Neo-İttihatçıların Sarıkamış Cephesi: Suriye

Sarıkamış hezimeti uzun bir süre kamuoyundan saklanır.

Abdülhamit'ten kurtulayım derken İttihatçıların sonu gelmez ihtiraslarına kurban olan bir millet evlatlarının kırılmasından çok sonra haberdar olur.

Bu arada Enver Paşa, Sarıkamış cephesinden döner dönmez, onbinlerce askerini karlar üstünde şehit bırakan bir komutan olarak, İstanbul elitlerinin kalesi Büyük Kulüp'te bir partiye katılmakta beis görmez.

İttihatçıların sembol ismi Enver Paşa ve taifesinin, Osmanlı'yı Almanya'nın jeo-stratejisi gereği cephelerde erittiği bugün tarihsel bir gerçek olarak karşımızda. Bunu Osmanlı'yı parçalamaktan kurtarmak adına "iyiniyetli" kaygılarla yapmış olmaları, tarihin önünde yargılanmalarına engel değil.

Bu millet, 100 sene sonra, yine bir başat emperyal gücün jeo-stratejisi gereği, ülkeyi hiç de zaruri olmayan bir cepheye sürmeye çalışan Neo-İttihatçı bir kadro ve onun medyadaki Yakup Cemilleri ile karşı karşıya.

Bu sefer Almanya'nın yerine AB-D / İsrail var.

Bu sefer Goben ve Breslau isimli iki Alman gemisinin yerinde Kürecik'teki ABD füze savunma radarı var.

Bu sefer Rusya cephesinin yerine birileri Suriye cephesini açmaya çalışıyor.

Bir saldırı karşısında İran'ın uğraşacağı cephe sayısını arttırmak isteyenlerin sahaya sürdüğü Tayyip Erdoğan'la , Rusya'nın uğraşacağı cephe sayısını arttırmak için sahaya sürülen Enver Paşa aynı tarihsel zihniyetin farklı vücud buluşu.

İttihatçı kadroların muhaliflerini infaz eden tetikçi Yakup Cemil'lerin yeniden doğmuş halleri ile bu sefer ekranlarda...

Neo-İttihatçı kadroların muhaliflerinin itibarlarını bu sefer kalemleri ve çığırtkan ağızları ile arsızca, utanmadan infaz ediyorlar.

100. yıl önce Almanya'nın gönderdiği Goben ve Breslau'yu, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla Rusya'yı bombalamak için kullanan, hırsları akıllarından büyük İttihatçı kadroların peşi sıra bir felakete sürüklendi Türkiye.

Parçalanması ile son buldu.

Bugün aynı Türkiye ABD'nin "gönderdiği" radarlara ve paralara güvenerek, kapalı kapılar ardından yapılan pazarlıkların neticesinde Suriye'ye ve sonrasında İran'a karşı, hırsları akıllarından büyük ama ahlaken eski İttihatçı kadroların tırnağı bile olamayacak Neo-İttihatçı kadroların peşi sıra yeni bir felakete sürükleniyor.

Yeni Vesayetin çocukları ise ekranlarda savaş çığırtkanlığı yaparak, bu sürece karşı çıkanları "Esadçılıkla" suçlayarak Neo-İttihatçıların Yakup Cemil'liğini üstlenmiş durumda.

Bir tek uyarımız var...

İttihatçılar, ülkeyi sürükledikleri savaşlar sonrasında ortaya çıkan tablo sonrasında yatacak yerleri kalmadığı için ülkeyi terk etmek zorunda kaldılar...

Neo-İttihatçılar dua etsinler de, bu ülkeyi bir savaşa sürüklediklerinde o savaştan Türkiye tek parça ve mahvolmamış şekilde çıksın.

Neo-İttihatçıların Yakup Cemil'liğine soyunan medya tetikçilerine duyurulur.

Açık İstihbarat, 12 Nisan 2012