Öküzün süt vaadine kananlar, bir süre sonra inek gibi sağıldıklarını anlarlar..
Ekonomideki "yerli ve milli" aldatmacıyla, siyasetteki "yerli ve milli" aldatmacası gayet uyumlu. nohut bile gerçeği söylüyor bakın poşetine!
Marketten alışveriş yaparken ambalajların üzerini okursanız göreceksiniz: Türkiye’ye mercimek Kanada’dan,Avustralya'dan . fasulye Arjantin’den, börülce Peru’dan, nohut Meksika’dan geliyor. “Peki bir dönem, dünya bakliyatın üretimi sıralamasında öncü ülke olan Türkiye’de, şimdi neden ithal sofralar kuruluyor?”
-Nohudu ithal ediyorsun, mercimeği ithal ediyorsun, eti ithal ediyorsun. Hayvanlara yedirmek için samanı bile ithal ediyoruz, iyi mi!. Türkiye'nin saman ithal etmesi, tarım politikasının iflas ettiğini gösteriyor.“
Kuzu-muzu değil, kasap bıçağını yalayan danalar gibisiniz..
Ülke “ithal ürünler cenneti”
Yanlış politikalar yüzünden ülkemizi dışa bağımlı kıldınız Otu bile ithal ederken pişkinlikte tavan yaptınız “Balık tutan değil, balık yiyen, tüketici bir topluma çevirdiler!
Ülkemizin gerçek meselesi, bitirilen tarım yok edilen hayvancılıktır - Nohudu ithal ediyorsun, mercimeği ithal ediyorsun, eti ithal ediyorsun. Samanı ithal ediyorsun - Tarım da hayvancılık da sizlere ömür!
Çünkü tüketim eğilimi Getirisi olmayan Bilinçsiz bir toplumda yaşıyoruz. - Türkiye'nin gerçek meselesi üreten değil tüketen ekonomi modelidir. Ülkemizin gerçek meselesi, bitirilen tarım yok edilen hayvancılıktır - Nohudu ithal ediyorsun, mercimeği ithal ediyorsun, eti ithal ediyorsun. Samanı ithal ediyorsun ..‘Son Fabrika satıldığında, Son üretici toprağını terk ettiğinde, Mankurtlar beton ve asfaltın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!” Bakkaldaki mercimeğinden, buğdayına her şey BATI'nın eline geçmiş, günde 10 saat taşerona çalışan Kafası kalın 3.30'luk ayakçı Takımlarına “MİLLİ DEVLET” mastürbasyonu Hadi bakıyım.
Yanıtı belli; "Üretim ekonomisi"ni ısrarla yok ettiler çünkü. Türkiye’nin son iki ayda saman ithalatına 25 milyon dolar ödediği. Buğdayı, arpayı, pirinci bile "yaban eller"den "dolar" karşılığında taşıyorlar yoksul sofralarına.
İneği bile "dolar" karşılığında, "saman"ıyla birlikte yurtdışından alıyorlar çünkü. Yanlış politikalar yüzünden ülkemizi dışa bağımlı kıldınız Otu bile ithal ederken pişkinlikte tavan yaptınız “Balık tutan değil, balık yiyen, tüketici bir topluma çevirdiler!

Üretmeden, satarak savarak, borçlanarak en çok halk yığınlarını yoksullaştırdı. Halk borçlanarak yaşamaya alıştırıldı. Toplumda gerginlik, bunalım, kriz, ahlak çöküntüsü, adam öldürmeler, cinnet geçirmeler, intiharlar en yüksek düzeyine ulaştı.
Bir ülke düşünün ki, hiç bir şey üretmiyor ve tüm vatandaşları yatıp kalkıp geyik muhabbeti yapıyor ve ekonomik değeri olan hiç bir şey için çaba harcamıyor.- Üretmeyen Ülkeler Tükenmeye Mahkumdur.. Bunun tek sorumlusu büyüme modelidir. Üreterek değil tüketerek büyüme. Çalışıp kazanarak değil borçlanarak. Vatandaş borçlandı, şirketler borçlandı ve dahası ülke borçlandı.























































