İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, 7 Nisan 2009 günü bir basın açıklaması yaparak Obama'nın Türkiye gezisini değerlendirdi. Gültekin'in açıklaması şöyle:
ABD Başkanı Obama, emperyalist devletlerin bugüne kadar çeşitli vesilelerle Türkiyenin önüne koyduğu dayatmaların hepsini TBMM kürsüsünden Türkiyenin gözüne baka baka büyük bir küstahlıkla dile getirdi.
AKP başta olmak üzere bütün işbirlikçiler ise Türkiyenin önemi arttı, diyerek milleti kandırmaya devam ediyorlar. Önce Obamanın Meclis kürsüsünden neler söylediğine bakalım:
- Heybeliada Ruhban Okulunun açın!
- Dini özgürlükler ve ifade özgürlüğü önündeki engelleri kaldırın!
- Azınlıklara haklarını tanıyın!
- Ermenistan sınırını açın. Bizim yaptığımız gibi siz de tarihinizle barışın. 1915in
korkunç olaylarını bu Meclis çatısı altında tartışın. Ermenistanla sorunlarınızı çözün.
- Kıbrıs konusunda istediğimiz çözüm gerçekleşsin!
- Kürt sorununda attığınız adımlar olumlu. Ama bunlar yetmez, daha ileri adımlar
atın!
- Bölgede, teröre karşı mücadelede bizimle beraber hareket edin!
AMERİKANIN HEDEFİ: TÜRK MİLLETİNİN VE TÜRKİYENİN ARÇALANMASI
Bütün bu dayatmaların Meclis kürsüsünden dile getirilmesi, Türkiyenin AKP yönetiminde getirildiği yeri göstermektedir. Obama, son genel seçimlerde halktan esaslı bir tokat yemiş olan AKPnin kendisine her zamankinden daha fazla muhtaç olduğunu bilmenin fütursuzluğu ile hareket ediyor.
Obamanın TBMM kürsüsünden dile getirdiği istekler, Türk Milletinin etnik ve dini farklılıklar temelinde parçalanmasını amaçlayan emperyalist dayatmalardır. Heybeliada Ruhban Okulunun, Türkiyedeki tüm diğer eğitim kurumları gibi Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyet göstermesini istemeyen ve kapatan kendileridir.
Şimdi Türk Milli Eğitiminin denetimi dışında faaliyet izni istiyorlar.
Ermeni soykırımı ve Ermenistan sınırı konusunda yapılan dayatmaların amacı da Türk milletinin vatanını savunmak için verdiği Kurtuluş Savaşını mahkum etmektir. Türkiye 1915 1923 yılları arasında bir Kurtuluş Savaşı verdi. Savaşın sonunda Ermeniler dahil savaşın tüm taraflarıyla barış masasında anlaşmazlık konusu olan bütün sorunlarını çözdü.
Amerika, 90 yıl önce savaş alanlarında ve barış masasında çözdüğümüz sorunları yeniden gündeme getiriyor.
Çünkü Amerika Lozan Antlaşmasını tanımayan tek ülkedir ve bugün de ülkemize yönelik emperyalist emeller peşindedir.
Obamanın Kürt sorunu konusundaki dayatması, Irakın kuzeyindeki kukla devletin Türkiye himayesinde resmen tanınması, bir sonraki aşamada ise Güneydoğu Anadolu Bölgemizi de kapsayan Kürdistan projesinin hayata geçirilmesi anlamına gelmektedir.
TÜRK ORDUSU AMERİKAN ÇIKARLARI İÇİN FEDA EDİLEMEZ!
Obamanın Türkiye ziyaretinin esas amacı ise Irak ve Afganistanda yaşamakta olduğu askeri yenilgiyi Türk Ordusunu devreye sokarak telafi etmenin yolunu aramaktır. Nitekim Obama Ankaradaki temasları sırasında bu isteğini açıkça dile getirmiş ve öyle görünüyor ki istediğini elde etmiştir.
Abdullah Gülün, Obamanın bu konudaki isteklerine verdiği cevap ibret vericidir ve Türkiyenin nasıl bir tuzağın içine çekilmekte olduğunu göstermektedir:
Amerikanın Afganistan dahil her yerde başarılı olmasını istiyoruz. Irak ve Afganistan için yüksek katkımızı elinizde bilin.
Radikal Gazetesinin yazdığına göre Gül; Afganistana muharip asker göndermek de dahil, Türkiyenin tüm kurumlarıyla değerlendirmelerini yatığını anlatırken, Obamayla Afganistan için özel ortaklık konusunda anlaştığı kaydedildi. (7 Nisan 2009)
Esas mesele budur. Amerika Ortadoğuda boğulurken, Türkiyeyi de bu bataklığın içine çekmektedir.
Yolun sonuna gelmiş olan AKP iktidarı ise iktidarda kalabilmek için kumar oynamaktadır.
Son gelişmelerle bir kez daha bütün açıklığı ile ortaya çıkmıştır ki AKP iktidarından kurtulmak, Türkiyenin en temel güvenlik sorunudur.
NATODAN ÇIKALIM, ATATÜRKÜN BAŞI DİK, HALKÇI-DEVRİMCİ TÜRKİYESİNİ KURALIM!
Recep Tayip Erdoğan ve Abdullah Gül, bir yandan sahte kabadayılık gösterileri ve halkın dini inançlarını işbirlikçi siyasetlerine alet ederek milletimizi aldatırken, öte yandan Türkiyeyi ateşe atmaktadırlar.
NATO cenderesindeki Türkiye, bu ateşten kendisini koruyamaz.
60 yıldır NATO üyesiyiz. 60 yılda bağımsızlığımızı kaybettik, Cumhuriyet Devrimi tasfiye edildi, ekonomimiz yıkıma uğradı, aydınlarımız katledildi, etnik ve dini çatışmalar tuzağı içine çekildik.
Ama şimdi bizi bekleyen tehlike ve ödeyeceğimiz fatura, bugüne kadar yaşadıklarımızla kıyaslanmayacak boyutlardadır.
NATO içinde ABDnin dediklerini yapıyoruz; Azerbaycanı kaybediyoruz. İranı kaybediyoruz. Bütün bir Arap dünyasını kaybediyoruz.
Dünyanın yükselen gücü Avrasyayı kaybediyoruz.
Hepsinden en önemlisi Milletimizi kaybediyoruz.
NATO içinde; AKP politikalarıyla, batmakta olan emperyalist dünyanın kaderini paylaşmaya zorlanıyoruz.
İşçi Partisi bu felaketten Türkiyeyi kurtarmak için NATOdan çıkalım kampanyası başlattı.
Bütün milletimizi bu Kampanyaya omuz vermeye çağırıyoruz.