Hangi Yüzün Gerçek Davutoğlu?

Dışişleri Bakanı Suriye’de olduğu söylenen katliamları kınıyor. Hükümet erkanı ve “işgal medyası” da koro halinde Suriye’yi kınıyor. Aslında bu duruş çok normal... Cüney ÜLSEVER ne diyordu?

“Ahmet Davutoğlu, Obama ekibinin güvenoyunu da alarak Dışişleri Bakanı oldu. Obama Başkanlık koltuğuna 20 Ocak 2009’da oturmuş, hemen ardından da Başbakan’ın Başdanışmanı sıfatı ile Ahmet Davutoğlu Washington’u ziyaret etmiş ve bence tarihe geçen şu sözleri sarf etmişti: Obama ile Türkiye’nin dış politika tercihleri ve öncelikleri tamamen örtüşmektedir. Cüneyt Ülsever”

BOP’un savunucusu Gül Mart 2006’da AKP milletvekillerinin Kızılcahamam kampında milletvekillerine dış politika konusunda bir brifing verdi. Abdullah Gül, “BOP Türkiye’nin dış politika ilkelerine uygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacımız İslam ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek” demişti. Gül, iktidara gelmelerinin bu süreç sonunda gerçekleştiğini de “Özgürlük ve demokrasi olmasaydı, biz de iktidara gelemezdik” sözleriyle itiraf etmişti(!)..

Verdikleri demeçler BOP’a sıkı sıkıya sarıldıklarını anlatıyor da, bu kadar işlerine geldiği gibi konuşmaları da bende mide bulantısı yapıyor.

Suriye’de olanlar ne kadar gerçeği yansıtıyor bilmiyorum. Irak’a yapılan saldırıyı AB-D basınından millete duyuran “işgal medyası” Suriye haberlerini de kirli kaynaklardan veriyor. Suriye’de yabancı istihbaratların kışkırtmaları var. Devleti sıkıntıya sokacak provakatif cinayetler var deniyor.

Sen yabancı istihbaratların elinde kalkışma yapacaksın, Suriye Devleti kendini savunmayacak… Libya’nın başına gelenler ortada iken, Esat bu kadar aptal mı ki, böyle toplu ölümler gerçekleştirerek NATO ve BM eline koz versin(!)?.

Suriye yetkilileri RTE’nin muhaliflere yardım ettiğini söylüyor. Bu yadırganacak bir durum değil. BOP görevlileri BOP’a hizmet ediyor. Davutoğlu Libya’ya gidip muhaliflere destek çıkmadı mı? Türk Milletinin cebinden muhaliflere para yardımı yapmadı mı?

Davutoğlu başkanlığında İstanbul’da yapılan toplantıda Libya’ya yaptırım kararları alınmadı mı? Ramazanda bile Libya’ya saldırı kararına Davutoğlu olur vermedi mi?

Şimdi Davutoğlu Suriye’de ki kimin yaptığı belirsiz katliamları “Ramazan” günü yapıldığı için kınıyor(!)

Güler misiiin, ağlar mısın?

P. Neruda’nın dediği gibi;

- "İnsanlarla yüz yüze konuşarak her sorunu halledebilirsin; ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin".

Bunlar camide Müslüman, havrada Yahudi, kilisede Hrıstiyan, yargıda Firavun, konuşurken mazlum, uygulamada Nemrut… Gizli anlaşmalarla eşkıya, yalan konuşmada usta…

Erdoğan Haçlıya ortak olmayı masum kılabilmek için zaten Haçlı Ordusunu aklamıştı. Meğer Haçlı Ordusu sanat-ilim-bilim falan getirmiş(!).. Haçlı bile kendini bu yalanla aklamaya utanırdı ama Erdoğan hedefe ulaşmak için her yol mübah diyenlerden.

Şeytana yakanı kaptırırsan bu durumlara düşmek kaçınılmazdır.

Bunları ciddiye alıp konuşalım desek “hangi yüzlerine konuşalım” be kardeşim?

Ar damarı yırtılmış insanlara ne konuşacaksın?

---

Zahide UÇAR - 2 Ağustos 2011
z_eucar@yahoo.com.tr

Davudun oğlu, Kraliçe'nin Gül'ü ile beraber Türk dış siyasetinin deyim yerindeyse içine etmiştir. Sıfır sorun, kazan-kazan gibi saçmalıklarla ne kadar kırmızı çizgimiz varsa yabancıların yararına bozmuşlardır. Libya'da, Mısır'da, Suriye'de, Ermenistan'da, Kıbrıs'ta hep kan emicilerinin yanında yer almışlardır. Ülkemizin içine ettikleri yetmezmiş gibi bir de komprador medyasında pohpohlandıklarını görünce adeta kan beynime sıçrıyor. Ülkemizin selameti açısından bu güruhun başımızdan bir an önce defolup gitmeleri gerekir. Aksi takdirde kaos, bölünme, rejim değişikliği, iç savaş gibi tehlikeler artarak devam edecek...