
Belediye başkanlarıyla adaylar arasında bir sorun mu var, AKPli Belediye Başkanından önce Erdoğan atılıyor öne... Belediyede yolsuzluk haberi mi var o cevaplıyor. Hayvanları sevmekte ne kötülük varsa, bir köşe yazarının köpek sevgisi bile onun ağzında aşağılayıcı bir ifadeye, hakarete bürünebiliyor. (Oysa bazen insanlara karşılıksız sevgi verebilen hayvanları sevmek, nefret içinde yaşayan bazı insanların yaptıklarına karşı sağlığı koruyucu ve çok daha yerinde olabilir. Köpek sevgisi normal insanları sevmeye ise engel değildir, tam aksine hayvanları sevebilenler sevmeyi, sevgiyi bilen, yufka yürekli insanlardır.)
Kendisinin en az 3-5 çocuk diyerek arttırmaya çalıştığı eğitimsiz ve siyasi yalanlara kolayca inanabilen kesim için söylenmiş göbeğini kaşıyanlar ifadesini kendi seçmeni kastedilmiş havasına sokuyor ki bir yandan bunu yazana nefret toplayabilsin, bir yandan da gemileri, altın-pırlanta işlerini, bin türlü yolsuzluğu unutturarak mağdur rolünü sürdürebilsin.
Tam bir içler acısı durum. Tam bir; halkı göbeğini kaşıyan adam sanma sendromu... Onları bu kimlikle gören, aptal zanneden kendisi aslında. Sadece Sinop konuşmasına bakmak bile bunu anlamaya yetiyor.
Milleti partisiyle ilgili arş-ı alâya çıkan yolsuzlukları duymasınlar diye yine medya boykotuna çağırmış. Biz medyanın kurduğu parti değiliz diyor. Bu doğru, medya parti kurmadı ama kendi partisi dünya tarihinde ve cumhuriyet tarihinde ilk kez koca bir yandaş medya kurdu, bunun için Avrupa raporlarına geçen dev kredileri devlet bankalarından almaktan bile çekinmedi.
Yalan yazan medya diyor, bu yanlış. (Başbakan olduğu için yalan demiyorum...) Asıl rahatsız olduğu medya doğruları, kendi medyasının asla duyurmadıklarını yazan medyadır.
Ekonomik krizin tek sorumlusunun ABD olduğunu söylüyor, kriz ABD kaynaklı diyor. Krizin ABDden başladığı doğru ama hemen sonra küresel hale dönüştü ve tek önlem almayan (teğet geçti diyen) ülkenin Türkiye olduğu, yolsuzlukların buna etkisi de IMF raporunda ve ekonomi kuruluşları raporlarında açıklandı.
Kadir Topbaşın dünürü ve Cihan Kamerle ilgili arazi, imar yolsuzluğu hakkında eğer arazi ranta dönüşüyorsa neden Futbol Federasyonuna hibe edildi diyor. Yine yanlış, hibe edildi ama arazi rantı Kılıçdaroğlu tarafından gündeme getirildikten, medyada açıklandıktan sonra, alelacele...
Erdoğan konuşmasının sonunda Sarı Saltuğun Sözün kesin olsun, Hak dilinden gelsin deyişini almış. Haktan söz edenlerin Hakka layık şekilde dürüst olmaları gerekir. Sözleriyle de, davranışlarıyla da...
Bir yandan yolsuzluklara bulaşıp bir yandan özdeyişlerle halkı göbeğini kaşıyan adam yerine koymak da bir başka büyük yanlıştır.
***
Din ve Kuran üzerine yalanlar
Dün yarım kalan yazımıza son paragraftan devam ediyoruz...
Yine TVde Hidayet Şefkatli Tuksal bir CHP milletvekiline CHP Kuran kurslarına karşı çıktı diyordu. Karşıdan zayıf bir kaçak itirazı geldi ama duyulmadı. Oysa CHPnin tepkisinin veya diğerlerinin sadece kaçak Kuran kurslarına karşı yapıldığını, Diyanetin ülke çapında 7000 kursuna hiçbir itirazın olmadığını şüphesiz Hidayet Tuksal da biliyor ama yine de bu yanıltmacayı yapıyordu.
Geçen hafta Radikal Gazetesinde çıkan Tarık Işık imzalı bir yazıda ise AKPnin Tüm Türkiye Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısında belediye başkan adaylarına dağıtılan Türkiye Bu Işıkla Aydınlanıyor-Bırakın Işık Açık Kalsın isimli kitap anlatılmıştı.
AKP görevlilerinin kitapçıktan almak isteyen gazetecilere engel olduğunun da belirtildiği yazıda, kitapçıkta CHP için yazılan akla hayale gelmedik yalanlar sıralanmıştı.
Bütün bu yalanların yanında tabii ki din unutulmamış ve CHPnin camileri kiliseye çevireceği gibi bir acımasız yalan da eklenmiş:
Minarelerde Türkçe ezan okutulur, camilerde halılar kaldırılıp sıralar konur.
Doğrusu ezan sadece namaz vaktini bildiren bir çağrı olduğu için Arapça olmasının da mahzuru yok ama Türkçe olmasını AKP neden ağır suç gibi empoze ediyor anlamak zor. Camilere sıralar konması gibi hiçbir dönemde görülmemiş bir yalanı nasıl bulduklarını ve vicdanlarına nasıl sığdırdıklarını, sıkılmadan nasıl yazabildiklerini anlamak da çok zor.
Cevabı: Artık hangi konuda utanma, sıkılma kaldı ki olmalı.
Şimdi belediye başkan adayları harıl harıl bu kitapçığa saf halkı inandırmakla meşguldür. Aynen Kadir Topbaşın Eskiden insanlar Kuranı saklıyordu sözüne inandırmaya çalıştığı gibi!
Ruhat Mengi, Vatan - 15.02.2009