“Mutluluğun Resmi”!

20 Aralık 2009 tarihli Milliyet’te “The World Bank Group” verilerine göre düzenlenmiş bir tablo yayınlandı:

En Borçlu Ülkeler…

Ülkelerin Dış Borç Stoku ile Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH), yani milli gelir büyüklüklerini karşılaştıran tablo oldukça ilginç veriler sunuyor. Örneğin yaklaşık 552 milyar 180 milyon dolarlık bir milli gelire sahip olduğu tahmin edilen Türkiye’nin, 2009 yılının ilk üç ayı itibarıyla dış borç stoku 265 milyar 345 milyon dolar… Buna göre Türkiye’nin dış borç stokunun milli gelire oranı ise yüzde 48… Diğer bir ifadeyle Türkiye’nin, ürettiği her 100 dolarlık değer için 48 dolarlık bir dış borcu var.

Ne var ki tabloyu dikkat çekici kılan Türkiye’nin durumu değil… Diğer ülkelerin, özellikle de G-7 içinde yer alan kimi gelişmiş ülkelerin durumuna bakıldığında ortaya bambaşka bir manzara çıkıyor. Daha doğrusu kapitalist “uygarlığın” ve dünya ekonomisinin neyin sırtında durduğu anlaşılıyor. Lafı uzatmayalım ve ne demek istediğimizi açıklayabilmek için belli başlı gelişmiş ülkelere ait rakamları aktaralım:

ABD:
Dış borç: 13 trilyon 399 milyar 859 milyon dolar
GSYH: 14 trilyon 2 milyar 739 milyon dolar
Dış borç/ GSYH: %96

İngiltere:
Dış borç: 8 trilyon 735 milyar 541 milyon dolar
GSYH: 2 trilyon 7 milyar 49 milyon dolar
Dış borç/ GSYH: %435

Almanya:
Dış borç: 4 trilyon 999 milyar 589 milyon dolar
GSYH: 3 trilyon 60 milyar 312 milyon dolar
Dış borç/ GSYH: % 163

İspanya:
Dış borç: 2 trilyon 240 milyar 198 milyon dolar
GSYH: 1 trilyon 397 milyar 232 milyon dolar
Dış borç/GSYH: %160

İtalya:
Dış borç: 2 trilyon 310 milyar 71 milyon dolar
GSYH: 1 trilyon 987 milyar 836 milyon dolar
Dış borç/GSYH: %116

Avusturya:
Dış borç: 784 milyar 784 milyon dolar
GSYH: 361 milyar 791 milyon dolar
Dış borç/ GSYH: %217

İrlanda:
Dış borç: 2 trilyon 253 milyar 32 milyon dolar
GSYH: 217 milyar 756 milyon dolar
Dış borç/GSYH: % 1035

Danimarka:
Dış borç: 575 milyar 209 milyon dolar
GSYH: 290 milyar 124 milyon dolar
Dış borç/GSYH: %198

Yunanistan:
Dış borç: 491 milyar 294 milyon dolar
GSYH: 325 milyar 190 milyon dolar
Dış borç/GSYH: %151

Finlandiya:
Dış borç: 349 milyar 650 milyon dolar
GSYH: 233 milyar 563 milyon dolar
Dış borç/ GSYH: %150

Görüldüğü gibi dünyanın devleri borç içinde yüzüyorlar. Hatta İrlanda gibi kimi ülkeler iflas bayrağını çoktan çekmiş durumdalar…

Peki, bu gelişmiş ülkelerin milli gelirlerini kat kat aşan oranlarda borç stokuna sahip olmaları ne anlama geliyor?

Birincisi, bir köpüğün sürekli şişirilmesine dayanan sanal bir refah var ortada... İkincisi, o köpük patladığında ya da borçların geri ödenmesi gündeme geldiğinde çökecek bir dünya ekonomisi var. Zaten bir türlü atlatılamayan (ve bu sistem var olduğu sürece hiçbir zaman da atlatılamayacak olan), belli aralıklarla yinelenen krizler silsilesi de bunun en güzel göstergesi… Ama hepsinden önemlisi şu ki, eğer ortada borç varsa, bu borcu şu veya bu şekilde “finanse” eden birileri de var. Yani gelişmiş Batılı ülkelerin zenginliği ve refahı, azgelişmiş ya da geri kalmışların (bıraktırılmışların) sırtında yükseliyor. Hem bu ülkeleri borçlandırıp sömürüyorlar, hem de dünyanın kaynaklarına el koyup aslında verimsiz işleyen ve topluma değil de bir avuç asalağa yarar sağlamaktan başka hiçbir faydası olmayan bir sistem içinde heba ediyorlar.

Bu devasa rakamlar bir avuç asalağın mevcut konumunu güven altında tutmak amacıyla “büyük insanlığın” zararına kullanılıyor. Örneğin 13 trilyon 399 milyar 859 milyon dolarlık bir dış borcu olan ABD’nin sadece savunma harcamaları 626 milyar dolar… Türkiye bütçesinin 3,3 katı olan bu paranın, 128 milyar dolarının gelecek yıl Afganistan ve Irak’taki operasyonlara ayrılması planlanıyor. (Vatan, 20.12.2009) Diğer bir ifadeyle ABD, Türkiye’nin toplam dış borcunun yaklaşık yarısı kadar bir parayı, sadece önümüzdeki yıl Afganistan ve Irak’ta adam öldürmek için harcayacak. Gelişmişler, geri kalmışlara “demokrasi” ve “uygarlığı” işte böyle götürüyorlar!

Ama o gelişmiş ülkeler gezegenin geleceği ile ilgili olarak Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da on iki gün havanda su dövdükten sonra küresel ısınmayı önleyecek hiçbir uzlaşmaya varamadan evlerine dönüyorlar! Kopenhag Konferansı’nın Sonuç Bildirgesi’nin, elde edilen “sonucu”(!) “Tarihin en berbat anlaşması” olarak nitelemesi ise gelişmiş ülkelerin pişkinliğini sergilemekten öteye bir anlam taşımıyor. Dünya devlerinin kârları azalmasın, sömürüleri zarar görmesin diye yaşadığımız gezegen yok oluşa sürükleniyor.

Oysa 12 gün boyunca Kopenhag’da laf üretip havanda su dövenler, tek somut katkıyı dünya kirliliğine yaptılar. “Zirve boyunca 1200 Limuzin Kopenhag sokaklarında salındı. 12 günlük zirve boyunca katılımcılar, seyahatleri de dâhil olmak üzere atmosfere toplam 41 000 ton karbondioksit saldı. Bu miktar, İngiltere’nin en büyük ‘hava kirleticisi’ olan DRAX elektrik santralının bir günde saldığı karbondioksite eşit…” (Milliyet, 20.12.2009)

Kapitalizm insanlığa sömürü ve kirlenmeden başka bir şey sunamıyor. Anamalcı yalan ve talan düzeni, hem insanı hem de dünyayı kirletiyor. Çünkü özü kirli…

Milliyet’teki haberi okuduktan sonra düşündüm:

Acaba Küba’nın dış borcu nedir? Eğer varsa dış borcunun milli gelire oranı nedir? Küba’nın savunma harcamaları acaba ne kadardır? Savunma harcamalarının eğitim ve sağlık alanına ayrılan kaynaklara oranı nedir? Küba’da işsiz var mı? Sokakta yatan evsizi, açlık sınırında yaşayan vatandaşı var mı, 50 yıldır ABD ambargosuyla boğuşan Küba’nın?

Kapitalizm insanlığı yok oluşa sürüklerken, el kadar bir adada, 50 yıldır bir avuç onurlu insan inatla gerçek “mutluluğun resmini” yapıyor, ama “işin kolayına kaçmadan”…


Serdar ANT, 20 Aralık 2009