
Bunlardan birine dikkat çekelim. Emrullah Uslunun Kasım 2008 tarihli Ergenekon Şebekesi Türkiyede anti-Amerikancılığı Azdırıyor (Ergenekon Network Exacerbates Anti-Americanism in Turkey) başlıklı Eurasia Daily Monitorde yayımlanan yazısı Türkiyede toplumun Amerikaya bakışını Ergenekon Soruşturması çerçevesinde inceleyen bir yazı. Genel hatlarıyla yazıda Ergenekonun ve yeni milliyetçiliğin(neonationalist deniyor yazıda) Türkiyedeki anti-Amerikancılığı arttırdığından bahsediliyor ve bu soruşturma ile birlikte toplumun iki kampa bölündüğünü, bir tarafta liberallerin ve ılımlı İslamcıların, diğer tarafta ise Kemalistlerin ve yeni milliyetçilerin bulunduğunu söylüyor. Devamında ise ikinci kampı bir anlamda şikayet edercesine anti-amerikancılığı azdırmakla, Ergenekon Soruşturması-Amerika bağı kurmakla suçluyor.
İşin aslı, bu bağı kendisi de yazısında kuruyor. Soruşturma kapsamında alınan isimler, Soruşturma sürecinde Amerikaya bakışın değişimi, Soruşturmanın medyaya etkisi gibi birçok konuda Ergenekon ile ABDyi bağlamaktan kaçınmıyor Uslu.
2008 yılında soruşturmaya dahil edilen Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Emin Gürses ve Doğu Perinçekin anti-Amerikancılığın başını çektiği, bunlardan ikisinin başkanları olduğu ADD ve TGBnin sürekli anti-ABDci eylemler yaptığı söylendikten sonra, bu şahısların tutuklandıkları tarihten, 2008den sonra ABD karşıtlığının yoğunluğunun bir miktar azaldığı söyleniyor.
Aynı zamanda soruşturmanın derinleştiği ve daha yüksek kademedeki insanların zanlı olarak gösterildiği 2008 yılında Türkiyenin Amerikaya bakışı, 2007 yılındaki anti-Amerikancı dalgayı atlatıp artmaya başlıyor. (http://www.transatlantictrends.org). Bu artışta Rusyanın Gürcistana saldırısının etkisi de olduğu belirtiliyor. Zaten 13 Aralık 2008 tarihli yazısında Uslu, Ergenekon Soruşturması, Rusyaya karşı olmuştur; Rusyacı kesimler bunu Amerikanın operasyonu diye göstermeye çalışıyorlar demiştir. Dolayısıyla bu operasyonu bir Rus-Amerikan çekişmesi boyutuna indirmiştir. Amerikan nereden çıktı demeyiniz, çünkü yazının başlığı olan Amerikan Ergenekonu mu sorusuna net bir hayır cevabı verilmemektedir, yalnızca Rusçulara hakaret edilmektedir.
Yazıda yazılmadan söylenen bir takım şeyler de var. Bunlardan biri, Ergenekon Soruşturmasının medyaya etkisi: Skytürkten iki anti-amerikancı havada geçen programın kaldırılması ( Nihat Genç ve Yalçın Küçükün programları kastediliyor) ve Akşam gazetesinden bir Amerikan karşıtı yazarın atılmasını Ergenekon Soruşturmasına bağlıyor.
Yazının en önemli kısmı ise son kısmı olarak gözümüze çarpıyor. Emrullah Uslu, burada şöyle bir tespitte bulunuyor: Ergenekon Soruşturmasının sonucu öyle veya böyle Türkiye toplumunun Amerikaya bakışını etkileyecek: Eğer soruşturmaya maruz kalanlar aklanırlarsa AKPye karşı propaganda yaparlar, ama sadece AKPye karşı değil, aynı zamanda ABDye de karşı gelirler; eğer suçlu bulunurlarsa, bu durumda Ergenekon destekçileri bu kararın mevcut hükümet ve ABD zorlamasıyla alındığının propagandasını yapmaya çalışırlar deniliyor. Öncelikle Emrullah Beye sormak gerekiyor: Neden böyle bir son yaptınız? Ergenekon Soruşturmasına zaten hali hazırda yeterince müdahale gelmektedir. Orgeneral Başbuğ bile bu konudaki rahatsızlığını son basın toplantısında dile getirdi, ki yandaş medya tarafından TSK davanın bir tarafı ilan edilmiş durumdadır. Bir müdahale de Amerikadan mı gelsin isteniyor acaba? Yoksa yazıda Emrullah Uslunun eleştirdiği kesimlerin düşündüğü gibi bu dava Amerikan destekli midir? Değilse böyle bir destek mi beklenmektedir? Amaçlanan ABD Ergenekon Soruşturmasına destek çıksın, Türkiyedeki anti-Amerikancı havanın yerini Amerikancı hava alsın mıdır?
Yukarıdaki sorularıma cevap gelir mi göreceğiz, ancak Emrullah Uslu gibi Ergenekon operasyonlarının Türkiyenin iç dinamiklerinin güdümünde olduğunu savunan, operasyon ile Amerikanın desteğinin doğrudan olmadığını, Amerikan desteği olmaksızın da soruşturmanın devam edeceğini düşünen birinin Ergenekoncuları Amerikaya şikayet etmesi, sonrasında bakın yakalananların hepsi Amerikaya karşı, aslında bir taşla iki kuş vuruyoruz, size karşı çıkanları yakalıyoruz demesi, sonunu da eğer içeri aldıklarımız suçsuz çıkarsa bunlar hem hükümeti devirir, hem de anti-Amerikancılığı azdırır, ikimiz de yanarız demesi düşündürücüdür.
Doruk Cengiz
Odatv.com