Önce "Dersim Sorunu" Yarat, Sonra Çözümü Dayat… / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

Önce "Dersim Sorunu" Yarat, Sonra Çözümü Dayat… / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Eyl 29, 2013 21:01

Önce "Dersim Sorunu" Yarat, Sonra Çözümü Dayat…

Her konuda böyledirler. Önce sorun yaratırlar, sonra kurtarıcı kesilirler. İstediği sonuca böyle ulaşırlar. Yerli halk birbirine düşecek, öfkelerini gelecek kuşaklara aktaracak, birileri gelip gidip bunu kaşıyacak, küresel efendiler de hem silah satacak hem keyfini çatacak.

Dersim adını şehir ilan etmenin yolu Harput’tan geçer. Harput bir antik şehirdir, burada bizim Oğuzlu atamız Kuruş’a yenik düşen Atina ordusunu mu anlatayım, iki nehrin birbirine Çat’tığı (Gola Çatu) yerde Kuruş’un anısına kurbanlar kesip hala mumlar yakıldığını mı anlatayım…

Çat Gölü’nü baraj altında bırakmak Kuruş’tan intikam almaktır, onun antik Şiraz’dan (Persepolis) buraya Hızır gibi yetişip halkını düşmandan kurtaran anlamında Hızır olan unvanını tarihten silmektir. Sırada Tunceli’yi tarihten silmek var…

Bölge tarihte çok büyük Pers Oğuz beylerine ev sahipliği yapmıştır. Zazaca, Perslerin devlet dilidir, bilim dilidir; Pers (Fars, Ferhat, Fırat, Part, İran…) bürokrasi ve bilim adamlarının kullandığı hitabet, sanat ve bilim dilidir. Aziz-analı Sasani uygarlığından Osmanlı’ya kadar bu dil devlet dili olarak devam etmiştir, İran’da devam ediyor. Tunceli kalesi yıkılırsa arkasından İran gelir.

Neden buralar İngiliz misyonerlik faaliyetinin merkezi yapılmıştır, bunu anlatmak için bölgenin 2 bin yıllık tarihine inmek ister.

Evet, bölgede 8 tane misyonerlik okulu (ecnebi kolej) kurulmuştu. Atatürk onları kaldırdı, Lozan masasında bu kolejler neden en çok konuşulan konuydu, bunları anlamak için de biraz yakın tarih konuşmak lazım.

Harput Fırat Koleji 1859

Tarsus Amerikan Koleji 1878

Merzifon Anadolu Koleji 1886

Robert Kolej… vd.

Bunların kuruluş amaçlarına ve dönemlerine bakmalıyız.

İngilizlerin 16 yaşında padişah yaptığı Abdülmecit “batılılaşıyoruz” diye yolu açmış, yabancılara yasal geçiş vermiş. Bugün de aynı, küreselleşiyoruz, AB’ye entegre oluyoruz, “demokratikleşme fermanı (paketi)” getiriyoruz diye geliyorlar. Dersim adı böyle bir paketin içinde geliyor, ne alâka değil mi? Bakın, 2006’da, misyonerliği serbestleştiren 5544 sayılı yasayı kapalı oturumda geçirdiler.

Harput’taki kolejin kuruluş amacı Protestan Ermeni Papazı yetiştirmek idi. Acaba neden Ortodoks değil de Protestan? Püf noktası bu. Bölgedeki Ermeniler ve Süryaniler Ortodoks oldukları halde, neden Protestan misyonerlik… Sonuçlarını ne olarak gördük, bir düşünün; Ortodoks Ermenilere tehcir cezası…

İngiltere ve Amerikan iktidarı Evangelist Siyonist Protestandır. Kim şimdi kazandı?

“Osmanlı İmparatorluğunda misyonerlik” başlığı altında bilgisunarda şunu okuyoruz: “Fırat Koleji: Harput"
13 Mayıs 1875 tarihinde kurulan bu okulun özgün adı Ermenistan Koleji’di, ancak Osmanlı Devleti’nin baskıları sonucunda 16 Şubat 1888’den itibaren adı Fırat Koleji olarak değiştirildi. Kolejin öğrenim dili Ermenice'ydi ama bu okulda çok iyi derecede İngilizce ve Türkçe dilleri de öğretilmekte idi. Okul 1915 yılındaki olaylar nedeniyle okul müdürünün sınır dışı edilmesi ile beraber kapatılmıştır.

Doğu Türkiye Misyonu ise Harput, Erzurum, Van, Mardin ve Bitlis’ten başlıca Rus ve İran sınırına kadar olan bütün Doğu Anadolu topraklarını içine alıyordu. 1900 yılında bu beş istasyona bağlı 97 uç istasyon bulunuyordu. Tüm bu kurumlarda 36'sı Amerikalı, 266'sı yerli 302 görevlinin gözetimi altında faaliyetler sürüyordu. Yine misyonerlerin yönetimdeki yetimhanelerde 2000 çocuk kalıyordu, ki bunların yaklaşık 1100'ü Harput'tadır.

(Bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu'nda_misyonerlik)

Harput Kolejine daha sonra eklenen müzik dersleriyle buradan besteciler çıktı. Ancak o bestecilere düşen görev, Katolik (Fransa) ve Protestan (İngiliz, Amerikan) misyonerlerin tutuşturduğu birbirini kırma ateşinde yanan kardeşlerine ağıtlar bestelemek olmuştur.

(Bkz: http://team-aow.discuforum.info/t8998-Harput-Amerikan-Koleji.htm)

Misyonerler, Cizvitler, Frensisler, Protestanlar, Osmanlı kazanını kaynatmak için Abdülmecit’ten kopardıkları izinle neler yapmamışlar ki… Ancak Suriye’de Arap Alevilerini ve tahmin etmek zor değil, Harput’ta Türk Alevilerinin kendilerine çekememişler

Onlara karşı daha farklı yöntemler gerekecekti. Harput’u da içine alan Dersim adıyla geçen bir bölgeyi kaynatmaya Cumhuriyet döneminde devam edeceklerdi. Kendi mantıklarına göre, Cumhuriyet’in kuruluşuna destek veren bölge halkı cezalandırılmalıydı.

Bölgeyi İngiliz misyonerlerine peşkeş çeken Abdülaziz’in adını da ihmal etmemişler, Elazığ’ın adı Mamuratül Aziz olmuş, Hozat merkezli Dersim şehir ilan edilmiş (1879‑86), 1886 yılında Mutasarrıflığa indirilmiş, 1892 yılında tekrar sancak yapılarak Mamurat-ul Aziz Vilâyetine bağlanmıştır.

(Bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Hozat)

“1881-1922 yılları arasında Mamurat-ul Aziz Vilâyetine bağlı Dersim sancağının merkezi olan Hozat 1922 yılında sancağın lağvedilmesinin ardından kaza olarakElazığ'a bağlanmış, 25 Aralık 1935’de çıkarılan 2884 sayılı Tunceli Kanunu ile HozatTunceli’ye bağlı ilçe durumuna getirilmiştir.”

Şimdi!

Dersim adı yeniden şehir adı olsun deniyorsa, buyur İngiliz adamı Abdülaziz efendi!

Protestan misyonerleriniz görevlerini tamamlamış demek ki!

Çözüm dedikleri, İngiliz ve Fransızların Osmanlıyı Sevr’e sürüklendiği planla aynı.

Dersim adı, Ortodoks’uyla Müslüman’ıyla herkes için kan ve gözyaşı demektir. Oysa Tunç bileği bükülmeyen yer, Tunç eli, HİLAL’in Oğulları demektir.

İşte Suriye, Ortodoks Ermeni’siyle, Süryani’siyle, Alevi’siyle, Şii’siyle, Sünni’siyle, bütün Bereketli Hilal’in oğulları orada birlikte direniyor!

Daha bitmedi. Tunceli’ni “Eli Tunç” yapan Pülümürlü Zeynep Sultan’ı bilmiyorlar. Kamer Genç de bilmiyor. Diyap Ağa onun kolundan geliyor, bunu biliyor olmalıydı ki, “Biz Türküz” demişti.

Tarihi düşmanlarımız bunu çok iyi biliyorlar. Hızır Dede mekânı, Çat Gölü’nden Harput’a yer altından giden yolun tarihte ne anlama geldiğini bizden önce biliyorlar. Her geldiklerinde burada bize yenildiklerini ise hiç unutmuyorlar. Onun için M.Ö. 400’de, Anabasis kitabında anlattıkları, Üsküdar valisi Kioslu (Oğuzlu) Kyrus’u ağabeyi Akmenid Oğuzlu Beyi Büyük Kuruş’un üzerine saldıklarında, Fırat kenarında kardeşini yenerek 10 bin Yunan yağmacı askerini salıveren Büyük Kuruş’u anlatmazlar, Yunan ordusunun tam yenik düştüğü yeri ise hiçbir kaynakta telaffuz etmezler. Bedro Kayalığı, Kuruş Bostanları, adını hangi Oğuzlu beyinden alır, bunları yazdırmazlar. Sadece Dersim katliamı derler, Dersim İsyanı demezler, bunu dillerine dolamışlardır, onun da altında İngiliz-Fransız parmağı olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı?

Anlaşılıyor ki, İngiliz misyonerleri buradan kovmayı başarmışız, fakat ne acıdır, onların ektiği ayrık otları şimdi yeşeriyor.

Meraklısına birkaç Zazaca sözcük ve kavram açacağım:

ZAZA; Oğuzlu Beyi Kuruş’un ve Azize Leyla Zeynep’in kolundan gelenler. İslamiyet’in doğuşunda, Zaddayi, Şeddayiler denilen bu kol, Yahudi kökenli Ermeni Hanedanı Bagradi / Pakratunilere karşı Hz. Ali gibi savaşan “Aziz ordular” anlamındadır. Hitit / İsis kavramıyla örtüşür. Tarih boyunca sembollerinde Hilal (Tur-si) ve Şems (Güneş) vardır.

Ahretlik kavramı; Rize’de yaşlı kadınlar arasında yaygındır.

Îvrayîm: İbrahim

came: cami

cüab / cuap: cevap

niwazîl: hastalık (nuzul)

se‘at: saat, zaman

tinya: biricik, tek olmak (timya)

khêr: iyilik, hayır (olsun heyirune)

za’îf: zavallı, değer olarak altta olma

Düşmanlarımız da biliyor bu oyun er geç bozulur. Onun için saklı gizli oynuyorlar.

Başbakanın açacağı paketlerden bize hayırlı hiç bir şey çıkmayacağını herkes bilsin. Kılıçdaroğlu da bilsin. Çünkü o paketler yine dışarıda hazırlanmaktadır.

Tarihe bakarak konuşuyorum; Tunceli halkını “siz başkasınız” tuzağına çekerek yalnızlaştırmanın peşindedirler. Büyük Kürdistan projesine onları katmanın yolu, onları Türk halkından ve İslam’dan kopartmaktan geçer. Bunu kotarıyorlar. Önce bıktırıp, sonra ayrılık istesinler ki, o zaman “tek çözüm bombalamaktır” diye gelecekler. Bizi bize kırdırtmak!

Şimdi “Dersim sorunu” yaratma aşamasındalar.

Birileri bana “Alevi deme bak Atatürk olsaydı sizi bombalardı” diye mesaj gönderirse hiç şaşırmayacağım, böyleleriyle Ankara Metrosunda sıkça karşılaşmaya başladık.

İşleri zor elbette, çünkü koskoca bir Oğuzlu Türk tarihi var karşılarında!

Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 27 Eylül 2013
http://www.mahiye.net
mahiye@gmail.com

Resim
http://www.milliiradebildirisi.org
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x