Milli Birlik Bayramını bölücülük haftası yaptılar

19 Mayıs nedir arkadaşlar? 19 Mayıs, hangi coşkular üstüne bayram ilan edilmişti?

19 Mayıs, “İlk Adım” demektir. İlk Adım. Türk vatanını esir alan emperyalizme karşı kurtuluşun ilk haykırışıdır. İlk Adım, “Tam Bağımsızlık ve Ulusal Diriliş Bayramı”dır. Siz ne yaparsanız yapın gerçeği değiştiremezseniz. Şimdi milletim adına Hükümet’e soruyorum:

“Siz kim oluyorsunuz da, Milletin Birlik ve Dirlik Bayramı’nı Bölücülük Şöleni haline dönüştürüyorsunuz? Türk Gençliği’ne adanmış bayramda etnik grupların müzik ve şiirlerine yer vererek nereye varmak istiyorsunuz? Milli irade demek, bu mudur?”

Buna hakkınız yok. Yetkiniz hiç yok! İlk seçimde, millet bunun hesabını sandıkta size soracak. Milli iradenin ve milli birliğin ne demek olduğunu milletin oyları size öğretecek!

Osmanlı’ya özleminizi giderecek başka gün mü kalmadı? Nedir o öyle? Matrak, Kata oyunları falan nereden çıktı? Bunlar neyin nesidir bre gafiller? Matrak mı geçiyorsunuz?

Hükümet etmek, milleti değerlerinden uzaklaştırmak ve geriye çevirmek mi demek? Olmaz efendiler, olamaz. Bu ülkeyi yeniden vatan yapanlara karşı onulmaz bir saygısızlık bu! Cumhuriyet değerlerini çiğneyerek toplumu çağdaş uygarlığa yürütenleri ezip geçmektir. Siz bu ülkedeki demokratik ve laik düzeni kendi keyfinize göre mi yöneteceksiniz? Yoksa vatanı kurtaran ve Cumhuriyeti kuranların vasiyetlerine saygı göstererek mi?

Bizler eskiden panayırlarda görürdük “Ateş yutan ve püskürten” adamları. Yoksa siz 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramlarını. Kasaba Panayırı falan mı sanıyorsunuz?

Biliyorum, bu zihniyet, yıllardır stadyumlarda gösteri yapan küçücük kız öğrencilerin şortla ve kısa etekle dolaşmalarına kafayı takmışlardı. Bizler, kız çocuklarımıza gösterilerdeki başarılarıyla alkış tutarken, kötü gözle bakanların aklından geçenleri aklımıza getirmiyorduk.

19 Mayıs Gençlik Bayramı panayır gösterisi haline getirildi. Ulusal birlik ve bütünlüğümüzün ifadesi olan değerler yok ediliyor. Çocuklarımıza Kürtçe, Lazca, Gürcüce, Çerkezce, Boşnakça şiir ve türküler söyletiliyor. Hani nerde, ülkenin bölünmez bütünlüğü?

Bayramı düzenleyen yetkili kim peki? Büyüklerimiz, “Bana dostunu söyle senin kim olduğunu anlayayım.” demişler. Bu genç bakanın çıkar ilişkilerini falan bir yana bırakın da, kayınpederinin kim olduğunu açıklasın, ben onun ne olduğunu söyleyeyim. Bu gence ulusal bayram mı düzenletilirmiş? Stadyumlarda gösteriler yasaklanıyor. Peki, neler yapılıyor?

“Matrak” gösterisi düzenleniyor. (Hani, Muhteşem Yüzyıl dizisinde Matrakçı var ya, onun oynadığı kılıç oyununa benzer şeyler) Bizim Kurtuluş ve Kuruluş coşkumuzda Wushu diye bir şey var mıydı? Artık var. Peki, Muaythai ne demek? O da düzenleniyor hafta içinde. Coappoeira, Tekvando, Kata gibi Uzakdoğu gösterileri de yer alacak. Pardon, biz Kurtuluş Savaşı’nda Uzakdoğuluları mı yenmiştik yoksa (...) yedi düvelle mi savaşmıştık?

Yahu bunlar ne kardeşim? Ne alakası var Türk Gençleriyle? Ve gençlerin bayramı ile?

Bayramı rayından çıkarıp soytarılık haline sokulmasına nasıl razı oluyoruz? Pes yani, pes! Bir de dalga geçer gibi, programa “Atatürk’ün Doğum Gününü kutlamak” adına Samsun’da pasta kesip dağıttılar. Kurtuluş için Samsun’dan ilk adımını atan Mustafa Kemal Paşa eğer sağ olsaydı, bu düzenbazlığı ve sahtekârlıkla bezenmiş yağcılığı görseydi, şak diye bayılıp düşerdi.

“Bıraktığım Laik ve Cumhuriyet ülkesi, benim Türkiye’m bu mu Tanrım?” der ve yere yığılırdı. Onu gören Türk Gençliği acaba nasıl tepkiler verirdi? Merak ettim!

19 MAYIS ŞİİRİ

Biz ulusal coşkuları yok eden, ulusal bayramları kaldıran, Atatürk ilke ve devrimlerini eğitim sisteminden söküp atan, Atatürk ve Cumhuriyet olgusunu Osmanlılık özlemi sanan bu iktidar ile anlaşamayız arkadaşlar, onlar gibi olamayız. Bakın tüm değerlerimiz gidiyor. Oysa biz ailemizden gelen Atatürk bilinci ile yetiştirildik. İşte ağabeyim Mehmet Adem Solak’ın 19 Mayıs ile ilgili Altın Çağı adlı şiirinden iki kıta:

“Yıllar içinde 1919, aylardan Mayıs/ Samsun ufuklarında bir güneş haykırıyor? Biz ESİR olamayız(…) Seni şafaklarda gördüm sarı saçlı aslanım/ Pırıl pırıl bir sabahtın/ Yürü içimize, yürü damar damar/ Açıktır bahtın/ Seni şafaklarda gördüm doldun yüreğimize, gözlerimize/ Bu bayrak, bu yaşam, bu türkü? Her zaman seni söyleyecek.”

Sizler işte bu coşkuyu, bu özlemi, bu kararlılığı ve bu sevdayı yıkmak istiyorsunuz!

---

İsmet SOLAK, 21 Mayıs 2012