söz ediliyor!.. Diyarbakır’ın BOP’un yıldızı, İstanbul’un finans merkezi yapılması planları da ortada!..

Peki Allah’ım korusun, ama Türkiye’de, özellikle de İstanbul’da tahmin edildiği gibi, Haiti benzeri bir deprem yaşanırsa?!.. Böyle bir depremde ve sonrasında neler olur?

AKP politikalarında etkili isimlerden CIA’cı Graham Fuller, “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adını verdiği son kitabında, ABD’den bağımsızlaşan(!) Türkiye’nin nasıl yükselen bölgesel bir aktör haline geleceğini anlatırken, zevkle “Kemalizm’den kurtulan, çok etnikli, çok kültürlü, çok dinli bir toplum”a dönüşmemizin faziletlerini sıraladı.

Ancak bunlardan önce, Türklerin, dünya barışını en çok tehdit ettiğine inandığı ülkelerin başında ABD, İsrail ve İngiltere’nin geldiğini hatırlatıp, “Buna rağmen, ilginç bir şekilde kriz zamanlarında (deprem, iç savaş vb.) Türkiye’nin en çok güvenebileceği ülkeler sıralamasında ABD ilk sırada yer almıştır” dedi.

Hasılı, Haiti’yi gördükten sonra bu “deprem” senaryoları, “deprem”li atışma ve başa kakmalar iyice ürkütücü hale geldi!.. İnşallah sadece benim yeni bir paranoyamdır!..


Meyyal UYGUR / Açık İstihbarat, 20 Ocak 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Haiti-İstanbul Fay Hattı'ndan Uğursuz Mesajlar -Meyyal UYGUR

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Oca 21, 2010 12:05

Deprem Silahını ve Silahşörlerini 6 Sene Önce Duyurmuştuk

Sitemiz yazarlarından Meyyal Uygur'un; "Haiti-İstanbul Fay Hattından Uğursuz Mesajlar" başlıklı yazısını okudunuz.

"Depremin" silah olarak nasıl kullanılabileceğini ve yaşadığımız deprem Felaketi'nin arkasında böyle bir gerçeğin olup olmadığını 2003 yılında yayınladığımız "O Yaz Ne Yaptığınızı Biliyoruz" altbaşlığına sahip Özel Deprem Raporu ile ortaya koymuştuk. Bu raporda "tektonik silahlar"ın bilimsel altyapısı ve ilgili çalışmalar ortaya konmuş ve 17 Ağustos depreminin Türkiye'deki siyasi çözülme sürecinin işaret fişeği olduğu tezini ortaya atmıştık.

Bu rapordan hemen sonra, ABD'nin Büyükelçisi Edelman, 11 Eylül'ün yıldönümünde Hürriyet gazetesinde verdiği demeçte şu sözleri kullanmıştı.

"Tektonik silahlar gibi konularla yıpratılmak isteniyoruz. Bizim gücümüzü abartıyorlar"

Edelman; ABD halkına hakaret edildiği iddiasındaydı ve gocuncak bir yarası olmalı ki raporu üzerine alınmıştı.

Daha sonra kaleme aldığımız Nato Minnettarı Profesörlerin Deprem Hezeyanları başlıklı yazımızda da, depremin pazarlanmasında rol alan profesörleri ve zihniyetlerini ortaya koymuştuk. 17 Ağustos depremi öncesinde kamuoyunun depreme nasıl hazırlandığını ve bu hazırlıkta Kanada merkezli odakların nasıl rol oynadığını açıklamıştık.

NATO'nun Yeni Gladio'sunun merkezinin Kanada olduğunun da altını çizmiştik.

Ve bugün Haiti'de deprem bahanesi ile üstü örtülü bir işgal yaşanıyor.

Yavaş yavaş ısıtılan kurbağalar misali dünya kamuoyu ile birlikte izliyoruz.

Yıllar önce "Deprem Silahı" dediğimizde bizi komploculukla suçlayanlar, bugün bu gerçek üzerinden yorumlar yapmaya çalışıyorlar.

Küstahlar cahilliklerini minder yapıp köşelerimize kurulmuş; köşelerimiz şeytanın bütün icatlarını test eden ordular tarafından işgal edilmiş.

Haiti vesilesi ile; Deprem silahını ve politik izdüşümlerini tekrar hatırlatıyoruz.


Açık İstihbarat, 21 Ocak 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Haiti-İstanbul Fay Hattı'ndan Uğursuz Mesajlar -Meyyal UYGUR

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Oca 21, 2010 20:31

Bugün Haiti, yarın Türkiye

Fransızca konuşan ülkelerin ortak devlet televizyonu TV5Monde internet sitesinde, Haiti depremi konulu bir “küresel blog” (*) açıldı. Dünyanın dört bir yanından gazetecilerin gerek Haiti, gerekse kendi ülkelerinde yaşanan depremlere değgin makalelerle katıldığı bu blog’da benim iki yazım dışında, romanım “Bir Gün Gece”nin kapağı ve özeti yayınlanıyor, üç gündür...

Romanın Fransızcasını (**) okuyan TV5Monde’un Yazı İşleri Müdürü, telefonda: “Sen bir kâhinsin!” dedi. “Haiti’ye çıkarma yapan ağır silahlı Çin ve Amerikan ordusunu görünce, İstanbul’da olacaklara dair öngörülerinin gerçeği yansıttığını anladım. Üstelik böyle düşünen bir ben değilim. Sınır Tanımayan Doktorlar’ın eski başkanı Rony Brauman ile yaptığımız röportajı oku. Sanki sen konuşuyorsun!”

Rony Brauman, dünyaca ünlü bir tropikal pataloji uzmanı. Haiti’ye ilk varan doktorlar arasında. Hemen röportaja baktım. Yardım furyasında adaya çıkarma yapan “yabancı ordular”ı şöyle yorumlamış Rony Brauman: “Büyük güçlerin art niyeti, kuşkusuz stratejik mevziler tutmak.” Örneğin Haiti’ye yardımın yanı sıra asker gönderen Çin, rakibi ABD’nin arka bahçesini eşeleyerek, süper güç olarak varlığını gösteriyor. Doğal felaketler, diplomatik ve stratejik oyunlara çanak tutar. Felakete uğrayan ülke ne kadar zayıf düşer ve zayıflarsa, yabancı güçler arasındaki rekabet de o kadar artar. İstisna yoktur, doğal felakete uğramış, dışarıya açık ve zayıf ülkelerin, kaderidir bu. Bugün Haiti’ye yardımla birlikte ağır silahlı askerler gönderen Çin, 1974’te uğradığı büyük deprem felaketinde sınırlarını bu yüzden kapadı, kimseden ne yardım aldı, ne de dışarıya bilgi sızdırdı. Kaç kişinin öldüğünü bile bilemedik o depremde, bir milyon kişiden söz edildi...

Doğal felaketin bir parçasıdır siyasal hegemonya oyunları. Yardıma koşan ülkenin STK gibi davranması beklenemez, bir devlet yardımının arkasında mutlaka o devletin çıkar hesapları vardır.”

***
Bu röportajdan bir gün sonra ABD’nin şimdiki başkanı Obama, yanına eski başkanlar Bush ve Clinton’ı da alıp hamasi bir “Haiti’ye yardım” söylevi çektikten sonra, depremin altında kalan talihsiz adaya 7 bin 500 asker gönderdi, sevgili okurlar. ABD, kendisinden önce deprem bölgesine varan ağır silahlı askerleriyle Çin Halk Cumhuriyeti’nin verdiği “mesajı” almıştı. Venezuela Başkanı Chavez, ABD’nin Haiti’yi işgal ettiğini söylerken haklı. Zaten başta Fransa, AB ülkeleri de protesto ediyor, ama ABD, arka bahçesi Haiti’yi Çin’e yediremez elbet. Önümüzdeki günlerde küçük adadaki Amerikan askeri sayısının 10 bine çıkması bekleniyor.

“Ben söylemiştim!” demekten nefret ederim, fakat bu kez, Haiti’de olup bitenler ve bundan sonra olacaklar İstanbul depreminden sonra Türkiye’nin başına geleceklerin, bire bir doğrulaması. Dolayısıyla kendimi tutamayacağım: Ben bunların hepsini nedenleri ve sonuçlarıyla yazdım, sevgili okurlar!

Haiti’nin zavallı tarihçesini, ABD’nin etki alanında tarımının, ekonomisinin, devletinin nasıl bitirildiğini, ABD eliyle kurulan işbirlikçi iktidarların soygun, yolsuzluk düzeni ve bu düzenin yarattığı çeteleşmeyi bilseniz, Türkiye’nin son yıllarda hızlanan “değişim” ivmesiyle varacağı konumun, minyatür bir repliği olduğunu anlarsınız.

***
Haiti, 9 milyon nüfusuyla İstanbul’dan bile küçük bir ülke. Ne var ki, daha dün Vatan Gazetesi’nde Alman bilimcilerin, “zararı inanılmaz boyutlarda 3 deprem olacak,” dedikleri koca İstanbul, kıyaslanmaz zenginliğine rağmen, Haiti’den daha sağlam çıkmayacak, deprem sırasında aynı yıkım, sonrasında aynı sahneler, aynı talan ve yağma, daha büyük çapta yaşanacak.

Ve bugün Haiti devleti nasıl çöktüyse, nasıl rakip yabancı devletlerin bir nüfuz savaşı alanına dönüştüyse, Türkiye de bir Marmara depreminin altında kalacak, belki de bağımsızlığını yitirecek.

Dünyanın her yanından, gazeteci arkadaşlarımdan mesaj yağıyor, üç gündür. Yabancılar, benim Bir Gün Gece romanıyla ne söylemeye, Türkiye’yi tehlikeye karşı uyarmaya çalıştığımı anladı.

Ya uyarının muhatabı ve önlem almazsa yıkılacak olan devletin yetkilileri, onlar anladı mı?

(*) Le Blog Planétaire/TV5Monde, Haiti

(**) La Malédiction de Constantin/ Éd. Métailié, 2006



Mine G. KIRIKKANAT / VATAN, 20 Ocak 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x