Bu konuda milliyet bloglarinda bir yazi yazmistim:
Kökten dinciler neden Darwin'e düsmandir
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=75924
Anti-evrimcilik hareketi ilk defa 1920'lerde ABD'nin köktendinci evangelistleriyle basladi. Anti-evrimcilik konusunda ABD'nin dincileriyle bizim islam dincileri bugünlerde isbirligi içindeler. Sokrates'in burada sözünü ettigi "esen rüzgarla tesadüfen olusan Boeing uçagi" örnegi de, indirgenemez kompleksite safsatasi da, kambriyon patlamasi vs. de ilk defa evangelistlerin yaratilisçilik kitaplarinda yayinlandi. Simdi ayni seyleri bizim Mehdi Bozuntumuz (Istanbul'un meshur tarikatçi Motorcu Hocası) kopyalayip kopyalayip yayinliyor. Daha yeni yaratilis atlasi denen son derece pahali bir kitabi bedava binlerce kisiye dagitti. Düsünün ki bu isin içinde ne para var.
Bilim adamlari bütün bunlara cevap verdi, ama dincilerin derdi bilimsel gerçekleri bulmak degil, bilim ve biyoloji konularinda cahil ortalamaya yönelik politik propaganda.
Evrimi yalanlama çabasi içinde dinciler bazen kendi içlerinde garip çeliskilere düsüyorlar. örnegin Kambriyon denilen jeolojik zaman dönemi bundan yaklasik 500 milyon yil öncesidir. öte yandan yaratilisçilarin bir kismi da hala dünyanin yaklasik 10000 yasinda oldugunu, bu kisa sürenin de evrim için yeterli olmadigini iddia ediyorlar. Bilimsel verilere göre ise dünyanin yasi yaklasik 4,5 milyar yildir, bunun yaklasik 3,8 milyar yilinda ise hayat vardir.
Kardesim bir karar verin; evrimi yalanlamak için Kambriyon dönemindeki tür patlamasindan mi yararlanacaksin, yoksa Incil'in bir takim dini yorumlarina dayanarak dünyanin 10000 yasinda oldugunda mi israr edeceksin?
Dincilere göre bu tür detaylar önemli degildir; hepsi evrime karsi ya önemli olan budur.
Kambriyon dönemindeki tür patlamasindan söz edenlerin basinda ünlü biyolog S. Jay Gould vardi. Fakat onun patlamadan kasti, jeolojik zaman ölçeginde birkaç milyon gibi kisa sayilacak bir dönemle biribirinden çok farkli yüzlerce türün evrimle olusmasidir. Evrimi yalanlamak için her firsati kullanan, islerine gelmeyen yerlerde fosil kanitlarini kabul etmeyen evangelistler, yine fosilllere dayanan bu yeni bilimsel Kambriyon verilerine denize düsen yilana sarilir misali sarilmis, "gördünüz mü iste tanri sipsak binlerce tür yaratmis" diye ortaya atilmislardir.
S. Jay Gould kendi söylemlerinin evangelist yaratilisçilar tarafindan saptirilmasindan çok rahatsiz olmus, Kambriyon patlamasinin göreceli olarak hizli olmasina ragmen anlik bir olay olmadigini, evrimle gerçeklestigini, kendisinin de yaratilis masallarina inanmayan bir biyolog oldugunu hem konusmalarinda hem de kitaplarinda defalarca tekrarlamistir.
Bütün bunlar bize köktendincilerin evrimi yalanlamak ugruna hiçbir sahtekarliktan, hiçbir propaganda numarasindan kaçinmadigini gösteriyor. Ama neden? Köktendinciler evrim teorisinden neden bu kadar nefret ediyorlar?
Evrim teorisi aslinda evreni doga kanunlariyla idare eden soyut bir tanri anlayisiyla ters düsmez. Soyut bir tanri evreni bugünkü haline getirmek için bal gibi doga kanunlarindan ve evrim sürecinden yararlanmis olabilir.
Fakat evrim teorisi insan gibi hisleri ve kaprisleri olan, kizan kiskanan öfkelenip cezalandiran, bazen merhamet eden, bazen begenip ödüllendiren, olaylara bilimle açiklanamayacak doga üstü güçleriyle dogrudan müdahale edip antik çagin büyücüleri gibi sipsak yaratan, sipsak yok eden, sipsak iyilestirip sipsak öldüren insansi bir tanri anlayisiyla ters düser.
Neden din üzerinden avanta elde eden dinci insansi tanri inancinin sarsilmasindan bu kadar korkuyor?
Bu konuda da bir yazi yazdim:
Dinci neden insansi Allah'i sever?
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=94672
çok basit, çünkü soyut bir tanriyla avanta olmaz. Siz soyut bir tanriyla alavere dalavere, rüsvet ve adam kayirma islerine giremezsiniz. Mesele türlerin olusumu gibi bir olayin bilimsel açiklamasi falan degil, iktidar, para ve güç kavgasidir.
Yukaridaki yazimdan bir alinti:
İnsansı Allahlı düzen bir diktatörlüğe, soyut Allahlı düzen ise bir hukuk devletine benzer. Dinci de aslında diktatörü iyi tanıyan, onun istek ve emirlerini ileten, onu etkileyip türlü ayrıcalıklar koparabilen bir aracı rolündedir. Dediği dedik, astığı kestik diktatörden ayrıcalıklar koparabilmenin de tabi ki bir bedeli, bir avantası olacaktır.
Ayrıca Allah'ın emir ve isteklerini kullara iletirken toplum yararının yanında bol miktarda "kendine yontma" fırsatı da kullanıma açık olacaktır.