18 Haziran 2009-ULUSAL KANAL

http://ulusalkanal.com.tr/index.php?opt ... 5&Itemid=6

İRAN'DA NELER OLUYOR?

İran'da 12 Haziran'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hile yapıldığı iddiasıyla başlayan protestolar her geçen gün farklı bir boyut kazanıyor. Seçimlerin tekrarını isteyen Musavi yanlıları eylemlerini sürdüreceklerini açıklarken, gelişmeleri ABD ve Avrupa Birliği de yakından izliyor. Otoriteler ise, seçim sonrası başlayan eylemlerin arkasındaki siyasi desteğe dikkat çekiyorlar.

İran, 1979 yılındaki İslam Devrimi'nden bu yana en büyük protesto gösterileriyle karşı karşıya. Seçim sonuçlarının açıklandığı Cumartesi gününden bu yana seçimlerde hile yapıldığı gerekçesiyle protesto gösterilerine başlayan muhalefetteki Musavi yanlıları eylemlerine devam edeceklerini bildirdi.

Otoriteler İran'da daha önce de halkın benzer gösteriler düzenlediğini, ancak bu son gösterilerin diğerlerinden oldukça faklı olduğunu belirtiyorlar. 12 Haziran seçimleri sonrası oluşan gösterileri diğerlerinden ayıran en önemli özellik olarak göstericilerin arkalarında siyasi destek bulmaları gösteriliyor.

Seçim sonrası kendisini destekleyenlere sokağa dökülme çağrısında bulunan ve eylemlerini devam ettirme yönünde teşvik eden Hüseyin Musavi protestoların liderliğini yürüten isim konumunda. İran'da reform yanlısı ve ABD ile Avrupa Birliği'ne karşı ılımlı bir siyaset izleme taraftarı olan eski Cumhurbaşkanlarından Rafsancani ve Hatemi de Musavi'ye destek veren önemli siyasi kişilkler olarak dikkat çekiyor.

Son seçimlerde Cumhurbaşkanı adaylarından Hüseyin Musavi'nin itirazı da oyların yeniden sayılmasından ziyade seçimlerin yeniden yapılması yönünde.

İran'daki protestolar ABD ve Avrupa basınında da geniş yer buluyor. Ancak özellikle ABD basınında çıkan haber ve yorumlarda Musavi'den büyük övgü ile sözedilmesi ve açıkça desteklenmesi ve adı açıklanmayan İranlı kişilerin ağzından Uluslararası toplumu yardıma çağıran açıklamalara yer verilmesi gözlerden kaçmıyor. Protesto eylemlerinde İngilizce hazırlanmış pankartların da yer alması dünya kamuoyuna verilen önemli bir mesaj niteliği taşıyor.

İran'daki seçim sürecine karışmayacağını açıklayan ABD Başkanı Obama da, bu tutumundan vazgeçerek İran halkına mesaj vermeye başladı. Seçim sonuçlarını protesto eden İranlılara seslenen Obama dünyanın gözünün İran üzerinde olduğunu vurguladı. Obama bir yandan, İran'ın egemenliğine saygı duyduğunu söylerken diğer yandan da, yaşanan olaylardan duyduğu endişeyi dile getirmekten sakınmıyor. Avrupa Birliği de, olaylardan duyduğu rahatsızlığı artık yüksek sesle dile getiriyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan İran'ın devrik şahı Muhammed Rıza Pehlevi'nin oğlu Rıza Pehlevi de protestoların artık bir devrim aşamasına geldiğini ifade ediyor.

İran'daki gelişmelerin seyri büyük bir merakla beklenirken, akıllara da şu soru gelmiyor değil. Acaba Irak'ı işgal senaryosunu hazırlayanlar aynı senaryoyu şimdi İran için mi hazırlıyor?

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haber ... ?hit=18380

18 hAZİRAN 2009-YENİÇAĞ GAZETESİ

İran’ın sabrı taşmak üzere

Sorosçulara ültimatom

ABD ve Batı yandaşı gençler, İran sokaklarında provokasyona devam ederken Ahmedinecad yönetimi, 6’sı AB’li 8 ülkenin elçisine “İç işlerimize karışmayın” uyarısı yaptı

ABD ve Batı yandaşlarının, İran’da Cumhurbaşkanlığı seçimini Mahmud Ahmedinecad’ın kazanmasının ardından başlattığı sokak eylemleri devam ediyor. Gürcistan, Kırgızistan ve Ukrayna gibi değişik ülkelerde Amerikalı para spekülatörü Yahudi George Soros’un fonlarıyla desteklenerek işbaşına getirilen yandaş hükümetlerin bir benzeri de İran için kurgulanırken, özellikle iyi giyimli zengin gençlerin başını çektiği provokatif eylemler Tahran sokaklarında devreye sokulmuş durumda.

Müdahale edemezsiniz

Ahmedinecad yönetimi ise Sorosçu sivil toplum örgütleri ve ülkelere karşı tedbir aldı. Yönetim, Tahran, Meşhed ve İsfahan’daki Sorosçu eylemlere yönelik Emniyet tedbiri alırken Batılı ülkelere de sert uyarılarda bulunduİran, seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerinden dolayı AB üyesi altı ülkenin büyükelçilerini dün Dışişleri Bakanlığına çağırarak, ülkenin kurallarına uyulması uyarısında bulundu.

Büyükelçiler çağrıldı

Dışişleri Bakanlığı, “seçim sonuçları ve sonrası süreçte müdahaleci açıklamalarda bulunan ülkelerin büyükelçileriyle yapılan görüşmede İran’ın rahatsızlığının iletildiğini” bildirdi. Bakanlık, İran’ın içişlerine müdahale eden Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Kanada ve İsviçre uyarı yaptı. Bakanlık, İran’ın söz konusu ülke yetkililerinin açıklamalarını provokasyon olarak nitelendirdiklerini ve böyle bir durumun kabul edilemez olduğunu kaydetti.

İşbirlikçiler eylemi tırmandırıyor

Cumhurbaşkanı seçim sonuçlarına itiraz eden ABD yandaşı reformcu aday Mir Hüseyin Musevi’nin seçim komisyonu, halkın güvenini kazanan kişilerden oluşturulacak bir araştırma komisyonunun, seçimin sıhhatli yapılıp yapılmadığını araştırmasını istedi. Diğer adaylardan Mehdi Kerrubi ve Muhsin Rızai tarafından da desteklenen öne-rinin, Anayasayı Koruyucular Konseyine iletildiği belirtildi. Reformcu Mir Hüseyin Musevi’nin ofisinden yapılan açıklamada, seçim sonrası süreçte can kaybı ve yaralanmalar olduğu hatırlatılarak, “Şiddeti tasvip etmiyoruz” ifadesi kullanıldı.

İş yerlerine ve otobüslere saldırdılar

Sorosçu gençlerin işyerlerine, belediye otobüslerine ve özel araçlara saldırıları dün de sürerken, cumhurbaşkanı adaylarına ve halka sağduyu çağrısında bulundu. Dini lider Ayetullah Ali Hamaney, İçişleri Bakanlığı, Anayasayı Koruyucular Konseyi ve cumhurbaşkanı adaylarının temsilcilerinden oluşan heyeti kabulde yaptığı konuşmada, ilgili tüm tarafları huzur ve güvenin sağlanmasına yardımcı olmaya çağırmıştı. Hamaney, şiddete başvuran, kargaşa çıkaran, halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye atanların, ülkenin birlik ve bütünlüğüne kastettiğini belirtmişti.

Dış temsilciliklerde büyük tahrik

İran İçişleri Bakanı Sadık Mahsuli, Tahran Üniversitesi yurdunu basarak öğrencilere karşı şiddet uygulayan ve yurtta maddi zarara neden olanlar hakkında yasal soruşturma açılması talimatını verdi. Sorosçular dışarıda da tahrike devam etti. Fransa’nın Tahran’daki Büyükelçilik binasının, gösteriliciler tarafından saldırıya uğradığı bildirildi.Fransa’nın İnsan Haklarından Sorumlu Bakanı Rama Yade, Fransız Büyükelçilik binasına düzenlenen saldırıdan sonra İran’ın Paris’teki Büyükelçisinin, Dışişleri Bakanlığına davet edildiğini söyledi.France-info radyo kanalına konuşan Fransız bakan, “İran’daki gelişmelerden endişe duyduklarını” söyledi.

Tavrımız ve duruşumuz değişmedi

Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad Tahran, Mehrabat Havaalanında Rusya’ya yaptığı ziyaret sonrası yaptığı değerlendirmede ülkedeki provokasyonların Amerika ve Batılı ülkeler tarafından provoke edildiğini belirtti. Batı yandaşı reformcuların eylemlerini bitirmesi gerektiğini kaydeden Ahmedinecad, bu karışıklığın altında ABD ve İsrail yattığını ve hiçbir şekilde duruşlarından taviz vermeyeceklerini yineledi.

ABD merkezli bir avuç küresel eşkıya, insanlığı büyük yıkımlara uğratarak, dünyanın tüm zenginliklerine sonsuza dek el koyabileceğini, dünyayı babasının çiftliği gibi yönetebileceğini sanıyordu.

Her ne kadar, emperyalist Batı merkezleri ve bu merkezlere bağlı olarak 'toplum mühendisliği' yapan ülkemizdeki Batı güdümlü Fethullahçı ve işbirlikçi medya, gözlerden uzak tutmaya çalışsa da, ABD'nin dünya üzerindeki egemenliğine son verecek çok önemli tarihsel gelişmelerin yaşandığı günlerdeyiz.

Rusya’nın Yekaterinburg kentinde, Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan temsilcilerinin de hazır bulunduğu ve Ahmedinecad'ın da İran'ı temsilen gözlemci olarak katıldığı Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) toplantısı, ABD emperyalizminin ve işbirlikçilerinin elini ayağını birbirine dolaştırdı.

Bu toplantı sonrasında Ahmedinecad, Rus lider Medvedev ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada Moskova ve Tahran arasındaki ilişkilerin daha da pekişeceği açıklamasını yaptı.

Ne hikmetse, bölgemizi çok yakından ilgilendiren bu toplantı, ne ABD'nin 'Stratejik Müttefiki' olan holding medyasında, ne de ABD'nin bir başka 'Stratejik Müttefiki' olan AKP'nin yandaş medyasında doğru dürüst haber bile olmadı..

Evet dostlar, ABD emoeryalizminin dünya eşkıyalığına giydirilen kılf olan Yeni Dünya Düzeni adındaki palavranın son günlerine gelmiş bulunuyoruz.

İran'ın içini karıştırmaya çalışan Sorosçular da; Türkiye'mizdeki vatanseverlere yalanlar üzerine kurulu tertipler tezgahlayanlar da mutlaka hüsrana uğrayacaklar...

Ülkemiz, dünyamız ve insanlığımız, eli kanlı küresel eşkiyalardan ve haydutlardan mutlaka kurtulacak, bundan hiç kuşkunuz olmasın.

İrfan Tuna
18 Haziran 2009

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haber ... ?hit=18441

19 Haziran 2009-YENİÇAĞ GAZETESİ

YEŞİL KUŞAK'TAN YEŞİL DEVRİM'E-2

Selcan Taşçı'nın Yazı Dizisi

Soros albümünden renkli fotoğraflar...

Seçimleri Ahmedinecad’ın kazanmasının ardından İran’dan yansıyan kareler 2003’te Gürcistan ve 2004’te Ukrayna sokaklarında oluşturulan manzarayı hatırlatıyor

(...)

AHMEDİNECAD NEDEN İSTENMEYEN ADAM?

İran’da 24 Haziran 2005’te yapılan seçimlerle göreve gelen Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, geçen dört yıl içinde izlediği ve gelecek dört yıl için vaad ettiği politikalarla Amerikan emperyalizminin ‘devrilmeye aday liderler’ listesinde tartışmasız ilk sırada yer alıyor.

Kürselleşmenin ‘uluslararası tabu’ya dönüştürdüğü ABD ve payandası niteliğindeki örgütlenmelerle ilgili açıklamaları tepki toplayan Ahmedinecad’ın kullandığı üslup çoğu zaman alaycı oldu.

Batı dünyasından gelen insan hakları eleştirilerine ‘onlar kendi işlerine baksınlar’ diyerek karşılık veren Ahmedinecad bir gazetecinin “Tutukluların durumu ne olacak?” soruna da, “ABD’deki tutuklular mı?” diyerek misilleme ile yanıtlamıştı.

Ortadoğu’nun NATO olmadan güvenliğini sağlayacak AB ve ABD desteği olmadan kalkınmasını sürdürebilecek güce sahip olduğunu vurgulayan Ahmedinecad hemen her konuda dış dünyaya “ihtiyacımız yok” mesajı verdi.

Amerikan efsanesini yok sayan Ahmedinecad döneminin sonunda Obama’yı “heyecanlandıran” işbirliği yanlısı Musevi’nin sandıktan mağlup çıkması, demokrasiyi sadece sözle savunan batı dünyası için aşılamayacak bir engel değildi.

Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, sonuçlarından duydukları endişeyi dile getirmek için vakit kaybetmedi. Obama da televizyonda izlediği görüntüler karşısında sessiz kalamayacağını belirterek “İran’lı seçmenin sesine kulak verilmeli” çağrısı yaptı.

Ahmedinecad ise dışarıdan yükselen seslere kulağını tıkayıp, çeşitli ülkelerin büyükelçilerini uyarmakla kalmadı, yeni dönemdeki ilk resmi ziyaretini “Seçimler İran’ın iç işidir” diyen Rusya’ya yaparak dünyaya kendi tavrını göstermiş oldu.

20 Haziran 2009-YENİÇAĞ GAZETESİ

Devşirmeler KATLiAM yapacaktı

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haber ... ?hit=18509

İRAN, CIA ve MOSSAD ajanlarının seçimler sırasında camilere ve kalabalık yerlere bombalı saldırı planlarının önlendiğini açıkladı. Bir zanlı, bomba yapımını ABD’lilerden öğrendiğini itiraf etti.

Hamaney: Düşmanlar panikte

DİNİ lider Hamaney, cuma hutbesinde milyonlarca İranlıya şöyle seslendi: Sandık sonucu Batı için depremdi. Seçimde hile yok. Eylemler durmalı. Kaybedenler, dökülen kandan sorumlu olur.

İktidara işbirlikçi yönetici atamayı esas alan Soros modeli, devşirme gençlerle anarşi çıkararak hedefe ulaşma oyununu İran’da sahneliyor

Kararı sandık verdi sokakta aramayın

Milyonlarca İranlıya cuma hutbesinde seslenen dini lider Hamaney, düşmanların halk arasında panik yaratmak istediğini belirterek, “Seçimlerde hile olamaz. Sandık sonucu Batı için büyük bir deprem” dedi

İran’da Ahmedinecad yönetiminin devrilmesi için sokaklardaki şiddet, Amerikan istihbarat örgütleri ve Batı yandaşlarınca tırmandırılırken, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney Cuma hutbesinde halka sükunet çağrısında bulundu. Cuma hutbesinde milyonlarca İranlı’ya seslenen Hamaney, “Bu dönem aslında Müslümanların cennetten gelecek sükunet ve huzuru hatırlaması gerekiyor” dedi.

Şeytani planlar

Ülkede devam etmekte olan siyasi tartışmalara ve şiddet eylemlerine değinen Ayetullah Ali Hamaney, “Bu tarz olaylar her ülkede zaman zaman olabilir ama bizler hedefimizden şaşmamalıyız. Ülkedeki tahrik eylemlerinde Amerika ve özellikle de İngiltere’nin parmağı, şeytani planları var” dedi.

Tahran Üniversitesi’nin bahçesinden Batı ve yandaşlarına seslenen Hamaney ‘Şiddete son verin’ uyarısı yaptı.

Seçimin galibi Ahmedinecad’dır

“Seçimlerin galibi Ahmedinecad’dır” diyen Hamaney, konuşmasını şöyle tamamladı: “ Halka ve politikacılara buradan sesleniyorum. Batı’ya sözlerim var. Seçimlerle bizi sorgulayamazsınız. Geçen seçimler düşmanlarımız için büyük bir depremdi. Seçim sonuçları insanlarımızın İslam’a bağlılıklarını gösteriyor. Seçim gösterdi ki İran halkı kendine güveniyor ve bu ülkenin değerlerine bağlıdır. Düşmanlarımız panik yaratmak iniyetindeler.”

Dökülen kandan sorumlusunuz

“İran’daki seçim sonuçlarının düşmanlar için siyasi bir deprem olduğunu ve İslam rejiminin seçimlerde hile yapmayacağını” söyleyen Hamaney şöyle devam etti: “ Siyasi heyecanlar bizi Allah’ın yolundan uzaklaştırmamalı. Bütün dünyada insanlar böyle bir dönemde ne yapacaklarını bilemiyorlar. Seçim sonucu sandıktan çıkar, sokaktan değil. Eyleme son verilmeli. Musevi yanlıları söz ve eylemine dikkat etmeli. Dökülen kandan sorumlu olurlar.”

şbirlikçiler katliam yapacaktı

İran istihbaratı, CIA ve MOSSAD’ın seçimler sırasında camilere ve kalabalık yerlere saldırı
planını bozdu

Sorosçu devşirme gençlerin kullanılarak darbe planlarının yapıldığı İran’da, İran İstihbarat Bakanlığı, 12 Haziran’da gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yapılması düşünülen bombalı eylem planlarının ortaya çıkarıldığını açıkladı. İran Devlet Televizyonu’nda (IRIB) yayımlananan açıklamada, “Seçim günü, başkent Tahran’da camiler ve diğer kalabalık yerlere bomba yerleştirmeyi amaçlayan dış bağlantılı terör eylemlerinin ortaya çıkarıldığı” bildirildi. Olayla ilgili olarak yakalanan bir zanlının, “ Irak’ta bulunan Amerikalılar’ın kendilerine bomba yapmayı öğrettiğini” söylediği kaydedildi. IRIB’ın internet sitesinde yer alan açıklamada, “İsrail gibi İran’ın yabancı düşmanlarıyla bağlantılı çok sayıda terörist grubun ele geçirildiği” ifadesi yer aldı. Ele geçirilen ajanların, Tahran’ın 20 bölgesinde camiler ve seçim sandıklarını hedef aldıkları ve planın seçim günü ortaya çıkarıldığı belirtildi. İran İstihbarat Bakanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, eylemcilerin dış bağlantılı olduğuna dikkat çekti.

Soros devşirmesi gençler, Tahran sokaklarında terör estirmiş, iş yerleri ve araçlar yakılarak darbe planı yapılmıştı.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haber ... ?hit=18587

21 Haziran 2009-YENİÇAĞ GAZETESİ

İran'a Batı kıskacı

Bir türlü boyun eğdiremedikleri ülkeyi hizaya getirebilmek için
her yolu deneyen küresel güçler, şimdi de iç savaşı zorluyor!..

ŞER CEPHESİ

Halkı tahrik için ‘medya’ kozu çekildi

UZUN süredir İran’la uğraşan Batı, Ahmedinecad’ın zaferi sonrası 4 koldan saldırıya geçti. Milli iktidarları renkli devrimlerle yıkıp ‘yönetici’ atayan ABD ve AB, psikolojik savaşta medyayı ileri sürdü. BBC ve Amerika’nın Sesi, tahrik yayınlarına başladı.

İsrail, yangına körükle koştu!

PSİKOLOJİK savaşın komuta merkezi olarak görev yapan BBC ve Amerika’nın Sesi, İran’daki ölü sayısını abartıp halkı kışkırtırken, İsrail Cumhurbaşkanı Peres de halkayı tamamladı: Eylemler desteklenmeli. İran’a müdahale, nükleer programdan önemli!

İRAN CEPHESİ

İçişlerimize karışmanız yüzsüzlük!

BATI’nın oynadığı oyunu çok iyi bilen İran, en üst düzeyde tepki koyarak birlik ve bütünlüğü koruyacağını vurguladı. Meclis Başkanı Laricani, “ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere’ye sesleniyorum: Yüzsüzsünüz. Halkımız sizi iyi tanıyor” dedi.

Seçimden önce ajan yolladılar!

İRAN Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, seçim sonrası yaşanan şiddet eylemlerinde ABD ve İngiltere’nin doğrudan parmağı olduğunu ve ülkeye seçimler öncesinde ajan gönderildiğini açıkladı. Dini lider Hamaney de “Batı paniğe kapıldı” diyerek halkı uyarmıştı.

Organize işler bunlar...

İran’daki milli iktidardan rahatsız olan Batı, ‘renkli devrim’ ihracında da başarısız olunca ‘sivil gençler’i sokağa döktü. ABD kuklası Musevi yandaşları, 10 gündür sürekli ve düzenli biçimde olay çıkarıyor.

İran’da her yolu deniyorlar!

Bir türlü boyun eğdiremediği ülkede bu kez de seçim sonuçlarını kullanarak iç savaş çıkarmaya çalışan ABD ve Batı, hedefine ulaşabilmek için her türlü tahrike başvuruyor

İran’ı bir türlü hizaya getiremeyen Amerika ve Batı, uzun yıllardır hayalini kurduğu darbe planlarını bu kez seçimler kanalıyla gerçekleştirmeye çalışıyor. ABD’li Yahudi işadamı para spekülatörü George Soros’un devşirdiği işbirlikçi muhalefetle sokaklar karıştırılırken, yandaş medya da yaptığı provokatif yayınlarla İran’a karşı psikolojik savaş başlatmış durumda. Dünyanın değişik ülkelerinde renkli devrimler yaptırarak işbirlikçi hükümetleri işbaşına getiren Amerikanın planı Tahran’da Ahmedinevad’ın yeniden seçilmesi ile birlikte ters tepmişti. Emperyal çıkarları için uluslararası sistemi dizayn etmeye çalışan Amerikan-İngiliz sömürüsünün yeni oyunlarına darbe indiren İran ise kaleyi düşürmemekte kararlı.

Postmodern darbe planı ve psikolojik savaş

ABD yandaşı Mir Hüseyin Musevi kanalıyla muhalefeti kışkırtan Batı’nın postmodern darbe planında devreye bu kez medya sokuldu. CNN’in özellikle ölü sayısında provokasyon yaparak tahrik ettiğini belirten İran Dışişleri Bakanlığı, seçimlerle birlikte şiddet eylemlerinde ABD ve İngiltere’nin doğrudan parmağı olduğunu ve ülkenin birlik ve bütünlüğünün hedef alındığını açıkladı. Açıklamada, “İngiltere ve ABD’nin devlet desteğiyle yayın yapan BBC ve VOA tahrikçilerin komuta merkezi olarak görev yapıyor. Bu yayın kuruluşları İran halkına düşmanlığı ve İran’ın egemenliğini hedef almıştır” ifadeleri kullanıldı.

İsrail yönetimi kışkırtıcılık yapıyor

ABD ve Batı dört bir koldan İran yönetimine saldırıya devam ederken kışkırtıcı bir açıklama da İsrail’den geldi. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, İran hükümetine karşı mücadelenin, ülkenin nükleer programından çok daha önemli olduğunu söyleyerek savaş çığırtkanlığı yaptı. Peres, Kudüs’te toplanan Yahudi Ajansı genel kurulunda yaptığı konuşmada, “İran’da önce zenginleştirilmiş uranyumun mu, hükümetin mi kaybolacağını bilmek mümkün değil. Sokağa dökülen özgürlüğe susamış halkın sesine kulak verilmeli. Muhalefetin eylemleri desteklenmelidir”dedi.

Sorosçu işbirlikçiler camileri bile yaktı

Hükümetin tüm uyarılarına rağmen Soros devşirmesi eylemciler dün tahriklerinin boyutunu artırdı. İran devlet televizyonu, maskeli ve sopalı saldırganların başkent Tahran’daki bir camiyi tahrip ettiğini açıkladı. Televizyon, ayrıca başkentin merkezi ile 2, 6, 9 ve 10. bölgelerindeki otobüs durakları, trafik levhaları, çöp kutuları ile araçların ateşe verilmesine ait görüntüleri yayımladı. Önceki günkü saldırılarda ise 100’lerce olarak verilen bilgileri yalanlayarak 10 kişinin öldüğünü duyurdu. İran yönetimi, ülkedeki olayları provoke ettiği gerekçesiyle BBC muhabirine ülkeyi terketmesi çağrısında bulundu.

İngilizler seçime ajan gönderdi

İran Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, ülkedeki yabancı diplomatlara hitaben yaptığı ve devlet televizyonundan canlı yayımlanan konuşmasında, Britanyalı yetkililerin seçimlerle ilgili açıklamalarını “İran’ın iç işlerine karışmak” olarak niteledi. Britanya’nın uzun süredir İran’daki seçimleri hedef aldığını söyleyen Muttaki, Britanya istihbarat servisiyle bağlantılı bazı kişilerin seçimlerden önce ülkeye geldiğini öne sürdü. Mutteki, Fransa ve Almanya’yı da eleştirdi.

Bunlar resmen yüzsüz

İran Meclis Başkanı Ali Laricani, katıldığı bir televizyon programında Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin (AKK) bazı üyelerinin, cumhurbaşkanı seçiminde belli bir adayı desteklemelerini eleştirdi. Halkın seçimlere yüzde 85’lik katılımla ülke yönetiminde söz sahibi olduğunu gösterdiğini belirten Laricani, yüksek katılımın tüm dünyada yankı uyandırdığını kaydetti. Seçimlere ilişkin dış müdahalelere de değinen Laricani, “ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya liderlerine sesleniyorum; sizler İran’ın iç işlerine karışamayacak kadar yüzsüzsünüz. Halkımız sizleri çok iyi tanıyor” ifadelerini kullandı.

23/06/2009 22:22 * YENİÇAĞ GAZETSİ

İran'da İngiliz ajanlarına suçüstü

İRAN’da cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası başlayan olayların ardında ABD ve AB’nin olduğu kesinleşti. Musevi yandaşlarını kışkırtan onlarca ajana suç üstü yapıldı. Ajanların çoğunun İngiliz dış istihbaratı MI6’ya mensup olduğu belirlendi. Bu gelişmeler üzerine Tahran yönetimi, İngiltere Büyükelçisi’ni geri çağırma kararı aldı.

İran’da seçim sonrası düğmeye basan küresel güçlerin oyununa dikkat çekmiştik.

LAWRENCE MODELİ!

1916-1918’de İngiliz Yarbay Thomas Edward Lawrence, Arapları Osmanlıya kışkırtmıştı. İran’da da aynı ‘halkı kışkırtma’ oyunu sahneleniyor. Ajanların öldürdüğü genç Nida’nın ise sadece yoldan geçtiği kesinleşti.

İngiliz AJANLAR suçüstü yakalandı

İran istihbaratı, ‘reformcu’ lider Musevi’nin yandaşlarını sokaklara dökerek ülkeyi iç savaşa sürüklemeye çalışan onlarca ajanı deşifre etti. Bu gelişme üzerine Tahran, 2 İngiliz diplomatı sınır dışı etti

İran’da cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası başlayan şiddet olaylarının arkasında AB ülkeleri ve ABD’nin olduğu kesinleşti.

Seçim sonuçlarına itiraz ederek ülkeyi ateşe veren ‘reformcu’ lider Mir Hüseyin Musevi yandaşlarını kışkırtan Batılı ülkelerin istihbarat servislerine bağlı çalışan onlarca ajana suç üstü yapıldı. Yakalanan ajanların çoğu İngiliz istihbaratına mensup. Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, 4 gün önce yaptığı açıklamasında özel ajanlara dikkat çekmişti. Mutteki, seçim günlerinde İngiltere’den özel kişilerin İran’a geldiğini belirtmiş, bu ülkeyi İran’ın içişlerine karışmak ve halkı kışkırtmakla suçlamıştı. Ajanların yakalanmasıyla Lonra’yla Tahran arasındaki ipler daha da gerildi.

Karşılıklı ’sınır dışı’ kararı

Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, İngiltere Büyükelçisi’ni, iki ülke arasındaki son gelişmeleri ele almak üzere geri çağırma kararı aldı. Bu gelişmenin hemen ardından da iki İngiliz diplomat sınır dışı edildi. İngiltere Başbakanı Gordon Brown ise buna karşılık iki İranlı diplomatı sınır dışı etme kararı aldı. Başbakan Brown, ayrıca Tahran’daki elçilik personelinin ailelerini ülkeden çıkarma kararı aldıklarını söyledi. Bu arada Fransa Dışişleri Bakanlığı ise, İran’ın Paris büyükelçisini çağırarak, Tahran’da ’göstericilere uygulanan şiddetli baskı’dan duyduğu kaygıyı iletti. Danimarka da İran’da göstericilere uygulanan şiddeti protesto etmek için Tahran büyükelçisini Dışişleri Bakanlığı’na çağıracağını açıkladı. AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti ise, Tahran’dan büyükelçilerin çekilmesinin düşünülmesini istedi.

Nida protestocu değilmiş

İran’da seçiminin ardından düzenlenen gösteriler sırasında ölen ve sembol haline gelen Nida adlı genç kadının protestocu olmadığı ortaya çıktı. BBC’ye konuşan Nida’nın nişanlısı Hazar Makan, Nida’nın olay günü protesto amaçlı orada bulunmadığını, İran güvenlik güçleri ile protestocular arasında kaldığını söyledi. Hazar, şunları söyledi: “O bölgenin yakınlarında, esas protestoların olduğu yerin Emir Ebad bölgesinin birkaç sokak ötesindeydi. Müzik öğretmeniyle birlikte arabadaydı, trafikte sıkışıp kalmışlardı. Çok yorgun hissediyordu ve çok sıcaktı. Birkaç dakika sonra arabadan indi. O zaman da vuruldu.”

İran’da ‘Lawrence modeli’

Amerika ve büyük müttefiki İngiltere, İran’da ‘Lawrence modeli’uyguluyor. 1916-1918 yılları arasında Orta Doğu’daki planlarını gerçekleştirmek isteyen İngiltere, aynı modeli Osmanlı İmparatorluğu’na karşı kullandı. Özel olarak yetiştirdiği ajanları bölgeye gönderen Lonra hükümeti, halkı devlete karşı kışkırttı. Özel ekbin başına ünlü ajan Yarbay Thomas Edward Lawrence’i atayan İngiltere, böylece Arapları Osmanlı’dan kopararak hedefine ulaştı. Ajan Lawrence, ayaklanmada Birleşik Krallık irtibat subayı olarak aldı.

Önce karıştır, sonra kına!..

Washington yönetimi, İran’ı kınarken Birleşmiş Milletler ise sivillere yönelik ’tutuklama ve tehditlerin’ son bulmasını istedi

Beyaz Saray, “İran’da halka yönelik şiddet ve adaletsizlikleri” kınadı. Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, ABD Başkanı Barack Obama’nın geçen cumartesi günü Tahran yönetimini şiddete ve adaletsizliklere son verilmesini isteyen çağrısını hatırlattığı açıklamasında, şiddetin giderek tırmandığını gördüklerini belirtti.

Öfkeyle karşılandı

Sözcü Gibbs, gösterilerin engellenmesi için polisin güç kullanmasının ABD’de öfkeyle karşılandığını, bununla birlikte, Obama tarafından İran ile diplomatik müzakereler yapılması teklifinin hala geçerli olduğunu sözlerine ekledi. Robert Gibbs, NBC televizyonuna yaptığı açıklamada ise, İran’da ’değişimin’başladığını, ancak bu ülkedeki genel grev çağrılarını desteklemeyeceklerini de dile getirdi. Gibbs, göstericilere atfen, “Bazı şeyleri başardığını düşünüyorum” dedi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ise, İran’da sivillere yönelik “tutuklamaların, tehditlerin ve güç kullanımının” sona ermesi çağrısında bulundu.

BM: Endişeliyiz

BM Sözcülüğünden yapılan açıklamada Genel Sekreter Ban’ın, 12 Haziran’da yapılan ve Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın büyük farkla ikinci kez kazandığı cumhurbaşkanı seçiminin ardından ülkede çıkan şiddet olaylarından ve özellikle sivillerin ölümüne ve yaralanmalarına yol açan güç kullanımından endişe duyduğu ifade edildi. İranlı yetkililerden temel sivil ve siyasi haklara, özellikle de ifade özgürlüğü, toplanma hakkı ve bilgiye ulaşma özgürlüğüne saygılı davranmalarını isteyen Ban, ülkedeki durumdan uluslararası toplumun kaygı duyduğunu dile getirdi. Ban, seçiminin ardından “halkın demokratik iradesine tamamen saygı duyulması” yönündeki ümidini yinelediğini de belirtti.

Bahreyn Tahran’a destek verdi

Körfez Arap ülkelerinden Bahreyn, İran’da cumhurbaşkanı seçiminin ardından yapılan tartışmalarda Tahran yönetimine destek verdi. Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed El Halife, İran büyükelçisiyle görüştü. El Halife, görüşmede, İran’ın iç işlerine herhangi bir dış müdahaleye karşı olduklarını belirterek, ülkeler arasındaki anlaşma ve diplomatik protokollere saygı gösterilmesinin önemine dikkati çekti. BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid El Nahayan da, İran’ın iç işlerine müdahale olmamasını istemişti.

Obama bir korkak

ABD Başkanı Obama’nın, İran’daki olaylara ilişkin ölçülü ve nispeten yumuşak ifadeler kullanması, muhaliflerin tepkisini çekiyor. Muhalefetteki Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen senatörlerinden Lindsey Graham, katıldığı televizyon programında Obama’yı, İran konusunda “korkakça ve pasif şekilde” davranmakla suçladı. Graham, “Amerika Başkanı, dünyaya liderlik etmeli” dedi. Son başkanlık seçiminde Obama’ya yenilen Cumhuriyetçi Senatör John McCain de, “Başkan, İran konusunda daha güçlü bir tavır takınmalı” ifadesini kullandı. Cumhuriyetçi Senatör Chuck Grassley de, “Eğer ABD dünyada demokrasiden yana ise, gösterileri desteklemeliyiz” diye konuştu.

23/06/2009 22:22

Dun haberturk te Murat Bardakciyi izledim olen bayanla ilgili yok hacmis yok degilmis yorumu yapiyordu. Hatta haddini asip Turkiye de de bu haci takiyorlar ozenti bu bayanlar dedi ve bende bir tarafimla guldum.Nasil bir gazetecilik anlayisi anlamak guc. Sonra nasil inanacaksin bu gazetecinin tarafsiz ve dogrucu olduguna.

Konu su ki Turkiye de maalesef hac takanlar var bir dunyada merdiven alti kilise var ayni her binada olusturulan cami gibi. Yani biz bati ve araplar tarafindan kusatildik ve devam ediyorlar bu kusatmaya . Sayin gazeteci buna gozunu kapamis gozukuyor. ve Iranda yapilan bu provakasyona da inanmak istemiyor ve ulkemizide guzel bir sekilde kullaniyor. yaziklar olsun. sizin baktigin pencerelerin cami kirilsin ne diyeyim.

İran'da profesörleri topluyorlar

İran'da gösteriler sert biçimde bastırıldı. Şimdi ise profesörleri topluyorlar.

70 profesör ve Musevi'nin gazetesinde çalışan 25 kişinin gözaltına alındığı bildirildi.

İran'da, seçim sonuçlarına itiraz eden cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin internet sitesine göre 70 üniversite profesörü gözaltına alındı.

İnternet sitesinde yer alan haberde, profesörlerin, Musevi ile dün geç saatlerde görüşmesinin ardından gözaltına alındığı kaydedildi. Gözaltına alınan profesörlerin nereye götürüldüğü belirtilmedi.

Profesörlerin gözaltına alınmasının, 12 Haziran'da yapılan seçim sonuçlarına itiraz eden protestoculara İranlı yetkililerin baskıyı genişletmesinin bir işareti olarak değerlendirildi.

MUSEVİ'NİN GAZETESİNDEN 25 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Aynı saatlerde seçim sonuçlarına itiraz eden cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin gazetesinde çalışan 25 kişinin gözaltına alındığı da bildirildi.

Mir Hüseyin Musevi'nin yardımcılarından Ali Rıza Beheşti, üniformalı polislerin gece geç saatlerde Kelime-yi Sebz (Yeşil Söz) gazetesinin bürosunu bastıklarını ve editoryal ekipten 25 gazeteciyi gözaltına aldıklarını söyledi.

Beheşti, 1 haftadır yayımlanmayan gazeteyi yeniden yayımlama hazırlıkları için toplanmış çalışırken, polisin büroyu bastığını söyledi.

YAS TÖRENLERİ ERTELENDİ

Bu arada, diğer reformcu aday Mehdi Kerrubi'nin sözcüsü Said Rezavi, yarın yapılması planlanan yas törenlerinin polisin izin vermemesi nedeniyle ertelendiğini bildirdi.

Rezavi, Kerrubi'nin internet sitesinde yaptığı açıklamada, ertelenen yas törenlerinin gelecek hafta ya Tahran Üniversitesi'nde ya da ölen göstericilerin gömüldüğü yerlere yakın mekanlarda yapılacağını kaydetti.


VATAN

İran'da Muhalefet Lideri Musevi Taraftarlarından Gösteri

İran'ın başkenti Tahran'da muhalefet lideri Mir Hüseyin Musevi taraftarları hükümet karşıtı büyük bir gösteri düzenliyor. Binlerce kişinin katıldığı gösteriyi kontrol altına almakta güçlük çeken polis göstericilerin üzerine göz yaşartıcı gaz sıkarken, Musevi de katılımcılara hitaben bir konuşma yapt

İran'ın başkenti Tahran'da muhalefet lideri Mir Hüseyin Musevi taraftarları hükümet karşıtı büyük bir gösteri düzenliyor. Binlerce kişinin katıldığı gösteriyi kontrol altına almakta güçlük çeken polis göstericilerin üzerine göz yaşartıcı gaz sıkarken, Musevi de katılımcılara hitaben bir konuşma yaptı.

Görgü tanıkları, caddeleri dolduran binlerce kişiyi polisin göz yaşartıcı gaz sıkarak dağıttığını söylerken, polis ile göstericiler arasında çatışma çıktığı kaydedildi. Çatışma sırasında bazı göstericilerin yaralandığı ifade edilirken, "yasadışı toplanma yasağı"na rağmen Tahran'da bir araya gelen kalabalık hükümetin aleyhine sloganlar attı.

Öte yandan, ABD'nin Tahran Büyükelçiliği'nin 4 Kasım 1979'da İranlı öğrencilerce basılmasının 30'uncu yıl dönümü kapsamında başkentte gösteriler düzenlenmesi beklenirken, sabah saatlerinde meydana gelen depremde ise 269 kişinin yaralandığı kaydedildi.

http://www.haberfx.net/iranda-muhalefet ... ri-109956/

---

Iran'da renkli darbenin sesleri. Bizdeki sivil isbirlikcilerin agzini sulandiriyor.

Iran'i bu haliyle çok begenen arkadaslar, Aczmendilerin lideri Muslum Gunduz vardi, mezhebi tutmaz ama Iran'daki rejime hayrandi, elinde degnegi de vardi, yazik ettik o zaman adama, destek olup iktidara tasiyaydik... Ahmedinecat'la ayni zat, -batili- tabir ettigi goruse-sekile-semale sopadan baska çozum yokdur buyuruyo, hem de mecliste "sürü güdüyolar, tabi sopa kullanacaklar" diye besicleri savunuyo! Elimizde aynisidan var, elalemdeki mi hos geliyo gozumuze....

iran-resmi-makamlari-ey-muslumanlar-mehdi-geliyor-t21885.html

Yaziyi okumadan önce hatirlatmak istedim: Adi geçen "iddia sahibi" hokkabaz-madrabaz falan degil, Iran Islam Cumhuriyeti'nin en muteber makaminda bulunan "dini lider Aytetullah Hameney'dir". Iddiayi devlet politikasina donusturen ise "Ahmedinecat", yani Resmi Cumhurbaskani'dir.

Bu şahislari, bir zaman fosforlu elbisesini giyip "bana peygamberlik geldi!" iddiasiyla ortaya çikan Hasan Mezarci'yla ya da 3 kurusluk "ebcet" ogrenmisligiyle "ben Kuran'i Kerim'in sifresini çozdum!" diye saçmalayan uyduruk sahisla karistirmayin... diyecem ama diyemiyorum, karistirin mumkunse harman yapin.



EY MÜSLÜMANLAR MEHDİ GELİYOR BİRLEŞELİM


Yakında ‘Mehdi’nin geleceğini iddia eden İran’ın ruhani lideri Ayetullah Hamaney, ‘Türkiye de dahil tüm İslam ülkelerinin silahlı güçlerini birleştirerek hazırlanması’ çağrısında bulundu. Hamaney adına yapılan açıklamada, “Dürüst kuvvetlerimizi, Mehdi’nin gelişini engellemeye çalışmaya kalkabilecek ABD ve İsrail gibi ülkelere karşı eğitmeliyiz. İran silahlı kuvvetleri, Hamaney’e bağlıdır ve Mehdi’nin emirlerini yerine getirecektir” dendi.

İRAN’ın ruhani lideri Ayetullah Hamaney, yakında Mehdi’nin geleceğini belirterek, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı İslam ülkelerine “askeri güçleri birleştirme” çağrısında bulundu.

Hedef ABD ve İsrail
Sözkonusu çağrıyı Ayetullah Hamaney, Sözcüsü Ali Saidi aracılığıyla yaptı. El Arabiya Televizyonu’na göre, Ali Saidi, “Türkiye, Irak, Lübnan, Pakistan ve Afganistan, güçlerini birleştirip el Mehdi-el-Muntazar’ın dönüşü ve kökten değişikliklere hazırlıklı olmalıyız” dedi.

Ali Saidi, “Dürüst kuvvetlerimizi, Mehdi’nin gelişini engellemeye çalışmaya kalkabilecek ABD ve İsrail gibi ülkelere karşı eğitmeliyiz. İran silahlı kuvvetleri, Hamaney’e bağlıdır ve Mehdi’nin emirlerini yerine getirecektir. Ayetullah Hamaney, Mehdi’nin doğrudan temsilcisidir, ruhani lidere itaat etmek, Mehdi’ye itaat ve bağlı olmak anlamına gelir” diye konuştu. Şii inancında Mehdi’nin dönüşü son derece önemli. Mehdi’nin, 1141 yıl önce ortadan kaybolan 12’nci İmam olduğuna inanılıyor.

Kum’da çıkacak
Samarra’dan gözlerden kaybolan Mehdi’nin, İran’ın Kum kentinde ortaya çıkması bekleniyor. Buna göre, Mehdi, İran’ın Kum kentinde ortaya çıkacak. İnanışa göre, Mehdi Kıyamet Günü’nden önce ortaya çıkıp dünyadaki bütün haksızlıkları yok edecek. Mehdi, yeryüzünde yedi, dokuz veya 19 yıl kalacak.
Bazılarına göre, Hıristiyanlık ve Siyonizmin zulmüne karşı koyulacak. Kum kentinde konuyla ilgili çalışmalar yapan Ayetullah İbrahim El Amini, Mehdi’nin, Hıristiyanlar ve Yahudiler’den İslam dinine geçmelerini isteyeceğini, bunu kabul etmezlerse öldürüleceklerini söylüyor.

‘Hafife almamak lazım’
ZAMAN Gazetesi yazarı Ali Bulaç, açıklamayı şöyle değerlendirdi: “İslam dünyası kendi içinde birleşmek istiyor. İran, 1979’dan bu yana ABD’ye karşı savaşarak, İslam dünyasının patronajlığına oynuyor ve kısmen de başarılı. 160-200 milyon arası olduğu düşünülen Şii nüfus üzerinde bir nüfuz kurdu. Bunu da mehdi ve mehdiliğe dayandırıyor. Türkiye’yi işin içine katıyor. Türkiye’nin Batı’nın yanında, İslam dünyasının karşısında olmasını istemiyor. İran Türkiye’yle, Türkiye İran’la karşı karşıya gelmek istemiyor. Bu iki ülkenin karşı karşıya gelmesi, ABD ve Batı’nın kontrol edemeyeceği boyutlara varır. Bölgemizdeki bütün güçlerin yeniden durum almasını gerektirir. Hamaney’in açıklamasını hafife almamak lazım.”

‘Ahmedinejad siyasallaştırdı’
İSLAMİ Deccal isimli kitabı yeni yayınlanan yazar Joel Richardson, “Mehdi inancı, daha çok Şii Müslümanlar arasında yaygındır, ancak İran’da Mahmud Ahmedinejad’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle siyasi bir anlam yüklenmeye başlandı” dedi. Nitekim, 2008’de Ahmedinejad, İran’ı İmam Mehdi’nin yönettiğini söylemiş, Mollalar Mehdi’nin siyasallaşmasına karşı çıkmıştı.Hatta bir Molla, “Allah korusun, Mehdi’nin hükümetin işlerini desteklediğini söylemek yanlıştır. İmam Mehdi, yüzde 20’lik enflasyonu ya da ülkemizdeki hataları desteklemez” demişti.


Mehdi, Deccal Mesih nedir?
BÜYÜK Larousse Ansiklopedik Sözlüğü’nde mehdi, deccal ve mesih şöyle tarif ediliyor:

Mehdi: İslami inanca göre, kıyametten önce dünyada adaleti, dirlik ve düzenliği sağlamak için gizlendiği yerden çıkıp, dünyayı egemenliği altına alacağına inanılan kişi. Mehdilik, İslam’ın ilk yıllarından bu yana çeşitli İslami gruplara göre farklı inanışları da kapsıyor.

Deccal: Kıyametten az önce ortaya çıkacağına ve Hazreti İsa tarafından öldürüleceğine inanılan yalancı mesih. Hadislere göre Deccal, Mekke ve Medine dışında bütün dünyaya egemen olacak. 40 gün ya da 40 yıl saltanat sürdükten sonra, Filistin ya da Suriye’de, İsa ya da mehdi tarafından öldürülecek.

Mesih: Dinler tarihinde kusurlu ya da kötü olan düzene son verip, bir adalet ve mutluluk düzeni kuracağına inanılan tanrısal kişi. İbranilerin kutsal kitabı Eski Ahit’te, İsrailoğulları’nın kurtarıcısı ve Yehova’nın saltanatının kurucusu olarak anılıyor. Yeni Ahit metinlerinde ve Hıristiyan inancında ise, mesih, “Tanrı’nın oğlu”, düşmüş insanların günahlarını bağışlatacak İsa’dır. Mesih İslami inançta ise Hz. İsa’nın Kuran’da geçen lakabı ya da ikinci adı olarak kullanılır.

Kasım CİNDEMİR/WASHINGTON / 19 Ağustos 2009

Burada dikkat cekilen sey renkli devrimler. Türkiye'de ne yapiliyorsa, Iran'da da aynisi yürürlükte. Sonucta semboller üzerinde yürüyen bir özgürlük savasinin basariya ulasmayacagini görelim, cok önemli dersler var burda. Ahmedinecad cakma liderse, Iran'daki muhalefet de cakma baskaldiridir.