
Eşkıya yandaşı TBMM’liler Mahmur’a yönlendirilmişti, işte oradan çıkan son numara..
PKK, Mahmur’daki PKK’lılaştırdığı kitlenin Güneydoğu’da özerk bir bölgeye iskanını, buranın da Birleşmiş Milletler denetimine alınmasını istedi..!
Hiç unutmayın, bunlar işte o “TBMM’ye dönsünler” diye adeta ayaklarına kapanan Apocu vekiller eliyle gerçekleştiriliyor!..
Hani şu, devlet kesesinden ayda 9,5 milyar TL maaş, 2 yılda emeklilik hakkı, emekli olunca ömür boyu ayda 6 milyar TL maaş hakkı da olan TBMM mensubu Apocu vekillerin öne düştüğü hareketten bahsediyoruz!..
İktidar “Açılım” diye sunduğu hareketinin eleştirilmesine, karşı çıkılmasına tahammül etmiyor.. Karşı çıkanları, “Kardeşliği baltalayan, krizden beslenen art niyetliler” diye suçluyor ve ilerlediği yolda ülkeye barış ve huzurun geleceğini söylüyor... İktidar bütün amacının “Tek bayrak, tek millet, tek devlet altında bir Türkiye” olduğunu söylüyor...
İktidar öncelikle kendisine oy veren Türk insanını, politikasına ikna ettiğine inanıyor.. İktidara muhalefet eden Türk insanına karşı ise, bir politik-psikolojik baskı uygulanıyor!. Kısaca, karşı çıkan muhalifler bir de ulusalcı ise “Ergenekon” kapsamında sesleri gereğince kısılıyor...!
Ama konuşan var!.. Kim konuşuyor.. Kandil talimatlı malum milletvekilleri ve belediye başkanları ile Kandil-Apo hattındaki akademisyenler, Kürtçüler, bağlantılı matbuat... Onlar her türlü eylem-saldırıda özgür!..
Başbakan’ın “Açılım” diye sunduklarına “Apo’suz olmaz” diye başlayan itirazları “Ne demek tek millet, bu devirde tek millet mi olurmuş” diye haykıran milletvekilleri, şu anda Türk siyasetinin gözdeleridir!.. İktidarın “Açılım” hareketinde en önemsediği Mahmur’daki PKK’lılaştırılmış ahaliyi Türkiye’ye taşımak. (ABD böyle istiyor). Buna, PKK engel oluyor, bu nedenle meclisteki uzantılarını Mahmur’a götürdü, o vasıta ile hükümete bir bildiri sunuldu.. PKK, Ankara’dan “kabul edilmesini” beklediği Mahmur şartlarını şöyle sıralıyor...
“1- Apo üzerindeki tecridin sona erdirilmesi ve önünün açılması, Kürt sorununun barışçıl ve siyasal demokratik çözümü için hazırladığı ‘Yol haritası’nın ilgili muhataplarına verilmesi ve tüm kamuoyuna açıklanması.. (Tecritten maksat, eşkıyabaşı hapisten salıverilsin deniyor.)
2- Askeri operasyonların durdurulması, çatışmalı ortamın son bulması..
Köy, kasaba ve şehirlerinde (Kürdistan diye nitelediği Türk toprakları.) özel harekatçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkanlara kavuşmuş ve güvenlik içinde yaşayabilmek için koruculuk sisteminin kaldırılması,
3- Irak Kürdistan bölgesinde göçmen olarak yaşayan T.C. vatandaşı Kürtler olarak, sekiz ayrı kampta konumlanmış bulunmak. Türkiye’nin Kürt bölgesinde (!) kendi öz irademizle yaşamayı ve kendi güvenliğimizi kendimizin sağlayacağı toplu bir yerleşim yerinin yapılması ve dönüşümüzün BM denetiminde olması.”
Eşkıya bir zafer kazandığı inancında.. Türkiye’yi, teslim alma şartlarına zorlayabileceği iddiasında.. Neden böyledir dersiniz?!
Behiç KILIÇ / YENİÇAĞ, 26 Aralık 2009