
Saadet Partisi’nden şöyle bir bilgi var. MEB’te son günlerde yaşanan olumsuzluklar, aklıma, epeydir yedekte tuttuğum bu bilgiyi getirdi. Bir tane daha var, onu da yazacağım. 2009’da MEB yani Milli Eğitim Bakanlığı ki “milli” liği çoktan gitmiştir, herhalde okullarda, Filistin için yardım toplamış. Bunu İsrail’in izin vermemesi sebebiyle Filistin’e ulaştıramamışlar. Bu paranın ne olduğu belli değilmiş. Bu paranın nerede olduğunun açıklanması lazım.
İkinci “MEB’de neler oluyor” sorusunu sordurtan olay da şu:
Öğretmen ve öğrencileri ile meslek liseleri satışa sunulmuş. Aslında böyle bir şeye henüz hazırlanılıyormuş da yapılan şu: Liselerin kapılarına “yabancı şirketlere satılacaktır” mavi tabelaları asılmış. Çünkü meslek liseleri MEB’e bağlı olmaktan çıkarılmış. 5544 sayılı kanunla “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na” bağlanmış. 2 yıllık meslek yüksek okullarına sıfır puanla sınavsız geçişler, dört yıllık Mesleki Teknik Eğitim Fakülteleri’nin iki yıla indirilmesi de bunların bir paket halinde satılacağını gösteriyor. Mahiye Morgül’ün incelemesiyle öğrendiğimize göre üçer aylık meslek edindirme kurslarından alınan sertifikaları onaylamak üzere bir “Mesleki Yeterlilik Kurumu” ve bu kuruma bağlı “Ölçme, Seçme, Yerleştirme” merkezi kuruldu. ÖSYM artık budur.
Böyle söylüyor Mahiye Hanım ve devam ediyor:
Yasa metninde MYK içerisinde on tane yabancının bulunacağı, dışarıdan eğitim sistemi satın alınabileceği gibi, mevcut anayasamıza aykırı hükümler vardır. Bu yasayla getirilen ve yenilik denilen şey, ömür boyu eğitim ve sınav piyasasıdır. Kurslarda ne kadar az bilgi verilirse müşteri öğrenci o kadar çok sayıda kursa katılmak zorunda kalacak, ailesi o kadar çok para harcayacak, böylece parası kadar eğitim alınmış olacaktır. Öğretmenin konumu ise “talep varsa ders var” noktasına, “öğrencin yoksa sınıfın, atölyen kapanacak” durumuna düşmek demektir.
Yabancı sınav şirketleri bu işten para toplamak hayalindedir. AB bunun için devrededir. Yabancı eğitim şirketleri atölye öğretmenleriyle sözleşme yapacak, dersi seçilmemiş olan öğretmenlerle sözleşme yapılmayacak, dahası BASEL 3 protokolünce AB şirketleri kendi ülkesinde işsiz olan öğretmeni getirip Türkiye’de çalıştıracaktır.
Bu yasa mevcut anayasamıza bir kere daha aykırıdır. Çünkü “eğitim herkese eşit ve parasızdır” ilkesiyle çelişmektedir. O nedenle anayasayı değiştirmek ve kamuoyunun tepkisini seçimden sonraya ertelemek üzere, okul satışları ertelenmektedir.
Sırada Güzel Sanatlar Fakülteleri ve liseleri vardır.
* * *
Liselerini öğretmen ve öğrencileriyle satılık ilan eden bir ülkenin sağlıklı sınavlar yapamayacağı bellidir. Toplanan yardım paralarının nereye gittiği ise, belli olmayan bir durum... Son şifreleme olayında da yansıyan, aynı mantalite (zihniyet)dir.
Afet ILGAZ, 6 Nisan 2011
ilgaz@yenicaggazetesi.com.tr