Kemal Abi düştü, Fettah birader yükseldi!
Siz siyasete bakın ticareti ben oyalarım!
Güneş gazetesinde Talat Atilla “Kemal Abi” ile Başbakan’ın arasına giren kara kediyi yazdı dün. Kara kedi dediğim bir arsa meselesi. Başbakan meseleyi takip etme görevini Kemal Abi’ye vermiş. Kemal Abi de Milli Emlak’a… Başbakan, Abi’sinin işi savsakladığı kanısını edinince sinirlenmiş, Abi’nin üzerine yürümüş. Abi kenara çekilince haliyle yere kapaklanmış…
Şimdi siz Başbakan’ın düştüğünü düşünmüşsünüzdür. Bütünüyle yanlış düşen kesinlikle Kemal Abi’dir. Bu karşılaşmadan sonradır ki Rabbi, Ahsen Hanım’a “Cleveland” dedi. Doğru By Pass cennetine!
Kemal Abi gitti… Talat Atilla’nın verdiği bilgiye göre Kemal Abi gidince Sağlık Bakanlığında müsteşar yardımcısı olan kayınbiraderi Cihansel Erel de gitti.
Kemal Abi’nin günahları büyük. Arsa işini Milli Emlak’a havale etmek, sağlık nedenleriyle bakanlıktan el çektirildiğinin açıklandığı gün “benim sağlığım iyi” diye açıklama yapmak, “Başbakan kriz teğet geçti diyor, siz ne diyorsunuz” sorusunu “Başbakan kendisini kastetmiş” şeklinde biçimsiz bir cevapla karşılamak….
Sağlık olsun, yükünü alan köprüyü çoktan geçti. Likit yağ 300, mısır ilk 500…
***
Haber Türk gazetesinde Yavuz Semerci ise Fettah Tamince’yi yazdı dün. Adı geçen zat Rixos otellerinin sahibi. Son yıllardaki yükselişi göz kamaştırıcı. 10 yılda 12 otel yapmış, her birine 50 milyon Dolar harcamış. Eder 600 milyon Dolar. Star gazetesi, Kanal 24 işin tuzu biberi.
Haliyle Semerci “Bir kişi tarafından seçilmekle olmaz bu işler” diyor. Tamince’nin alışkın olmadığımız yeni tip siyasi, ruhani ve parasal bir iş modelinin seçilmiş kişisi olabileceğini tahmin ediyor. Onun büyüme modelini çözecek kişinin Nobel ödülünü garantileyeceğini müjdeliyor.
E haliyle, cemaat de giriyor işin içine. İşte size o yeni iş modeli.
Semerci’nin başka soruları da var:
-Tamince hangi şirketin yönetim kurulu başkanı?
-Rixos adını taşıyan 12 otelin sahibi gözüken kaç şirket var?
-Bu şirketlerin içinde kar eden var mı?
***
Ağabeyler, yakınlar görüldüğü gibi çok iş bitirici. Peki, aynı yetenek kamu yöneticilerinde de var mı?
Veriler ortaya çıkıyor birbir. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi borç batağında. 40 milyara dayanmış borcun nasıl çevrileceği meçhul. İBB bütçesi tek başına Türkiye’deki bütün belediyelerden daha fazla açık vermiş. Doğal olarak BİT’leri özelleştirmeyi düşünüyor Kadir Abi. Eldeki avuçtaki satıldıktan sonra Allah kerim!
Bu arada İETT’nin 2008 bütçesi oy çokluğu ile aklandı. Açık 1.1 milyar Lira. Hollanda’dan alınan otobüslerin tanesi 1 milyon 200 bin Euro. Açığı finanse etmek için kullanılan kredi 724 milyon Lira. Demek ki ulaşım zamları yolda!
Ha, bu arada TRT’nin de 2008 yılı faaliyet raporu açıklandı. Kurumun toplam harcaması 829 milyon liranın üzerinde. Bu harcamanın yüzde 60’ını oluşturan kalemler şöyle: Diğer giderler, çeşitli giderler, dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler. Kurumun personel gideri de artmış Genel müdürü tersini iddia etmişti.
Bu paralarının kaynağı senin benim ödediğim elektrik faturalarından yapılan kesintiler diyerek ortalığı elektriklendirmeyelim. Helali hoş olsun. E, bari bunun karşılığında verilen hizmetten memnun olsak diyeceğim o da ayıp kaçacak. Kanal 7’den kötü, Samanyolu’ndan hallice bir TV hizmeti işte!
***
Yazı geldi son cümleye dayandı ama benim de bitirmeye gönlüm yok. Ergenekon’a, HSYK krizine de değinse miydim diye düşünüyorum anlayacağınız. Hilafetçi Hizb-ut Tahrir örgütünün de Ergenekoncu olduğunu öğrendim en son. Yaz yaz bitmez.
Fakat Kemal Yamak’ın öldüğünü duyunca tadım kaçtı. Biz burada oyalana duralım, konunun esasına değin bilgiler “kim vurduya” gitti.
Neyse bugünlük siyasete siz bakın, ticareti ben oyalarım!
****
Yargı bağımsızlığı falan diyorduk hani sahi ne oldu o iş!
Orhan Gökdemir
Habercem