
Osmanlı açılımı iştahlarını kabarttı!
Eskiye özlem duyan AKP’nin dış politikası, Ermeni ve Rumları talep yarışına soktu.
Heybeliada’yı açın, ekümenikliği tanıyın
FENER Rum papazı Bartholomeos, AKP’nin ‘sıfır sorun’ sloganlı teslimiyetçi dış politikasında yeni bir gedik açmak için ‘Washington temasları’ çerçevesinde Beyaz Saray’da ABD Başkanı Obama’yla görüştü. Ana gündem, Heybeliada Ruhban Okulu ve Barto’nun ekümeniklik iddiasıydı. Obama da Barto’ya arka çıktı. Beyaz Saray, “Başkan Obama, küresel konuma sahip bir lider olan ‘Ekümenik’ Patrik’in misyonuna ve İstanbul’daki Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasına olan desteğimizi pekiştirdi” ifadesini kullandı.
Sınırı açmak yetmez toprak-tazminat verin
CUMHURBAŞKANI Gül’ün başlattığı top diplomasisinin ardından AKP’nin hız verdiği ‘Ermeni açılımı’nda iş, Türkiye’den toprak talebine kadar vardı! Ermenistan’ın Bern Büyükelçisi Charles Aznavour, Batı Ermenistan olarak nitelediği Erzurum, Erzincan, Bitlis, Van ve Muş’u istedi.Aznavour, “1924’te doğduğum zaman Stalin ve Wilson, Ermenistan’a topraklarının iadesine söz verdi. Daha fazla bekleyemem!” derken, diasporanın etkili isimlerinden 1. Aram da kinini kustu: Tazminat konusunu gündeme getirmenin tam zamanı!
Ermeni Aznavour çılgın gibi bağırıyor
Ermenistan’ın İsviçre Büyükelçisi, eski şarkıcı Charles Aznavour, Sevr’e göre ‘Batı Ermenistan’ olarak nitelediği Erzurum, Erzincan, Bitlis, Van ve Muş’u istedi: 85 yaşındayım, daha fazla bekleyemem!
Papandreu da Ege ve adaları isteyecek
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan bir ‘açılım’da Yunanistan’la başlattı ve ‘komşu ülkelerle sıfır problem’ anlayışı kapsamında Yunanistan Başbakanı Papandreu’ya yeni işbirliği imkanlarına yönelik öneriler içeren bir mektup gönderdi. Papandreu’nun bu hamleye karşılık verip Ege ve diğer istekleri dayatmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Ya soykırımı kabul et ya adaylığı unut!
FRANSA’da 2008’de yapılan yerel seçimde aday olan Baskın Oran’ın kızı Sırma Oran Martz’a, “Ya soykırımı kabul et ya da adaylıktan çekil” baskısı yapıldı. Sosyalist ve Yeşillerin aday gösterdiği, ancak Ermeni iddialarını tanımadığı için çekilmeye zorlanan Sırma Oran Martz’ın açtığı dava, 5 Ocak 2010’da karara bağlanacak.
Türkiye 2 hamlede 2 gol yedi!
Demokratik açılımdan teröriste özgürlük çıktı
AKP’nin ‘açılım’ dediği her hamle Türkiye’nin başına yeni dertler açıyor. Demokratikleşme açılımı diye sunulmak istenen Kürt açılımında gelinen nokta, dağdaki teröristin elini kolunu sallaya sallaya gelip şov yapması oldu. Şehit aileleri bir kez daha acılara boğuldu. Bu işten kimin kazançlı çıktığı herkesin malumu!
‘Yes be annem’ turları Rum’u AB üyesi yaptı
AKP’nin KKTC’de Annan Planı’nın kabul edilmesi çabaları, ne Türkiye’ye ne de KKTC’ye fayda sağladı. Şimdiki Cumhurbaşkanı M. Ali Talat’ı iktidara gelip plana ’Yes be annem’demesi için destekleyen AKP’nin bu girişimleri sonunda Türk tarafı hiçbir şey kazanamadı. Bu işten tek karlı çıkan AB üyeliği kapan Rumlar oldu.
Ermeniler toprak istedi
Bern Büyükelçisi Aznavour, Batı Ermenistan toprağı olduğunu iddia ettiği Erzurum, Erzincan, Bitlis, Van ve Muş gibi illerin iadesini istedi. Aznavour, “Stalin ve Wilson topraklar için Ermenistan’a söz vermişlerdi” dedi.
AKP’nin açılımı meyvelerini verirken, Ermeniler de asıl amaçlarını dile getirmeye başladı. Türk düşmanları olarak bilinenlerden Fransız şarkıcı Aznavour ’toprak’, Lübnanlı papaz 1. Aram da “Tazminat istensin” dedi. Halen Ermenistan’ın Bern Büyükelçisi olarak görev yapan Ermeni kökenli ünlü Fransız şarkıcısı Charles Aznavour, Batı Ermenistan topraklarının iadesini istedi.
Stalin söz vermiş, Wilson çizmiş
Aznavour, “1924’te doğduğum zaman, Ermenistan’a topraklarının iadesine söz verdiler. Şimdi 85 yaşındayım ve daha fazla bekleyemem” şeklinde konuştu. Charles Aznavour, İtalya’nın RAI 3 televizyon kanalı ile yaptığı söyleşide Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesini olumlu karşıladığını belirtirken, “Hayatımın son yıllarında sınırların açıldığını görmek hoş olurdu” dedi. Ermenistan basınına göre; söyleşi sırasında, sözde Batı Ermenistan topraklarının iadesini de isteyen Aznavour, “1924’te doğduğum zaman, Ermenistan’a topraklarının iadesine söz verdiler. Şimdi 85 yaşındayım ve daha fazla bekleyemem” şeklinde konuştu. Charles Aznavour, Stalin’in, 1924’de Ermenistan’a Erzurum, Erzincan, Bitlis, Van ve Muş gibi illerin iadesine söz verdiğini, 1920’de dönemin ABD Başkanı Wilson tarafından sınırları çizilen Ermenistan’ın da, Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis’i kapsadığını da söyledi.
Tazminat da gündeme gelsin
Yine Ermeni diasporasının önde gelen dini liderlerinden, Lübnan’ın Antiliyas şehrinde oturan Kilikya Başpapazı 1. Aram ise, “Ermeni milletinin tazminat konusunu gündeme getirmesi zamanı geldi” dedi. Ermeni din adamı, soykırımın tanınmasına yönelik çalışmaların da sürdürülmesi gerektiğini bildirdi. PanArmenian’ın haberine göre, 1. Aram, bu sözleri, Lübnan’da düzenlenen “Adana’daki Ermeni katliamlarının 100. yıl dönümü” adlı etkinlikte sarfetti. 1. Aram’ın himayesinde düzenlenen etkinlik kapsamında, “katliamların sonuçları” na ilişkin bir konferans düzenlendi.
Baskın Oran’ın kızına ‘soykırım’ baskısı
Fransa’nın Lyon kenti Villeurbanne kasabasında Sosyalist ve Yeşillerin meclis üyeliği için aday gösterdiği, ancak 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını tanımadığı için adaylıktan çekilmeye zorlanan Baskın Oran’ın kızı Sırma Oran Martz’ın açtığı dava, Lyon mahkemesinde görüldü. Tarafların görüşlerini dinleyen mahkeme, kararını 5 Ocak 2010 tarihinde verecek. Sırma Oran Martz, Ermeni iddialarını kabul etmediği için adaylığının engellenmesini sağlayan Villeurbanne’ın Sosyalist Belediye Başkanı Jean Paul Bret hakkında “ayırımcılık” suçlamasıyla dava açmıştı. Oran Martz, yaptığı açıklamada, “Tek isteğim Fransız adaletinin bana yapılan siyasi ayrımcılığı tanıması.” Oran Martz, “Fransa’daki demokrat Ermeniler, Taşnak Partisine üye Ermenilerin, tüm Ermenileri temsil etmediğini artık anlamalı” diye konuştu. 2008 yılında düzenlenen yerel seçimlerden önce kendisine yapılan uygulamayı Fransız Ayırımcılık ve Eşitsizlikle Mücadele Kuruluşuna (HALDE) başvurarak protesto eden Martz, “Türk kökenlilere yaşama, düşünme, bir yerlere gelme hakkı tanınmıyor. Bizden uyum sağlamamızı isterken, bizleri uyumsuzluğa itiyorlar” diyerek tepkisini dile getirmişti.
‘Yes be annem turları Rum’u AB üyesi yaptı
AKP’nin KKTC’de Annan Planı’nın kabul edilmesi çabaları, ne Türkiye’ye ne de KKTC’ye fayda sağladı. Şimdiki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı iktidara gelip plana ’Yes be annem’demesi için destekleyen AKP’nin bu girişimleri sonunda Türk tarafı hiçbir şey kazanamadı. Bu işten tek karlı çıkan AB üyeliğini kazanan Rumlar oldu. Kıbrıs’ta 2004’te yapılan referandum öncesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sokaklara dökülen dönemin Başbakanı Talat yandaşı binlerce kişi, Annan Planı’na sandıkta ’evet’ denmesini istemişti. ’Yes be annem’ pankartlarıyla düzenlenen yürüyüşlerde KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve ekibi sık sık protesto edilmişti. Bunun sonunda Türkler’in ’evet’ demesi sonucunda plana ’hayır’ diyen Rumlar kazançlı çıktı. Son zamanlarda Rumlar’ın sürekli olarak birşeyler istemesi Talat’ı da çileden çıkarmıştı. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Rumların ardı arkası kesilmeyen istekleri karşısında isyan etmiş ve Rum yönetimine rest çekmişti.
PKK’lılar elini kolunu sallayarak ülkeye girdi
AKP’nin sözde Kürt açılımı çerçevesinde teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın talimatıyla Kuzey Irak’ın Kandil ve Mahmur kampından gelen 34 PKK’lı, Habur sınır kapısında teslim olmuşlardı. PKK’lılar, Habur sınır kapısında Diyarbakır’dan gelen özel yetkili savcılar tarafından ifadeleri alındıktan sonra acele kurulan çadır mahkemesinde serbest bırakılmışlardı. PKK’lıları savunmak için Diyarbakır, Mardin, Van ve Şırnak barolarına kayıtlı 45 avukat, otobüsle Habur gümrük sahasına gelmişti. DTP’liler serbest bırakılan bu PKK’lıları bir zafer havasında konvoylarla, tetör örgütünün sloganları altında Diyarbakır’a götürmüştü. Bu durum vatandaşların büyük tepkisini çekmişti. Şehit aileleri ile gaziler ülkenin her yerinde gösteriler düzenleyerek bu yaşananları protesto etmişti.
Papaz da Heybeliada’yı...
Washington’da temaslarda bulunan Fener Rum papazı Bartholomeos, Beyaz Saray’da Başkan Obama’yla görüştü. Görüşmenin ana konusu ise Heybeliada ruhban okulunun yeniden açılmasıydı. Bartholomeos’un, Obama’yla görüşmesi sonrası Beyaz Saray yetkililerince yapılan açıklamada, “Başkan Obama, İstanbul’daki Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasına olan desteğimizi pekiştirdi” denildi.
Obama’dan ‘ekümenik’ vurgusu
Beyaz Saray’ın açıklamasında, “Başkan Obama, küresel konuma sahip bir lider olan ’Ekümenik’ Patrik’in misyonuna ve İstanbul’daki Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasına olan desteğimizi pekiştirdi” ifadesi kullanıldı. Obama’nın, Fener Rum papazı Bartholomeos’u Beyaz Saray’da samimi bir şekilde karşıladığı belirtilen açıklamada, görüşmede Başkan Obama’nın, ülkesinin küresel iklim değişikliğiyle mücadeleye olan bağlılığını yinelediği, ayrıca Patrik Bartholomeos’a, küresel bağlamda inançlar arası diyalog konusundaki çalışmalarından ötürü takdirlerini ilettiği kaydedildi.
Bartholomeos’un ABD Başkanı Barrack Obama’yla görüşmesinde ana konu ruhban okulunun yeniden açılmasıydı. Fener Rum papazının görüşmeden çok mutlu olarak ayrıldığı dikkat çekti.
Erdoğan’dan Yunanistan açılımı!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “komşu ülkelerle sıfır problem” anlayışının Türk dış politikasının öncelikleri arasında olduğunu belirterek Yunanistan’da işbaşına gelen yeni hükümet döneminde, yaklaşık 10 yıldır süren ikili işbirliği ve diyalog sürecine yeni bir ivme kazandırılabileceği umudunu dile getirdi.
İlişkileri tüm alanlarda geliştirelim
Başbakan Erdoğan, Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’ya bir mektup gönderdi. 30 Ekim tarihinde gönderilen mektupta, Türkiye’nin Yunanistan’la ilişkilerinin tüm alanlarda geliştirilmesi konusunda Türk Hükümetinin gerekli iradeye sahip bulunduğu ve mevcut tüm sorunları ele almaya hazır olduğu ifade edildi. Erdoğan, bu çerçevede iki ülke arasında yeni işbirliği imkânları yaratılmasına yönelik bir dizi öneri iletti.
Komşu ülkelerle sıfır problem
Erdoğan, mektupta Türkiye’nin Yunanistan ile ilişkilerinin geliştirilmesine önem atfettiğini belirterek, “komşu ülkelerle sıfır problem” anlayışının Türk dış politikasının öncelikleri arasında olduğunu vurguladı. Yunanistan ile karşılıklı saygı ve anlayış temelinde geliştirmeye çaba gösterilen ilişkilerin bölgesel barış ve istikrara da olumlu etkileri olacağını belirten Erdoğan, bu bağlamda, Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Papandreu’nun Yunanistan’daki seçimlerin hemen sonrasında, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Gayri Resmi Dışişleri Bakanları toplantısı nedeniyle Türkiye’ye yapmış olduğu ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirtti. (ANKA)
ABD’de Türkiye aleyhine dava
KKTC’de mülklere ilişkin olarak Amerika’da Türkiye aleyhinde 400 milyar dolarlık dava açıldı. Class Action isimli Amerikalı bir grup, KKTC’de mülkleri bulunanların mülklerini kullanmak istedikleri iddiasıyla ilgili olarak Türkiye’ye 400 milyar dolarlık hukuk davası açtığını duyurdu. Konuyla ilgili olarak Washington’da yayımlanan bir basın bildirisinde, “19 Ekim 2009 Pazartesi günü, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine, Kıbrıs’ın kuzeyindeki mülklerini kullanma hakkından yoksun olan binlerce mülk sahibiyle ilgili Class Action tarafından bir dava dosyalanmıştır” denildi.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haber ... ?hit=25802