Osman Pamukoğlu: Kürt Açılımı Batı'nın Dayatmasıdır!

Genel & Güncel Konular

Osman Pamukoğlu: Kürt Açılımı Batı'nın Dayatmasıdır!

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eki 08, 2009 10:53

Kürt Açılımı Batı'nın Dayatmasıdır!

Osman Pamukoğlu bu güne kadar hiçbir yerde anlatmadıklarını sadece VARAN HABER'e anlattı.

Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu birçok ulusal kanala çıktı, birçok gazeteye demeç verdi; ancak, hiçbir yerde anlatmadıklarını sadece Varan Haber Genel Yayın Yönetmeni Yusuf GÜLER’e anlattı.

Kimsenin gitmek istemediği bir dönemde, devlet görevlilerinin; ancak sürgünle gittiği yere siz gönüllü komutan olarak gittiniz ve efsane olarak döndünüz. Şu an ise Hak ve Eşitlik Partisini kurarak siyasete girdiniz. Siyasette de efsane olacağınızı düşünüyor musunuz?

Biz orada ne yaptıksa bu milletin çocuklarıyla birlikte yaptık. Siyasetteki efsanelik ise halkın takdirine bağlıdır. Bunu ilk genel seçimlerde hep beraber görüp yaşayacağız.

Türkiye’nin en büyük sorunu kuşkusuz; terördür. 25 yıldır devam eden terör sorunu neden çözülemiyor, bu süreçte vatandaşa düşen görev nedir, halk ne yapmalı?

Halk sadece bu konuda değil, her konuda pasif kalıyor. Bizde halk gerçek anlamda siyasetle uğraşmıyor. 4 - 5 senede bir sandığa gidip, sonra da sırtını dönüyor, hepsi bu. Halk bizzat siyasetin içinde bulunmak ve sorgulamak zorundadır. Kaçarak özgür olunmaz!

İnsanlarımız Hakkını Arayarak Hesap Sormuyor

İnsanlarımız demokrat ve özgür olamadıkları için ne hak arıyorlar ne de hesap soruyorlar. Bir insanın demokrat olabilmesi için önce özgür ve bağımsız olması gerekir.

Maalesef halkımız fakir, yoksul ve eğitimi düşük, eğitim verdiğimizi iddia ettiklerimizin bir çoğu da o diplomanın karşılığı olarak zihinsel ve ruhsal gelişmişliğini tamamlamamış.

Halk hesap sorar hakkını ararsa ne dağlarda eşkıya ne şehirlerde çete kalır. Halk bunu yapamıyor, bunu yaptıracağız.

Hukuk Güç Haline Gelecek

Türkiye’de hukuk güç haline gelecek. Güç hukuk haline gelmeyecek! Bu ülke ne demokrat oldu, ne sosyal oldu ne de gerçek bir cumhuriyet oldu. Biz olmayan şeylerden müteşekkil bir cumhuriyetiz. Şifahi bir toplum olduk oysa hayat laf değildir; hayat karardır, eylemdir. Bunun için gerçek demokratlığın gelmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması lazım. Hak ve eşitlik bu ülkede hiç olmadı. Bunu gerçekleştireceğiz.

Tam bağımsız bir hukuk sistemi olmalı, mahkemeler bağımsız olacak, adalet bakanı ve müsteşar, hakim ve savcılar yüksek kurulundan çıkacak. Adaletin içinden tüm siyasi unsurları ayıklayacağız.

Kentlerde üç şey dikkat çekecek; Okullar, adliye binaları ve ibadet yerleri herkes bunu fark edecek.

Geçmişte, asker kökenli bir siyasetçi olan Alparslan Türkeş terörü bir yılda bitireceğini söylemişti. Şimdi ise siz 365 günde terörü bitireceğinizi söylüyorsunuz. Terör gerçekten bir yılda biter mi? Biterse son 25 yıldır Türkiye’yi yönetenler neden bunu başaramadı?

Dağları 365 günde çözerim demem benim o dağlarda 778 gün yaşamamdan kaynaklanıyor. Ben bizzat yaşadım ve yaptım. Bizim topraklarda ve Irak’taki kamplarda yaşayanların hepsinin yerleri noktasal olarak belli. Bunların hepsi bilinen şeylerdir. Çünkü o yerler, değişmez coğrafi özelliklere sahiptir. Coğrafi olarak da dağdaki eşkıyaya hem idari hem taktik kolaylık sağlayan yerlerdir. Mekanları belli olduğu için bunda yadırganacak bir şey yok. Daha önceden yaptığım şeyi yeniden yapacağız.

Avrupalı ve Amerikalı müttefiklerimiz teröre destek veriyor

25 yıl boyunca neden olmadığına gelince: Bu işler önce siyasi irade ister. Siyasi iradenin hem içte hem dışta olması lazım. Eşkıyanın hem siyasi, hem lojistik desteği var. Bu desteği verenler de bizim Avrupalı ve Amerikalı müttefiklerimizdir. Öncelikle bu siyasi ve lojistik desteğin ortadan kaldırılması gerekir. İçeriye gelince; içerisi çok pratik; dağlar temizlendiğinde mezra, köy, ilçe ve şehirlerdeki uzantıları, yardım ve yatakçıları, milisleri hepsi yok olup gidecekler.

Sizin burada net bir tavrınız mı olacak. Belirttiğiniz destekçilere karşı şunu mu söyleyeceksiniz; ya dürüst olacaksınız, gerçekten bizim tehlike olarak gördüğümüz terörü siz de kabul ederek ona verdiğiniz desteği keseceksiniz ya da tarafınızı belli ederek terörden yana olacaksınız bunu mu ifade etmek istiyorsunuz?

Evet, bunu tam onların anlayacağı dilden ifade edeceğiz. Terörün Avrupa’daki uzantılarının büyük elçileri Ankara’da, onları da çağırıp onlarla da konuşacağız.

Avrupa Birliği İle İlişkiler Dondurulacak

Bizi öyle kapılarda kimse oyalayamaz. Avrupa Birliği ile ilişkiler dondurulacak! Biz kimseden siyasi direktif almayız, kimse bize siyaset dayatamaz. Pazar konuşulacaksa konuşulur, finans konuşulacaksa konuşulur. Kapılarda oyalanacak zamanımız yok, bizi kimse oyalayamaz.

Partimizin sloganında olduğu gibi, onurlu millet; başı dik devlet olarak; bu topraklarda yaşayacağız. Bunun sağlanması için gereken her şey yapılacak ve halkımız da bunu görecek.

Kürt şovenist ibaresini yüksek sesle dile getirmeye çalışıyorsunuz . Bu ifadeyle kimleri kast ediyorsunuz?

Kürt şovenist derken; radikal Kürt milliyetçileri ve bizim topraklarımızda barınıp batının da desteğini alarak Kürdistan devleti kurma hayalinde olanları kastediyorum. Bütün maraz çıkaranlar ve işi çıkmaza sürükleyenler de bu adamlardır. Bunların gerçek anlamda Kürt vatandaşlarımıza rahatlık, huzur ya da sosyal ve ekonomik imkân, sağlama gibi bir derdi yok. “Onların derdi: Batının uzantıları olmalarıdır. Kürt açılımı, Ermeni açılımı bunlar aynı amaca hizmet eden şeylerdir. Üstelik hükümeti de kendi amaçlarına göre kullanıyorlar.”

Ahmet Türk’ün PKK’lılar affedilsin ve onlara iş imkânı sağlansın, şeklinde bir önerisi oldu. İş imkânı PKK’lılara mı sağlanmalı; yoksa canı pahasına vatanını savunan ancak şu anda işsiz gezen gençlere mi sağlanmalı?

Hem affedilecek, hem iş verilecek başka ne istiyorlar? Öyle olmaz, af maf yok! Onlar önce; tüfeğini, havanını, roketini toplayarak tüm insan gücü ve mühimmatı ile Türk adaletine teslim olacak ve Türk halkının önünde hesap vereceklerdir. Ben şunu söylüyorum; bu ve benzeri şeyler bitmez, parmağının ucunu verirsen omza kadar gidersin. Daha da ötesi, haddini aşıp Kürdistanı kurduk diyenler var. Boş konuşuyorlar, Kürt açılımı adı altında körebe oynayıp, bıçakla çorba içmeye kalkıyor. Kürt açılımı, demokratik açılım, milli birlik projesi. Bu siyasi taleplerin hepsi eşkıyanın talepleridir. O zaman niye 25 yıl mücadele ettiniz? Bu kadar çocuk canını kaybetti, bölge alt üst oldu. Bunlar konuşmaya değer şey değil, sonunda da hiçbir şey olmayacak avuçlarını yalarlar.

Ekonomiyi canlandırmak ve işsizliği önlemek için ne gibi projeleriniz var?

Biz iki sahada at koşturacağız: Tarım - Hayvancılık ve sanayi. Ne tarım sanayinin, ne de sanayi tarımın önünde olacak. İkisini beraber götüreceğiz.

Gençlere Öncelik Verilecek

Dünyada insan dahil tüm canlıların üç şeye ihtiyacı var. Beslenme, barınma ve huzur. Huzur derken, mafyalar eşkıya ve çeteleri kast ediyorum, onlara ne yapacağımız belli.

Diğer taraftan bir insanın değişmez varlığı topraktır. Türkiye’de işlenmemiş toprak arazisi kalmayacak. Devletin kontrolündeki; milli savunma, maliye ve milli arazi denilen bütün arazileri 20 yıl vade ve en düşük kredilerle halka dağıtacağız. Mazottan vergi alınmayacak, tohum ve gübreyi yüzde 50 sübvanse edeceğiz. Ayrıca tarım bankası kuracağız şehirlerin çevresindeki bütün şişkinlikleri araziye çevirerek üreten bir toplum oluşturacağız. Bu konuda gençlere öncelik verilecek. Belki onlardan hiç para da almayacak ve her yıl ürettikleri mahsulün yüzde 15 ini işledikleri toprağın karşılığı olarak hazineye devretmelerini istenecek. Tarım alanlarında, bizim ürettiklerimiz kalite ve fiyat olarak bütün dünyadaki ürünlerle yarışır hale gelecek. Ayrıca bizim halkımızın ürettiği ürünlerin benzerleri ülkemize sokulmayacak.

Hükümetin toprak reformuyla ilgili neler düşünüyorsunuz, bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Toprak reformu 1960’tan beri Türkiye’nin gündeminde, toprak reformunu biz yapacağız. Onunla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.

Bunun yanında mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunu, hem asker olarak hem de siyasetçi olarak nasıl yorumluyorsunuz? Mayınlı araziler 49 yıllığına yabancı ülkelere verilmek istendi; ancak olmadı. Hükümetin çalışmaları devam ediyor, bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz, mayınlı araziler nasıl temizlenmeli?

1950’li yıllarda o mayınları Türk ordusu nasıl döşediyse, şimdi de aynı şekilde kaldırır. Bu ordunun işidir. Bunu yabancı şirketlere yaptırmak akıl almaz bir durumdur.

Askerlik Süresi İndirilecek

Ayrıca biz, başa geldiğimizde askerlik süresini indireceğiz. Halk fakirlikle uğraşırken 700 bin asker olmaz. Seferberlik ve savaş sırasında 6-7 milyon kişiyi nasıl silah altına alacağımızı herkes görecek. Artık İkinci Dünya Harbi’nden kalma ordu şekilleri, teşkilatlanmalar yok. Savaş sistemleri yok.

Patriot Füzelerine Türkiye’nin İhtiyacı Yok

Patriotlar alınacak diye bir haber çıktı. oraya buraya para vermenin alemi yok. Türkiye’nin o silahlara ihtiyacı da yok. Bize kimse füze atamaz. İran bir yerlere füze atacaksa, önce orta doğudaki Amerikan üslerine atar, İsrail’e atar, Lübnan’a atar. En son atacağı yer Türkiye’dir. Şayet Türkiye’ye atmaya kalkarsa bizim ne yapacağımız çok açıktır. Kaldı ki böyle bir şey mümkün değil.

Milletin Anası Ağlıyor

Şunu anlatmaya çalışıyorum parayı oraya buraya çarçur etmenin alemi yok. Milletin anası ağlıyor. Amerika çok sevdalıysa bedava versin. Ama parçalarını da versin. Çünkü esas para parçalarına gidiyor. Benzer masallar 1950’den beri sürüyor. Artık kimsenin masal dinleyecek hali yok.

Önceliğimiz İşsizlik

Burada net olarak söylemek istediğiniz; şu anda Türkiye’nin Patriot füzesine ihtiyacı olmadığı, halkımızın asıl önceliğinin işsizlik olduğu ve dolayısı ile Patriot füzelerine ayrılacak bütçenin işsizlikle ilgili alanlara ayrılması gerektiği midir?

Evet, ayrıca Türkiye’ye dışarıdan yatırım gelecek ise şunu taahhüt edecekler; 6 ayda, 1 yılda ne kadar Türk insanı istihdam edilecek. Öyle yağma ile iş yok.

Biz taahhüt ediyoruz. Hükümet olduğumuzda yaşı başı ağarmış bir tek insanımız sokakta hamallık yapmayacak.

YÖK ve RTÜK Kaldırılacak

YÖK denilen 12 Eylül’den kalma işe yaramaz kurum ve RTÜK kalkacak. Bunların her biri, kendi kurumları içinde doğal bir kontrol ve denetim mekanizmasına sokulacak.

İdamı Geri Getireceğiz

Ve bizim partimiz idamı geri getirecek. Siyasi anarşi, siyasal terör örgütü oluşturanlar, liderlik yapanlar ve yönetim kadrosunda olanlar idam cezasıyla yargılanacak. Geçen haftalarda Avrupa Birliği de idamı geri getirmek için toplandı. Geç de olsa bunları yapacağız.

Türkiye’de nüfus dengeleri üzerinde bir oyun mu var? Geçim sıkıntısı nedeniyle batıda ikiden fazla çocuk yapılmazken doğu da çocuk sayısı 20’yi buluyor. Fazla çocuk yaptıkları için ayda 1500 TL civarında devletten yardım alan aileler var. Burada bir adaletsizlik yok mu, varsa bunu önlemeyi düşünüyorsunuz?

Bu konu, sosyal, kültürel ve ekonomik bir konudur. Onlara iş sağlanacak; öyle bedavadan çocuk doğurup para kazanmak olmaz. Bir şeyler üretecekler ve çalışacaklar. Doğuya gönderilen her memur oralarda 10 - 15 yıl istihdam edilecek. Dönüşlerinde de onlara birer daire verilecek. Öğretmen olsun, doktor olsun, mühendis olsun hizmette devamlılık olacak. Doğuya giden çalışanımızın gözü, batıya geri dönmekte olmayacak.

Bürokrasi Kaldırılacak

Bizim parti baştan aşağı reformdur. Bütün külüstür sistemleri, aksayan mekanizmaların hepsini değiştireceğiz. Lüzumsuz olan bütün bürokratik zincirler kırılacak ve bir bürokratın kapısında 4 - 5 tane arabayı kimse göremeyecek.

Devletin Parasıyla, Köpeksiz Köyde Çomaksız Oynanmayacak

Kamu maliyesi kontrol altına alınacak. Yerel yönetim maliyesi de sıkı bir denetim altında tutulacak. Hiç kimse hazine paralarıyla köpeksiz köyde çomaksız oynayamayacak. Tüm harcamalar insana yönelik olacak; eğitime, sağlığa ve barınmaya yatırım yapılacak.

Zırhlı arabalar al, uçak al böyle saçmalık olmaz. Her şey vatandaşa yönelik olacak. Kaybolan orta sınıfın ekonomik gücünü arttıracağız. Bunun için ne gerekiyorsa, vergi, kredi hepsini ele alacağız. Ekonomi partimizin esas çalışma alanı olacak.

Son günlerde elektriğe sürekli zam geliyor. Ayrıca batıda kaçak kullanılan elektrik oranı %5 iken doğuda % 70 civarında. Doğuda kullanılan elektriğin faturasını batıdakiler mi ödüyor, bölgeler arasındaki bu farklılığın önüne nasıl geçmeyi düşünüyorsunuz?

Bunun için önce güneydoğuda fabrikalar kurulacak, sanayisi güçlendirilecek ve istihdam sahaları yaratılacak. Orada yaşayan vatandaşlarımız kaçakçılığın her türünden arındırılacak, buna ihtiyaç duymayacak. Yaylalar ise hayvanlarla doldurulacak. Geçim sıkıntısı ve işsizlik ortadan kalktıktan sonra da Türkiye’nin batısında yaşayan vatandaşlarımız faturalarını nasıl ödüyorsa, o bölgede yaşayan vatandaşlarımız da öyle ödeyecek. Ayrı gayrı olmaz, yanlış var. O bölgede bir sosyalizasyon olacak, para kazanacaklar. Sonra da 778 bin metre karedeki insanlar nasıl ödüyorsa onlarda öyle ödeyecek.

Osmanlı’nın son döneminde Ermeni ve Kürt sorunu vardı. Bu gün bakıldığında aynı sorun Türkiye Cumhuriyeti’nde de devam ediyor. Buradaki esas problem nedir, nasıl çözülmelidir?

Sorun, Sevr’in Lozan ile bozulmasından kaynaklanıyor. Yaranın üzerindeki kabukları kaldırıyorlar. Silahla dağlara çıkarak, lobiler yaparak, parlamentolardan kararlar çıkararak bu iş olmaz. Tabiî ki Türkiye Cumhuriyeti de buna karşılık verecektir. Siyasi baskı yaparak, silahla kimse bize bir şey kabul ettiremez.

Burası sıkıntılı bir coğrafyadır. Anadolu sürekli sel altındadır. 80 - 90 yıl öncesinden gelen meseleler var. Ama bu ülkenin bir karışına bile kimse niyetlenmesin. Kimseye vermeyiz. Biz bunu bilir bunu sağlarız. Huzursuzluk çıkaranların, bunu iyi hesaplaması gerekir.

Ermeni Meselesi Batının Dayatması

Ermenistan ile olan son dönem ilişkilerimizi nasıl değerlendiriyorsunuz, 1915 sorunu, sözde soykırım iddiası, kesin olarak çözülmeden ve Karabağ işgali sona ermeden, sınır kapısı açılmalı mı?

Ermeni meselesi sınırlar sorunu içinde batının bir dayatmasıdır. Karabağ işgali sona ermeden çözülmeden yapılacak her şey Azerbaycanlı soydaşlarımızı kızdıracak ve içerde de huzursuzluk yaratacaktır. Karabağ işi kökünden halledilmeden, hem Türkiye’de, hem de Azerbaycan’da siyasi ve sosyal sorunlar ortaya çıkaracaktır.

Amerika’dan muhalefeti dinlemeyin gereğini yapın talimatı veriliyor, talimatı alanlar da elinden geleni yapıyor. Bu iş lobilerle, dayatmalarla olmaz.

Bu ülkede her şey gayrı milli, milletin canını sıkan da bu. Ekonomi, siyaset hepsi gayrı milli.

Biz geleceğiz, Hak ve Eşitliği sağlayarak her kurumu, her yeri milli bir yapıya kavuşturacağız.


VARAN HABER
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x