
Sırtlarını sermayeye, Sorosa, Washington ve Brüksele dayamışlar, atıp tutuyorlar.
Solcular hep askeri darbe istediler...
Aslında yanıtı verildi...
Oğuzhan Müftüoğlunun yanıtı şöyleydi:
Türkiyede tüm darbeler sola karşıydı.
Sosyalist solun, devrimci hareketin tarihi, faşist darbelere karşı mücadelenin de tarihidir.
Sermayeye kulluk yapanlar tarihe kara çalamaz.
Sol adına ortaya çıkanlar, serbest piyasayla sosyalizmi gerdeğe sokmak için desteksiz atışı sürdürüyorlar.
Kimileri Mahirin, Yusufun, Hüseyinin, Denizin en yakın arkadaşı oluyorlar.
Biraz kurcalayınca arkadaş olmadıkları çıkıyor ortaya.
Her neyse!
Son yıllarda sosyalist solun ve devrimci hareketin geçmişini darbecilikle suçlamak Müftüoğlunun değindiği gibi moda oldu.
Tarikatçı TVlerde boy gösteren liboş tayfa, dincilerle ve eski faşistlerle birlikte demokrasi ve özgürlük üzerine ahkâm keserlerken, dönüp dolaşıp Türkiyede sosyalist sol ve devrimci gelenekten gelenler darbecidir diyorlar.
Özel üniversitelerden, gazetelerden, dinci-tarikatçı TVlerden, Soros ve AB fonlarından her ay en az 30-40 bin lirayı cebe indiren beyzadeler bu işi sözde solculuk adına yapıyorlar.
Onlara göre sermaye-emek çelişkisinden söz eden, sosyalist tavır koyan, devrimci duruşu sürdüren herkes hem darbeci hem de Ergenekoncudur.
Her şeyi onlar bilir...
Ne derlerse doğrudur!
Elbet 68 kuşağının devrimcileri, sosyalistleri, Marksist düşüncede olan, kendilerini sosyalist olarak niteleyen teğmenler, üsteğmenlerle ilişki kurmuşlardır.
78 kuşağı da girmiştir bu ilişkiye...
12 Mart ve 12 Eylül, TSK içindeki devrimci ve sosyalist subayları yargılamış, ordudan atmıştır.
***
12 Mart, 9 Martta yapılacak olan sol darbeyi bastırarak sola karşı darbe yapmıştır.
Bunu herkes biliyor!
Bu 70li yılların başıdır ve aradan neredeyse 40 yıl geçmiştir.
40 yıl önce yaşananları bugün dile getirip sosyalist solu darbeci olarak nitelendirmek kimin işine yarar?
Bizim tarikatçı-dinci ve döneklerin!
Çünkü onlar sermaye sınıfının ve ABD emperyalizminin maşasıdırlar!
12 Eylül sonrası askeri faşizme alkış tutanlar, Kenan Paşayla hesaplaşmayı bir kenara bırakıp 28 Şubatla hesaplaşmayı yeğliyorlar?
O dönemin tanıkları geçmişte, sosyalist ve devrimci düşüncede olan askerlerle ilişki kurduklarını saklamıyorlar zaten.
Ama onlar hiçbir zaman askerlerin güdümüne girmemişlerdir.
2000li yılların Türkiyesine gelince...
Sosyalist sol böyle bir ilişki içinde değildir, olamaz da.
Hiçbir sosyalist, hiçbir devrimci, askeri darbeleri savunmaz.
Ben savunanı da görmedim...
Sol adına ortalıkta dolaşanlar, öne çıkmak için geçmişte kalan olayları allayıp pullayıp gündeme getiriyorlar.
Onlar sermayenin ve ABD emperyalizminin palyaçolarıdır bana sorarsanız!
Dönektirler!
Sol gösterip sağ vururlar!
Sonra bir köşeye sinip beklerler...
Zaman kollarlar!
İşte şimdi tam sırasıdır...
Yeni sol arayışı başlatmışlardır...
Sermayenin ve ABDnin istediği bir sol...
Beyzadeler ellerinde fener, solu arıyorlar...
Bence Deniz Feneri daha fazla işlerine yarar!
Şöyle Almanyaya doğru uzanırlarsa camilerde iş yaparlar...
***
Demek tüm solcular darbeci!
Tarihle yüzleşmek istemeyenlerin, her an fırsat kollayıp antifaşist mücadeleyi unutturmak isteyenlerin yöntemidir bu!
Kimileri Marksizmi yeniden yorumlayıp parti kuracaklar... Kimileri sosyalizmi sermayeyle nikâh masasına oturtacaklar...
Bunlar ne 40 yıl önce solcuydular, ne şimdi...
Yaşamları boyunca kaç kitap okudukları bile tartışılır...
AKPyi demokrasinin ve özgürlüklerin simgesi yaptılar, oy verdiler...
Hızlarını alamadılar, ÖDPyi iğdiş ettiler... Hızlarını alamadılar, SHPyi kendilerine benzetmeye çalışıyorlar...
Ne hızlı solcudurlar onlar bir bilseniz!
Yeme de yanında yat!
Hikmet ÇETİNKAYA