
Bir anda şehrin üzerine yağmaya başlar yaz yağmuru. Kalabalık şehrin gürültüsü, yağmurlu bir şarkıya bırakır yerini. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur, tatlı bir kaçışmayı da beraberinde getirir.
Evler, arabalar, caddeler, parklar ve kaldırımdan karşıya geçmeye çalışan küçük kedi... her şey ama herşey ıslanır. Sıcaktan kavrulan ağaçlar, susuz kalan yapraklar ve susuzluktan çatlayan toprak suya kanar.
Yaz yağmurunu pencere kenarından usulca izlerken, tuhaf bir duyguya kaptırıyorsunuz benliğinizi:
Yağmur nasıl oluyor da hiçbir ayrım ...