Küresel Gizli Savaş Sinsice Keskinleşiyor!

Dünyadaki “Küresel derin savaş” sinsice sürüyor. Bu savaşta kural yok, ahlak yok, insaf yok! Çok cepheli savaşın (Siyasi, ekonomik, askeri, istihbari, teknik, vb.) metotları da kendine özgü olacak elbette. Burada taraflar birbirlerine mesajlarını muhtelif yollarla veriyor. Onu ancak mesajın kodlarını okumasını bilenler çözebilir!

Terör, suikastlar, bombalamalar, sözüm ona “Halk isyanları” hatta “Demokrasi” bile sürüp giden yeni “4. Dünya Savaşı”nın öne çıkan argümanları. (Savaşların sırasını şaşırmadım. Ya da henüz olmamış bir savaşı olmuş gibi yazmadım. Eski CIA başkanı R. James Woosley’in öne sürdüğü teoriye göre, 3. savaş “Soğuk savaş”tı. Batı kazandı. Ancak şimdi uzatmaların oynandığı “4. gizli savaş” yaşanıyor!) Lakin teknoloji icat olduğundan beri mertlik bozuldu!

Buna bir de “Uçak sabotajları” eklendi. Sivrisinekler gibi uçaklar düşüyor. Fakat artık geçmişteki türden uçaklara mekanik sabotajlar, bomba yerleştirmeler yapılmıyor. Bunlar eskidi. Üstelik zahmetli, riskli ve tespiti daha kolay. Onun yerine en son teknoloji elektro manyetik silahlar kullanılıyor. Sonra cumburlop çakılıyorsun!

Kısaca dünyadaki aktör ülkeler gizli servisleri eliyle birbirleriyle yazışıyor. İşte bu açıdan son günlerdeki bir haber dikkat çekiciydi. Buna göre Embraer E-Jet ve Bombardier CRJ Serisi uçaklar ile rekabet etmek için tasarlanan Rus Sukhoi Süperjet 100 tipi bir uçak Endonezya’da düşmüştü. Volkanik bir dağa düştüğü anlaşılan uçakta 44 kişi ölecekti.
Buraya kadar her şey “Normal”di. Gene “Sıradan” bir uçak kazası söz konusuydu. Ancak bazı noktalar dikkate alındığında bunun hiç de “Sıradan bir uçak kazası” olup olmayabileceği sorulabilir. Peki bunlar neler mi? Sayalım;

• SSJ-100 tipi uçağın üretim ortakları arasında “Finmeccanica” isimli şirket de var. Bu şirket aynı zamanda İran’ın enerji santralleri ve nükleer çalışmalarına türbin temin etmiş bulunuyor.

• Üretici firma Sukhoi’nin SU-27 takımı en son Bahreyn’deki hava akrobasi oyunlarında İran Hava Kuvvetleri’ne ait F-4 ve F-14’lerle birlikte uçmuşlardı.

• Uçuş aslında bir “Tanıtım uçuşu”ydu. Yolcular arasında şirket yöneticileri, gazeteciler ve en önemlisi Rus diplomatlar bulunuyordu.

• Uçak en ileri uyarı sistemlerine sahipken hiçbir acil durum mesajı göndermeden aniden radar ekranlarından kayboldu.

Nasıl, en azından “garip” değil mi? Özellikle de İran, nükleer projeler, teknoloji transferleri, vb durumu hepten “Tuhaf” kılıyor. (Nedense bu olay bana Isparta Atlasjet “Kazası”nı hatırlatıyor. O da hiçbir belirti vermeden aniden bir tepeye adeta “konmuştu”! Kim ne derse desin olay bana göre “Normal” bir kaza değildi. CERN projesi ve Toryum maddesiyle ilişkili fizikçilerimizin ölmesi “Tesadüf” olamazdı. O kadar ki “Atlas Projesi”nde çalışan bilim insanları “Atlasjet” uçağıyla düşmüşlerdi. İlginç!) Diğer “Şüpheli” olayları hatırlatmıyorum bile. Listelemek uzun sürer.

Özetle; çıldırmış, çivisi çıkmış bir dünyada yaşıyoruz. Ancak şu dikkatimi çekti. Uçağın düştüğü dağın adı yerel dilde “Salak Dağı”ymış. Birileri dünyayı “Salak” yerine koyuyor herhalde!..

---

Atilla AKAR, 17 Mayıs 2012