Özelleştirilmiş militarizme geçiş

Küresel ideolojinin Türkiye'ye tarif ettiği 'sivilleşme' yolunda dev adımlar atılıyor. Paralı askeri birlikler uygulamasıyla sivil ve özelleştirilmiş militarizme geçiş süreci başlatıldı. Neoliberal devlet yapılanmasının son safhası olan özelleştirmiş ordu için uzun zamandır yapılan hazırlıklar tamamlandı. Öncü proje 'özel sınır birlikleri' adıyla bu değişimin prototipini verirken, ulusal güvenlik piyasası oluşturuluyor.

Şimdilik sadece 'terörle mücadele' için devreye girecek profesyonel askeri güçlerde yüksek tazminatlı, piyasa şartlarına uygun maaşlı, 'gönüllü' ve eğitim almış 5 bin kişi 5-10 yıllığına istihdam edilecek.

Epeydir uygun tarihi kollanan 'özelleştirilmiş ordunun' takvimi, son ayda yükselen şehit cenazeleri üzerine işlemeye başlatıldı. Hızla yasal düzenlemeler Meclis'e sunularak, iki hafta içinde de yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Öncelikle 'şehit cenazelerinde yükselen infiali' düşüreceği ve demokratik açılıma 'katkı' sağlayacağı bakanlar tarafından dillendirilen özel askeri birliklerin, sınır ötesi bölgeye doğru yolları görünüyor. İçeride sürdürülebilir etnik çatışmayı çözmeden var eden otoriter-güvenlik yaklaşımı, küresel sermayenin çöreklendiği bölgeye de taşeron kuvvet gönderme planları içinde.

Küresel aktörlerin K. Irak başta olmak üzere şekillenen bölüşümlerinde uzun vadede ihtiyaç duyulan militer hizmetler için gönüllü, profesyonel, ölümü infial yaratmayacak kuvvetler gerekiyor! Çünkü kapitalistlerin mülklendiği petrol yatırımları, işletmeleri, boru hatlarının güvenliği jeofinansal öneme haiz. Milli hassasiyetlerden dolayı Mehmetçiklerin küresel sermayenin bekçiliğine gönderilemeyeceği anlaşıldı.

Küresel stratejiyle yapılan ittifakların içeriği bilinmez ama piyasa mantığında şekillenen sivil militarist dönemin eşiği geçilmiş oldu. Özelleştirilmiş, esnek, bölgesel militer güç örgütlenmesi iç ve dış piyasalara can verecek.

Tabii ki içeride yükselen otoriter-milliyetçi çıkışların coşmasına karşın, bölgedeki küresel sermayenin güvenlik alt yapı hizmetini temin eden heveslilik, çok tezat gelebilir. Ama neoliberal güvenlik devleti performansı tam da buna tekabül eder ve kendini de bu çelişiklikle var eder. Artık çağın ruhu, ülke sınırları içinde ulusal bir orduyu değil, özelleştirilmiş uzman militer yapıları öne çıkartıyor. Böylece küresel güçlerin bölgedeki paylaşım etkinliklerinde kapılacak taşeron rolünün karşılığı mutlaka 'büyük' olacaktır.


Nihal KEMALOĞLU, 22 Temmuz 2010

Söylesem Tesiri Yok Sussam Gönül Razı Değil

Fuzuli

Ben de ordularımızın varlığını ve gücünü paramız ile uygun tutması kuramını onaylayanlardan değilim... Para vardır ordu yaparız, paramız bitti ordu dağılsın... Benim için de böyle bir sorun yoktur.

Para yoktur; ister olsun ister olmasın:
Ordu vardır ve olacaktır.