gönderen gerçeği arayan » Pzr May 09, 2010 23:14
Nihat Genç’in en beğendiğim konuşmalarından biri olmuş. Diline beynine sağlık.
Carpık ve görgüsüz kalkınmanın sembolü olan alışveriş merkezlerinin enflasyonu ve ölçüsüz araba tüketimi konusunda kesinlikle çok haklı.
Eskiden Tokyo’da yaşayan birçok Japon’un en büyük hafta sonu eğlencesinin günü alışveriş merkezlerinde geçirip son model elektronik zerzevat bakmak ve almak olduğunu duyduğum zaman « kalkına kalkına varacağımız nokta bu olacaksa hiç kalkınmayalım daha iyi » diye düşünmüştüm.
İstanbul gibi kalabalık, beton yığını ve kültür fakiri bir şehirde insanların yürüyüş yapıp nefes alacak ferahlayacak yerleri yok. Bu sıkışıklık ve çirkinlik içinde günü alışveriş merkezlerinde geçirip birer tüketim kölesi halinde gelmek gittikçe daha çok insan için bir yaşam biçimi haline geliyor. Bu köleleşmekten de öte bir şey, düpedüz termitleşmek.
Hafta içinde bir takım çok uluslu şirketlerde masa başı köleliği yapıp maaş kazanacaksın, sonra bu maaşı hafta sonu bir takım ne idüğü belirsiz şirketlere saçma sapan tüketim ve vakit geçirme adına hediye edeceksin.
İnsanların parklarını, bahçelerini, korularını elinden alacaksın ki bedava vakit geçirmek ortadan kalksın, paralar ve emekler senin yandaşlarının alış veriş merkezlerine aksın.