"Ölen PKK'lıya ağlamayan insan değildir" diyen müdür, Ergenekon şemasını yapan müdür çıktı / Saygı ÖZTÜRK

"Ölen PKK'lıya ağlamayan insan değildir" diyen müdür, Ergenekon şemasını yapan müdür çıktı / Saygı ÖZTÜRK

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Eki 09, 2012 19:09

"Ölen PKK'lıya ağlamayan insan değildir" diyen müdür, Ergenekon şemasını yapan müdür çıktı

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne atanan “Dağdaki teröristlerin ölümüne ağlamayan insan değildir” diyen Recep Güven’in bu sözleri hayli tartışılacak gibi gözüküyor. Daha kimse “Ergenekon” adını bilmezken Recep Güven, “örgüt şemasını” tam 11 yıl önce hazırlamış, yeni göreve başlayan İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun’a o şemayı sunmuş. Yetinmemiş, 2006 yılında aynı şemayı yine gündeme getirmiş. Yine operasyon başlamamış. Ancak, Uzun ayrıldıktan sonra ünlü “Ergenekon Operasyonu” gerçekleştirilmiş.

“Ergenekon bombaları”nın bulunuşundan 6 yıl öncesine döneceğiz. Toplam 6 yıl İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevinde bulunan Sabri Uzun’un, Mülkiye Müfettişleri Ferdi İleri, Mustafa Yavuz, İlhami Doğan ve Polis Müfettişi Necat Özdemiroğlu’na verdiği 29 Ekim 2010 tarihli ifadesi hayli ilginç. Çünkü, Uzun’un, çok önemli iddiaları var. Hem “Ergenekon” hem de istihbaratın nasıl çalıştığına ilişkin önemli ip uçları olduğu için o ifadeleri okuyalım:

"Ergenekon Terör Örgütü" yazıyordu

“Ben 14 Haziran 2001'de göreve başladığımda bir şube müdürü önüme bir şema getirdi. Şemanın en başında 'Ergenekon Terör Örgütü' diye yazıyordu. Şemaya göre örgütün sorumlusu Orgeneral Çetin Doğan'dı. Ona bağlı çalışan 5-6 korgeneral vardı. Onlardan birisi de Çorlu'da görevli korgeneraldi. Bunların altında da tuğ ve tümgeneraller vardı. Toplam 22-25 kişilik bir şemaydı.

Bu şemayı getiren arkadaşa 'şemanın hukuki bir geçerliliği yoktur. Adli işlemlerde ifade tutanakları geçerlidir. Bu şema, hangi ifade veya belgeye dayanıyor' diye sordum. Tuncay Güney'in ifadesini getirttim. Hatırladığım kadarıyla 52-55 sayfadan oluşuyor ayrıca 20-22 sayfalık da bilgi notu vardı. İfade tutanağında, ne Çetin Doğan'ın ne de şemada görülen diğer generallerin isimleri yoktu. Sadece Veli Küçük'ün adı geçiyordu. O da, bu kişinin bir gazetede çalışan emekli generalle arkadaş olduğu yazıyordu.

İstihbaratçı olmaya gerek yok

Tuncay Güney'in ifadesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) 24 bin kalaşnikof silah alıp bunu kamyonla Kuzey Irak'a götürdüğünü de belirtiliyordu. İfade tutanağını getiren şube müdürüne yazmasını istedim. 24 ile 3,5'u çarpmasını istedim. Şube Müdürü bana '84' dedi. 24 bin kalaşnikofun 84 bin kilo tuttuğunu, bunun bir kamyonla taşınamayacağını bilmek için de istihbaratçı olmaya gerek olmadığını, bu ifadede bir hile olduğunu söyledim.

Oyuna gelmediğim için yapamadılar

2006 yılının Ocak ya da Şubat ayında Ergenekon konusu yine gündeme geldiğinde, Başbakanın imzasıyla bütün bu bilgileri Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün adına yazılmasını istedim. Hatta, üst makamlardan gizli iş yapmanın yanlış olacağını ağır bir ifadeyle şube müdürüne söyledim.

Şimdi anlıyorum ki, şu anda gündemde olan Ergenekon operasyonunu, beni iğfal etmiş olsalardı, o tarihte yapacaklarmış. Ben oyuna gelmediğim için o tarihte yapamadılar.

Ergenekon operasyonunu yapabilmek için

Görevde bulunduğum dönemde, İstanbul'daki bu istihbarat personeline eşimle birlikte araca binerken fotoğrafım çekilmesi talimatı verildiğini öğrendim. İşi özü şudur: Cemaatin karar organı olan 'Şura' benim Ergenekon Operasyonu yapılabilmesi için görevden alınmamın şart olduğuna kanaat getirmiş. Benimle ilgili görevden alınma sürecimi başlatmışlar.

Cemaat bir kişi hakkında operasyon yapıyorsa, onun etrafındaki insanları tamamen uzaklaştırır ve o kişiyi yalnızlaştırılır. Daha sonra bu kişiler yayın organlarıyla itibarsızlaştırılır. Ben bunları yaşadım. Mal varlığı soruşturması açıldı, telefonla arayanların sayısı yüzde 90 azaldı, tanıdıklarım etrafımdan uzaklaştırılıp yalnızlaştırıldım. Bütün bunlar, tek bir karargahta hazırlanıp uygulanıyor.

Ben bu cemaatin, bir komutanla ilgili yaptığı yasadışı işi bizzat tespit edip ilgili bir makama 'kişiye özel' yazıyla bildirdim. Ne o yazının içeriğini, ne de o makamı, yetki verilmeden asla açıklayamam. Benim görev yaptığım zamanda böyle bir illegal örgüt yoktu. Böyle bir örgütün varlığından haberdar olsam, yasal gereğini yapardım.”

“Çok yanlış sözler”

Recep Güven İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek’in, yardımcılığını yaptı. Akyürek alınınca da yerine vekalet etti. “Önleme amaçlı telefon dinlemelerinin” en yaygın olduğu dönem olarak bilinir.

Güven’in, “Dağdaki teröristlerin ölümüne ağlamayan insan değildir” sözlerini meslek büyükleri yanlış buldu. Emekli Emniyet Müdürleri Derneği Başkanı Barbaros Hayrettin Aydın’ın da arkadaşları adına sözleri şöyle oldu:

“İnsani açıdan yaklaşıyor ama böyle bir ortamda çok yanlış ifade. Bir emniyet müdürünün bu şekilde açıklama yapmasını asla etmiyorum.”

Emniyet Müdürü Recep Güven, 11 yıl önce hazırlanan Ergenekon şemasıyla ilgili eski Başkanı Sabri Uzun’un iddialarına açıklık getirebilse daha büyük bir hizmet yapmış olur…


Saygı ÖZTÜRK, 9 Ekim 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

cron

x