
Birleşmiş Milletler'in iyi niyet misyonu çerçevesinde Kıbrıs sorununa adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulmak amacıyla geçtiğimiz hafta, 28 Haziran'da, Crans Montana'da başlayan 5'li Kıbrıs Konferansı'na devam edilmektedir. Tarafların bilinen tezlerinde ısrar etmeleri ve gerilimi artıracak açıklamalarda bulunmaları üzerine geçtiğimiz Cuma günü devreye giren BM Genel Sekreteri Guterres'in çabaları ertesinde Pazartesi günü Kıbrıs Türk ve Rum tarafları tüm başlıklardan oluşan, her konudaki duruşlarını ortaya koyan paket önerilerini, Garantörler ise "Güvenlik ve Garantiler" konularındaki pozisyonlarını BM'ye sunmuştur.
Hepimizin bildiği üzere, Türk tarafı en üst düzeyde, Cumhurbaşkanı Akıncı ve Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından yapılan açıklamalarda Konferans'ın "son" olduğunu ve "muhakkak sonuç alınması" için gelindiğini bildirmiştir. Cuma gününe kadar sonuç alınması ve başbakanların Crans Montana'ya gelerek son adımları atacağı da ayrıca açıklanmıştır!
Sunulan paket önerilerde, Rum tarafının sıfır asker, sıfır garanti pozisyonundan geri adım atmadığı, güvenlik ile garantilerin çözümden sonraki en kısa zamanda kaldırılmasını talep ettiği;
Türk tarafının ise bir izleme komitesi kurulması ve garantilerin ancak izleme sürecinden sonra kaldırılmasının gündeme gelmesini önerdiği, yeni federal oluşumun takip edilmesi, tarafların birbirlerine olan güveninin görülmesi ve ihtiyaç duyulmadığının görülmesi halinde garantilere son verilebileceği bazı güvenilir kaynaklarca duyuruldu.
* * *

* * *
Arkadaş; adanın her yanında binlerce kefensiz yatan Türklerin katilleri ile neyin anlaşmasını yapacak, neyin devletini kuracaksın? Seni her fırsatta yok etmek isteyen, sayısız soykırım planını devreye sokmuş teröristlerle ortak bir kaderde birleşmek de ne demektir? Rum-Türk ortak devleti olacak iş midir? Bizi yönetenlere çağrım; bir an önce bu müzakere maskaralığından kurtulmamız ve devletimiz KKTC'nin kalkınması ve tanınması için birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde çalışmamızdır. Olanlardan artık ders alınmalıdır. Rum'la bizim yürüyecek tek bir yolumuz yoktur. Barış istemeyen, adayı Yunan malı olarak gören Rum'la birleşmemiz mümkün değildir. Yapılacak tek şey, ekonomimizdeki mevcut yapısal bozuklukları süratle düzeltmek, devletimiz KKTC ve Anavatanımız Türkiye'nin refahı için elimizden geleni yapmaktır.
Yolumuz Anadolu'nun yoludur. Bizim yolumuz Türkiye ile birliktedir. Başka da yol yoktur.
Hüseyin Macit YUSUF, 5 Temmuz 2017
hmyusuf1@gmail.com