Kambriyen devri Allah'ın var olduğunu kanıtlıyor.

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

modern bilim, biyoloji ve insanin evrimi

İletigönderen mustafat » Cum Eyl 05, 2008 12:34

SOKRATES yazdı:mustafat,
Toplumda dini yanlış anlayan ve algılayan insanların varlığı ve yaptıkları beni alakadar etmez.
Nasıl bir Tanrı'ya inandığımı da sorgulayamazsın!(Soyut-somut meselesi)

Ben burada sadece senin yazdığın tek bir şeyi çökerteceğim!

Klasik bir evrimci yalanı olan maymunlarla insanların yüzde 98 benzerliği yalanı!

Bir kere evrimcilerin sürekli şempanze örneğini ortaya atmaları, olaya yani BU BÜYÜK YALANA MORFOLOJİK delil katmak içindir,başka da bir amacı yoktur.
Moleküler biyoloji ise canlıları sınıflandırırken dış şekle göre değil, gen yapılarının benzerliğne göre sınıflandırır!
Bunu Öss'ye hazırlanan çakma bir öğrenci bile bilir!

İnsanla şempanzenin genetik yapısının %98 birbirine benzer olduğunu iddia etmek için şu anda insanınkinin olduğu gibi şempanzenin de genetik haritasının çıkarılması, ikisinin karşılaştırılması ve bu karşılaştırma sonucunun elde edilmiş olması gerekir.

Oysa elde böyle bir sonuç yoktur. Çünkü, şu ana kadar yalnızca insanın genetik haritası çıkartılmıştır. Şempanze içinse henüz böyle bir çalışma yapılmamıştır.


Yazdiklarin bilimin son durumunu yansitmiyor. insanin genetik haritasi 2001'de, sempanzenin ise 2005'de çikarildi. Sonuc: Yaklasik (ortalama) %96-98 düzeyinde genetik benzerlik.

bakiniz:
New Genome Comparison Finds Chimps, Humans Very Similar at the DNA Level (NIH: National Institute of Health)
http://www.genome.gov/15515096

Chimpanzee genome project:
http://en.wikipedia.org/wiki/Chimpanzee_genome_project

ilgili projenin raporu:
http://www.genome.gov/Pages/Research/DI ... alysis.pdf

Nature bilim dergisinde yayinlanan ilgili yazi:
http://www.nature.com/nature/journal/v4 ... 04072.html

Umarim bundan sonra artik hala sempanzenin genetik haritasinin çikarilmadigini iddia etmezsin.

Burada %96 benzerlik (veya sayinin %96 degil de %98 olmasi) tabi ki tek basina bir sey ifade etmez; buradan insan %96 sempanzeye benzer anlami çikmaz. Taksonomide (canlilari siniflandirma bilimi) önemli olan göreceli benzerliktir; örnegin insanla gorilin genleri %92 düzeyinde benzesir, demek ki sempanze gorile göre insanin daha yakin bir akrabasidir; sempanzeyle ortak atalarimiz jeolojik bir zamanda gorille ortak atalarimiza göre daha yakin bir tarihte yasamistir.

Eskiden taksonomide sadece anatomik ve davranissal benzerliklerden yararlanilirdi. Bugün artik genetik ve moleküler (örn. kandaki alyuvarlarlarin belli proteinleri) benzerliklerden de yararlaniliyor. örnegin balinalarin karada yasayan en yakin akrabalarinin su aygiri oldugunu bu genetik analizler ayesinde biliyoruz.

Evrim teorisiyle birlikte taksonominin içerik anlami da degisti. Eskiden aralarindaki benzerliklere bakarak aslanla kaplani ayni familyaya koyan taksonomistler, bu benzerliklerin arkasinda tanrinin ilahi bir yaratilis planinin (benzerlik hiyerarsisi) oldugunu düsünürlerdi. Bugün ise artik aslanla kaplanin yakin akraba oldugunu, ortak atalarinin jeolojik zaman ölçeginde yakin bir zamanda yasamis olmasi gerektigini düsünüyoruz (örn. birkaç milyon yil önce). Kaplanin evrimi için bakiniz:
http://www.forevertigers.com/evolution.htm

Sempanzeyle, özellikle de yavru sempanzeyle insanin benzerligi evrim teorisinden çok önce dikkatleri çekmisti. Genel biçim benziyor, iç organlar ayni, yüz mimikleri benziyor, beslenme aliskanliklari benziyor, hatta kabile savaslari bile benziyor. insanlar o zaman bu benzerligi neye yoracaklarini bilememislerdi.

Sokrates, ben sana öncelikle bir kaç modern biyoloji kitabi okumani, biyolojiyi ve evrim teorisini bir dogru dürüst ögrenmeni öneririm. örnegin Ernst Mayr'in "evrim nedir" adli kitabini önerebilirim. Evrim teorisini bu teoriyi yalanlamak için bin dereden su getirenlerden, Motorcu gibi tarikat reislerinden ögrenemezsin. Evrim teorisini çökertecegim diye garip detaylara baliklama dalmak yerine önce saglam bir üstbakis edin, evrimle ilgili bilim tarihini, 1940'dan sonraki genetik, moleküler biyoloji, bio-jeoloji ve fosilbilim alanlarindaki gelismeleri ögren. Modern biyolojide artik evrim olmadan hiçbir sey açiklanmiyor. istersen ABD'nin en iyi üniversitelerinde okutulan standart biyoloji kitaplarina bir bak:

Biology (Campbell & Reece)
http://www.amazon.com/Biology-Neil-Camp ... gy_b_img_a

Birkaç yila kadar bilim sempanzeyle insanin genetik benzerlikleri daha da detayli ortaya koyacak. Fakat evrim teorisine düsman olan dincilerin ne yapacagi belli: Bugüne kadar oldugu gibi, islerine gelmeyen her bilimsel bulguyu inkar edecek, onlari yalanlamak için ellerinden geleni yapacaklar. Ayni radyoaktiviteye dayali yas ölçümlerini kabul etmedikleri gibi.

Dincilerin önemli bir bölümü islerine gelmedigi için dünyanin 4,5 milyar düzeyinde yasi oldugunu, ve hatta kita kayma teorisini bile kabul etmiyor. Halbuki Güney Amerika'nin Afrika'dan yilda 2.5 cm kadar uzaklastigi artik ölçülebiliyor. Adam bu kaniti bile kabul etmiyor.

Anti-evrimci propagandalar ancak Türkiye ve ABD gibi ortalama bilimsel egitim düzeyinin düsük oldugu ülkelerde isler; Isveç, Norveç, Japonya, Fransa, Almanya gibi egitim düzeyinin daha yüksek oldugu ülkelerde enti-evrimci propaganda yaparsaniz size sarlatan gözüyle bakarlar.

Bilim ise geleni degil, gerçegi bulma meselesidir.

Eskiden hastaliklar ve dogal felaketler tanrilarin öfkesiyle açiklanirdi. Bugün artik bunlari doga kanunlariyla, virüsle bakteriyle, jeolojiyle açikliyoruz.

Orta Cagda kilise dünyanin yörüngesinin bilim degil, din meselesi oldugunda israr ediyordu. Galileo'dan, Newton'dan, modern astronomiden sonra artik bu safsatalara inanan kalmadi; sonunda katolik kilise bile onca insani iskenceden geçirdikten sonra modern fizigi ve astronomiyi kabul etmek zorunda kaldi. Bugün artik dünyanin yörüngesini dinsel dogmalarla degil, bilimle açikliyoruz.

Benzer sey simdi evrim teorisi için geçerlidir. Türlerin de, insanin da ortaya çikisi artik bir din degil, bilim meselesidir. Insanlarin biyoloji konusundaki bilimsel egitim düzeyi yükseldikçe anti-evrimcilik de anti-Galileoculuk gibi tarihe karisacaktir. Dincilerin bu gidise karsi yapabilecekleri tek bir sey var: insanlarin cahil kalmasi, evrim teorisini ögrenmemesi için ellerinden geleni yapmak, ki bütün güçleriyle yapiyorlar.

Nasil din bize bakterileri virüsleri DNA'yi kita kaymalarini anlatmiyorsa, insanin evrimini de anlatmaz. Tevrat kökenli yaratilis destani 3000 yillik eski Sümer destanlarindan alinmistir; bilimsel bir teori degil mitolojik bir destandir.

Tekrarliyorum: Evrimi bir yaratilis süreci olarak görürseniz bu teori tanri inanciyla çelismez; doga kanunlari da tanrinin kanunlaridir. Antik büyücülerin maharetlerine bakip da tanridan sipsak yaratma, sipsak yok etme, sapkadan tavsan çikarma benzeri sihirbazlik numaralari beklemeyin.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

her sey sorgulanabilir; dini dogmalar da!

İletigönderen mustafat » Cum Eyl 05, 2008 13:01

SOKRATES yazdı:mustafat,
Toplumda dini yanlış anlayan ve algılayan insanların varlığı ve yaptıkları beni alakadar etmez.
Nasıl bir Tanrı'ya inandığımı da sorgulayamazsın!(Soyut-somut meselesi)


Dini dogmalar dahil her sey sorgulanabilir, sorgulanmali da. çünkü sorgunun elestirinin olmadigi yerde yobazlik yetisir.

Bilim adamlari orta çagin dini dogmalarini sorusturmasalardi bugün hala dünyanin evrenin merkezi olduguna ve günesin dünya çevresinde döndügüne inanacaktik. Bakterileri virüsleri bilmeyecek, hastaliklari tanrinin öfkesiyle açiklayacaktik. içlerine seytan girdigi düsünülen cadi kadinlar iskenceden geçirildikten sonra canli canli yakilacakti.

Bugün evrensel insan haklari ve kadin erkek esitligi varsa bunlari da dini dogmalarin sorusturulmasina ve hatta kan pahasina bu dogmalarla mücadele edilmesine borçluyuz.

Sorusturulmasi gereken daha çok dini dogma var, hepsine sira gelecek.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

İletigönderen brd » Cum Eyl 05, 2008 13:48

Sokrates denen kara cahil, Motorcunun kopyala yapistiricisi birine cevap vermek icin fazla ugrasmamali bence. Biyoloji konusunda bilgili olan arkadaslar, konuyu ayrintili bir sekilde aciklamislar ama alacaklari cevap Motorcunun yalanlari ya da "biz maymun muyuz yani simdi gibi" aptalca sorular olmaya devam edecektir.

Konuyu carpitip, bilimden, bilimsel yöntemden uzaklastirip genis kitleleri yalanlari ile kandirmaya devam edecekler. Cahil kitleler, "maymun degil benim atalarim" diye dolanmaya devam edecek. Sonrada bakin halk bizim yanimizda, siz de halki hor görüyorsunuz, diye bu sefer ici bos kelle sayisina dayali cogunluklari ile atip tutacaklar.

Bu tip insanlara karsi bilimsel gercekleri savunmanin yani sira, bunun aslinda bilimsel bir tartisma degil politik bir tartisma oldugunu da unutmamak lazim gerekir diye dusunuyorum.

Bu insanlarin bilimle isi yok, halki koyun yapip güdelim istiyorlar, arada da Sokrates gibi kendini cobanin bekci köpegi gibi görenler cikiyor, ama aslinda o da ayni koyunlar gibi eninde sonunda cobanin elindeki bir oyuncak.
Kullanıcı küçük betizi
brd
Üye
Üye
 
İletiler: 179
Kayıt: Pzr Eki 28, 2007 23:53

İletigönderen jejo » Cum Eyl 05, 2008 14:14

arkadaslar, oncelikle bu konudaki tartismanin kalitesi ve derinligi cok hosuma gitti; seviyeli bir forum bu, arastiran, egitimli uyeleri var bu forumun. ancak bir sey de canimi sikti; baska gorus ve inancta olan insanlara (siz bunlara cahil, egitimsiz, motorcu, fettullahci, vs diyin) karsi alinan cok kati ve hakarete varan tavir. bu insanlarin icinde muhakkak art niyet gudenleri vardir elbet, ama hepsi de oyle degil. bazilari bilmediklerinden yahut okumadiklarindan belli bir inanca sahip oluyorlar. onlari kazanim "senin dusuncen yanlis, sen bilmiyorsun" sekliyle olmuyor. bilimsel gercekler aciktir, nettir ama insan, insan dogasi baskadir. insani kazanmak, onu yonlendirmek ayri bir sanattir. yuzune gercekleri vurarak bir insani ve fikirlerini altetmek bi kazanim degildir bence, hele bu keskin bir tonda yapiliyorsa. asil olan insani kazanmaktir, dusunceleriniz karsit da olsa... iste zor olan budur. bu memlekette egitimsiz-cahil bir cogunluk varsa ve onlarin oylari ile bu memleketin kaderi sekillenecekse hepsinin universite mezunu olmasini bekleyemeyiz (hos universite mezunu olmak da sart degildir "egitimli" olmak icin ama). onlari kazanmanin yollarini aramaliyiz. hosgoru iyi bir baslangic olabilir.

biraz konunun disina ciktim, kusura kalmayin.
Kullanıcı küçük betizi
jejo
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 50
Kayıt: Pzt Tem 14, 2008 15:15

İletigönderen maydonos » Cum Eyl 05, 2008 14:17

bilim caginda bu kafa yapisi pes dogrusu.bilimsel tartisma yapmak gercekten siki bir alt yapi gerektirir ve onemlidir. goruyorumki din vurgusu burayada sicramis cok uzucu bence .iki ayri konun ve taban tabana zit iki konun boyle cahilce tartisildigini ilk kez goruyorum.site yonetimindeki arkadaslardan sap ve samani ayiramayanlara yardimci olmalari dilegiyle..kolay gelsin..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

yaratilis bir teori degil mitolojik efsanedir

İletigönderen mustafat » Cum Eyl 05, 2008 14:30

Çetin Taş yazdı:Yaratılış Teorisi'ne inanmıyorum.
Bütün bir insanoğlunun Adem ve Havva'dan çoğalamayacağının matematiksel hesabı da ortadadır,genetikçilerin bulduğu gerçekler de ilginenenler tarafından rahatlıkla internette bulunabilir.İlgilenen arasın bulsun.


Bir hatirlatma yapmak istiyorum.

Halk dilinde "teori" kelimesi varsayim anlaminda kullanilir. Bilim dilinde ise teori bilimsel veriler ve gözlemlerle desteklenen açiklamalar demektir. örnegin Newton'un yerçekimi teorisi, Einstein'in relativite teorisi gibi. Bunlar bilimsel verilerle desteklenmis, böylece hipotez olmaktan çikip teori haline gelmis açiklamalardir. Bilim dilinde varsayima hipotez denir.

Evrim, yani canlilarin içinde bulunduklari çevre sartlarina bagli olarak nesiller içinde genetik degisim geçirmesi fosiller ve canli gözlemlerle desteklenmis bilimsel bir gerçektir. Artik bazi böcekler, sinekler, bakteri virüs gibi hizli evrim geçiren canlilarin nesiller içindeki genetik degisimi laboratuvar ortaminda gözlenebiliyor. Daha yavas evrim geçiren canlilarin ise nesiller milyon yillar içinde degistigini fosillerden anliyoruz. Bu konuda genetik ve moleküler biyolojiden de bazi veriler geliyor.

Darwin'in evrim teorisi, daha dogrusu bu teorinin 1940'lardan sonra olusturulan modern sentezi ise bu degisimin mekanizmalarini açiklayan, bilimsel verilerle desteklenmis bilimsel bir teoridir. Evrimin en önemli mekanizmalari dogal seleksiyon ve mutasyondur. Evrim teorisi bize canlilarin nasil ve neden degisim geçirdigini, yeni irklarin ve türlerin nasil ortaya çiktigini açikliyor.

"Yaratilis" bir bilimsel teori degildir, hiçbir bilimsel kanita dayanmaz. Tam tersine, sembolik olmaktan çikarip kelime kelime yorumlamaya kalkarsaniz bir çok bilimsel veriyle çelisir. Kuran ve Incil'deki yaratilis destani Tevrat'tan alinmistir. Tevrat ise bunlari 3000 yillik eski mitolojik Babil/Sümer destanlarindan devralmistir. Nuh gemisi destaninin da orjinali Sümerlere dayanir (Gilgamis).

ilk defa ABD'nin köktendinci evangelistleri kasitli olarak, sanki bilimsel bir teori havasi vermek için dini yaratilis destanini "yaratilis teorisi" adiyla piyasaya sürdüler.

Evangelistler önce bilimsel evrim teorisini biyoloji kitaplarindan çikartmaya, bu teorinin okullarda okutulmasini yasaklamaya çalismislardi. Bazi tutucu ve gerici güney eyaletlerinde basarili da oldular. Ancak sonra bazi okullar mahkemelik oldu ve ABD'nin federal mahkemesi okullarda bilim derslerinde dini destan degil, bilim ögretilmesi gerektigi kararini verdi. Dini konular ise kilisede ögretilebilirdi.

Evrim teorisini yasaklayamayacaklarini gören kurnaz evangelistler bu sefer taktik degistirdiler. Dini yaratilis destanini bir bilimsel teori kiliginda (yaratilis teorisi, akilli tasarim vs.) biyoloji derslerine alternatif bir teori olarak monte etmeye ugrastilar. Yine ortalama egitim düzeyinin düsük oldugu tutucu bazi güney eyaletlerinde basarili oldular, ama bu dümen de federal mahkemeden geri tepti. Federal mahkeme yaratilis veya akilli tasarim benzeri sözde teorilerin aslinda bilimsel teoriler olmadigina, bilimsel verilere degil dinsel inançlara dayandigina karar verdi.

ABD'nin kuruculari gibi anayasasi da laiktir, özgür düsünceye ve laik bilime önem verir. Bu yüzden ABD'nin evangelistleri de ayni bizim siyasi islamcilar gibi anayasayla kavgalidir, laikligi sulandirmanin yöntemlerini ararlar.

Kaynak:
Evolution vs. Creationism: An Introduction (Paperback)
http://www.amazon.com/Evolution-vs-Crea ... gy_b_img_a
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

ya kasit, ya da duygusal

İletigönderen mustafat » Cum Eyl 05, 2008 14:58

brd yazdı:Sokrates denen kara cahil, Motorcunun kopyala yapistiricisi birine cevap vermek icin fazla ugrasmamali bence. Biyoloji konusunda bilgili olan arkadaslar, konuyu ayrintili bir sekilde aciklamislar ama alacaklari cevap Motorcunun yalanlari ya da "biz maymun muyuz yani simdi gibi" aptalca sorular olmaya devam edecektir.

Konuyu carpitip, bilimden, bilimsel yöntemden uzaklastirip genis kitleleri yalanlari ile kandirmaya devam edecekler. Cahil kitleler, "maymun degil benim atalarim" diye dolanmaya devam edecek. Sonrada bakin halk bizim yanimizda, siz de halki hor görüyorsunuz, diye bu sefer ici bos kelle sayisina dayali cogunluklari ile atip tutacaklar.

Bu tip insanlara karsi bilimsel gercekleri savunmanin yani sira, bunun aslinda bilimsel bir tartisma degil politik bir tartisma oldugunu da unutmamak lazim gerekir diye dusunuyorum.

Bu insanlarin bilimle isi yok, halki koyun yapip güdelim istiyorlar, arada da Sokrates gibi kendini cobanin bekci köpegi gibi görenler cikiyor, ama aslinda o da ayni koyunlar gibi eninde sonunda cobanin elindeki bir oyuncak.


Sayin brd, Sokrates'in kara cahil oldugunu düsünmesem de genel olarak size katiliyorum. Sokrates burada sanki Motorcunun sözcüsü gibi davraniyor. Hatta onun Motorcu tarafindan görevlendirilmis bir propaganda sorumlusu bile olabileceginden kuskulaniyorum.

Bence iki ihtimal var: Ya Sokrates gerçekten Motorcunun sözcüsü, ya da bir takim dini inançlari yüzünden tam anlamiyla bilimsel düsünemiyor, ise inançlarindan gelen duygularini katiyor, bunun sonucu da dincilere bilmeden alet oluyor. çünkü Motorcu gibileri hangi duygulara çalisacaklarini çok iyi biliyorlar, o yüzden de evrim deyince insanlara antipatik gelen bu saptirilmis "maymundan gelme" meselesini ortaya atiyorlar.

Bu suna benziyor: Diyelim ki çok sevdiginiz, Kurtulus savasinda sehit olduguna inandiginiz bir büyük dedeniz var. Ben ise dogrudan sizle baglantisi olmayan herhangi bir nedenle dedenizin aslinda sehit falan olmadigini, tam tersine, Ingilizlerle isbirligi yaptigini bütün kanitlariyla ortaya koyuyorum. Duygulariniz nedeniyle bana inanmak istemezsiniz; dedeniz hakkindaki fikirlerinizi degistirmek yerine benle mücadele eder, bana kötü bir gözle bakmaya baslarsiniz.

Sokrates de Allah'i doga kanunlariyla degil mucizelerle sipsak yaratan bir varlik olarak düsünmek istiyor olabilir. Veya insanin bütün diger canlilarin üstünde Allah'in özenerek yarattigi sevgili kulu olduguna inanmak istiyordur. O yüzden de sempanzeyle atalarimizin ortak oldugunu kabullenemiyor olabilir.

Sokrates'e sunu sormak gerekir: Genç bir bayan ögretmeni önce tecavüz edip sonra 7 yerinden biçaklayarak katleden bir Ümraniye canisi veya Hitler'le ayni soydan gelmeyi kabullenebiliyorsun da neden sempanzeyi kabul edemiyorsun?

Ben sahsen ümraniye canisi olmaktansa ormanda kendi halinde yasayan bir sempanze olmayi tercih ederdim.

Bir AKP propagandacisi gibi yazan Sokrates'e her konuda cevap yetistirmeye ugrasmanin bos lafazanlik ve zaman kaybi olacagi konusunda sizle hemfikirim. Belki de Sokrates bilerek, tuzak niyetine ortaya bize zaman kaybettirecek polemikler atiyordur. Ben artik diger siyasi konularda Sokrates'e cevap yazmiyorum. Fakat özel bilgi ve ilgi alanima giren evrim konusunda meydani bos birakmanin iyi olmayacagini düsünüyorum. Bu evrim polemikleri diger okuyucularin da konu hakkinda bilgi edinmesi için belki bir firsat olabilir.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

İletigönderen Çetin Taş » Cum Eyl 05, 2008 16:46

Halk dilinde "teori" kelimesi varsayim anlaminda kullanilir. Bilim dilinde ise teori bilimsel veriler ve gözlemlerle desteklenen açiklamalar demektir. örnegin Newton'un yerçekimi teorisi, Einstein'in relativite teorisi gibi. Bunlar bilimsel verilerle desteklenmis, böylece hipotez olmaktan çikip teori haline gelmis açiklamalardir. Bilim dilinde varsayima hipotez denir.

Ben bu teori tanımına ufak bir ek yapmak ihtiyacı hissettim mustafat arkadaş.Nihayetinde bilimsel veriler ve gözlemlerle desteklenen açıklamaları fiziksel olarak da gerçekleştirdiğinizde TEORİ olur KANUN.
Newton'un YERÇEKİMİ TEORİSİ'de bir zamanlar öyleydi ama 1.,2.,3. KANUN'a dönüşeli epey bir zaman oldu diye biliyorum.
Einstein'ın relativite teorisinin de en büyük dayanağı MATEMATİKSEL HESAPLAMALARIN kusursuzluğudur.Ama henüz bu relativite teoreminden faydalanılarak en basit söyleyişi ile sözgelimi ZAMANDA YOLCULUK gerçekleştirilemediğinden halen bu matematiksel olarak ispatlanmış açıklamayı KANUN olarak adlandıramıyoruz.

Yukarıda bir arkadaşım daha değinmiş.
Beni tanıyanlar biliyor.Fettullah Gülen'den de,Motorcu Hoca'dan da-nam-ı diğer Mehdi Bozuntusu-nefret ederim.En ufak saygı duymam.Onların gözünde de benim gibi adamlara zerre kadar değer vermediklerini bu kadar senenin tecrübesi ile biliyorum.

Buna rağmen bu adamların destekleyicileri eğer KAZA İLE BU TARTIŞMA FORUMU'na düşmüşlerse-ki çok sık yaşamayız böyle durumları-ya da siz onları fikirsel olarak desteklediğini düşündüğünüz kişiler ile tartıştığınıza inanıyorsanız;bu kişileri FİKİRLERİNİZLE yenmeyi deneyin lütfen.Karşı tarafı CAHİL ve diğer hakaret kelimeleri ile suçlamak sizleri haklı iken haksız yapar.Bundan hiç şüpheniz olmasın.

Devam arkadaşlar.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen SOKRATES » Cum Eyl 05, 2008 19:16

Arkadaşlar, sanırım hoşgörü dozu gitgide azalıyor nu sitede, bir teist ile ateistin güldüren diyaloğu isim li topikte herhangi bir kasıt ve art niyyet olmadan kilitlenmesi gerçekten sizin dine bakış açınızın ne kadar katı ve sizinle tartışmanın ne kadar yersiz olduğunu gösteriyor.

Kafanızı kuma gömmüş, muhteşem ayrıntılarla yaratılan ve TAM DA İNSANLARIN YAŞAMASINA UYGUN BULUNAN dünyamızı tesadüflerin, rastlantıların var ettiğine inanıyorsunuz!

Bu ülke de müslümanlar inanın bana sizden-yani kendine çağdaş etiketi vurmuş sözde ilericilerden bin kat daha demokrat ve anlayışlıdır, üstelik müslümanların o kadar kusuru bulunmasına rağmen, bir an için cidden sizinle tartışılabilir, en azından ÇETİN TAŞ BEY gibi fikirlerde zıt olsak bile, demokrasi gereği farklı zıt fikirleri özgürce tartışabileceğimizi düşündüm.

İçinizden hepinizi kastetmiyorum ama bazılarınız fikir ortaya koyacağı yerde aklı sıra Admin ve Modları maniple ediyor!
Beyler bu sitede bulunuş amacım farklı, daha önce de yazdım ama almıyor mnedense beyincikleriniz!!!

Motorcuyu tanımam, beni görevlendirmesi asla sözkonusu olamaz!
Kaldı ki o hareket dünya çapında son derece etkili bir şekilde yapacağını yapıyor! Benim burda yazmamın amacı ise sadece tartışmak, hem kendimizin hem de savunduğumuz görüşlerin eksik yanlarını görebilmek, ama işi ajite edip, vurun bunun kellesini tarzında yaklaşımları gördükçe, evrim vs konuşmadan önce ilk iş olarak insanlığımızı düzeltmeliyiz diye düşünüyorum!
Bakıyorum topiklerdeki saçmalıklara, video çöplüğüne dönüşecekmiş de vs vs. Yahu topik ömrünü doldurup kilitlenip silindiğinde zaten bunlar çöpe gidecek, hem ayrıca modların işini de siz yapmaya kalkmayın!
Çok biliyorsunuz ya işte aklınız sıra modları maniple ediyorsunuz!

BENİM HİÇ UMRUMDA DEĞİL BURDA YAZMAK YA DA BAŞKA BİR FORUMDA YAZMAK, SİZ DAHA YENİSİNİZ BU FORUMDA BEN İSE İLK AÇILDIĞINDAN BERİ BURDAYIM,İŞLERİM GEREĞİ FAZLA KATILIM GÖSTEREMEDİM O AYRI YAKINDA YİNE GİDECEĞİM NASIL OLSA!

Yani alın forumunuzu kendiniz çalın kendiniz oynayın diyebilirim ama içinizdeki bazı kimselerin seviyesine düşmeyeceğim!

Gelelim maymun genomu yalanına, İşte bilim adamlarının açıklamalarıyla bu yalanın arka planı:


Evrimciler, 2001 yılında açıklanan İnsan Genom Projesi sonuçlarının "gerçekten de canlılar arasında akrabalık yakınlıklarını yansıtacak biçimde büyük bir genom benzerliği olduğunu gösterdiğini ve insan genomu ile şempanze genomunun %98'den fazla benzerlik gösterdiğini" iddia etmişlerdir. (Bilim ve Yaratılışçılık, s. 24 UBA) Bu %98 benzerlik iddiası, evrimcilerin en önemli propaganda malzemelerinden biridir ve evrimci yayınlarda sık sık kullanılır. Ne var ki,


1) Ne var ki belirtildiği gibi, şempanze genomu hakkındaki çalışmalar henüz başlatılmamıştır. Dolayısıyla, insan genomu ile şempanze genomu arasında sağlıklı bir kıyas yapmak mümkün değildir.

2) Ayrıca, daha önce de söz edildiği gibi, moleküler kıyaslamalar sonucunda elde edilen veriler, çoğu zaman evrimcilerin beklentileri ile çelişmektedir, dolayısıyla iki canlı türü arasında moleküler benzerlik bulunması, o canlıları birbirlerinin evrimsel akrabası olarak kabul etmek için yeterli değildir.

3) Tüm bunların dışında belirtilmesi gereken bir başka önemli nokta, yakın zaman önce yapılan bazı analizler sonucunda insan ve şempanze arasındaki farklılığın bilinenin en az üç katı olduğunun anlaşılmış olmasıdır. Söz konusu araştırmada, evrimci yayınlarda (örneğin UBA kitapçığında) iddia edildiği gibi insanlar ve şempanzelerin genetik yapısının "%98 benzer" olmadığı ve genetik benzerliğin %95'ten öteye gitmediği belirtilmektedir. CNN'in web sayfasında 25 Eylül 2002 tarihinde yayınlanan "Humans, chimps more different than thought" (İnsanlar, şempanzeler düşünüldüğünden daha farklı) başlıklı yazıda bu araştırmanın sonuçları şöyle haber verilmiştir:

Yapılan yeni genetik araştırmaya göre, insanlar ve şempanzeler arasında bir zamanlar inanıldığından çok daha fazla farkılık var.

Biyologlar uzun bir süre şempanzelerin ve insanların genlerinin %98.5 benzer olduğunu savundular. Ancak California Institute of Technology biyologlarından Roy Britten, bu hafta yayınlanan çalışmada, genleri karşılaştırmak için kullanılan yeni bir yöntemin insanlar ve maymunların arasındaki genetik benzerliğin yalnızca %95 oranında olduğunu gösterdiğini açıkladı.

Britten, araştırmasını, insan DNA zincirindeki 3 milyon baz çiftinden 780.000 tanesini şempanzelerinki ile karşılaştıran bir bilgisayar programına dayandırdı. Daha önceki araştırmacıların bulduklarından daha fazla birbirine benzemeyen bölüm buldu ve DNA bazlarının en az %3.9 oranında farklı olduğu sonucuna vardı.

Bu durum onu, türler arasında yaklaşık %5 oranında genetik bir farklılık olduğu sonucuna götürdü.

Darwinizm'e olan koyu bağlılığı ile tanınan İngiliz bilim dergisi New Scientist de aynı konuyu 23 Eylül 2002 tarihli internet haberinde "Human-Chimp DNA Difference Trebled" (İnsan-Şempanze Genetik Farkı Üç Katına Çıktı" başlığıyla haber yaptı:

İnsan ve şempanze DNA'ları arasında yapılan yeni karşılaştırmalara göre, eskiden düşünüldüğünden daha eşsiziz. Uzun bir süre, en yakın akrabalarımız ile genetik yapımızın %98.5 benzeştiği görüşü savunuldu. Şimdi bunun yanlış olduğu ortaya çıkıyor. Gerçekte, genetik yapımızın %95'den daha az kısmını paylaşıyoruz, şempanzeler ile aramızdaki farklılık düşünüldüğünden 3 kat daha fazla.

Ortak Tasarım

Peki insanların DNA'larının %95 oranında da olsa şempanzelerinkine benzemesi ne anlama gelmektedir? Bu soruyu cevaplamak için, insan ile başka canlılar arasında yapılan diğer bazı karşılaştırmalara da bakmak gerekir.

Bu karşılaştırmalardan biri, insan ile nematod filumuna bağlı solucanlar arasında yapılmış ve %75 benzerlik gibi ilginç bir sonuç ortaya çıkmıştır. Öte yandan bazı proteinler üzerinde yapılan analizler de, insanı çok daha farklı canlılara yakın gibi göstermektedir. Cambridge Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yaptığı bir çalışmada, kara canlılarının bazı proteinleri karşılaştırılmaktadır. Hayret verici bir şekilde, yaklaşık bütün örneklerde insan ve tavuk, birbirlerine en yakın akraba olarak eşleşmişlerdir. Bir sonraki en yakın akraba ise timsahtır.


Richard Owen
Tüm bu tablonun gösterdiği gerçek ise şudur: İnsan ve diğer canlılar arasında genetik benzerlikler bulunmaktadır. Ama bu benzerlikler herhangi bir "evrim şeması" ortaya çıkarmamaktadır.

Bu genetik benzerliklerin var olması ise, son derece doğal, hatta kaçınılmazdır. Çünkü insan bedeni de diğer canlılarla aynı malzemeden, aynı elementlerden oluşur. İnsanın soluduğu hava, yediği besinler, içinde yaşadığı iklim hayvanlarınkiyle aynıdır. Dünya üzerindeki tüm yaşam "karbon bazlı"dır; yani karbon atomunun kurduğu kimyasal bileşiklerle inşa edilmiştir. Dolayısıyla insan da diğer canlılarla benzer proteinlere ve bunların genetik kodlarına sahiptir. Ama bu, insanın diğer canlılarla ortak bir kökenden geldiği, onlardan evrimleştiği gibi bir anlam taşımaz.

Nitekim, farklı canlılar arasında yapılan genetik karşılaştırmalar, 150 yıllık evrim ağacını alaşağı etmiş durumdadır. Peki bu durumda canlılardaki benzer yapıların bilimsel açıklaması nasıl yapılabilir? Bu sorunun cevabı, Darwin'in evrim teorisi bilim dünyasına hakim olmadan önce verilmişti. Canlılardaki benzer yapıları ilk kez gündeme getiren Carl Linneaus ya da Richard Owen gibi bilim adamları, bu yapıları "ortak tasarım" örneği olarak görmüşlerdi. Bu açıklamaya göre benzer organlar veya benzer genler, ortak bir atadan tesadüfen evrimleştikleri için değil, belirli bir işlevi görmek için bilinçli bir şekilde tasarlanmış oldukları için benzerdir.

Modern bilimsel bulgular ise, benzer organlar için ortaya atılan "ortak ata" iddiasının tutarlı olmadığını ve yapılabilecek yegane açıklamanın söz konusu "ortak tasarım" açıklaması olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, canlılar ortak bir planla yaratılmışlardır.
"Ey millet! Allah birdir, Şanı, büyüktür. Allah�ın selameti, atifeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur�ani azimüşşandaki husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa hakikate tamamen uyuyor.ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
SOKRATES
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Çrş Nis 04, 2007 20:59

İletigönderen rafet » Cum Eyl 05, 2008 19:55

Bence is fikraya kalirsa SOKRATES kesin kaybedersin.

Odunlugu kimseye birakacaginizi sanmiyorum.

Ramazan geldi, yine oruc tutmuyorsun, sigara iciyorsun saldirilari basladi.
Bu mu Muslumanlik?
Dunyaya boyle mi kendinizi tanitacaksiniz?

Gercek, samimi muslumanlarin bu Islam saticilarina dur demesi lazim.
Bunun yolu da gercekten laiklige inanmaktan, hosgoruden gecer.

Muslumanlar bu hosgoruyu icsellestirmedikce, Islamin kullanilmasina izin verdikce
daha cok tartisir, cok sorunlar icinde bocalar dururuz.
Kullanıcı küçük betizi
rafet
Üye
Üye
 
İletiler: 185
Kayıt: Sal Kas 06, 2007 2:07

relativite, teori, kanun...

İletigönderen mustafat » Cum Eyl 05, 2008 20:11

Çetin Taş yazdı:
Halk dilinde "teori" kelimesi varsayim anlaminda kullanilir. Bilim dilinde ise teori bilimsel veriler ve gözlemlerle desteklenen açiklamalar demektir. örnegin Newton'un yerçekimi teorisi, Einstein'in relativite teorisi gibi. Bunlar bilimsel verilerle desteklenmis, böylece hipotez olmaktan çikip teori haline gelmis açiklamalardir. Bilim dilinde varsayima hipotez denir.

Ben bu teori tanımına ufak bir ek yapmak ihtiyacı hissettim mustafat arkadaş.Nihayetinde bilimsel veriler ve gözlemlerle desteklenen açıklamaları fiziksel olarak da gerçekleştirdiğinizde TEORİ olur KANUN.
Newton'un YERÇEKİMİ TEORİSİ'de bir zamanlar öyleydi ama 1.,2.,3. KANUN'a dönüşeli epey bir zaman oldu diye biliyorum.
Einstein'ın relativite teorisinin de en büyük dayanağı MATEMATİKSEL HESAPLAMALARIN kusursuzluğudur.Ama henüz bu relativite teoreminden faydalanılarak en basit söyleyişi ile sözgelimi ZAMANDA YOLCULUK gerçekleştirilemediğinden halen bu matematiksel olarak ispatlanmış açıklamayı KANUN olarak adlandıramıyoruz.


Gerçek, teori, kanun ... (fact, theory, law) bkz:
http://chemistry.about.com/od/chemistry ... theory.htm

Einstein "general relativity theory" (buradaki theory kelimesi kanitlanmis hipotez degil teorik bilgi anlamina geliyor) adli ünlü makalesini yayinladiginda tabi ki henüz hiçbir bilimsel gözlem bu hipotezi desteklemiyordu.

Fakat genel relativite sonradan birçok alanda test edildi. Bunlarin en ünlüsü isigin yerçekimi etkisiyle egilmesidir. Einstein'in relativitesi isigin yerçekimi etkisiyle kirilacagini öngörüyordu, yapilan deneyler bunun gerçekten de böyle oldugunu gösterdi. Relativite de ancak bu testlerden sonra hipotezlikten çikip teori niteligini kazandi.

bakiniz:
http://en.wikipedia.org/wiki/Tests_of_g ... relativity
http://einstein.stanford.edu/SPACETIME/ ... deflection

Kanun (law) kelimesi genellikle bilimsel olarak gözlenmis, genel matematiksel iliskiler için kullanilir. Fakat kanunun teori gibi bir açiklama degeri yoktur; kanun bir seyin nedenini nasilini açiklamaz.

örnegin Newton'un yerçekimi kanunu bize kütlelerin biribirini aradaki mesafenin karesiyle ters orantili bir güçle çektigini söyler. Fakat bu kanunun bir açiklama degeri yoktur; kütlelerin biribirlerini nasil ve neden çektigini açiklamaz. Bu bugün bile halen tam olarak açiklanamiyor.

Evrim teorisinin ise bir açiklama degeri vardir. Bugün artik bir gerçek (fact) olarak kabul edilen evrimin, yani türlerin nesiller içinde genetik yapilarinin degismesinin nasilini ve nedenlerini açiklar. En önemli mekanizmalar olarak da dogal seleksiyonu ve mutasyonu ileri sürer. Fakat evrim teorisi evrimin bütün mekanizmalarini kapsadigini iddia etmez.

Fakat tabi ki bilimde (dinden farkli olarak) mutlak gerçek, mutlak teori diye bir sey yoktur. Bir teori yeni elde edilen bilimsel verilerle çelisirse ya degistirilir, ya da iptal edilir. örnegin Einstein'in relativitesi bize Newton'un klasik fizlik teorisinin (güç, ivme, kütle, hiz vs.) isik hizina yakin yüksek hizlar ve yüksek yercekimi degerlerinde geçerli olmadigini göstermistir.

Hatta mutlak kanun bile yoktur; bir kanun ancak istisnasi bulunmadigi sürece genellenebilir.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

genetik benzerlikler, modern biyoloji

İletigönderen mustafat » Cum Eyl 05, 2008 21:02

SOKRATES yazdı:1) Biyologlar uzun bir süre şempanzelerin ve insanların genlerinin %98.5 benzer olduğunu savundular. Ancak California Institute of Technology biyologlarından Roy Britten, bu hafta yayınlanan çalışmada, genleri karşılaştırmak için kullanılan yeni bir yöntemin insanlar ve maymunların arasındaki genetik benzerliğin yalnızca %95 oranında olduğunu gösterdiğini açıkladı.
...
2) Nitekim, farklı canlılar arasında yapılan genetik karşılaştırmalar, 150 yıllık evrim ağacını alaşağı etmiş durumdadır. Peki bu durumda canlılardaki benzer yapıların bilimsel açıklaması nasıl yapılabilir? Bu sorunun cevabı, Darwin'in evrim teorisi bilim dünyasına hakim olmadan önce verilmişti. Canlılardaki benzer yapıları ilk kez gündeme getiren Carl Linneaus ya da Richard Owen gibi bilim adamları, bu yapıları "ortak tasarım" örneği olarak görmüşlerdi. Bu açıklamaya göre benzer organlar veya benzer genler, ortak bir atadan tesadüfen evrimleştikleri için değil, belirli bir işlevi görmek için bilinçli bir şekilde tasarlanmış oldukları için benzerdir.
...
3) Modern bilimsel bulgular ise, benzer organlar için ortaya atılan "ortak ata" iddiasının tutarlı olmadığını ve yapılabilecek yegane açıklamanın söz konusu "ortak tasarım" açıklaması olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, canlılar ortak bir planla yaratılmışlardır.


Sokrates, yukarida ekledigim yorumlarina tek tek yanit vermeye çalisacagim.

1) binbir pazarlik, direnme ve ayak sürümeyle sonunda %95'e razi oldun demek! Eh, bu da bir basaridir. Daha önce yazdigim gibi, rakamin kendisi, %95 olmus, %98 olmus önemli degildir, farkli hesap yöntermlerinde farkli rakamlar ortya çikabilir. önemli olan ayni hesaplama yöntemiyle ortaya çikan göreceli benzerliklerdir.

Farkli DNA'lar arasindaki genetik benzerlikler, genetik haritalar çikarilmadan önce de, daha 1960'lardan itibaren bazi kimyasal yöntemlerle (örn. DNA hibridizasyonu) tesbit edilebiliyordu. Bu yöntemlerin hassasiyet degeri bilgisayar destekli modern genetik harita analizlerinden tabi ki daha düsüktü, ancak yine de göreceli genetik benzerlikler için iyi bir fikir veriyordu.

2) Taksonomi biliminin kurucusu Carl Linneaus 1778'de, Richard Owen ise 1892'de ölmüs bilim adamlaridir.

http://en.wikipedia.org/wiki/Carolus_Linnaeus
http://de.wikipedia.org/wiki/Richard_Owen

Carl Linneaus'un zaten Darwin'in evrim teorisinden hiç haberi olmamisti. Richard Owen'in ise 1940'lardan sonra gelisen genetik biliminden, moleküler biyolojiden haberi yoktu. Yani Richard Owen, Darwin'in evrim fikrinin kalitimi açiklayan genetik bilimiyle birlesip bilim dünyasinda geçerli bir teori haline geldigini, evrim teorisinin modern sentezini falan görmemisti.

Simdi kalkmis modern biyolojinin bulgularindan haberi olmayan bu kisilerin dediklerini referans gösteriyorsun. Bu Newton sunu demistir diye Einstein'in relativitesini yalanlamaya benziyor, bu derece ümitsiz bir mantik.

Sen 150 yil öncesinin degil bugünün biyologlari ne diyor ona bak. Bugünün biyologlarinin ne dedigini önceki mesajimda da belirttigim gibi, bugünün çagdas üniversitelerinin biyoloji kitaplarinda bulabilirsin. Motorcu ve evangelist safsatalariyla beynini bulandirma, açip dogru dürüst bir biyoloji kitabi oku.

örnegin Berkeley üniversitesinin sitesi, öneririm:

Understanding Evolution
http://evolution.berkeley.edu/

3) Kusura bakma ama burada yazdigin düpedüz yalan, tipik bir cahil kandirma propagandasi. Hangi modern bulgular "ortak ata" iddiasının tutarlı olmadığını gösteriyormus, bunu hangi bilimsel kitaptan veya makaleden okudun bir açikla bakalim.

Umuyorum ki kendin bile bile yalan söylemiyor, düsünmeden papagan gibi motorcu benzeri kisilerin yazdiklarini tekrarliyorsundur. En azindan saflik dinci cingözlükten daha affedilir bir kusurdur.

Aç lütfen modern biyoloji kitaplarini bir oku, kendi söyledigini kendin test et. Modern üniversitelerin biyoloji fakültelerinin ders programlarina bak, hepsi internette.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

İletigönderen SOKRATES » Cum Eyl 05, 2008 21:33

Kendinizin bile okumadığı yabancı internet sitelerini bana kaynak olarak gösteriyorsunuz, benim söylediğim şeylerin kıymet-i harbiyesi olmuyor öyle mi?

Bir kere yüzde 95 benzerlik oranı, insan genomunun tamamıyla ve de maymun genomunun tamamıyla karşılaştırılmasından elde edilmiş bir sonuç değildir!

Sadece gerek insanlarda gerekse de maymunlara bulunan benzer ortak proteinlerden yola çıkılarak yapılmış bir genellemedir!

Aslında hemen hiçbir bilimsel değeri de yoktur.
Kaldı ki aynı genellemeyle yüzde 75 de nematod'a benzerliğimiz var.

Defalarca söyledim ama anlamıyorsunuz ki,
Karbon temelli dünyada aynı yapıtaşlarından yaratılan canlıların birbirine genetik benzerliği ASLA EVRİMİN DELİLİ OLAMAZ!
Neden mi?
Çünkü bir kere insan ırkları arasında bile çok farklar var, Zencisinden,beyazına,asyalısından,danimarkalısına varana dek çok farklılıklar var.
Yani sizin genellemenize göre bu insanlar birbirlerine yüzde yüz benzerdir genetik olarak öyle mi?
Tabii ki hayır!
Küçük bazı genlerde veya dizilimde olan farklılık bile Zenciyi,Danimarkalı yaparken, yüzde 95 benzerlik iddiası o kadar gülünç ve alay edilecek bir orandır ki bilimsel açıdan bunun hiçbir değeri yoktur.
"Ey millet! Allah birdir, Şanı, büyüktür. Allah�ın selameti, atifeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur�ani azimüşşandaki husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa hakikate tamamen uyuyor.ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
SOKRATES
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Çrş Nis 04, 2007 20:59

İletigönderen saprofit » Cum Eyl 05, 2008 21:53

sokrates ya yalan soyluyorsun ya da bu konuda tek bildigin motorcunun sacmaliklari. sempaze genomu senin iddia ettiginin aksine onceden de soyledigim gibi 2005 yilinda "tamamen" sekans edildi ve insan genomuyla genome seviyesinde yuzde 95 ayni oldugu gosterildi!!! Referansini da verdim. "Chimpanzee Sequencing and Analysis Consortium (2005). "Initial sequence of the chimpanzee genome and comparison with the human genome". Nature 437: 69–87.

Ayrica hala temelsiz ve kaynaksiz olan "c.elegans nematoduyla insanin genomunun yuzde 75 homologdur" palavrasina devam ediyorsun! Buyur hodri maydan, bu yuzde 75 benzerligin oldugunu bilimsel olarak kanitlayan "hakemli makale"yi buraya referans olarak koy, hepimiz ogrenmis olalim.
Kullanıcı küçük betizi
saprofit
Üye
Üye
 
İletiler: 10
Kayıt: Cum Oca 11, 2008 20:29

İletigönderen SOKRATES » Cum Eyl 05, 2008 22:14

Bahsettiğin kaynak, zaten kökten evrimci bir kaynak, bana tarafsız kaynaklardan delil getir.
Üstte yazdığım mesajda canlıların ortak yapıtaşlarından yaratıldığı ve benzer yaşam koşullarında yaşadığı için aralarında genetik benzerlikler olacağını söyledim bu iddiam hala geçerlidir.
Maymunun da mitekondrisi, ribozomu, kolu,bacağı var ve bunların nerde olacağı vücudunun genel yapısı vs insanlara benzediği için elbetteki genetik olarak bir benzerlik olacak ama bu benzerlik asla evrime delil olmaz.
Olsa idi, zaten evrim sürecinin günümüzde de devam etmesi ve yarı maymun yarı insan varlıkların yaşaması ve bunlara ait milyarlarca fosil bulunması lazımdı. Ama evrimciler hayali rekonstriksiyon oyunlarıyla maymun kafatasına insan çenesi monte ederek yıllarca kafatası evrimciliği yapmışlardır.

Neden mi SAPROFİT? ÇÜNKÜ DARWİNİSTLER bazı şeyleri düşünmezler ya da düşünmek istemezler,
Mesela:

Darwinistler bir dinozorun sineği yakalamaya çalışırken kanatlandığını iddia ederken, sineğin zaten mükemmel bir kanat ve uçuş sistemine sahip olarak saniyede 1000 kere kanat çırpıyor olduğunu düşünmezler.

Darwinistler yeryüzündeki tüm canlılığı meydana getirdiğini iddia ettikleri atomların şuursuz varlıklar olduğunu düşünmezler.

Darwinistler, fosfor, karbon gibi atomların tesadüfler sonucunda biraraya gelerek, yıldırımlar, volkanlar, ultraviyole ışınları, radyasyon gibi doğal olaylar sonucunda kendilerini kusursuzca organize ederek proteinleri, hücreleri, balıkları, kedileri, tavşanları, aslanları, kuşları, insanları ve tüm canlılığı meydana getirdiklerini iddia ederken bunların bilinçsiz, akılsız, yeteneksiz, bilgisiz ve cansız olduklarını düşünmezler.

Darwinistler canlılığın mutasyonlar sonucunda evrimleştiğini iddia ederken mutasyonların %99’unun canlılara zarar verdiğini düşünmezler.

Darwinistler evrim teorisinin 1800'lü yılların teknolojik ortamında ortaya atılmış kör bir teori olduğunu düşünmezler.

Darwinistler türlerin birbirinden evrimleştiğini iddia ederken fosil katmanlarında bunu destekleyecek tek bir delil elde edilemediğini düşünmezler.

Darwinistler, fosil kayıtlarının, canlıların milyonlarca yıldır hiçbir değişime uğramadıklarını ispat ettiğini düşünmezler.

Darwinistler 19. yüzyılın ilkel bilim anlayışıyla hayali bir varsayım olarak öne sürülen evrim teorisinin bugüne kadar hiçbir bilimsel bulgu veya deney tarafından doğrulanmamış olduğunu düşünmezler.

Darwinistler Archaeopteryx'in sürüngenler ile kuşlar arasındaki "kayıp halka" olduğunu iddia ederken Archaeopteryx'in tüm özellikleriyle tam bir uçucu kuş olduğunu düşünmezler.

Darwinistler Archaeopteryx’in tam gelişmemiş bir kuş olduğunu öne sürerken Archaeopteryx ile aynı dönemde hatta ondan daha erken dönemlerde kuşların yaşadığını düşünmezler.

Darwinistler canlılığın kör tesadüfler sonucu oluştuğunu iddia ederken ortalama büyüklükteki bir protein molekülünün tesadüfen oluşma ihtimalinin 10 üzeri 300'de bir ihtimal olduğunu düşünmezler.

Darwinistler işlev gören bir proteinin tesadüfen oluşması için ise 10üzeri 950'de bir ihtimal gerektiğini hiç düşünmezler.

Darwinistler bu ihtimalleri değerlendirirken, matematikte 10 üzeri 50'de 1'den küçük ihtimallerin pratikte "sıfır ihtimal" kabul edildiğini düşünmezler.

Darwinistler 19. yüzyıl teknolojisi ile su dolu bir balon olarak gördükleri ve tesadüfen oluştuğunu iddia ettikleri hücrenin bilim adamlarının benzetmesiyle, New York şehri kadar kompleks bir yapıya sahip olduğunu düşünmezler.

Darwinistler milimetrenin 100'de biri büyüklüğünde olan hücrelerimizin içindeki "mitokondri" isimli enerji santralinin, bir petrol rafinerisinden ya da bir hidroelektrik santralinden daha kompleks olduğunu düşünmezler.

Darwinistler şuursuz tesadüfler sonucu oluştuğunu iddia ettikleri insanın 100 trilyon hücresinin her birinde mevcut olan DNA moleküllerinden tek bir tanesinde bir milyon ansiklopedi sayfasını dolduracak bilgi bulunduğunu düşünmezler.
"Ey millet! Allah birdir, Şanı, büyüktür. Allah�ın selameti, atifeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur�ani azimüşşandaki husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa hakikate tamamen uyuyor.ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
SOKRATES
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Çrş Nis 04, 2007 20:59

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x