Kambriyen devri Allah'ın var olduğunu kanıtlıyor.

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

İletigönderen saprofit » Cum Eyl 05, 2008 23:06

hoca birak bu copy paste motorcu demogojisini , sempaze genomunun full sekansi internette herkesin kullanimina acik olarak duruyor. senin bilgi birikimin bu kaynagi kullanmaya yetmiyorsa o senin problemin. her allahin gunu binlerce "comparative genomics" calisan bilim adami bu kaynagi kullaniyor. sen yok saysan ne yazar???

Nature koktenci bir dergiymis:))))))) Hayatinda sen Nature dergisinin neye benzedigini biliyor musunki boyle bir yargida bulunucak cesareti kendinde buluyorsun? Benden tarafsiz referans istiyen kisi, kac gundur mehdi bozuntusu ismindeki motor uzmanin sacmaliklarini kendi fikirleriymis gibi bu foruma copy-paste ediyor, komiksiniz:))))) Bugun Nature ve Science dergilerin dunyanin iki en prestijli bilim dergileridir. Madem o kadar bilimselsiniz, bastirin parayi alin 10 tane DNA sequencer, insani ve sempazeyi siz sekanslayin, dunyanin en iyi universitesi MITnin basini cektigi sempaze genomu projesinin bir palavra oldugunu kanitlayin. Yer mi?

Hadi koc, demogojiyi birak bir onceki mesajimda sordugum soruyu cevapla. C.elegans nematoduyla insan genomunun yuzde 75 homolog oldugunu deneysel olarak kanitlayan bilimsel makaleyi suraya koy da gorelim. Laf salatasiyla bilim olsaydi, guzel sanatlardan terk motorcu biyokimya nobelini alirdi!!!
Kullanıcı küçük betizi
saprofit
Üye
Üye
 
İletiler: 10
Kayıt: Cum Oca 11, 2008 20:29

İletigönderen SOKRATES » Cum Eyl 05, 2008 23:12

saprofit,
Ya yazdıklarımı okumuyorsun ya da önyargılısın :roll:
Sorduğun sorulara bizzat kendim cevap verdim.
Üstelik sana yıp olmasın diye de bir alıntı vs yapmadım, ama aynı şeyi sana defalarca neden anlatayım.
Biraz daha dikkatli oku yazdıklarımı, o zaman cevabı göreceksin.
Bundan hemen bir önceki mesajımda verdim cevabı!
"Ey millet! Allah birdir, Şanı, büyüktür. Allah�ın selameti, atifeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur�ani azimüşşandaki husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa hakikate tamamen uyuyor.ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
SOKRATES
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Çrş Nis 04, 2007 20:59

İletigönderen saprofit » Cum Eyl 05, 2008 23:19

hangisine cevap verdin arkadasim???? hangi bilim dergisi c.elegansla insanin yuzde 75 ayni genom sekanslarina sahip oldugunu yazmis???? Hangi universitenin hangi bolumundeki bilim adamlari bunu boyle oldugunu kanitlamis?

2005 de full olarak sempazenin genomunun sekanslandigi gerceginin bir yalan oldugunu hangi kaynaga gore kanitliyorsun?? Bunlarin hic birine cevap vermedin, buraya sagdan soldan okudugun hic bir bilimsel gecerliligi olmayan bilgileri yaziyorsun, kaynak referans isteyincede kaciyorsun!!! Hadi ben gozden kacirdim yukardaki soruylarimi cevapla lutfen!
Kullanıcı küçük betizi
saprofit
Üye
Üye
 
İletiler: 10
Kayıt: Cum Oca 11, 2008 20:29

genetik mesafe

İletigönderen mustafat » Cmt Eyl 06, 2008 0:02

SOKRATES yazdı:Kendinizin bile okumadığı yabancı internet sitelerini bana kaynak olarak gösteriyorsunuz, benim söylediğim şeylerin kıymet-i harbiyesi olmuyor öyle mi?

Bilmeden desteksiz sallama Sokrates, neye güvenip bu derece atiyorsun anlamiyorum.

Understanding Evolution
http://evolution.berkeley.edu/

Bu sitenin neredeyse tamamini okudum. Resimleri ve sade diliyle Ingilizce bilenler için çok kolay anlasiliyor. Okudum ve begendim ki öneriyorum.

Bu arada bakiyorum kirmizi büyük harflerle yine motorcuvari anti-evrimci propagandaya gaz vermissin.

insan ve bazi hayvan türleri arasindaki genetik mesafeler (ortalama genetik farklilik orani) için bakiniz:
http://www.gate.net/~rwms/primegendist.html

insan - sempanze: %1.6
insan-goril: %1.9
insan-orangutan: %3
insan- resus maymunu: %6
insan - tavsan: %33

Görüldügü gibi, anatomik farkliliklar arttikça genetik mesafe de artiyor. Yani sonuçlar anlamli. Burada önemli olan belli ölçüm ve istatistik yöntemleriyle hesaplanan bu sayilarin mutlak degerleri degil; önemli olan rakamlar arasindaki farklar. örnegin bu rakamlardan insanin sempanzeye goril ve orangutandan daha yakin akraba oldugunu görüyoruz.

Eger gerçekten bir propaganda göreviyle buraya gelmemis ve düsüncelerini dürüstçe yaziyorsan, dinsel duygularinla aklini çorba ediyor, istedigin sonuçlara varmak için bilimsel mantigin altini üstüne getiriyorsun. Sonuçta ortaya egitimli ve mantikli insanlarin ciddiye alamayacagi bir safsata çikiyor.

Sokrates, senin kafan son derece karisik. Ne istedigin belli degil.

Hala Osmanlicilik hayalleri kuruyorsun. Bir yandan da "halki küçümseyen siz elitistler" diye sikayet ediyorsun.

Osmanli'da son derece elitist bir düzen vardi. Bati buna meritokrasi diyor, yani yetenekli olanin din ve irk ayrimi yapilmaksinizin büyük görevlere getirilmesi. Osmanli Anadolu halkini koyu yobaz bir dinle uyutup cahil birakiyor, devsirip egittigi çogunlugu makedon gençlerin ise üstün yeteneklilerini seçip vezirlik dahil en yüksek görevlere getiriyordu. çogu Osmanli yöneticisi Türklere "idraksiz halk" gözüyle bakiyordu. Egitimli ve yetenekli yöneticiler, dinle uyutulmus cahil bir halk... Osmanlinin yönetim anlayisi buydu.

Türk-Islam sentezi falan diyorsun. Türk milleti islam dünyasina liderlik yapmali diyorsun.

Islam dünyasinin en büyük sorunu zaten yobazlik ve cehalet. Dini yobazligin en önemli göstergelerinden biri de elestirel akil ve bilimle kavgali olmaktir.

"Biz Türkler Islam'i uygulamada bir yobazlik dini olmaktan kurtarip onun yüzünü tekrar aydinliga çevirebiliriz. Arap emperyalizmin dogmatik Emevi islaminin yerine Yunus Emre'lerin, Haci Bektas'larin ve Mevlana'nin akilci hosgörülü Islamini getirip bütün Islam dünyasina örnek olabiliriz" desen yine bir derece anlardim.

Böylece en azindan belki bir fikir öncülügü düsünülebilirdi. Gerçi bu da tutmazdi, çünkü "aydin Islam" fikri, halkini koyu ve bagnaz bir dinle uyutan Arap kralliklarinin hiç isine gelmezdi. Aydin Islam fikri, Orta Dogu'yu içte totaliter ve sekilci, disa karsi da teslimiyetçi bir Islam'la sömürgelestirmeyi planlayan ABD'nin de hiç isine gelmezdi.

Islam dünyasinin temel sorunlari (cehalet ve yobazlik) ortada dururken sen kalkmis dinci yobazliga alet oluyor ve ipe sapa gelmez safsatalara inanip bilimle kavga ediyorsun.

Hem de öyle bir safsata ki, örnegin kirmizi harflerle "Darwinistler, fosil kayıtlarının, canlıların milyonlarca yıldır hiçbir değişime uğramadıklarını ispat ettiğini düşünmezler" yazmissin.

Motorcu da yeni yaratilis atlasinda aynen bunu iddia ediyor. Efendim canlilar (genetik olarak) hiç degismez, nasil yaratildilarsa öyle kalirlarmis.

Motorcu okuyucularinin cehaletine ve beyin yikanmisligina çok güveniyor ki bunlari savurabiliyor.

En basiti, kökeni vahsi kurtlar olan evcil köpekleri ele alin. Kurtun evcillestirilmesi bundan yaklasik 10'000 yil önce basladi. Düsünün, 10bin yil gibi jeolojik ölçekte bu kadar kisa bir zaman içinde vahsi kurttan ne kadar farkli köpek irklari olusmus.

Atlarin, balinalarin ve baska canlilarin evrim tarihi boyunca degisimini gösteren yüzlerce fosil müzelerde sergileniyor. Bundan 40-45 milyon yil önce ilk balinalar kollu bacakli, sonra zamanla bu kollar ve kuyruk yüzgeçe dönüsüyor, bacaklar ise küçüle küçüle yok oluyor. Bazi modern balinalarda distan gözükmese de hala bacak kemigi kalintilari var.

Balinanin evrimi için bakiniz:
http://en.wikipedia.org/wiki/Evolution_of_Cetaceans

Jeolojik tarih boyunca timsah, kaplumbaga, köpek baligi gibi bazi hayvanlar göreceli olarak az ve yavas degismis. Insan ve balina gibileriyse oldukça hizli. Fakat hepsinin kökeni ayni: bundan yaklasik 3,5 milyar yil önce ortaya çikan tek hücreli canlilar.

Motorcu jeolojik zamanda az degismis bazi canlilarin fosil resimlerini gösterip sonra da "bakin, gördünüz mü, canlilar hiç degismemis" diyor. Bence saflari kandirdiginin kendi de farkinda; o bu isten para kazaniyor. Evangelist ve siyasi islamcilarda para bol.

Sokrates, eger propaganda veya oyalama göreviyle buraya gelmediysen sana içinde bulundugun beyni yikanmisliktan çikip elestirel aklini kullanmani öneriyorum. Biraz bu anti-evrimci safsatalara ara ver, kafani dinle. Kitap oku, müzik dinle belgesel izle. Türk-Islam cemaati disindaki insanlarla biraz arkadaslik kur, fikir alisverisi yap.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

İletigönderen SOKRATES » Cmt Eyl 06, 2008 0:46

mustafat, Arkadaşım.Bir an için dediklerini doğru kabul edeyim. Ama sadece bir an için,
O zaman biri bana;
Aşk'ın,sevginin, fedakarlığın,şefkatin,merhametin,annelik merhametinin, suyun ideal akışkanlık değerinin(ki bu çok önemli, su kendi sınıfındaki diğer kimsayal bileşikler gibi davransa +4 C olayı olmasa yani, deniz ve okyanuslardaki canlılık asla oluşamayacak bu da bütün canlıların yokolmasıyla sonuçlanacaktı), atmosfer gazlarının bileşiminin, elementlerdeki muhteşem uyumun ve atomlardaki hassas düzenin, TESADÜFLER ESERİ,RASTGELE, KENDİLİĞİNDEN, VE TAMAMEN BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE AYARLANIP OPTİMİZE EDİLDİĞİNİ Mİ KABUL EDEYİM?

Yahu arkadaşlar, bunları iddia edebilmek için AKIL VE MANTIK ilkelerinin hepsinin çöpe atılması gerekir!
Zaman içersinde,denizden karaya, karadan havaya, tek bir hücreden-ki o hücre kendiliğinden rastgele oluşması sıfır bir ihtimal- ve böylece rengarenk kuşların, lezzetli meyveler veren ağaçların, binbir lezzeti barındıran balıkların, heybetiyle hayranlık uyandıran aslanların velhasıl herşeyin TESADÜF ürünü olarak oluştuğunu mu kabul edeyim?

Sahiden siz buna mı inanıyorsunuz?
Hayır!
Gerçekten bilmek istiyorum ve ciddiyim, siz bunlara mı inanıyorsunuz?
"Ey millet! Allah birdir, Şanı, büyüktür. Allah�ın selameti, atifeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur�ani azimüşşandaki husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa hakikate tamamen uyuyor.ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
SOKRATES
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Çrş Nis 04, 2007 20:59

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Eyl 06, 2008 8:44

mustafat.Burada benim dediğim doğrudur tarzında ısrar edeceksek sayfalar yetmeyecektir inan.
Teori ve Kanun farkını bilecek düzeyde insanlar olduğumuza eminim.Neyi tartıştığımızı da anlamadım.Ben sana neticeyi söylüyorum güzel kardeşim.Eğer Teori olarak adlandırılıyorsa henüz KANUN olamamış demektir.
Bunun üstüne daha söylenecek laf olabilir mi?
Neden Aynştayn'ın İZAFİYET KANUNU denmediği bu kadar belli iken bana alıntılarla TEORİ-HİPOTEZ-KANUN açıklamaları yapmanın nedenini anlamıyorum.

Sokrates arkadaş.Sen de safı oynamayı bırak lütfen.Teist ile ateistin saçma sapan demagojik fıkrasını okudum.Açıkça ateistlerle dalga geçiliyor.O fıkrayı ben de anlatırım ama bu sefer de İslamiyet'e saldırı ile suçlanırım.

Üstelik bu yaklaşımlar baştan sona yanlış.Ben de bir Teistim.Yani tanrının varlığına inanıyorum.Ama dinsizim.Şimdi senin anlattığın o demagojik fıkradaki tanrıya inanan-teist kişinin yerinde ben de olabilirim ve kendi mantığıma göre çok daha güzel cevaplar verebilirim.Aynı şekilde ateist yani tanrı tanımaz insanlar da o fıkradaki diyaloglardan çok daha mantıklı açıklamalar yapabilir.

İNANÇ konusunda zorlama olmadığı bizzat İSLAMİYET için söylenip durur.He kişisel kanaatim bunun doğru olmadığıdır.Türklerin İslamiyet'i kabulünün öyle Arapların elçiler yollayıp çiçekler verip Türkleri İslamiyet'e davet etmeleri şeklinde olmadığını biliyorum.Ama netice olarak en azından toplumun önemli bir kısmına hakim güçler işlerine geldiği için İSLAMİYET'TE ZORLAMA YOKTUR düşüncesini yerleştirmişlerdir.O zaman bari bu düşünceye saygı gösterelim.İnsanların inançlarına saygı duyalım.

Unutma ki inançsızlık da bir inanç sistemidir.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen shadow39 » Cmt Eyl 06, 2008 9:55

Ard arda mesaj gondermek forum kurallarina aykiridir.
Benim yorumuma gelincede

Allah tektir birdir ve Hazreti Muhamedde onun Rasuludur.
Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!
....
Bu da can d..... efendiye olsun. belgeselci.
"Siz Mustafa demeye devam edin, biz de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
shadow39
Üye
Üye
 
İletiler: 2230
Kayıt: Cmt Mar 03, 2007 20:27

Hipotez, teori, kanun - tesadüf

İletigönderen mustafat » Cmt Eyl 06, 2008 14:13

Çetin Taş yazdı:mustafat.Burada benim dediğim doğrudur tarzında ısrar edeceksek sayfalar yetmeyecektir inan.
Teori ve Kanun farkını bilecek düzeyde insanlar olduğumuza eminim.Neyi tartıştığımızı da anlamadım.Ben sana neticeyi söylüyorum güzel kardeşim.Eğer Teori olarak adlandırılıyorsa henüz KANUN olamamış demektir.
Bunun üstüne daha söylenecek laf olabilir mi?
Neden Aynştayn'ın İZAFİYET KANUNU denmediği bu kadar belli iken bana alıntılarla TEORİ-HİPOTEZ-KANUN açıklamaları yapmanın nedenini anlamıyorum.


çetin tas, mesele hakli çikmak degil, tartisarak dogrularin anlasilmasi.

Bana simdi bunu yazdigina göre herhalde benim yazdigimi sonuna kadar okumadin. Ben teoriyle kanunun nitelik ve içerik olarak farkli oldugunu, bir teorinin hiçbir zaman, 1000 yil boyunca destekleyici veriler gelse bile, bir kanuna dönüsmeyecegini söylüyorum.

Hipotez, yani bir açiklama içeren bilimsel bir varsayim, bilimsel verilerle desteklenirse teori olur. Ama bir hipotez veya teori kanuna dönüsmez. Dolayisiyla kanun olabilmis veya olamamis teori diye bir sey yoktur. Ben bunu iddia ediyorum; yanlisim varsa nedenleriyle açika, aklima yatarsa neden kabul etmeyeyim?

Gözlemlere dayali matematiksel kesinlikte bir iliski anlamina gelen kanun, istisnalari bulunmadigi sürece kanun olarak kalir.

Gelelim Sokrates'e.

ilk köktendinci evangelistlerden çikan, bizim Motorcunun de sakiz gibi çignedigi Boeing uçagi örneginde iki temel hata, daha dogrusu kasitli aldatma var.

Birincisi, bugünün karmasik canlilari birdenbire olusmadilar. Milyonlarca yillik evrim sürecinde, küçük degisimlerin kalitim yoluyla nesilden nesile birikmesiyle meydana geldiler. örnegin balinalari düsünün. Fosil kanitlarindan anladigimiza göre kara hayvanlarina çok benzeyen ilk balinalarin bacaklari vardi. Derin sularda islevini yitiren arka bacaklar birdenbire, bir nesil içinde körelip yok olmadi. Bu is için onbinlerce nesillik bir degisim süreci yasandi.

ikincisi, evrim canlilarin, davranis biçimlerinin ve organlarin tesadüfle olusmasi demek degildir. Sadece genetik varyasyon ve mutasyonlara (kismen) tesadüf gözüyle bakilabilir. Ama belli genleri eleyip avantajli genlerin soyunu sürdürmesine izin veren dogal seleksiyon tesadüf degildir.

Biyolojiden soyutlandiginda aslinda evrim matematiksel bir kavramdir. çok boyutlu karmasik optimizasyon problemlerini çözebilen evrimin (genetik algoritmalar) çalismasi için üç ana unsur gereklidir:

1) genetik varyasyon ve mutasyon (varyasyonlar rastgele de olabilir)
2) kalitim
3) dogal seleksiyon

Bu üç ana unsurun hepsi de canlilar için geçerlidir.

Ask, sevgi, dayanisma gibi hisler... Sadece organlar degil, davranis biçimleri, hisler ve içgüdüler de evrimin ürünleridir. Sonuçta bütün hislerin ve düsüncelerin üretim merkezi beyin ve sinir sistemidir. Beyin degistiginde hisler ve düsünceler de degisir.

Ayni karmasik organlarin olusmasi gibi, karmasik davranis biçimleri de nesiller boyunca küçük degisimlerin birikimiyle olusur.

Sokrates, senin sordugun bütün bu sorulari zaten bilim adamlari kendilerine sordular. Modern bir biyoloji kitabini alip ilgili bölümlerini okursan aradigin sorularin çoguna cevap bulursun. Fakat "peki buna ne diyorsun, ya buna ne diyeceksin" diye teoriyi yalanlama ugrasiyla bölük pörçük detaylara dalarsan teorinin bütününü, kendi içindeki mantigini hiçbir zaman ögrenemezsin. Bu sekilde de zaten dincilerin tuzagina düsmüs olursun. çünkü onlarin istedigi bu; kafa karistirarak, meseleyi detaylara bogarak ana prensipleri gözden kaçirmak ve insanlarin evrim teorisini ögrenmesine engel olmak.

çünkü egitimli insanlarin yasadigi ülkelerdeki tecrübeler dincilere sunu göstermis: Evrim teorisini anlayabilen insanlar artik 6 günde yaratilis masallarina inanmiyor, bunlari antik çagdan gelen mitolojik destanlar olarak kabul ediyor. çünkü evrim teorisi mantikli, akla yatkin, somut bilimsel verilere dayaniyor. Ne demisler? Aklin yolu birdir.

Japonya, Isveç, Norvec, Almanya gibi ülkelerde yapilan kamuoyu arastirmalari halkin %75'inden fazlasinin yaratilis destanina degil, evrim teorisine inandigini gösteriyor. Teoriye inanmayanlar (yani sipsak yaratilisa inanip insanlarla hayvanlarin atalarinin ortak oldugunu düsünmeyenler) ise daha çok ortalama egitim düzeyi düsük tutucu çevreler.

Evrime inananlarin orani ABD'de %40, Türkiye'de ise iyice rezalet: %25. Bu bize Türk insaninin herseyi Japonlardan (%78)daha iyi anladigini degil, cehaletin ve yobazligin düzeyini gösteriyor.

Bu arastirmanin sonuçlariyla ilgili bir makale:
http://www.swissinfo.ch/eng/front/detai ... Sect=105&s id=7141596&cKey=1160562740000&ty=st

Isviçre hükümeti, Isviçre'de evrim teorisine inanmayanlarin oraninin %30'lari buldugunu görünce sok oldu ve egitimde bir takim reformlar yapmaya karar verdi.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Eyl 06, 2008 14:49

Ama bir hipotez veya teori kanuna dönüsmez. Dolayisiyla kanun olabilmis veya olamamis teori diye bir sey yoktur. Ben bunu iddia ediyorum; yanlisim varsa nedenleriyle açika, aklima yatarsa neden kabul etmeyeyim?

Kanun olabilmiş teori diye bir şey yoktur şeklindeki ifaden tamamen yanlıştır.
Çünkü tekrarlanan gözlem ve deneylerle,mevcut bilgi birikimi düzeyinde doğruluğu büyük ölçüde kabul edilmiş,ancak yine gözlem ve deneyler yoluyla yanlışlanabilme olasılığı bulunan,öngörülerinde doğru çıkmış hipoteze,TEORİ (kuram) denir.Teoriler,gözlem,deney,akıl ve mantık yollarlıyla her defasında doğrulanabilmelidir.Tekrarlanan gözlem ve deneylerle,aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen,akıla ve mantığa uygun,genel kanıya göre kabul görmüş,değişmez nitelik kazanmış,yanlışlanma olasılığı olmayan gerçek bilgiye,YASA (kanun) denir.Yasalar değişmezlik ilkesine sahiptir.Yasaları yanlışlamaya çalıştığınızda yasayı çökertmeniz mümkün olmaz.

Eğer teori insan olsa onun varmak istediği nokta kanuna dönüşmektir mustafat arkadaş.

Netice olarak bilimsel düşünce sisteminde TEORİ sahibinin nihai amacı teorisinin KANUNa dönüşmesidir.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

teori ve kanuna devam

İletigönderen mustafat » Cmt Eyl 06, 2008 15:39

Çetin Taş yazdı:
Ama bir hipotez veya teori kanuna dönüsmez. Dolayisiyla kanun olabilmis veya olamamis teori diye bir sey yoktur. Ben bunu iddia ediyorum; yanlisim varsa nedenleriyle açika, aklima yatarsa neden kabul etmeyeyim?

Kanun olabilmiş teori diye bir şey yoktur şeklindeki ifaden tamamen yanlıştır.
Çünkü tekrarlanan gözlem ve deneylerle,mevcut bilgi birikimi düzeyinde doğruluğu büyük ölçüde kabul edilmiş,ancak yine gözlem ve deneyler yoluyla yanlışlanabilme olasılığı bulunan,öngörülerinde doğru çıkmış hipoteze,TEORİ (kuram) denir.Teoriler,gözlem,deney,akıl ve mantık yollarlıyla her defasında doğrulanabilmelidir.Tekrarlanan gözlem ve deneylerle,aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen,akıla ve mantığa uygun,genel kanıya göre kabul görmüş,değişmez nitelik kazanmış,yanlışlanma olasılığı olmayan gerçek bilgiye,YASA (kanun) denir.Yasalar değişmezlik ilkesine sahiptir.Yasaları yanlışlamaya çalıştığınızda yasayı çökertmeniz mümkün olmaz.

Eğer teori insan olsa onun varmak istediği nokta kanuna dönüşmektir mustafat arkadaş.

Netice olarak bilimsel düşünce sisteminde TEORİ sahibinin nihai amacı teorisinin KANUNa dönüşmesidir.


Hayir Cetintas, söylediklerine katilmiyorum, israrinda bence hatalisin. Burada önemli olan, senin gerçek, hipotez, teori, kanun gibi terimleri açiklarken neyi referans aldigin. Ben bilimin standart tanimlarini referans aliyorum.

Lütfen burada verdigim linki bir oku, terimlerin bilimdeki anlamlari, ve en önemlisi, teoriyle kanunun (law) farki açiklanmis:

Scientific Hypothesis, Theory, Law Definitions
http://chemistry.about.com/od/chemistry ... theory.htm

**********************************************
Law

A law generalizes a body of observations. At the time it is made, no exceptions have been found to a law. Scientific laws explain things, but they do not describe them. One way to tell a law and a theory apart is to ask if the description gives you a means to explain 'why'.

Example: Consider Newton's Law of Gravity. Newton could use this law to predict the behavior of a dropped object, but he couldn't explain why it happened.

As you can see, there is no 'proof' or absolute 'truth' in science. The closest we get are facts, which are indisputable observations. Note, however, if you define proof as arriving at a logical conclusion, based on the evidence, then there is 'proof' in science.
**********************************************

Bu yukaridaki alinti bence sana istedigin cevabi veriyor: Kanunla teorinin farki, teorinin nedenleri açiklamasidir. Bir kanun, ancak bir istisnasi bulunmadigi sürece gerçerlidir.

Bilimde (inkar edilemeyecek kadar kesin gözlemler haricinde) mutlak gerçek diye bir sey yoktur; kanunun anlami da mutlak gerçek degildir.

örnegin Mendel kalitim kanunlari (her ne kadar ögretici degeri olsa da) bugün artik modern biyolojide geçerli degildir; çünkü bir çok istisna ortaya çikmistir.

Dolayisiyla evrim teorisi hiçbir zaman kanun olamaz, çünkü evrim teorisi fosillerde ve bugünün canlilarinda gözlenen evrimin mekanizmalarini ve nedenlerini (mutasyon, dogal seleksiyon, genetik sürüklenme, izolasyon vs.) açiklar. Evrim teorisi birçok iliskiyi kapsayan bir pakettir; bu paketin belki bazi altbasliklari kanun haline gelebilir.

Benzer durum her ne kadar bazi öngörüleri test edilip kanitlanmis olsa da Einstein'in relativite teorisi için de geçerlidir.

Benim bu konuda söyleyebilecek daha fazla bir seyim yok. Bu konuda anlasamadik, ne yapalim. Okuyucular da artik yazilanlara bakarak kendi kararlarini kendileri verecek.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Eyl 06, 2008 16:16

A law generalizes a body of observations. At the time it is made, no exceptions have been found to a law. Scientific laws explain things, but they do not describe them. One way to tell a law and a theory apart is to ask if the description gives you a means to explain 'why'.

mustafat kardeşim.Yukarıdaki senin alıntıladığın kanun tanımı neredeyse birebir benim yazdığım kanun tanımı ile aynıdır.
Neden anlaşamadığımızı anlamış değilim.Israrla TEORİ teoridir,KANUN ise KANUN diyorsun.Benim buna bir itirazım yok.Ama benim itirazım olan nokta teorinin pekala kanuna dönüşebileceği konusudur.Bunun için de gerek ve yeter şart YANLIŞLANMA OLASILIĞI OLMADIĞININ İSPATIdır.

Evrim Teorisi elbette ki daha uzun yıllar teori olarak kalmaya devam edecektir.Çünkü tüm bir canlılar alemini konu alır ve şu an gözlem ve deneylerle doğruluğu büyük ölçüde kabul edilen pek çok canlı gelişimini açıkladığı gibi yine pek çok canlı gelişimini ise açıklayamamaktadır.

Saygılar.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen davarius » Cmt Eyl 06, 2008 21:26

arkadaşlar siz onu bunu bırakın da;
sinüzit akıntısı orucu bozar mı ya da denize girilmesi mi yoksa denizin bize girmesi mi orucu bozar vb... sorulara modern biliminizin cevabı var mı ondan bahsedin!...
Kullanıcı küçük betizi
davarius
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Prş Ağu 21, 2008 3:24

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Eyl 06, 2008 22:09

davarius.Bu durumu da elbette modern bilim açıklıyor.

Aynştayn'ın İZAFİYET TEORİSİ'ne göre sen anneanneni oruçluyken öpersen,senin orucun bozulmaz,anneannenin de orucu bozulmaz ama iks(x)bir kişi oruçluyken anneanneni öperse hem o iks kişinin ve hem de anneannenin orucu bozulabilir.
Öpücükle oruç bozulabilir ve bozulamaz gördüğün gibi.O zaman sinüzit akıntısının ve denize giren bünyenin pozisyonları da önem kazanmaktadır.
Sinüzit akıntısı baş ağrısına neden oluyorsa orucu bozar.Sadece mendil harcatıyorsa bozmaz.
Denize balıklama atlıyorsan oruç bozulur ama çivileme ya da göbekleme dalıyorsan böyle bir risk yoktur.Rahat rahat orucunu tutmaya devam edebilirsin.

Burada iks kişi,sen ve anneannen değişkenlerdir.Yani o iks kişi herhangi bir kişi olabilir.Aynı şekilde anneannen herhangi bir kişinin anneannesi olabilir.Ve sen de sen olmayabilirsin;senden içerideki sen olabilir.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen jejo » Cmt Eyl 06, 2008 23:03

:kikirik: :D :lol:
Kimin odul ve cezaları daha açık belirtilmisse, zafer onun olacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
jejo
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 50
Kayıt: Pzt Tem 14, 2008 15:15

Önceki

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x