News of Ömer YILDIZ

Daha, kaçırılan iki asker ve bir sağlık memurumuzun akıbetleri bile belli değilken, şimdi de bir askerimizin ve bir kaymakam adayının daha kaçırıldığını ve üç şehit daha verdiğimizi öğrenince çaresizliği iliklerinde hissetmek dedikleri tamda bu olsa gerek…

Bu yazıyı okuyanların yarısı ya da tam rakam vermek gerekirse %49’u beni yine şehitler üzerinden prim yapmakla, yaygara koparmakla suçlayacaklar. Onların kendi düşüncesi yok başka ağızlarla konuşmayı marifet sayarlar çünkü…

“İklim değişir Akdeniz olur” buyurmuş ya yeni getirdikleri barış ...

Son günlerde çok tartışıldı Muhteşem Süleyman olayı. Ama sanırım gündeme heykel ve başbakanı yuhalama olayı girince bıçak gibi kesildi tartışmalar. Nasılsa tarihimizi, onurumuzu, şerefimizi kurtardık. Kanunimize söz söyletmedik. Artık rahat rahat hayatımıza devam edebiliriz değil mi? Tamamda dizi hala devam ediyor, hiçbir değişiklik yok. Ama olsun biz üstümüze düşeni nasıl olsa yapmıştık. Show TV’nin ambleminin üzerinde kırmızı çarpı işareti olan resimleri paylaştık ya, rahat uyuyabiliriz artık. “Show TV’yi, tarihimize yapılan bu ahlaksızlığı kınıyoruz” yazılarını paylaştık… ...

Önceki yazılarımda tarih öğrenmenin ve öğretmenin önemini vurgulamıştım. Bugün ise yine tarihe farklı bir bakış açısıyla yaklaşalım istedim.
Hepimize öğretilen bir tanım: “geçmişte yaşamış insan topluluklarını, yer ve zaman göstererek, belgelere dayanarak, sebep-sonuç ilişkisi içerisinde açıklayan bilim dalına tarih denir.” Buraya kadar doğru ama bana göre eksik bir tanım. Çünkü insanı insan yapan, diğer canlılardan ayıran en büyük özellik aklı ise ikincisi de “hafıza”sıdır. İşte bu yüzdendir ki dinimizde tarih bilinci hep ön planda olmuştur. ...

“Dünyanın en güçlü ordusuna mı sahibiz? En ileri teknolojiyi mi geliştirdik? En müreffeh ülke miyiz? En iyi sanatçıları, sporcuları mı yetiştirdik? En iyi eğitim sistemi, en iyi ekonomi, en iyi şehir planlamasına, en iyi sulama sistemine, en adaletli gelir dağılımına mı yoksa?” Demişti bir arkadaşım. Doğruydu söyledikleri, hiçbirine sahip değildik. Ama zamanında bu saydıklarının çok daha fazlasına sahip olduğumuzu biliyordum ve neden bu hale geldiğimizin sebebini de önceki yazılarımda belirtmiştim.

Birkaç küçük örnek verip asıl ...

Son günlerin fazla tartışılmayan ama tartışılması gereken haberlerinden biriydi ama pek kalamadı gündemde. Haber şu şekilde: Anayasa Mahkemesi ile ilgili uyum yasasında Yüksek Mahkeme'nin yetkileri genişletildi. Hatta Danıştay ve Yargıtay kararlarını bile iptal etme yetkisi tanındı. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun önü açıldı. Bir de mahkeme üyelerinin yemini değiştirildi.

Pek bir şey yok gibi görünüyor ama yemin metninden Türk Milleti ve Türk evladı gibi demokrasiye aykırı! kelimeler metinden çıkarılmış. Hayırlı olsun ne diyelim.

Böylece 2011 seçimlerinin ...

Mehmet Akif, İstiklal Marşı ve Çanakkale Ruhu…

Her şey çok güzeldi…

Deselerdi ki; hayatına yön veren, seni bir heykel gibi şekillendiren iki insan seç, kesinlikle Vehbi Vakkasoğlu ve Yavuz Bahadıroğlu derdim.
Ankara’da ve diğer kentlerde defalarca konferanslarına katılmama rağmen, bu büyük insanları kendi memleketimde görmek hem şaşırtıcı hem de gurur vericiydi. Salonun tıka basa dolu olması ise mutluluğumu kat kat daha arttırdı. Emeği geçenlere yürekten teşekkürler.
Ortaokul birinci sınıfa kadar 100 temel eser adı altında, ...

Geçenlerde izleyen var mı bilmiyorum; Bloomberg isimli kanalda ”ikonoskop” adında bir program vardı. Konuğu da “Acun Ilıcalı.” Bu ve buna benzer TV leşkerleri nedense üzerinde yazma hissi uyandıran insanlar ve bu yazıda da yine bunlardan bahsedelim. Çünkü hiçbir şey bu kadar basit olmamalı bu insanlar gazete ve bilhassa TV’lerde toplumumuzu bu denli yozlaştırmamalı dememize rağmen, insanımızın tepkisizliği bizleri gerçekten ürkütüyor. Hipnotize olmuş gibiyiz ve birileri ne kadar parmağını şıklatsa da bir türlü uyanamıyoruz.

Programda, yaptığı ...

95 kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye bir kütüphanenin düştüğü bir ülkede yaşıyoruz. Büyüklerimiz kahvelerde, orta yaşlılarımız, gençlerimiz ve annelerimiz TV başında, dizilerde… Küçüklerimiz mi? Onlarda kendilerinden bihaber olan aileleri sayesinde kendi hallerinde. Enteresandır, “bizim çocuğun durumunu öğrenmek için gelmiştim” diyen bir veliye, “kaça gidiyor, adı ne?” Diye sorduğumda cep telefonuyla eşini arayıp, “hanım bizim çocuk kaça gidiyordu” diyen ailelerin olduğuna şahit olduktan sonra kelimeler, sayfalarca makaleler kifayetsiz kalıyor sanırım…

Hikmet Bayur hocamız; “ eğer ...

Zekâ ile başarı ve zenginliğin ters orantılı olduğu bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki. En alttan başlar genelde ve yukarı doğru çıkar: ayak, göbek, ağız. Biraz yukarı çıkarsan ne var? “beyin” boş ver onu konumuz o değil… Ayağını iyi kullanıyorsan çok zenginsindir. Göbeğini iyi kullanıyorsan milyonlar izler. Sesini ( yani ağzını! ) iyi kullanıyorsan eğer hayranların senin için kendilerini parçalar konserlerde, TV başlarında. Ama beynini kullanıyorsan her kimse tanımaz, dinlemez, bakmaz bile. Futbolcunun maç başına ...

“Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir secim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumda seçim yapmak okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!”

Güzel giriş yapmış demeyin hemen, benim değil Nietzsche’nin sözü. Ama O’na karşı şüphe duymaya başladım. Kesin bu adam günümüz Türkiye’sinde, içimizde yaşayan biriymiş hissi uyandı. Yine ...