Kuzu-muzu değil, kasap bıçağını yalayan danalar gibisiniz..Ülkemizin gerçek meselesi, bitirilen tarım yok edilen hayvancılık

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

Re: Kuzu-muzu değil, kasap bıçağını yalayan danalar gibisiniz..Ülkemizin gerçek meselesi, bitirilen tarım yok edilen hayvancı

İletigönderen İlteriş Kağan » Cmt Eki 01, 2022 0:23

Kanada'da mercimek yoktu, 1972 yılında üniversitelerinde mahsül üretim merkezi kurdular, mercimek araştırmalarına başladılar, hatta ürün çeşitliliği için Türkiye'den mercimek örneği aldılar.

Bizim çok da umrumuzda olmadığı için, bugün Kanada'dan mercimek ithal ediyoruz, mercimek ithalatımızın yüzde 80'i Kanada'dan.

Yoğurt… Biz icat ettik, adını biz koyduk, dünyanın hangi lisan konuşulan ülkesine giderseniz gidin, yoğurdun üzerinde Türkçe “yoğurt” yazar, gurbet ellerde marketleri dolaşırken, rafta akrabanı görmüş gibi olursun, sarılasın gelir.

Ama bizim çok da umrumuzda olmadığı için, durup dururken yoğurdumuzun standardı değiştirildi, AB'ye uyum ayağıyla protein oranı düşürüldü, yüzde 12 oranında yağsız kuru madde bulunması şartı tamamen kaldırıldı.

Geleneksel olarak sade tüketilen, kıvamlı, koyu Türk yoğurdu, cıvık hale getirildi. Böylece, Türk pazarında yer bulamayan, meyveli, cıvık Avrupa malı yoğurtlara yol açıldı. Çok kısa sürede çocuklarımızın yoğurt konusundaki damak zevki değişti.

İnek ithal ediyoruz, koyun ithal ediyoruz, çok da umrumuzda değil, aynı zamanda, uğurböceği ithal ediyoruz. Hani “uç uç böcecik annen sana terlik pabuç alacak” var ya, işte onu ithal ediyoruz. Tarımdaki zararlıları yok etmeye yarıyorlar. İthal tarım ilaçlarıyla bizim uğurböceklerinin neslini yok ettik, şimdi, tarımdaki zararlıları yok etsinler diye İspanyol uğurböceklerini ithal ediyoruz.

Süt ürünlerinde kullanmak için “bakteri” ithal ediyoruz. Çok da umrumuzda olmadığı için “yerli ve milli” bakterimiz yok mu birader diye düşünmüyoruz!

Fare ithal ediyoruz, laboratuvarlarda deney yapmak için memlekette fare bulamıyoruz iyi mi…??

Memleketin adı Turkey, çok da umrumuzda olmadığı için hindi ithal ediyoruz.

Angola, Eritre, Kongo gibi Afrika'nın gelişmiş ülkelerinden (!) saman ithal ettiğimizi zaten biliyorsunuz…

Çok da umrumuzda olmadığı için solucan ithal ediyoruz.

İthal ettiğimiz solucanlarla gübre yapıyoruz. Çünkü sadece toprağın üstünü değil, toprağın altındaki yaşamı da kuruttuk. Elalemin solucanını ithal etmezsek, bu memlekette gübre bile üretemiyoruz.

Narenciye para etmiyor, dalında çürümeye bırakıyoruz, ağaçları söküyoruz. Çok da umrumuzda olmadığı için, ilaç ve çay üretimi için, portakal kabuğu, mandalina kabuğu, limon kabuğu ithal ediyoruz.

İskenderun demir çelik, Ruslar yaptı, parasını domatesle ödedik.

Seydişehir alüminyum, Ruslar yaptı, parasını portakalla ödedik.

Aliağa rafinerisi, Ruslar yaptı, parasını salatalıkla ödedik.

Oymapınar barajı, Ruslar yaptı, parasını mandalinayla ödedik.

Türk tekstilinin temeli, Nazilli Sümerbank basma fabrikası, Ruslar yaptı, bir lira bile vermedik, kabak biber greyfurtla ödedik.

Sebzemiz meyvemiz narenciyemiz işte bu kadar kıymetliydi.

Çok da umrumuzda olmadığı için, hem bu hayati tesislerimizi sattık savdık, peşkeş çektik, imha ettik, hem de sebzemizi meyvemizi artık “çöp” fiyatına bile ihraç edemez hale geldik.

Üç tarafımız denizlerle çevrili, iç denizimiz var, deniz büyüklüğünde göllerimiz var, çok da şeyimizde olmadığı için barbun Senegal'den geliyor, kalamar Hindistan'dan, ahtapot İspanya'dan, karides Endonezya'dan, midye Şili'den lagos Mısır'dan, kalkan Romanya'dan, uskumru Norveç'ten, sinarit Gana'dan, lüks otellerde yediğiniz kılıç şişler aslında Çin'den ithal köpek balığı…

Karadeniz'de 26 balığın neslini kuruttuk, Marmara'da 125 balığın neslini tükettik, tarlada çipura yetiştirmeye çalışıyoruz. Sardalya festivali düzenliyoruz ama, çok da umrumuzda olmadığı için sardalya Yunanistan'dan geliyor.

Çok da umrumuzda olmadığı için, 2002'den beri, toplam tarım alanımız 26 milyon hektardan 23 milyon hektara geriledi.

Ekilen tarım alanımız 18 milyon hektardan 15 milyon hektara geriledi.

Ayrıca, şu anda 4 milyon hektarlık alan, maddi imkansızlıklar nedeniyle ekilemiyor.

Hal böyleyken, Türk tarımının ocağına incir ağacı dikilirken ne yaptık biliyor musunuz?

Çok da umrumuzda olmadığı için Afrika'da tarla kiraladık .Bastık tiko parayı, Sudan'da 7 milyon 805 bin dönüm arazi kiraladık. Hem de 99 seneliğine kiraladı. Kim çalışacak bu arazide? Sudanlı köylüler çalışacak.Sudanlı köylüler bizim araziyi ekip biçecek, ürün yetiştirecek, ihraç edecek!

Kiraladığımız arazinin büyüklüğü, Sivas kadar… Kayseri, Eskişehir, Diyarbakır, Yozgat, Çorum ve Manisa'nın tarım arazisinden daha büyük.

Türkiye'nin kendi kendine yetebildiği tek ürünü “şeker pancarı” kalmıştı. Çok da umurumuzda olmadığı için mısır şurubuna yol verildi, şeker fabrikaları satıldı, çok da umrumuzda olmadığı için hem şeker pancarımız imha edildi, hem diyabette milletçe rekora gidiyoruz.

Boşnaklar için ağlıyoruz Sırp Kasabı'ndan kıyma ithal ediyoruz.

Son beş sene içinde 568 milyon kilo tohum ithal ettik.

Nereden ithal ediyoruz bu tohumu…

Türkiye'nin topraklarının yarısından fazlası tarım arazisi ama, Filistin için ağlayıp umrumuzda olmadığı için, topraklarının yarısından fazlası çöl olan İsrail'den tohum ithal ediyoruz...

Vs..Vs...Vs....
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Pirinç ithalatında gümrük vergisi sıfırlandı.

İletigönderen İlteriş Kağan » Sal Ara 13, 2022 12:36

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, pirinç ithalatına uygulanmakta olan gümrük vergisi, menşe ülke fark etmeksizin 31 Ağustos 2023 tarihine kadar sıfırlandı.
Resim
Pirinç ithalatına uygulanmakta olan gümrük vergisi, menşe ülke fark etmeksizin 31 Ağustos 2023 tarihine kadar sıfırlandı.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan ithalat rejimi kararında değişiklik yapılmasına dair Cumhurbaşkanı kararıyla, pirinç çeşitleri ve çeltik ithalatının menşe ülkelere göre gümrük vergilerini belirleyen listeye bir dip not eklendi.

Dip not uyarınca söz konusu ithalata uygulanmakta olan gümrük vergileri 31 Ağustos 2023 tarihine kadar sıfırlandı.

Çin, Rusya, Pakistan, Arjantin, Yunanistan, Hindistan, Ukrayna, ABD ve Myanmar ve Bulgaristan gibi ülkelerden pirinç ve çeltik ithalatı yapılıyor.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Re: Kuzu-muzu değil, kasap bıçağını yalayan danalar gibisiniz..Ülkemizin gerçek meselesi, bitirilen tarım yok edilen hayvancı

İletigönderen İlteriş Kağan » Çrş Ara 21, 2022 4:40

Ben 40 yıllık çiftçiyim başta Trakya olmak üzere Anadolunun birçok yerinde çiftçilik konusunda geniş çalışmalarım var 10 gün boyunca Anadolunun 15 Şehrinde incelemeler yaptım durumun nekadar kötü olduğunu net şekilde gözlerimle gördüm insanımızın nekadar cahil bırakıldığını gördüm, kuraklığın afet seviyesinde olduğunu gördüm, insanların siyasete kurban edildiğini gördüm, bilinçsiz tarım yapıldığını gördüm, maliyetlerin Avrupa Ülkelerine göre 2-2,5 katı fazla olduğunu gördüm, insanlara gereksiz yere koca koca traktörlerin ve ekipmanların satıldığını gördüm (cahil insan hesap kitap yapmadan alıyor), toprakları yok eden kimyasal gübrenin gerekenin 4 katı kullanıldığını gördüm, Devlet Memurlarının duruma ilgisiz kaldığını gördüm, Avrupada toprak ve bitki tahlili Devletler tarafından yapılırken Ülkemizde vatandaş parasıyla yaptırıyor sonuçlar hatalı çıkıyor doğru çıksada tahlili okuyup müdahaleyi doğru yapacak uzman olmaığını gördüm, iç anadoluda son 25 yılda bir ağacın dikilmediğini gördüm, köylerde 50 yaş altı insan kalmaığını, insanların büyük şehirlere göç ettiğini gördüm, insanların topraklarını aracılar yerli komüsyoncular (çıbıkçı) vasıtasıyla yabancılara satıldığını gördüm, çiftçilerin tarım ekonomilerini yönetemeyip gereksiz ekipan almasını yanlış tarım uygulamaları yapmasını gereksiz masraf yapmalarını gördüm, ekonomisini yönetemeyen çiftçilerin sosyal güvenlik primlerini ödeyemediğini sadece %3 ünün ödediğini geri kalan %97 sinin 120 Lira GSS ödeyerek tedavi olduğunu gördüm, Ülkemizde 1 yılda 720 bin parsel arazinin el değiştirdiğini gördüm, son 30 yılda 41 milyon insanın 30 milyonunun tarımı terk ettiğini gördüm, başta trakya olmak üzere Ülkemizin bir çok yerinde tarım arazilerinin üzerine binalar fabrikalar dilip yer altı sularının yok edildiğini derelerin nehirlerin kirletildiğini gördüm, Ülkemizde 3,5 milyonton kimyasal gübre üretiliyor Ülkemizin ihtiyacı 2.2 milyon ton geriye kalan 1.3 miyon ton gübreyi satıp dövizi düşürmemiz gerekirken 2020 yılında 5.2 milyon ton ithalat ederek ülke ekonumisine zarar verildi kimyasal gübre ve ilaç ithalatı yıllık döviz artışını %9 arttırdı bunun sebebide dış güçlerle irtibat kuran iç pazarlamacılar ve bunların hepsi siyasetin içinde. Ülkemizin %75 inde önümüzdeki 10 yıl içinde tarım yapılamaz hale gelicek ve ben bunu bir Bilim İnsası, bir Ziraatçi, bir Çiftçi, Bir Devlet Memuru olarak bilime dayalı veriler, kaynaklar ve gözlerimin gördükleri ile paylaşıyorum her türlü hataya haksızlığa suça ahlaksızlığa mualifim.

Ekosistemin korunması tarımın sürdürülebilir hale getirilmesi için çok önemlidir, kanla kazanılmış toprakları satarak yada kirleterek hiç bir canlı yaşam formunu ayakta tutamayız.

Lütfen çocuklarınızın torunlarınızın geleceğini düşünüyorsanız yönetenlerin gözden kaçırdığı size ulaştırmak istemediği ve benim kişisel çabalarım ile hazırladığım bu bilgiler ışığında tarım ve üretim yapın unutmayın ki başka  Türkiye yok.

Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından İtalya'dan ithal edilen pirinçlerden sonra şimdi de Yunanistan menşeli pirinçler TMO markasıyla market raflarında tüketiciye sunuluyor.
Toprak Mahsulleri Ofisi'nin varoluş sebebi Yunanistan'dan pirinç ithal edip satmak mıdır?
Resim

Arjantin’den ithal edilerek Toprak Mahsulleri Ofisi adıyla satılan pirinç ambalajında Arjantin yer alıyor.
Etiket bilgileri üzerinden ürünün 2020 yılında yani yaklaşık 2,5 yıl önce hasat edildiği anlaşılıyor.
Resim
En son İlteriş Kağan tarafından Çrş Ara 21, 2022 18:04 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kez düzenlendi.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Re: Kuzu-muzu değil, kasap bıçağını yalayan danalar gibisiniz..Ülkemizin gerçek meselesi, bitirilen tarım yok edilen hayvancı

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzt Oca 09, 2023 19:58

Türkiye’de çiftçiyi desteklemek için kurulan Toprak Mahsulleri Ofisi, 12 Ocak’ta yapılmak üzere 565 bin ton buğday ithalat ihalesi açtı.
İhale şartnamesine göre İskenderun, Mersin, İzmir, Tekirdağ, Derince, Samsun Trabzon ve Bandırma limanları binlerce ton ithal buğdayla dolacak.

Müteahhit elinde kalan evini satsın diye 0.69 dan kredi - çiftçiye gelince 9 lardan kredi. Herşeyi açıklamıyor mu
Çiftçimiz,besicimiz yeterli miktarda destek alsaydı,hiçbir gıda ürünü ithal edilmezdi ama,yanlış politikalar yüzünden bu hallere düştük

Ekonomik kriz, mutfak raflarına da yansıdı. Nohuta gelen zam ise şaşkınlığa sebep oldu. Mutfakların vazgeçilmezi nohutun fiyatı son dört ayda yüzde 352,1 arttı. Verilere göre; dört ay önce gram altın almak yerine nohut almış olan birinin bugün 4 bin TL kazanmış olacaktı.

Artan enflasyon rakamları ve döviz kurundaki hareketlilik nohut fiyatlarını derinden etkiledi. Son dört ayda nohut fiyatları yüzde 352,1 arttı. Gram altının ise yüzde 11 arttı.

CNN Türk ekranlarında konuşan Türkiye Ziraat Odaları Birliği İstanbul İl Koordinasyon Kurul Başkanı Ömer Demir, verilere göre, 4 ay önce gram altın almak yerine nohut almış olan birinin bugün 4 bin TL kazanmış olacağı değerlendirmesinde bulundu.

İŞTE GÜNCEL FİYATLAR
Tarım Kredi Kooperatifleri Marketleri’nde geçtiğimiz yıl 8.75 lira olan bir kilo nohut bu yıl 24 TL’ye çıktı. 2.75 TL olan bir paket makarna ise 11.50 TL yükseldi. 19.50 TL’ye satılan bir kilo kaşar peyniri 146.90 lira oldu. 15.20 TL’ye satılan bir kilo beyaz peynirin fiyatı da 79.90 TL’ye yükseldi.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Tarımda enflasyonu yıllık yüzde 151 - Tarımdaki enflasyon uçtu gidiyor kimse de tutamıyor.

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzt Oca 16, 2023 15:15

Tarımdaki enflasyon uçtu gidiyor kimse de tutamıyor. Tarım üretici fiyatları yıllık yüzde 151,03'lük artışla zirvedeki yerini korudu. Artış aylık bazda ise yüzde 4,82 olarak gerçekleşti

Türkiye İstatistik Kurumu, Aralık 2022 dönemine ilişkin Tarım ÜFE verilerini açıkladı. Tarımdaki girdi fiyatlarının yıllık artış oranı yüzde 151,03 olarak kayıtlara geçti. Hal böyleyken, enflasyon nasıl düşecek sorusuna verilecek bir yanıt yok. Tarımdaki enflasyon arttıkça, tüketicinin de enflasyonunun düşme şansı yok. 

TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre, endekste aralıkta bir önceki aya göre yüzde 4,82, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 151,03 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 132,18 artış gerçekleşti.

Sektörler özelinde bir önceki aya göre ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 3,45 azalış görülürken tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 5,03, balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 5,37 artış oldu. Aralık 2022'de ana gruplarda bir önceki aya göre tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 1,67 düşüş gerçekleşirken canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 7,81 ve çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 15,9 artış kayıtlara geçti.

YILLIK ARTIŞ GÖSTEREN GRUPLAR
Yıllık Tarım-ÜFE'ye göre 6 alt grup daha düşük, 6 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar, yüzde 82,94 ile lifli bitkiler, yüzde 91,54 ile koyun ve keçi, canlı, bunların işlenmemiş süt ve yapağıları olarak belirlendi.

Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise yüzde 309,17 ile turunçgiller, yüzde 191,66 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular olarak sıralandı.

Aylık Tarım-ÜFE'ye göre 9 alt grup daha düşük, 3 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Bir önceki yılın aynı ayına göre azalış gösteren alt gruplar sırasıyla yüzde 2,64 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular, yüzde 1,56 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar olarak kayıtlara geçti.

Bir önceki aya göre artışın yüksek olduğu alt gruplar ise yüzde 9,58 ile canlı sığırlar (manda dahil), bunlardan elde edilen işlenmemiş süt, yüzde 8,25 ile tropikal ve subtropikal meyveler oldu.

Aralık 2022'de, endekste kapsanan 86 maddeden 34’ünün ortalama fiyatında azalış, 49'unun ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Et ve Süt Kurumu Macaristan’dan 5 bin adet kasaplık hayvan ithal etme kararı aldı!

İletigönderen İlteriş Kağan » Çrş Oca 25, 2023 17:42

Uzun yıllardır ithalat yoluyla sürdürülmeye çalışılan hayvancılığın geldiği noktada Türkiye’nin önemli kurumlarından Et ve Süt Kurumu çareyi bir kez daha ithalatta buldu. Macaristan’dan ithal edilen 5 bin kasaplık hayvanın ilk partisinin önceki gün Edirne’ye geldiği belirtiliyor. Milli Gazete’den Saadettin İnan’ın haberine göre Et ve Süt Kurumu Macaristan’dan ithal edilen hayvanlara ortalama 3,3 Euro ödeme yapıyor. Saadettin İnan’ın elde ettiği bilgiler çerçevesinde İthal edilecek kasaplık hayvanın asgari 600 kg canlı ağırlık üzerinden hesap edilerek yüzde 57 randıman hesabıyla Türkiye’ye karkas kesim fiyatı 118 ₺’ye mal olacak.
Resim
Diğer yandan ithal edilen 5 bin adet kasaplık hayvanın tamamında yüzde 57 randımanı yakalamak mümkün olmayacağı için ortalama yüzde 55 randıman üzerinden hesap edildiğinde, ithal hayvanların karkas kesim fiyatı bu sefer 122 liraya çıkıyor. Ortalama randıman hesabına göre ESK, ithal kasaplık hayvanlara bugünkü kur üzerinden karkas kesim fiyatı olarak en düşük 120 lira ödeyecek. Ödenen bu tutarın da yerli besiciye yapılan ödemeden fazla olması dikkat çekiyor.

Diğer yandan Et ve Süt Kurumu, ithalat fiyatının ortaya çıkmaması için ithalatı yapacak firmaları ve yapılan sözleşmeleri kamuoyuna açıklamıyor. Saadettin İnan’ın ulaştığı bilgilere göre Et ve Süt Kurumu, Macaristan’dan 3 ayrı firma ile sözleşme yaparken, bu firmalarla yapılan sözleşmeler de ihalesiz bir şekilde Kamu İhale Kanunu’nun 21-b maddesi kapsamında pazarlık usulüyle yapılıyor. Son olarak söz konusu hayvanların Türkiye’ye getirilerek bir süre sonra burada beslenip kesiminin yapacağı için “%100 Yerli Besi” ve “Menşei: Türkiye” ifadeleriyle Et ve Süt Kurumu raflarında yer alacağını da belirtelim. #NeYediğiniziBilin
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Önceki

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x